OY4 ŞAKİR EFENDİ

ŞAKİR EFENDİ

Hikayemiz uzundur,
Kısa kesmemiz uygundur.

Şakir efendi beş katlı apartmanda kapıcıdır,
kapıcılar bodrumda bir odada oturur.
Oturduğu oda;
Şakir efendinin yatak odasıdır, oturma odasıdır, konuk odasıdır, banyosudur, mutfağıdır, yemek odasıdır.

Ayda 750 lira verilir, 250 lirası ev kirası olarak geri alınır.
Şakir efendi evlidir, iki de çocuğu vardır.

Şakir efendinin yaşı kırktır,
Belinde, evinde, kolunda saati yoktur.

Kış günleri her sabah, kaloriferi yakmak için uyur uyanır sokak lambasına bakar,
“Lambalar sönmemiş, hele biraz daha yatalım” der, yatar.

Apartman yöneticisinin emridir,
Sokak lambaları söner sönmez kalorifer kazanı yanmalıdır…

Kaloriferi yaktıktan sonra başlar her katın merdivenlerini silmeye, boylu boyunca.
Elinde büyük bir sepet sonra çıkar sokağa,
Fırının önünde, diğer kapıcılar ardında, girer sıraya.

Dükkanlardan süt arar, yoğurt arar,
Yüklenir yükünü apartmana döner.

Her sabah bu böyledir:
Kapıyı çalar çalar süt verir, ekmek verir.

Elbette bu arada Şakir efendiye: “Teşekkür ederiz Şakir efendi” denir.
Şakir efendinin yoksulluğu, ezikliği unutturulur böylece ve de onurlandırılır sözde…

Ara sıra takılır apartman sahibi yönetici:
“Keyfine diyecek yok Şakir efendi;
Odun, Kömür derdin yok, evin kaloriferli…

Köylü idin Başkentli oldun,
Tezek yakardın unuttun.

Elektrik, su parası vermezsin;
Sigortalısın doktor, ilaç parası bilmezsin.
Ölsen bile Şakir Efendi,
Defin parası devlettendir…

Vallahi Şakir efendi keyfine diyecek yok,
Ölsen de, yaşasan da senden iyisi yok”.

Yöneticinin sözleri üzerine ölesi gelirse de:
“Ölmemeli Şakif efendi ölmemeli,
Sen ölürsen her gece,
Saat onbirde kaloriferi kim söndürmeli?” .

Şakir efendiye ayda 500 lira kalır;
500 lira ile iki çocuk, bir hanım nasıl yaşanırsa öyle yaşanır.

Bu yüzden aylardır et yememiştir.
Kurban Bayramına güvenmiştir.

Hayaller kuruyordu:

“15 daire bu; hiç olmazsa beşi keser.
Her biri bir kilo verse beş kilo eder, o da bize epey yeter”
Diyordu…

Arife oldu kesen yok, birinci bayram kesen yok.
“Ulan apartman sahibi de mi kesmeyecek!” dedi;
Bekledi, bekledi, o da kesmedi.

İkinci bayram kimi annesine, kimi anne annesine gitti;
Kimi babasına, kimi büyük babasına gitti.
Bizim Şakir efendi, ikinci bayram günü de etsiz şükür etti.

Üçüncü bayram, gözleri kapıda et beklerken:
“Bu bayram da etsiz geçecek!” derken…

Kızılay’a ait bir kamyonet yanaştı kapıya.
Kamyonetten inen adam Şakir Efendi’den Şakir efendiyi sordu.

“Sen değilsin aradığım.
Ben kapıcı Şakir’i değil yönetici Şakir’i arıyorum!”

Evet, apartman sahibi yöneticinin adı da Şakir’di.
Şakir efendi: “Kızılay bana et göndermiş!” diye sevinirken
Kızılay’ın gönderdiği iki gövde et,
Yönetici Şakir’e oldu kısmet…

Hayri Balta, 19.1.1974