KIZMAK YOK

97-CUMHURBAŞKANI NE DEMEK İSTER… 

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı’nın yabancı bir gazeteciye aynen şöyle dediğini gazeteler yazmıştır: “Ben Müslüman’ım, devlet lâik!”

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın bu sözleri üzerinde SHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar: “Bu ifadeler başlı başına Anayasa suçudur. Lâikliği inkar eden bir Cumhurbaşkanı olamaz.” diyerek tepkisini dile getirmiştir. Bu konuda daha geniş açıklamalar yapmıştır ama yerimizin darlığı nedeniyle buraya almıyorum.

İslam radikallerine göre, İslam yazarlarına göre, lâiklik denince ne anlaşılmaktadır. Acaba Sayın Cumhurbaşkanı bunu bilmemekte midir?

Ali Rıza Demircan adlı bir İslâm yazarı var. Kendisi Büyük Riyale Paşa Camii İmam Hatibi, Lâik Türkiye Cumhuriyeti’nin Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan maaş alır. Yani Lâik Türkiye Cumhuriyeti bu adama maaş verir.

Bu İslâmcı yazarın “İslâm’a Göre Cinsel Hayat” adlı iki ciltlik kitabı var. Gelin hep birlikte bu kitabın “Lügatça” bölümüne bakalım. Burada kâfirlik ve lâiklik için neler demiş. İslâmcı yazara göre “kâfirlik” denince ya da “lâiklik” denince ne anlaşılmalıdır. Alfabetik sıraya göre kâfir sözcüğünün karşılığını alalım:

“Kâfir: Kuran ve Sünnetle belirlenmiş iman esaslarının, ilahi emirler ve yasakların bütününe veya herhangi birine inanmayan kişi. LAİK İNSAN…”

Yani anlayacağınız kim lâikse o kâfirdir.

Bir de “lâik” sözcüğünün karşısına ne yazılmış ona bakalım:

“Lâik: Dini olmayan, Kuran ve Sünnet yönetimini kabul etmeyen insan lâik oluyor. Lâik insan da kâfir oluyor…”

Bu kitap Lâik Türkiye Cumhuriyeti’nde yayınlanmıştır. Benim elimdeki 4. baskıdır. Lâik Türkiye Cumhuriyeti’ni korumakla görevli savcılardan biri bu kitap ve yazarı hakkında dava açmamıştır. “Gel bakalım arkadaş, sen ne demek istiyorsun? Yani biz kâfire mi hizmet ediyoruz? Gel şunu açıkla hele..:” dememişlerdir.

Hem lâik Türkiye Cumhuriyeti’nin Diyanet’inden maaş alacaksın, hem de maaş aldığın devleti kâfirlikle suçlayacaksın. Olacak iş değil…

Sayın Cumhurbaşkanı: “Ben Müslüman’ım Devlet lâik” dediğine göre “lâiklik” ile “Müslümanlık” arasında bir ayrım olduğunu biliyor demektir. Yoksa böyle bir açıklama gereğini duymazdı. Bu durumda sayın Cumhurbaşkanımız lâik devlete hizmet etmektedir. Hemen çekilmelidir… Çünkü: “Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse zalimdir.” (Maide, 5/45) Sormak gerekmez mi, “Siz Allah’ın indirdiğiyle mi hükmediyorsunuz?”

Şimdi Türkiye Cumhuriyeti “lâik” bir devlet olacak. Lâik devletin başında bulunan Cumhurbaşkanı lâikliği kabul etmeyerek Müslüman olduğunu söyleyecek.

Sayın Cumhurbaşkanı laikliği, “İslam’a Göre Cinsel Hayat” yazarı Ali Rıza Demircan gibi anlıyorsa; yani lâiklik eşittir kâfirlik diyorsa kâfire hizmet ediyor demektir. Bu arada şunu da belirtelim. Herhangi bir kişi ben Müslüman’ım diyorsa; o, Müslümanlık dışındaki düşünce ve inançları, felsefi akımları dışlıyor demektir. Çünkü İslâm’a göre “İslâm dışındaki her düşünce ve inanış sapıklıktır!” Müslüman’dan başka herkes cehennemliktir…

Eğer Sayın Cumhurbaşkanı bu gerçekleri bilerek yabancı gazeteciye: “Ben Müslüman’ım devlet lâik…” demişse bizim derin derin düşünmemiz gerekir. Böyle bir anlayışla AT’e nasıl gireceğiz. Çağdaş dünyaya karşı ne diyeceğiz… Bu nedenlerle gerçekten derin derin düşünmemiz gerekir…

Müslüman olan lâik devlete hizmet etmez. Kâfir devletten maaş almaz… Anayasa madde 103’e göre yemin etmez…

Gaziantep, Bugün, 14 Mart 1990

98- 163’ÜN KALDIRILMASINA KARŞIYIM