KIZMAK YOK

119- ŞERİATÇI KIZLARA… 

Elimde gazete, okuya okuya gidiyorum. Arkamdan biri yanaşıyor. İcra ile kaldırdığımız malları kendisine yediemin olarak bıraktığımız kişi. “Ne yazıyor!” diyor. Kendisine İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanan İslami Kürt Partisi yandaşlarının fotoğrafını gösteriyorum: “Bak, bu kara çarşaflı gencecik kızlar şeriat gelsin !” diye gösteri yapıyorlar!

“Şeriat gelinse ne olur?”

Kendisi dindar bir kişi, her rastladığında bana takılır. “Ah bir namaz kılsan, bir de oruç tutsan söz söylenecek tarafın kalmaz!” gibilerinden…

Kendisine açıkladım; “Şeriat gelince bu kara çarşaflı gencecik kızlar bir erkeğe ikinci, üçüncü, ya da dördüncü bir eş olarak gidebilecek!”

“Bunlar böyle olacağını bilmiyorlar mı?“

“Bilseler şeriat gelsin derler mi?”

Sonra kendisine soruyorum:

“Sen kendi kızını, kendi kız kardeşini bir erkeğe; ikinci, üçüncü, ya da dördüncü bir eş olarak verir misin?”

Elektrik çarpmış gibi irkildi. Durdu. Ben de durdum.

Ne söyleyeceğini merak ediyordum.

Düşündü, düşündü: “Yok arkadaş, bizim dinimizde, mezhebimizde kızımızı, kız kardeşimizi bir erkeğe; ikinci, üçüncü, dördüncü eş olarak vermek yok!”

Benim yanıt vermemi beklemeden uzaklaştı gitti…

Bu yediemin kendi halinde temiz bir insan. Bana takılırken de samimi. Ama fanatik değil. Müslümanlığı çağa uygun, toplumsal bir gelişmeye uğramış… Aklını imana kurban etmemiş…

Gazetemi okuya okuya işyerine geliyorum, iki yıl önce Haç’ça gidip gelmiş bir vekil edenim beni bekliyor. O da soruyor:

“Gazetelerde ne var ne yok!”

Kendisine gazetedeki kara çarşaflı gencecik kızların fotoğraflarını gösteriyorum.

“Bak bunlar şeriat isteriz diye gösteri yapıyorlar. Şeriat gelince ne olur biliyor musun?”

“Ne olur?”

Açıklıyorum: “Örneğin bu kızlar bir erkeğe ikinci, üçüncü, dördüncü eş olarak gidebilecekler!”

Pek önemsemiyor.

Hacı Müvekkilime soruyorum, “Allah’ını seversen bana doğruyu söyle. Sen kızını, ya da kız kardeşini bir erkeğe; ikinci, üçüncü, ya da dördüncü eş olarak verir misin?” diyorum.

Düşünüyor, konuyu biliyor, sağduyu sahibi bir adam. Gerçeklerden kopmamış. “Hayır Hayri Bey, veremem!” diyor.

Bu yanıtı veren de samimi bir Müslüman.

Müslümanlığından kuşku duyamam…

Ben bu soruyu her sayısı toplanan Aylık İslamcı Militan Dergi AK-DOĞUŞ’un yazı işleri müdürüne ve yazarlarına sordum bir mektupla.

Mektubu olduğu gibi dergilerinde bastılar da “Kızımızı, kız kardeşimizi bir erkeğe: ikinci, üçüncü, dördüncü bir eş olarak veririz ya da veremeyiz!” diyemediler. (Bu mektup Balta’dan İnciler, s. 250’de…)

Bu kez de kara çarşaf giyerek eylem yapan kızlarımıza soruyorum. “Siz gerçekten bir erkeğe ikinci, üçüncü, ya da dördüncü bir eş olarak varır mısınız?”

Bilmem bu soruma nasıl yanıt verirler. Ama ben şöyle bir yanıtı şimdiden kendilerine hazırlayayım:

 

“Yaratılmışı severiz yaratandan ötürü, dedikleri halde Müslümanlar domuzu niçin sevmezler?”

Yanıt: “Eşini kıskanmadığı için domuza karşı nefret duyarlar…”

Peki dört kadın bir erkeği paylaştığında kadınlar erkeklerini kıskanmayacak mı?

Kıskanırsınız, kıskanırsınız, hele bir erkeği iki, üç, dört kadınla paylaşın da ben göreyim sizi… Ya bir de başınıza Hülle olayı gelirse… (Bakınız, Kuran, Bakara, 230.)

Demek istediğim uğrunda mücadele ettiğiniz şeriat sizi köleleştirecek. Aklı başında hiç bir kadın buna evet diyemez ve kocasını üç kadınla paylaşamaz…

Ve de Hülle olayına razı olamaz…

Gaziantep, Bugün, 24 Ağustos 1990

120- TANRl KELAMI… (1)