LAİKLİK 52

52 TANRI YANILGISI 

İnsanlardaki Tanrı anlayışını zanna dayanmaktadır…

Hayri Balta da buna şaşıp kalmaktadır…

Her insan, kendi anlayışına göre bir Tanrı yaratmış.

Bu yaratış, insanın zannından oluşmuş…

.

İnsanlar sanıyorlar ki yukarda bir yerlerde dünyayı yöneten, dilediğini zengin, dilediğini yoksul eden, her şeye gücü yeten, günah işleyenlerden hesap soran, öfkelendiği zaman binlerce insanı aynı anda yok eden bir varlık var.

Yukarılarda bir yerlerde var sanılan bu Tanrı; Peygamber gönderiyor, kitap indiriyor; insanlara doğru yolu gösteriyor…

Dahası bu varlığın gözü insanların üzerinde.

Kimin iyi,  kimin kötü iş yaptığını gözetliyor…

Asıl önemlisi de kendisine yapılan dilekleri, istekleri (duaları…) kabul etmesinde…

Bu konuda kitabında şöyle demekte:

 

“O halde O’ndan mağfiret isteyin; sonra da O’na tövbe edin. Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarını) kabul edendir. (K. Hud. 11/61)

Gelin şöyle bir dilekte, istekte bulunalım.

Biliyorsunuz Şili’de iki aydır 33 madenci yerin 700 metre altında mahsur kaldı. İki aydır onlara ulaşmak için bir insanın sığabileceği büyüklükte bulundukları yere doğru bir delik açılmakta. İki aydır çalışıyorlar, daha bir ay da çalışacaklar…

Bir ay sonra yerin 700 metre altındaki 33 madenciyi tek kişilik asansörle tek tek çıkaracaklar.

İşte burada diyorum ki: Hahamlar, İmamlar, Papazlar, bütün evliyalar, veliler, müminler, inananlar inanmayanlar,  bulunduğu yerden dilekte ve istekte  (dua) bulunsunlar.

Yerin 700 metre altındaki 33 madenci için dua etsinler.

“Ey Allah’ım; şu Musa kavmini, Firavun’un şerrinden, nasıl Nil nehrini ikiyi yarıp kurtardıysan, onların da rahatlıkla yer yüzüne çıkmasını sağla!..”

Haksız bir dilek ve istek de değil. Çok da haklı bir dilek, istek… Tam Allahlık bir olay… Hadi göstersin Allah gücünü kudretini de görelim…

Biz de Doğa yasalarından daha güçlü bir varlığın olduğunu bilelim…

Can alıcı bir örnek daha:

Bunlar zanlarına dayanarak yarattıkları Tanrı’nın Doğa yasalarından daha güçlü olduğunu sanır…

Burada şöyle bir örnek vermekte yarar vardır…

Bilindiği gibi erkekler belli bir yaşa gelince cinsel gücünü yitirir.

Zaten bunlar için de “Yaş yetmiş iş bitmiş!” denir…

Şimdi dünyadaki bütün dinli dinsiz bir araya gelsin.

Yukarıda var sandıkları varlıktan istesin:

“Tanrım şu cinsellikten düşmüş erkeğin geri ver cinsel gücünü.

Böylece seni Doğa’dan üstün görmeyenlere göster yüzünü…”

Olamaz, o gökte var sanılan ve her şeye gücünün yettiğine inanılan Allah dedikleri cinsellikten düşmüş erkeğin kılını bile kıpırdatamaz.

Doğa, kendisinden daha güçlü bir varlık tanımaz…

Kuran’ın 57/3 ayetini okuyup anlamayanlar sözlerimin doğruluğunu anlayamaz…

Ne diyor bu ayet açıklayalım.

Sizleri merakta koymayalım…

“O, ilk ve sondur. Zâhir (Görünen) ve Batındır (Görünmeyendir.). O hakkıyla her şeyi bilendir.” (K. 57/3)

O halde görünen  (zahir), görünmeyen (batın) nedir?

Kuran okuyanlar öncelikle bu ayet üstünde düşünmelidir…

Ve de ne demek istediğini bilmelidir…

Olur derseniz, hemen denemeye başlayabilirsiniz…

Bütün inananlar bir kampanya yürütsünler dilekte ve istekte bulunsunlar. Görelim bakalım ne olacak?

Biliyorum ki Allah’ın kılı bile kıpırdamayacak…

Yani şimdi bütün dünyada duası kabul edilecek yok mu bir tek insan?

Yok mu  bu deneyi yapacak yok mu bir tek insan…

Hiç olmazsa o bir tek insanın duasını kabul etsin de gerçekleştirsin kurtarsın şu yerin 700 metre altındaki maden işçilerinin düşünü…

Yine versin şu cinselliğini yitiren erkeğin cinsel gücünü…

Böyle bir girişimle Tanrı’nın varlığını ve de dualarımızı kabul edip etmediğini test etmiş oluruz.

Boşuna beklemeyin. Hiçbir şey olmayacaktır.

Zanna dayanan Tanrı kılını bile kımıldatmayacaktır.

Çünkü bütün insanların Tanrı anlayışı zanna dayanmaktadır.

Bunun yalnız ben söylemiyorum; Kuran da aynı şeyi söylüyor. Bir bakalım:

“K. 53/28. Bu hususta onların hiç bilgileri yoktur, sırf zanna tabi oluyorlar. Hâlbuki zan, gerçeğe ait hiçbir şey ifade etmez.”

(Ayrıca 2/78. 6/148. 10/66’ya da bakabilirsiniz…)

Bu Tanrı yanılgısından kurtulmanın yolu bu konuda araştırma yapmaktır.

Gerçeğe ulaşıp zandan ve yanılgıdan kurtulmaktır…

Kurtuluruz hayale ve zanna dayanan Tanrı’ya da yalvarmaktan…

Bu kadarını isteme hakkımız yok mu insanlıktan…

Hiç olmazsa kendi aklımızla, kendi gücümüze baş başa kalırız…

Çünkü Doğa yasalarının gücü zanna dayanan Allah’ın yasalarından daha baskındır.

Düşünerek geçeğe ulaşmak bizim hakkımızdır…

Bilin ki insan doğa karşısında yapayalnızdır…

 Av. Eren Bilge Balta, 2.10.2010

+

Teşekkürler Baba,

İyi bir örnek olmuş. Peki senin fikrinin tam tersi olan, yani Allah yukarıda diye inananlara sorsan, bu 33 kişi örneği için ne gibi bir açıklama yaparlar?

Cinsel gücünü yitiren erkeğin gücünü nasıl giderecektir.

İşte o zaman bu tanrının işi değil,

Doğa yasaların işi diyecekler…

Gerçeğe erecekler…

Doğru mu sence?

Görüşmek üzere,

Yener Balta, 22.10.2010