KIZMAK YOK

84-KİM ŞEHİT?..

Melih Cevdet, Cumhuriyet’teki yazısında İran-Irak savaşını ele alarak ölen de öldüren de Müslüman… Bunların hangisi şehitlik mertebesine erecek diye bir soru atmış ortaya.

Gerçekten de Iran: savaşı Müslümanlık uğruna yaptığı savında, öyle ki bütün dünyaya İslâm devrimi ihraç etmek çabasında. Bu kafa ile büyük Atatürk’ün lâiklik ilkesine de saldırmakta. Allah’ın ve Peygamberinin sözü geçmez de Atatürk’ün sözü nasıl geçer demekte. Anlaşılıyor ki Humeyni kendisini dinin koruyucusu sanmakta. Oysa Kuran’da dini biz koruyacağız diye ayetler bulunmakta. İslâm dininin Humeyni’ce korunmasına hiç de gerek bulunmamakta… Ne var ki sen gel bunu Humeyni kafalılara anlat.

Gelelim Irak’a. Irak da Müslüman bir ülke. İran’ın saldırıları nedeniyle binlerce Müslüman kara toprağa girmekte. Humeyni ile Saddam Hüseyin zıtlaştıkça vurulup toprağa düşen Müslümanlar her iki tarafta da artmakta… Şimdi bunların hangisi şehit olacak? İşte üzerinde durulması gereken soru bu. İki Müslüman toplum birbirine girmiş. İkisinden de ölenler var. Bunlardan hangisi şehitlik mertebesine varacak ve cennete gidecek? Düşünülmesi, üstünde durulması gereken bir soru değil mi?

İslam Peygamberi, müşriklere karşı savaşta ölen müminlerin şehit olacağını, ölünce cennette ağırlanacağını belirtmişti. Ama kendisinden sonra Müslüman’ın Müslüman’a kılıç çekeceğini aklından bile geçirmediği için bu konuda söz söylememişti. Ne var ki kendisinden birkaç yıl sonra Hz. Ali ile Muaviye birbirine girdi. Yüzlerce, binlerce Müslüman din uğruna, şehitlik uğruna birbirlerinin kanına girdiler. Bu savaşlarda İslam Peygamberinin en yakınları öldü ve bunlara şehitlik mertebesi bile çok görüldü.

Müslüman’ın Müslüman’la savaşında ölenlerden hangisinin şehit olacağı konusu Timurlenk’in de kafasını kurcalamış olacak ki Yıldırım Beyazıt ile yaptığı Ankara savaşından sonra din bilginlerine sormuş: “Osmanlı da Müslüman olduğu gibi biz de Müslüman’ız. Bu savaşta ölen de Müslüman, öldüren de Müslüman… Her iki yandan ölenler de var, öldürenler de var. Bunlardan hangisine şehit diyeceğiz?”

Din bilginleri öyle yanıt vermiş ki Timurlenk’in beğenisini kazanmışlar. Din bilginleri diyesi ki “Tanrı’yı yücelten askerler şehittir.”

Hadi çık çıkabilirsen işin içinden. Bu durumda Timurlenk’in askeri savaşı kazandığı için, Tanrı’nın adını yücelten asker oluyor ve dolayısıyla Timurlenk’in askerlerinden ölenler şehitlik mertebesine eriyor. Osmanlı’dan ölenler, yaralananlar ise ne şehit ne gazi…

Gelelim İran-Irak savaşında kimlerin şehit olacağına. İki liderin birbirlerine olan husumetleri yüzünden ölüp de toprağa girecek olanlara dense dense: “Ne şehit oldu ne gazi, boşu boşuna gitti Acemle Arabi” denebilir.

Yoksa şöyle mi düşünmeli, haklı bir savaş uğruna ölenleri şehit sayabiliriz. Bu takdirde Müslüman olmayanların savaşında ölenler için ne diyeceğiz? Bu gün Hitler’in, Mussoli’nin haksız saldırıları karşısında kendi yurtlarını savunmak için ölenlere ne demeli? Karışık bir sorun değil mi?

Derine dalmayalım mı? Bu işe karışmayalım mı? Zaten istedikleri de bu değil mi?

Özgür Gaziantep, 5 Eylül 1986

  1. KALIPLAŞMIŞ DÜŞÜNCE