CENNET VE HURİLER

Cennet ve Huriler

Kuran’a göre cennet, insanlar arasında kurtuluşa erenlerin ölümden sonra gidecekleri, Allah’ın iradesi ile O’nun seçilmiş kullarına kapıları açılan zevk ve mutluluk yeri olarak tanımlanır. Diğer bütün dinlerde benzer tanımlar varsa da, doğu dinlerindeki cennet kavramları farklılıklar içerir. Çin’deki bazı dinsel inançlara göre cennet, Tanrısal iradeyle insanın ahlak yasalarının yapıldığı yerdir. Hindu dininde, Vişnu’ya tapanlar, cenneti Vişnu’nun acı ve ölümün olmadığı bir yer olarak görürler.

MÖ. 3 yüzyıla kadarki Yahudi inancına göre cennet, İsrailoğullarının Tanrısı Yehova’nın yeriydi. Ölülerin, yerin altında, ceza ve ödülün olmadığı Şeol’da uyudukları inancı yaygındı. Daha sonraları bilinen cennet inancı yerleşmiştir.
Kuran’a göre, cennette bulunanlar için her şey son derece mükemmeldir ve cennet sakinleri için her türlü meyve, içinde zencefil olan şaraplar, müminler için kendilerine her türlü hizmete hazır huriler ve genç oğlanlar bulunmaktadır.
Aşağıdaki ayetlerde, herhangi bir meal hatası olduğu düşünülmemesi için, cennetle ilgili farklı meallerden alınan örnekler verilmiştir.
Cennette Erkeklere Verilen Nimetler..
Nebe Suresi.. Elmalı Hamdi Yazır Meali
31. Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var
32. Bahçeler var, bağlar var.
33. Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.
34. Dopdolu kadehler var.
35. Orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan.
36. Bunlar Rabbinden yeterli bir bağış olarak verilir.

Nebe 31 / 34 – Gölpınarlı Meali
31- Şüphe yok ki çekinenlere bir kurtuluş, bir kutluluk ve murada eriş yeri var
32- Bahçeler üzümler
33- Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar
34- Ve dopdolu kadeh
Nebe suresi, şairlere de ilham kaynağı olmuş olacak ki, Hayyam onun üzerine bir dörtlük yazmış,
Cennete huriler varmış kara gözlü
İçkininde ordaymış en güzeli
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz
Bak bir yanda şarap bir yanda sevgili
Ömer Hayyam
Nebe Suresi 31 / 34 – İsmail Hakkı İzmirli Meali
31. Muhakkak ki, sakınanlar için korktuklarından kurtulacak yerler,
32. Ağaçlıklar, üzüm bağları,
33. Sineleri ağırşaklanmış yaşıt kızlar,
34. Dolu kaseler vardır.
Nebe Suresi 31 / 34 – Ali Arslan Meali
31. Şüphesiz ki takva sahipleri için bir kurtuluş yeri vardır.
32. Bahçeler ve üzümler.
33. Aynı yaşta tomurcuk gibi kabarmış göğüslü dilberler
34. Ve dolu dolu kadehler vardır
Nebe Suresi 31 / 34 – Bahaeddin Sağlam
31. İyiler için ise, kazanç ve kurtuluş vardır.
32. Nice bahçeler ve üzüm bağları.
33. Genç yaşıt tomurcuk kızlar.
34. Dolu kadehler vardır.
Nebe Suresi 31 / 34 – Ömer Nasuhi Bilmen
31. Muhakkak ki, müttakiler için necat bulacak bir yer vardır.
32. Bahçeler ve üzümler vardır
33. Ve nar memeli, hep bir yaşta cariyeler vardır.
34. Ve dopdolu kaseler vardır.
Nebe Suresi 31 / 34 – Prof. Dr. Sadrettin Gümüş – Prof. Dr. Yakup Çiçek
31-34. Şüphesiz takva sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar ve dolu kadehler vardır.
Nebe Suresi 31 / 34 – Ömer Rıza Doğrul
31. Fakat fenalıklardan sakınanlar muvaffakıyete ererler.
32. Bağlara bahçelere varırlar
33. Kendileriyle yaşıt genç güzel eşlerle yaşarlar,
34. Pak kadehlerle içerler
Nebe Suresi 31 / 34 – Ali Bulaç
31. Gerçek şu ki, muttakiler için bir kurtuluş ve mutluluk vardır.
32. Nice bahçeler ve üzüm bağları.
33. Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar
34. Dopdolu kadehler
Nebe Suresi 31 / 34 – M. Beşir Eryarsoy – Ahmed Ağırakça
31. Şüphe yok ki takva sahipleri için bir kurtuluş vardır.
32. Bahçeler ve üzüm bağları
33. Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar
34. Ve dolu dolu kadehler de vardır.
Nebe Suresi 31 / 34 – Ahmed Davudoğlu
31. Şüphesiz ki takva sahiplerine cennette korkulardan halas ve zafer vardır
32. Bahçeler, üzümler
33. Aynı yaşta, göğüsleri tomurmuş genç kızlar
34. Hem dolu kadehler..
Nebe Suresi 31 / 34 – Hüseyin Atay
31-34. Doğrusu, Allah’a karşı saygılı olanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve dopdolu kadehler vardır.
Nebe Suresi 31 / 34 – Muhammed Esed
31. Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlar için büyük bir tatmin vardır.
32. Muhteşem bahçeler ve bağlar
33. Müthiş uyumlu harika eşler.
34. Ve dolup taşan mutluluk kadehleri.
Taberi Tefsiri..
Şüphesiz takva sahipleri için, cehennem ateşinden kurtulup cennete erişme ve arzuladıklarını elde etme mükafaatı vardır. O arzuladıkları şeyler, bahçeler bağlar, aynı yaşta memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar, içleri dolu dolu kadehler vardır.
Nebe Suresi – Hasan Basri Çantay Meali
31-Şüphesiz takva sahipleri için (her korkudan) selamet (ve her arzuya)
vuslat (kavuşma) vardır.
32,33,34- (Ya o) bahçeler, üzüm bağları, memeleri tomurcuklanmış
yaşıt kızlar, dolu kadehler,
Nebe Suresi.. Ayntabi Mehmed Efendi Meali..
31. Fakat takva sahipleri için mahalli fevz vardır
32. Meyvalı ağaçlarla dolu bahçeler, üzüm bağları
33. Memeleri yumru yumru hepsi aynı yaşta kızlar
34. Ve dolu kadehler vardır.
Dikkat edilecek olursa, bir çok mealde, Nebe 33 ayetin aslına sadık kalınarak memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ifadesi açıkça kullanılmıştır. Bazı mealler biraz daha üstü kapalı ifade kullanmayı tercih ederek, göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar der.
Aşağıdaki Nebe suresi ayetleri Yaşar Nuri Öztürk mealinden alınmadır.. Yaşar Nuri bu mealinde, herhalde ayet içindeki anlatımdan kendisi de rahatsızlık duymuş olacakki, 33. ayette sözü geçen, memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ifadesini, göğüsleri turunç gibi yaşıtlar şeklinde çevirerek geçiştirmeyi daha uygun bulmuştur,
Nebe Suresi Yaşar Nuri Öztürk Meali
31. Takva sahipleri için bir kurtuluş ve bir zafer vardır.
32. Sulak bahçeler, bağlar, üzümler,
33. Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar,
34. Dopdolu kadehler vardır.
Burada yazarların bu tür saptırmalara girmelerinin nedeni, insanların kafalarında oluşacak sorulara meydan vermemek içindir. Yaşar Nuri Öztürk örneğinde olduğu gibi, bir çok İslami yazar genelde durumu kurtarmak için bu tür saptırmalara girmektedir.
Süleyman Ateş Meali..
Nebe Suresi
31. Korunanlar için de başarı ödülü vardır.
32. Bahçeler, bağlar,
33. Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
34. Ve dolu kadehler.
35. Orada ne boş söz ne de yalan işitirler,
36. Rabbinden bir karşılık, yeterli bir bağış olarak.
Diyanet Vakfı Meali..
Nebe Suresi
31. Şüphesiz takvâ sahipleri için de başarı ödülü vardır.
32. Bahçeler,bağlar,
33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
34. Ve içki dolu kâseler .
35. Onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler.
36. Bunlar Rabbinin yeterli bir bağışı, mükâfatıdır.
Ben olmayınca bu güller bu selviler yok
Kızıl dudaklar mis kokulu şaraplar yok
Sabahlar akşamlar sevinçler tasalar yok
Ben düşündükçe var dünya ben yok oda yok
Ömer Hayyam
Fatır Suresi
33. (Onların mükâfatı), içine girecekleri Adn cennetleridir. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Orada giyecekleri elbiseleri de ipektir.
Bir damla şarap Tus saraylarına bedel
Keykubad’ın Keykavus’un tahtından güzel
Sabaha karşı aşıkların iniltisi
Iki yüzlü softanın ezanından güzel
Ömer Hayyam
Vakıa Suresi – Diyanet Vakfı meali 12-38 ayetler
12. Naîm cennetlerinde .
13. (Onların) çoğu önceki ümmetlerden,
14. Birazı da sonrakilerdendir.
15. Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler,
16. Onların üzerlerinde karşılıklı olarak oturup yaslanırlar.
17. Çevrelerinde, (hizmet için) ölümsüz gençler dolaşır;
18. Maîn çeşmesinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.
19. Bu şaraptan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.
20. (Onlara) beğendikleri meyveler,
21. Canlarının çektiği kuş etleri,
22. Saklı inciler gibi.
23. İri gözlü hûriler,
24. Yaptıklarına karşılık olarak (verilir).
25. Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.
26. Söylenen, yalnızca ”selam, selam” dır
27. Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere!
28. Düzgün kiraz ağacı,
29. Meyveleri salkım salkım dizili muz ağaçları,
30. Uzamış gölgeler,
31. Çağlayarak akan sular,
32. Sayısız meyveler içindedirler;
33. Tükenmeyen ve yasaklanmayan.
34. Ve kabartılmış döşekler üstündedirler.
35. Gerçekten biz hûrileri apayrı biçimde yeni yarattık.
36. Onları, bâkireler kıldık.
37. Eşlerine düşkün ve yaşıt.
38. Bütün bunlar sağdakiler içindir..
Vakıa Suresi – Ayntabi Mehmed Efendi Meali – 17-24 ayetler..
17. 18. Daim taze ( aynı yaş ve taravette ) kalan genç çocuklar, kaynağından doldurulmuş şaraplarla dolu destiler, ibrikler ve kadehlerle etraflarında dolaşır ve hizmet ederler.
19. Onların o şaraptan ( sarhoş olup da ) başları ağırmaz, akıllarına da helal gelmez.
20. 21. Onlara beğendikleri meyvaların her çeşidinden ve istedikleri kuş etlerinden verilir.
22. 23. 24. Onlar için ( Cennet’de ) işledikleri güzel amellerine bir mükafat olmak üzere, ( el dokunmamış sadefinde ) saklı bir inci gibi, kara gözlü huriler de vardır.
Vakıa Suresi – Hasan Basri Çantay Meali – 15-23 ayetler..
15- (Onlar) cevherlerle örülmüş tahtlar üzerindedirler.
16- Üstlerinde karşı karşıya yaslanan (bahtiyar)lar olacak.
17- Ebedi (taze)liğe mazhar edilmiş evlatlar (hizmet için) etraflarında dolanırlar,
18- Main (kaynağın)dan (dolu) büyük kaplarla, ibriklerle ve kadehlerle.
19- Ki bundan baş ağrısına uğratılmayacakları gibi akılları de giderilmez.
20- Beğeneceklerinden (türlü) meyve(ler),
21- iştahlanacaklarından kuş et(ler)I ile (etraflarında dolanırlar).
22- (Orada) şahin gözlü huriler de (vardır),
23- saklı inci timsalleri gibi.
Vakıa Suresi – 15/23 – Yaşar Nuri Öztürk Meali
15- Süslü nakışlı tahtlar üzerinde,
16- Onlar üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar.
17- Gencecik uşaklar dolanır çevrelerinde. Sürekli hizmete adanmışlardır.
18- Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde.
19- Ne başları döner ondan ne de akılları karışır.
20- Ve meyvalar gönüllerince seçtiklerinden.
21- Ve kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden.
22- Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü,
23- titizlikle korunan inciler misali.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali.. Vakıa Suresi 15 / 24
15- Onlar cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
16- Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar.
17- Çevrelerinde ölümsüzlüğe ulaşmış genç hizmetçiler dolaşırlar.
18- Kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.
19- Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.
20- Beğendikleri meyvalar,
21- Canlarının çektiği kuş etleri
22- İri gözlü huriler
23- Saklı inciler gibi,
24- Yaptıklarına karşılık olarak verilir.
Süleyman Ateş Meali – Vakıa Suresi 15 / 24
15. Altın ve cevahirle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
16. Onların üzerinde karşılıklı yaslanırlar.
17. Çevrelerinde ebedi yaşamağa erdirilmiş gençler dolaşır.
18. Akıp giden şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.
19. Bir şarap ki, ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.
20. Beğendikleri meyveler,
21. Canlarının çektiği kuş etleri,
22. İri gözlü huriler,
23. Saklı inciler gibi,
24. Yaptıklarına karşılık olarak.
Saffat Suresi 40 / 49
40. (Bu azaptan) Ancak Allah’ın hâlis kulları istisnâ edilecek.
41. Bunlar için bilinen bir rızık vardır.
42. (Türlü türlü) meyveler vardır. Ve onlar ağırlanırlar.
43. Naîm cennetlerinde .
44. Tahtlar üzerinde karşılıklı otururlar.
45. Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.
46. Berraktır, içenlere lezzet verir.
47. O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.
48. Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.
49. Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır
Elmalılı Hamdi Yazır Meali / Saffat 48-49
48- Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır.
49- Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali / Saffat 48-49
48- Yanlarında gözlerini onlara dikmiş, iri gözlü dilberler vardır.
49- Korunmuş yumurtalar gibidir onlar.
Hasan Basri Çantay Meali / Saffat 48-49
48- Yanlarında da nazarlarını yanlız eşlerine atfetmiş iri (şahin) gözlü kadınlar vardır.
49- Ki bunlar (kuş tüyleriyle) örtülüp saklanmış yumurtalar gibidir.
Süleyman Ateş Meali / Saffat 48-49
48. Yanlarında da, yalnız kendilerine göz dikmiş, iri gözlü eşler vardır.
49. Saklı yumurta gibi bembeyaz eşler.
Zühruf Suresi 69 / 73
69. Onlar âyetlerimize inanan ve müslüman olan (kullarım)idiler.
70. Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz!
71. Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve siz, orada ebedî kalacaksınız.
72 “İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.”
73.” Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz” denilir.
Duhan Suresi 51 / 55
51. Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar.
52. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.
53. İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar.
54. İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evlendiririz.
55. Orada, güven içinde (canlarının çektiği) her meyveyi isterler.
Gaşiye Suresi 5 / 16
5. Onlara kaynar su pınarından içirilir.
6. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur,
7. O ise ne besler ne de açlığı giderir.
8. O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar,
9. (dünyadaki) çabalarından hoşnut olmuşlardır,
10.Yüce bir cennettedirler.
11.Orada boş bir söz işitmezler. meyveyi isterler.
12. Orada (cennette) devamlı akan bir pınar,
13. Yükseltilmiş tahtlar,
14.Konulmuş kadehler,
15.Sıra sıra dizilmiş yastıklar,
16.Serilmiş halılar vardır.
Kehf Suresi 31
31. İşte onlara, alt taraflarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Onlar Adn cennetlerinde tahtlar üzerine kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler; ince ve kalın dîbâdan yeşil elbiseler giyecekler. Ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri!
Tur suresinin 24. Ayetindeki, hizmetlerine verilmiş kabuğunda saklı inci gibi gençler ifadesine de dikkat etmek gerekir..
Tur Suresi 22 / 24
22. Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.
23. Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girme.
24. Hizmetlerine verilmiş, (kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.
Ayntabi Mehmed Efendi mealinde, aynı ayetler daha belirgin bir ifade ile anlatılır.. Burada gılmanlar, yani genç oğlanlar hiç el dokunmamış olarak ifade edilmiştir.
22. O müttekilere arzu ettikleri meyvaları ve etleri bol bol veririz.
23. Onlar Cennet’de, aralarında dolu şarap kadehleri teati ederler. Onda ne boş söz ve ne günaha sokma yoktur.
24. Hizmetleri için de kendilerine mahsus, hiç el dokunmamış, guya sedeflerinde gizlenmiş inciler gibi gılmanlar etraflarında devreder.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali / Tur 24
24- Kendilerine ait bir takım hizmetçiler de onların etrafında dönerler. Bu gençler sanki sedefleri içine gizlenmiş inci gibidirler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali / Tur 24
24- Çevrelerinde, kendilerine özgülenmiş genç uşaklar dolaşır, sanki sedeflerinde saklı inciler.
Hasan Basri Çantay Meali / Tur 24
24. O sedefleri içinde gizlenmiş inci gibi civanlar da kendilerine hizmet için etraflarında dönerler.
Süleyman Ateş Meali / Tur 24
24. Çevrelerinde de kendilerine mahsus, sedef içinde saklı inci gibi civanlar dolaşır.
Nisa Suresi 57
57. İnanıp; iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu (tatlı) bir gölgeye koyarız.
Rahman Suresi 54 / 76
54. Hepsi de örtüleri atlastan minderlere yaslanırlar. Iki cennetin de meyvesinin devşirilmesi yakındır.
56. Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş güzeller var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.
58. Sanki onlar yakut ve mercandırlar.
70. İçlerinde huyu güzel yüzü güzel kadınlar vardır.
72. Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş hûriler vardır.
74. Bunlara onlardan önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.
76. Yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel döşemelere yaslanırlar.
Kuran’ın Arapça aslında gencecik oğlanlar olarak geçen ifade, Diyanet çevirisinde nedimler olarak değiştirilmiştir.. Ancak 21. Ayetteki gümüş bilezikler ve etrafa saçılmış inciler ifadelerinden ne demek istenildiği açıkça anlaşılacaktır..
İnsan Suresi 11 / 21
11. İşte bu yüzden Allah onları o günün fenalığından esirger; (yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir.
12. Sabretmelerine karşılık onlara cenneti ve (cennetteki) ipekleri lütfeder.
13. Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.
14. (Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.
15. Yanlarında gümüşten kaplar ve billûr kupalar dolaştırılır.
16. Gümüşten öyle kadehler ki onları istedikleri ölçüde tayin ve takdir etmişlerdir.
17. Onlara orada bir kâseden içirilir ki (bu şarabın) karışımında zencefil vardır.
18. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebîl denir.
19. O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedîmler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.
20. Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.
21. Üzerlerinde yeşil ipekten ince ve kalın elbiseler vardır; gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirir.
Ayntabi Mehmed Efendi Meali – İnsan Suresi 19 / 21 ayetler.
19. Hizmetlerinde her dem ter ü taze çocuklar dolaşır. Sen görünce onları sanki saçılmış inciler sanırsın.
20. Ve ne tarafa baksan ( tarif edilemez ) bir nimet büyük geniş bir mülk ( ve saltanat ) görürsün.
21. Üzerlerinde yeşil ipekten ince ve kalın elbiseler vardır. Ve gümüş bilezikler takınırlar. Ve Rableri onlara gayet pak, tertemiz içecekler içirir.
Hasan Basri Çantay Meali – İnsan Suresi 19 / 21 ayetler.
19. Etraflarında her dem taze çocuklar dolaşır ki sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın.
20. Orada herhangibir yeri gördüğün zaman büyük bir nimet, bol bir ihtişam ve saltanat görürsün
21. Üzerlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri de onlara gayet temiz bir şarap içirmiştir.
Süleyman Ateş Meali – İnsan Suresi 19 / 21 ayetler.
19. Çevrelerinde de öyle ölümsüz gençler dolaşır ki, onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın.
20. Orada nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
21. Cennet ehlinin üstlerinde yeşil ipekten ince ve kalın giysilere var. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirmiş ve şöyle demiştir,
22. Bu sizin ödülünüzdür. Çalışmanızın karşılığı verilmiştir.
Hac Suresi 23
23. Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunanları, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder. Bunlar orada altın bileziklerle ve incilerle bezenirler. Orada giyecekleri ise ipektir.

Cehennem
________________________________________
Cehennem sözcüğü Arapçadan gelir. Bu kelimenin kökeni de, Ge Hinnom ve Gehenna kelimeleridir. Ge Hinnom kelimesi ise Hinnom vadisinden gelir.. Kudüs’ün güneybatısında Ammon’ların Tanrısı Molek’e kurban edilen çocukların yakıldığı yerdir burası..
Daha sonra, Tevrat çocukların Molek’e kurban vermelerini yasaklamıştır.
Tevrat / Levililer Bap18/21 Ve Molek’e ateşten geçirmek için zürriyetinden vermeyeceksin.
Eski Yunan’da ölen günahkar ruhların cezalandırıldığı yer Tartaros olarak geçmekle beraber,
İbranicede, Ge Hinnom, Yeni Ahit’in Yunancasında ise, Gehenna olarak geçer. Kötüler burada yanarak cezalandırılacaklardır.
Kötülerin yanarak cezalandırılması Kuran’da da aynı şekilde işlenmiştir.
40:72. Kaynar suda, sonra da ateşte yakılacaklardır.
44:43. Şüphesiz zakkum ağacı,
44:44. Günahkârların yemeğidir.
44:45. O, karınlarda maden eriyiği kaynar.
44:46. Sıcak suyun kaynaması gibi .
Kuran’a göre sadece kötüler değil, Kuran ayetlerini inkar edenler de yanarak ve işgence görerek cezalandırılacaklardır.
4:115. Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Peygamber’e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir.
4:14. Kim Allah’a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.
Genelde Kuran esası, Muhammed’in insanları Allah’ın gazabı ile korkutarak, onlara kendi inanç şekli ve isteklerini kabul ettirmeye dayandığından, Kuran’da, cehennem konusu hemen her sürede cennet ayetlerinde olduğu gibi, çeşitli fantazilerde defalarca işlenmiştir.
Aşağıda bu ayetlerden örnekler bulacaksınız..
Casiye
43. Muhakkak cehennem, onların hepsine vâdolunan yerdir.
44. Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.
Bakara
217. Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (Insanları) Allah yolundan çevirmek, Allah’ı inkâr etmek, Mes-cid-i Haram’ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.
25:13. Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yok oluvermeyi isterler.
22:19. Şu iki gurup, Rableri hakkında çekişen iki hasımdır: İmdi, inkâr edenler için ateşten bir elbise biçilmiştir. Onların başlarının üstünden kaynar su dökülecektir!
44:48. Sonra başına azap olarak kaynar su dökün!
14:16. Ardından da (o inatçı zorbaya) cehennem vardır; kendisine irinli su içirilecektir!
14:17. Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan ötede şiddetli bir azap da vardır.
38:57.Işte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar
47:15. Müttakîlere vâdolunan cennetin durumu şöyledir: Içinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?
56:52. Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.
56:53. Karınlarınızı ondan dolduracaksınız.
56:54. Üstüne de kaynar sudan içeceksiniz.
56:55. Susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.
56:93. Işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır!
78:25. Kaynar su ve irin (tadarlar).
88:5. Onlara kaynar su pınarından içirilir.
88:6. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur,
73:13.Boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap var.
39:16. Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (öyle) tabakalar var. Işte Allah kullarını bununla korkutuyor. Ey kullarım! Yalnızca benden korkun.
22:20. Bununla, karınlarının içindeki (organlar) ve derileri eritilecektir!
22:21. Bir de onlar için demir kamçılar vardır!
22:22. Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve: “Tadın bu yakıcı azabı!” (denilir).
23:104. Ateş yüzlerini yakar; orada suratları çirkin ve gülünç bir halde bulunurlar.
25:13. Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yokoluvermeyi isterler.
35:36. Inkâr edenlere de cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler, cehennem azabı da onlara biraz olsun hafifletilmez. Işte biz, küfürde ileri giden her nankörü böyle cezalandırırız.
21:100. Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.
50:30. O gün cehenneme “Doldun mu?” deriz. O da “Daha var mı?” der.
7:51. O kâfirler ki, dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı. Onlar, bu günleri ile karşılaşacaklarını unuttukları ve âyetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi biz de bugün onları unuturuz.
66:6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.
96:18.Biz de zebânîleri çağıracağız.
40:49. Ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! diyecekler.
74:27. Sen biliyor musun sekar nedir?
74:28. Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o.
74:29. Insanın derisini kavurur.
Cennete huriler varmış kara gözlü
İçkinin de ordaymış en güzeli
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz
Bak bir yanda şarap bir yanda sevgili
Ömer Hayyam

Ben kadehten çekmem artık elimi
Tutmam senin kitabını minberini
Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık
Cehennemde sen mi yanarsın iyi, ben mi..
Ömer Hayam
X
Ebedi Cehennem

İslam inanırları arasında, Cehennem konusundaki genel kanı, günahkarların Cehennemde cezalarını bitirinceye kadar kalacağı şeklindedir.. Genelde, devlet hukuku doğrultusunda yürüttükleri mantık bağlamında inançlarını yapılandıran Müslümanlara göre, Cehennem’de cezasını çekenler bu cezaları bittiğinde cennete gönderileceklerdir. Ancak Kuran’ın bu konudaki söylemi farklıdır .. Kuran’a göre cehennem ebedidir.. Günahı az olan da çok olan da cehennemde ebedi olarak kalacaktır..
Aşağıda bu konuda verilen ayetler ebedi cehennem konusuna örnekdir.
Müminun
103. Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.
104. Ateş yüzlerini yakar; orada suratları çirkin ve gülünç bir halde bulunurlar.
Bakara
39. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedî kalırlar.
81. Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.
2:257. Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Inkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar.
2:275. Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların “Alım-satım tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.
Diğer Ayetler
5:37. Ateşten çıkmak isterler, fakat onlar oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır.
32:20. Yoldan çıkanlar ise, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın! denir.
3:116. İnkâr edenler var ya, onların malları da evlâtları da Allah’a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. Işte onlar, cehennemliklerdir; onlar orada ebedî kalacaklardır.
4:121. İşte onların yeri cehennemdir; ondan kaçıp kurtulacak bir yer de bulamayacaklardır.
4:169. Ancak orada ebedî kalmak üzere cehennem onlanrı yoluna (iletecektir). Bu da Allah’a çok kolaydır.
5:37. Ateşten çıkmak isterler, fakat onlar oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır.
6:128. Allah, onların hepsini bir araya topladığı gün, “Ey cinler (şeytanlar) topluluğu! Siz insanlarla çok uğraştınız” der. Onların, insanlardan olan dostları ise: “Ey Rabbimiz! (Biz) birbirimizden yararlandık ve bize verdiğin sürenin sonuna ulaştık” derler. Allah da buyurur ki: Allah’ın dilediği hariç, içinde ebedî kalacağınız yer ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, bilendir.
9:17. Allah’a ortak koşanlar, kendilerinin kâfirliğine bizzat kendileri şahitlik ederlerken, Allah’ın mescitlerini imar etme selâhiyetleri yoktur. Onların bütün işleri boşa gitmiştir. Ve onlar ateşte ebedî kalacaklardır.
9:68. Allah erkek münafıklara da kadın münafıklara da kâfirlere de içinde ebedî kalacakları cehennem ateşini vâdetti. O, onlara yeter. Allah onlara lânet etmiştir! Onlar için devamlı bir azap vardır.
10:27. Kötülük yapanlara gelince, kötülüğün cezası misli iledir. Onları zillet kaplayacaktır. Onları Allah’a karşı koruyacak hiç kimse yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. Işte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
10:52. Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, “Ebedî azabı tadın!” denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?
13:5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanlamalarına) şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların: “Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi yaratılacağız?” demeleridir. Işte onlar, Rablerini inkâr edenlerdir; işte onlar (kıyamet gününde) boyunlarında tasmalar bulunanlardır. Ve onlar ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacaklardır!
16:29. “O halde, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!”
39:73. Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise, bölük bölük cennete sevk edilir, oraya varıp da kapıları açıldığında bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedî kalmak üzere girin buraya, derler.
40:76. İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!
41:28. İşte bu, Allah düşmanlarının cezası, ateştir. Ayetlerimizi inkâr etmelerinden dolayı, orada onlara ceza olarak ebedî kalacakları yurt (cehennem) vardır.
43:74. Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar.
58:17. Onların malları da oğulları da Allah’a karşı kendilerine bir fayda vermez. Onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardır.
64:10. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
98:6. Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, içinde ebedî olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.
Son olarak Allah, Araf / 40 ayette, deve iğne deliğine girinceye kadar ifadeleri ile adeta alay ederek ebedi cehennemi anlatır.
Araf / 40 Bizim âyetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremiyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız!
Meryem suresindeki ifadeler ise cehennemin herkese gösterileceği, günahkarların ise orada kalacağı anlamını taşır..
Meryem
71. İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür.
72. Sonra biz, Allah’tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.
X