GÜLAY ÖKTEM

Hayri Bey;

Uzun zaman oldu görüşmeyeli, nasılsınız? Mail adresinizi kardeşimden aldım. Sağlık sorunlarınız vardı, düzeldi mi, yoksa onlarla yaşamaya alıştınız mı?

Ben avukatlığa devam ediyorum, adresim ” Necatibey Cd. 21/37 Sıhhiye/ANKARA, telefonum 232 09 30, cep numaram 0542 740 19 60. Yolunuz düşerse beklerim.

Yazılarınıza devam ediyormuşsunuz, kardeşim söyledi. Arada beni de bilgilendirirsiniz, sevinirim.

Size iyi akşamlar.

Gülay ÖKTEM, 14.1.2004

+

Başımı alıp da gitmek geliyor içimden,

Bir anda yok olmak,kanatlanıp uçmak istiyorum,

Mavi sularında dalgalara karşı yelken açmak,

Papatya dolu kırlarında koşmak istiyorum.

Sevgi dolu olmak geliyor içimden,

Bir anda aşık olmak,derinliğinde sarhoş olmak istiyorum,

Beyaz bulutlarında güneşe karşı yağmur olmak,

Gökkuşağının altında renklerle dans etmek istiyorum.

X

Sayın Öktem,

Önce saygı, sevgi…

Mesajını aldım. Yıllarca sonra da olsa aramana sevindim.

Yazılarım www.hayribalta.cjb.net adresindeki sitemde yayınlanmaktadır. Zaman bulup da okumak istersen bir tıklama ile önüne gelir.

Sağlık durumum eskiden olduğu gibi sürüp gitmektedir. Yalnız her pazartesi saat 16-19 arası 27 Mayıs Millî Devrem Derneğinde  (İzmir Cad. No. 22,  8. kat, 31 numara); dinsel, felsefî, siyasal konuşmalar yapmak üzere gidip gelebiliyorum. Orada beş-on arkadaş toplanıp konuşuyoruz. Aramızda üç-dört bayan arkadaş da bulunmaktadır. Zaman ayırıp gelebilirseniz sevinirim. Hem de sağlık durumumu  gözünle görmüş olursun… Eğer zaman bulup da gelirseniz sevinirim.

Gönderdiğin şiiri siz mi yazdınız yoksa bir başkası mı? Her iki olasılıkta da yazanın adını yazmanız gerekmez mi idi?

Yeniden saygılar,sevgiler sunar başarılar dilerim.

Şimdi kal sağlıcakla,

HB 15.1.2004

X

Merhabalar,

Yazılarınızı aldım,teşekkürler,aynen eskisi kadar çağdaş,uygarsınız,sizden çok şey öğrendim,herşeyden önce hoşgörülü olmayı bana siz öğrettiniz,şiirlerin ikisi de bana ait,epeydir yazıyorum,haklısınız kime ait olduğunu yazmamak hatalıydı,uyarınız için teşekkürler.

Sizi dinlemeye ve görmeye geleceğim,büroma çok yakınsınız,ben de bekliyorum.

Saygı ve sevgilerimle.

Gülay ÖKTEM, 16.11.2004

X

Sayın Öktem,

Önce saygı, sevgi… Beğendim şiir yazmaktaki yeteneğini.

Ancak bir şiirde başlık; o şiirin, olmazsa olmazıdır. Bunun yanında bir şiir mi yazıldı onun altına imza atılmalıdır.

İyi bir edebiyatçı olmak için yazma ve noktalama kurallarına dikkat etmek gerekir. Belki şiirlerde noktalama kuralları aranmaz ama düz yazıda ilkin yazma ve noktalama kuralları izlenir.

Soru  eklerini ayrı yazmıyorsunuz. Dahi anlamındaki “de”ler de ayrı yazılmıyor. Ayrıca noktalama işaretlerinden sonra muhakkak bir ara verilir, bu kurala da uymuyorsunuz.

Bir yargıç önüne aldığı dava dilekçelerinde açıklık, yalınlık, kısalık yanında sadelik arar. Bu kurallara da uyman sana yarar sağlar.

Arkadaş, dost çevresi seni senden alır. Arkadaş ve dost çevresine takıldıkça gelişmen geri kalır. Bunu önlemek için arkadaş, dost çevren de edebiyatçılardan olmalıdır.

Şiirin, sizde edebiyat yeteneği olduğunu gösteriyor. Bu konuda mesafe alman için edebiyat dergileri yanında; öykü-şiir, deneme, eleştiri… Kitaplarını fırsat bulunca okumak gerekiyor.

Şiirlerin ikisi de bana ait diyorsun; ama, orada İki kıtalık bir şiir var, iki şiir yok. Yoksa iki şiir gönderdin de ikinci şiir mi yok?

Şimdi kal sağlıcakla, yeniden saygı sevgi sana.

HB 16.1.2004

X

Önce yağmur ardından kar

Islandı buzlandı caddeler sokaklar,

Ayaklar altındaki su zerrecikleri,kar tanecikleri

Hepsinin bir anısı var yar,yar,yar.

Yar Yar ,

Bu ne yaman bir yağmur

Bu ne hazin bir kar

İçimden akan sevdalar kadar,

Gözümden sızın yaşlar kadar,

Ve ufkumdan açan güneş kadar

Heryerde anılar,heryerde şarkılar,

Heryerde sevdalı bulutlar.

Suçumuz insan olmakmış,

Olsun varsın ne çıkar.

Ne çıkar özlemişiz,özleyip de hazret çekmişiz,

Özlemeyen bu sevdadan ne umar.

Demet demet nergisleri toplamışız,

Avuç avuç yıldızları yakalamışız,

Ve buram buram sevdayı tatmışız

Sağır sultan duymazsa,bir duyan bulunur

Bu ne yaman bir yağmur

Bu ne hazin bir kar.

G.Ö.

x

Sayın Öktem,

Önce saygı, sevgi…

Bu nasıl mesaj böyle. Saygısız, sevgisiz, selamsız, sabahsız şiir mi gönderilir öyle…

Ne giriş bölümü, ne gelişme, ne de bir sonuç var… Böyle bir mesaj göndermekte ne yarar var…

Bir daha bana, saygısız, sevgisiz, girişsiz, gelişmesiz, sonuçsuz mektup yazarsan böyle… Sana nasıl yanıt vermeliyim, sen söyle…

Şiirini beğendim, gerçekten güzel yazıyorsun; sende, dediğim gibi, yetenek var… Ancak bir başlık koymazsan başlıksız şiir neye yarar…

Son bölümde “toplamışız” sözcüğü dört hece. Ardından gelen “yakalamışız” beş hece, daha sonra gelen “tatmışız” ise üç hece… Bu şekilde okunuşu ile şiir dönüşüyor nesre…

Bir de başlık koydum şirine, eklemelerim parantez içinde… Sonra ayırdım gerektiği şekilde bölümlere… Bir şiir yazıldıktan sonra gerekir seslendirmek. Şiirde asıl olan akıcılıktır, akıcılığı bozan, kulağı tırmalayan şiirlerden kaçınmak gerek…

Amacım şirini düzeltmek değildir, size örnek göstermektir. Yine son söz sana düşmektedir. Nasıl düzenlersen öyle düzenle, bana düşen kulağı tırmalayan seslere dikkat çekmektir. Unutma; şair, şiir yazarken sözcüklere dans ettirecektir…

Ne şiir yazılır, ne mektup yazılır erinmekle… Şimdi kal esenlikle… Sana senden başarı dileğimle…

HB 17.1.22004

+

(YAR, YAR, YAR…)

Önce yağmur ardından kar

Islandı, buzlandı caddeler sokaklar,

Ayaklar altındaki su zerrecikleri, kar tanecikleri

Hepsinin bir anısı var;

Yar, yar, yar…

Bu ne yaman bir yağmur

Bu ne hazin bir kar

İçimden akan sevdalar kadar,

Gözümden sızın yaşlar kadar,

Ve ufkumdan açan güneş kadar,

Her yerde anılar,her yerde şarkılar,

Her yerde sevdalı bulutlar…

(Yar, yar, yar…)

Suçumuz insan olmakmış,

Olsun varsın ne çıkar.

Ne çıkar özlemişiz, özleyip de hazret çekmişiz,

Özlemeyen bu sevdadan ne umar,

(Yar, yar, yar…)

Demet demet nergisleri toplamışız,

Avuç avuç yıldızları yakalamışız, (KOKLAMIŞIZ)

Ve buram buram sevdayı tatmışız (YAŞAMIŞIZ)

Sağır sultan duymazsa, bir duyan bulunur

Yukardaki mısra yerine: (SAĞIR SULTAN DUYDU, DUYMADI KARŞIMDA OLANLAR)

Bu ne yaman bir yağmur

Bu ne hazin bir kar.

(Yar, yar, yar…)

G.Ö. yerine Gülay Öktem… G. Ö’nün Av. Gülay Öktem olduğunu nasıl bilsin seni bilmeyenler…

X

Sayın Balta,

İki adet eleştirinizi aldım, teşekkür ederim. Ama, ikinci eleştirinize biraz kırılmadım desem yalan olur. Çünkü ben ne saygısızım ne de sevgisiz, bilirsiniz ki sizi hem çok sever hem de çok sayarım. Şiirlerimi beğenmenize sevindim, imla kuralları ile ilgili söylediklerinizde haklısınız, elbette düzeltilebilir. Ayrıca, ben yazdığım tüm yazılı dilekçelerde, metinlerde imla kurallarına uymaya özen gösterdiğime inanıyorum. Sanırım şiir yazmakta henüz acemiyim, ancak duygularım birdenbire çoştuğundan olsa gerek kuralsızca yazıyorum.

Herkesin bir tarzı var, sizinki bana benimki size benzemiyor, ama bizleri buluşturan temel düşüncelerimiz de var, bunu yadsıyamayız. Çağdaş, uygar , bilime inanmış, doğmalardan arınmış, erdemli, mücadeleci, ileri fikirli insanlarız .

Sizi tüm dostlarıma örnek olarak anlatıyorum ve tanıştırmak istiyorum , çünkü sizin gibi insanlar yok denecek kadar azlar  çevremizde. Herkesin işi gücü para pul olmuş , felsefe ,tarih, edebiyat ,din, sanat ve benzeri konular insanları pek de ilgilendirmiyor , bu durum saptaması bence doğru ve gerçek, ne yazıkki. Bizim gibilere günümüzde dinazor diyorlar ,olsun varsın desinler ,hiç sorun değil.

En kısa zamanda görüşmek umut ve istemiyle , sağlıklı günler dilerim. Sevgiyle kalın dostca kalın ,saygılarımla.

Gülay ÖKTEM, 21.4.2004

X

Sayın Öktem,

Önce saygı, sevgi… Ben, sana: “…saygısızsın, sevgisizsin…” demedim ki… Ben; sizin, beni sayıp saymadığını, sevip sevdiğini bilmem mi ki… Kaldı ki her hangi bir kimseden beni sayıp, sevmesini isteyecek kadar dengesiz miyim ki?.. Önemli olan insanın kendine saygısı, sevgisi olmasıdır. Bu şu demektir: İnsan hesaba çekildiğinde, çekileceğinde yüzünü kızartacak, başını eğdirecek eylemlerden kaçınmalıdır…

Ben sana bir mesaj yazmanın kuralını anlatmaya çalışıyorum. Öyle damdan düşer gibi konuya girilmez. Yine pat diye bir yazı bitirilmez…

“imla kurallarına uymaya özen gösterdiğime inanıyorum.” diyorsun.  Ben de inanıyorum ve gösterdiğin özeni de görüyorum, beğeniyorum. Ama yine de virgül imini; kimi zaman sözcüğün hemen dibinde, kimi zaman de bir boşluk bırakarak  ikinci sözcüğe bitişik yazıyorsun… Kimi zaman da virgülün önüne ve sonuna boşluk koyuyorsun ki bu olmaz… Noktalama imleri sözcükten ayrı değil hemen arkasına yazılmalıdır.

Bana: “… ancak duygularım birdenbire çoştuğundan olsa gerek kuralsızca yazıyorum.” Bu iyi bir olgu. Bir yazar, bir şair;  duyguları coşunca hemen kağıda, kaleme sarılmalıdır. Duygularını yolda da olsa kağıda aktarmalıdır. Bir yazar, bir şair anında not almayı  alışkanlık haline getirmezse ilham perisini küstürür. Ancak, son biçimi vermeden önce gözden geçirerek kuralları yerli yerine yerleştirmelidir.

İyi bir yazı, Muammer Aksoy’un bana söylediği gibi, en az üç kere yazılmalıdır. Her yazdıktan birkaç saat sonra, gerekirse bir gün sonra, yeniden gözden geçirmelidir. Yazının bittiğine inandıktan sonra, muhakkak bir yakınına sesli olarak okumalıdır. Kulak tırmalayan sözcükleri çıkarmalıdır. Akıcılığı sağlayan sözcükleri yazdığına eklemelidir. Öyle çala kalem yazı yazılmaz… Bu konuda en iyi örnek gönderdiğin Fahri Aydos’un şiirleridir.

Aydost’un şiirlerini dikkatle okursan şiirde daha başarılı olursun. İyi bir şiir; bir sözcük eklesen yada bir sözcük çıkarsan akıcılığı bozan, kulağı tırmalayan şiirlerdir…

Anlatım türü içinde en zor olanı şiirdir… İyi bir şiir coşkuya kapılınca saptanmalı; sonra, o şiir üzerinde gerekirse aylarca çalışılmalıdır.

Yazma kurallarına ilişkin sizin yazınızdan bir örnek: “yazıkki.” sözcüğündeki “ki” zamiri ilgi zamiri olmadığı için ayrı yazılmalıdır:  “Yazık ki” gibi… Ancak; bu kalem benimki; şu da seninki gibi olursa bitişik yazılır…

Yine söylüyorum sizde şiir yazma yeteneği var. Siz bu şiir yazma üzerinde durursanız size ekmek bile çıkar. Eleştiriye açık olmak gelişmiş olmanın bir belirtisidir. Eğer sen de benim davranışlarımda, konuşmalarımda, yazılarımda yanlış bir durum görürsen ve bunu da bana bildirirsen; ben bundan, rahatsız olmam. Tersine memnun olurum.

Şimdi kal sağlıcakla, saygı, sevgi yeniden sana ve arkadaşlarına…

HB 21.1.2004

—– özgün ileti —–
kimden : “rukiye duygu”
kime : gulaytem@mynet.com
gönderme tarihi : 23/01/2004 11:32
konu :

( mermı vuracaksa eger benı tam yüregımden vursunvurmayacaksa bırak mermı sussun namluda kalsındost olmayacaksa ben yanmısım benden uzak dursundost- sevgılı – ask olacaksa bır tek senın gıbı olsun) gel canımın ıçı bır kere gel bu yürek atarkenmutluluk perçınlesın gönlümü elını tutarkenyazılı kalsın sevgımız yorgun körfeze bakarken yagmurlarda yalın ayak gezelım sankı ukdelerımız kalmıssalas meyhanelerde nara atalım sankı baskaları yokmusbız hasret dolu ıkı adayız sankı sımdılık rüzgar bızı ayırmıs ben ayrılık yasamamıs gecelerını sevdımben su bırıkıntısıne vuran gölgenı sevdımben boslukta arayıp benı bulusunu sevdım yıne yoksun martılara sankı senı sordumbulut oldum yagdım sankı yanına kondumadını sankı tahta masalara dısımle oydumaskından sankı oruç oldum gül gıbı soldum sesım sesını sessız çagırıyor bu denızı bıle kabartırkabarmıssa denız bır kere martılara çıglıkla aratırsankı gelmıssınde sokak sımıtçılerı senı bana anlatır serdar sanx( elveda yenılmıs yıllar gıdıyorumbır gün çalaçagım kapını özlemle gelerekkım bu adam dıye kapını açaçaksınbende yagmurdan yaslarsende hayrethosgeldın deyıp elvedayı unutacaksıngözlerındekı saskınlık bır yere dalacakbana sarılmayı bıle unutacaksınıçımızde çılgın hayallerbaharı yasatacaksın hazanımaunuttur bana sancıya gebe doluyasadıgımı sandıgım günlerımıunuttur bana senı kaybetme korkumuyıldız getırecegım yıldızsız gecelerımdengül getırecegım gülsüz bahçelerımdenhatıra getırecegım hatırasız defterımdenbekle benı gelıyorum….)Gülay Öktem, 23.1.2004X

Öyküm var

 

Küçük bir öykü benimkisi

Yaşanmış ama yaşanamamış bir öykü.

Yüreğim ağzımda dünyaya gelmişim,

Yüreğim ağzımda yürümüşüm,

Yüreğim ağzımda konuşmuşum.

Okula gitmişim büyük bir sevinçle,

Karne almışım, sınıflarımı başarıyla geçmişim,

Ama hiçbir zaman ödüllendirilmemişim.

Büyümüş, büyümüş, büyümüşüm

Ama hiç büyüyememişim.

Adam olmak kervanına katılmışım,

Para kazanmaya başlamışım,

Çalışmış, çabalamış, sürekli yorulmuşum

Ama hiç malvarlığı edinememişim.

Sevmişim, sevilmişim , coşmuşum,

Terk etmiş ve terkedilmişim,

üzmüşüm , üzülmüşüm, ağlamışım,

Ama hiç  sevgiyle bütünleşememişim.

 

Aramışım ,

Yok ki, bulamamışım.

Sormuşum,

Yok ki,  ulaşamamışım.

Sevmişim,

Yok ki,  kaybetmişim.

Yaşamışım,

Yok ki, yaşayamamışım.

 

Küçük, küçücük bir öykü benimkisi ,

Ne benzeri var ne benzemeyeni,

Sadece küçük bir öykü,

Yok bundan ötesi.

G.Ö.

Gel.Tar. 23.1.2004

X

Sayın Öktem,

Önce saygı, sevgi yine… Hayran oldum gönderdiğin fotoğraflara ve şiirlere.

Sende sanatçı ruhu var, beğeniyorum. Gönderdiğin şiirleri okudukça, fotoğraflara baktıkça dinleniyorum, şenleniyorum. Bu tür çalışmalarından, gelse de  arkadaşlarından gönder,bekliyorum.

Şimdi kal sağlıcakla, yeniden saygı, sevgi sana. Sahi, niçin  www.hayribalta.cjb.net adresindeki siteme girip girmediğin konusunda bilgi vermedin bana…

Hayri Balta, 23.1.2004

x