KIZMAK YOK

105- ÜMİT OLDU JOSEF…

Kaynağım Sabah gazetesi: 17 Nisan 1990.

Fotoğraflara baktıkça içim sızlıyor. İnsanın baktığı fotoğraflar karşısında ürpermemesi için duygusuz olması. dinsel ve ulusal düşünceden yoksun olması gerek.

Ümit Denli adlı bir yavrunun ailesi geçim zorluğu içinde olduğu için çocuklarını Katolik bir aileye evlatlık olarak vermişler. Geçim sıkıntısı çeken annesi tarafından Amerikalı bir aileye evlatlık verilen Ümit Denli Antakya’da Sen Pier Kilisesinde vaftiz olup Josef adını alıyor. Dokuz yaşındaki küçük Ümit’i mahkeme kararıyla nüfuslarına geçiren Amerikalı Deniş-Cinon Hodeen çifti öz annesi Rukiye Hanım’a bilgi vererek çocuğu kilisede vaftiz ettiriyorlar. Yani bizim çocuk katolik cemaatine kabul edilmiş oluyor vaftiz edilmekle.

Ümit Denli olarak çağrılan yavrumuz bundan böyle Josef Hadeen olarak çağrılacak. NATO’nun İncillik üssünde eczacı yüzbaşı olarak çalışan Cinon’a baba diyecek. Yeni ailesinin NATO’da görevi bittikten sonra belki Amerika’ya gidecekler.

Ümit Denli’nin, yeni adı Josef Hadeen’in eski ailesi ile yeni ailesi arasında çektirdiği resimlere bakıyorum. Her iki aile de sevinç içinde. Mutluluklar gözlerinden okunuyor. Eski aile çocuklarının geleceğini kurtardıktan için sevinç içinde: yeni aile ise cemaatlerine, dinlerine, ailelerine bir kişi kazandırdıkların övüncü içinde…

Onlar seviniyor ama ben her iki aile açısından üzülüyorum. Kendimi küçük Ümit Denli’nin yerine koyuyorum. Ailemden ayrılmayı göze alamıyorum. Ayrılmak düşüncesi bile beni derinden etkiliyor. İnsan geçim zorluğu nedeniyle inancını, ulusunu değiştirir mi diyorum. Çocuğun asıl annesi: “Hiç değilse oğlumun hayatını kurtardım!” diyor. Yaşama hakkı önde gelir. Yaşam söz konusu olunca bütün akan sular durur. Ama bir Ümit’i kurtarmakla nereye varabiliriz. Ümit durumunda, Ümit konumunda milyonlarca çocuğumuz var.

Geçim nedeniyle kendi çocuğunu bir yabancı aileye vermek zorunda kalan ailenin acısını paylaşıyorum. Memleketi bu duruma düşürenlere beddua ediyorum. Allah’ınızdan bulasınız diyorum, sizlerin ne diyeceğini de merak ediyorum…

Gaziantep’te Bugün, 2 Mayıs 1990

106- TURAN DURSUN