LAİKLİK 63

63 HUKUKA TAKLA ATTIRAN BİR ÜLKE: TÜRKİYE…

 

Siz Bakmayın Bu Mahkeme Kararlarına…

Prof. Rennan Pekünlü, Bu Kararlara Uyduğu İçin Tıkıldı Zindana…

 

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi iken, yönetmelikleri, genelgeleri ve kuralları ısrarla çiğneyerek türban takmakta direnmesi sonucu sınavlara alınmayan Leyla Şahin, bir seri dava açmış ve iç hukuk yolları tükenince, AÎHM’ye müracaat ederek  dava açmıştı. 21 Haziran 1998 tarihinde yapılan bu başvuru incelenmiş ve 29 Haziran 2004 yılında AİHM’nin 7 kişilik yargıçlar kurulu kararını vermişti. Bu karar Leyla Şahin’in aleyhine çıkmıştı.

Bunun üzerine Leyla Şahin AİHM”nin Bu kararına karşı 17 yargıçtan oluşan Büyük Daire ‘ye (Grand Chamber) başvurdu. Bu kez de, Leyla Şahin’in itirazı geçersiz bulundu ve Büyük Daire gerek Türk mahkemelerinin gerekse AİHM’nin ilgili dairesi tarafından alınan 29 Haziran 2004 tarihli kararının, Avrupa Birliği Sözleşmesince güvence altına alman Temel Hak ve Özgürlüklere aykırı olmadığını 10 Kasım 2005  tarihinde karar altına aldı.

 Bu karar, kuşkusuz hukuk tarihimizde ve turban (sıkmabaş) bir siyasal simge olarak gören ve kullanan siyasal partiler açısından da son derece önemli.

 AİHM’nin bu önemli kararında, gerek Danıştay’ın, gerek Anayasa Mahkemesi’nin, gerekse AİHM’nin daha önce aldığı Refah Partisi davasma dair hükümlere  ve Avrupa’daki diğer dava ve dosyalara hukuksal göndermeler yapılmıştır. AÎHM’nin Büyük Dairesi’nin son kararının hukuken ne anlama geldiği üzerinde durulmalıdır. Çünkü türban konusu, Türkiye’nin siyasal yaşamını son 25 yıldır işgal etmektedir. Bu karardan sonraki Başbakan, Dışişleri ve Meclis Başkanı’nın siyasal çıkışları, bu konunun daha uzun yıllar siyasal yaşamımızı etkileyeceğini göstermektedir. Bu son kararın anlaşılması için Leyla Şahin konusuna eğilmemiz gerekiyor.

Leylâ Şahinin Öyküsü

Leyla Şahin davası 7 yıllık geçmişi  olan bir öyküdür.  1973 doğumlu Leyla Şahin, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi beşinci  sınıf öğrencisi iken yatay geçiş yaparak  26 Ağustos 1997’de istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne kaydolmuştur. Leyla Şahin’in ilk dört yıl türban takmadığı hususu 29 Haziran 2004 tarihli AİHM kararında açıkça yazılmıştır. Şahin, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne devam ederken 23 Şubat 1998’de istanbul Üniversitesi öğrencilerinin, üniversite kampusuna (yerleşke) alınmasını düzenleyen bir genelge yayımlandı. Bu genelgenin içeriği ve kapsadığı hususlar şöyle Özetlenebilir•

Anayasa, yasa, yönetmelikler, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ile üniversite yönetim kurulu kararları doğrultusunda, (yabancı öğrenciler dahil) bayan öğrenciler başları bağlı olarak (sıkmabaş-türban), erkek öğrenciler sakallı olarak ders, staj ve uygulamalara alınamazlar.

• Bu gibi öğrenciler önce uyarılacak, dershaneden çıkmıyorsa bir tutanakla durum tespit edilecek ve ilgili öğrenci hakkında işlem yapılmak üzere anabilim dalı, bölüm ve dekanlığa bildirilecektir. Genelgeden 17 gün sonra, 12 Mart 1998 ‘de türbanlı Şahin, gerekli uyarıya uymadığı için onkoloji sınavına alınmadı. 20  Mart 1998’de de ortopedi bölümüne, l0 Nisan 1998’de nöroloji dersine, 10 Haziran 1998’de de kamu sağlığı sınavına aynı gerekçelerle kabul edilmedi.

•  Leyla Şahin, bu noktada sözü edilen 23 Şubat 1998 tarihli İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü genelgesinin iptali için 29 Temmuz 1998 tarihinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde dava açtı.

• İstanbul Bölge idare Mahkemesi, 19 Mart 1999 tarihli kararıyla, yasaların, İstanbul Üniversitesi Rektörü’ne, üniversitede düzenin sağlanması için yetki verdiğini, bunun da öğrencilerin kılık-kıyafetlerinin düzenlenmesini kapsadığını belirtti ve bu ne İnsan Hakları ve Ana Hürriyetlerinin Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi, ilk kez Avrupa devletleri tarafından 20 Mart 1950’de Roma’da imzalandı. Bu sözleşme Avrupa devletleri yönünden 3 Eylül 1952’de yürürlüğe girdi.

Türkiye bu  sözleşmeyi 1954 yılında 6663 sayılı yasa ile onayladı (19.3.1954 tarih ve 8662 sayılı  Resmi Gazete). Bu sözleşme Türkiye Cumhuriyeti ‘açısından 18 Mayıs 1954’te yürürlüğe  girdi.

Türkiye Özal döneminde, 1987’den itibaren AÎHM’nin bireysel başvurulan kabul kavramını empoze etmeye çalışan aşırı siyasi hareketlerin olduğunu gözden kaçırmamıştır ” demiştir.

 • Laiklik ilkesi, Anayasa Mahkemesi tarafından vurgulandığı üniversitelerde bir dini işaret olarak İslami başörtüsü takılmasının yasaklamasının temelinde yatan başlıca nedendir…. Dini sembolleri takmalarını kabul etmenin, çoğulculuğun değerleri, başkalarının haklarına saygı ve özellikle kadın ve erkeğin kanun önünde eşitliğinin öğretildiği ve uygulamaya konulduğu böyle bir bağlamda, bu tür değerlerin gelişmesine aykırılık teşkil eder Böylece, AlHM, Leyla Şahin’in açtığı davada 2004 Temmuzunda;  “Üniversiteye girmeden önce, türbanla öğrenim yapamayacağım bildiği halde türban giymekte ısrarının, kendi dini değerlerini başkalarına dayatma anlamına geldiği” sonucuna varmıştı.

Leyla  Şahin’in avukatları bu karara karşı bir temyiz niteliğinde başvuru yaptı. AİHM’nin kararlarını bozma yetkisine sahip olan Büyük Daire’ye (Grand Chamber) başvurdu. 7 yargıcın verdiği karar, bu kez 1 yargıç tarafından yeniden ele alındı, irdelendi. 10 Kasım’da açıklanan Büyük Daire kararı, Leyla Şahin’in itirazını yersiz buldu. Leyla Şahin’e  “türbanını çıkarması koşuluyla üniversitede okuyabileceğini belirten eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun haklılığını vurguladı.

 Kararın özeti:

 • Karar, türban için İslami başörtüsü deyimini kullanıyor ve AÎHM’nin eski kararına gönderme yapılarak bu karardaki görüşlerinin benimsendiğini de vurguluyor. Diğer hususlar şunlardır:

 • Bu kararla;  eşitliğin, hukuk devletinin ve demokrasinin teminatı ve garantisi olan laikliği koruması amaçladığı, bu amacın hukuka uygun ve meşru olduğu,

• Demokrasin korumayı amaçlayan yasa kararının özeti:

• Karar, türban için İslami başörtüsü deyimini kullanıyor ve AİHM’nîn eski kararına gönderme yapılarak bu karardaki görüşlerinin benimsendiğini de vurguluyor. Diğer hususlar şunlardır:

 • Bu kararla; eşitliğin, hukuk devletinin ve demokrasinin teminatı ve garantisi olan laikliği korumayı amaçladığı, bu amacın hukuka uygun ve meşru olduğu,

  • Demokrasiyi korumayı amaçlayan yasal düzenlemelerin olayın gerektirdiği ölçüye ve demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun olarak yapıldığı,

  • Davacı Leyla Şahin’in eğitim görme hakkından, önceden bildiği kurallara karşın kendi kurallarım dayattığı için mahrum kaldığı,

 • Türban yasağıyla, davacının eğitim görme hakkından daha ön plana geçen bir değerin korunduğu, kimilerinin kendi dini değerleriyle başkalarını baskı altına alma durumunun engellendiği,

• Türban yasağının, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi tarafından, laik  sistemi koruma gibi çok Önemli bir değeri savunma kaygısıyla alındığı, İslami başörtüsü yasağının hukuka ve yasalara uygun kararlara dayandığı ve demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı bulunmadığı sonucuna varıldığını bildiriyor

AIHM ne dedi?

AİHM Değerlendirmesi:

• Çok sayıda dinin bir arada bulunduğu tek ve aynı nüfusu barındıran demokratik toplumlarda, çeşitli grupların menfaatlerini uzlaştırmak ve herkesin inançlarına saygı gösterilmesini sağlamak için kişinin dinini veya inancını gösterme özgürlüğüne sınırlamalar getirmek gerekli olabilir.

• AİHM, eski kararlarında, özellikle İsviçre’ye karşı Dahlab kararında vurguladığı gibi, “demokratik toplumlarda devletin başkalarına özgürlüklerinin ve haklarının, kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin korunması için güdülen amaç ile bağdaşmadığında, başörtüsü takılması konusunda sınırlama getirmeye yetkili olduğunu tespit ettiklerini” kaydetmiştir.

Başvuranın küçük çocukların sınırında okul öğretmeni olarak görevli olduğu, yukarıda bahsedilen Dahlab davasında, mahkeme, cinsiyet eşitliği ilkesiyle bağdaştırılması zor olan Kuran’ın kadınlara başörtüsü takma zorunluluğu getirmiş görünmesinin, bunun güçlü ‘dış sembol’ etkisi yaratabileceğini ve bunun bir tür başkalarını dini inancından vazgeçirme etkisi oluşturup oluşturmayacağının sorgulanabileceği, diğer konuları yanında özellikle vurgulanmıştır.

• Aynı şekilde AÎHM, Türkiye’de laiklik ilkesinin, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına  saygıyla uyumlu olan devletin temel ilkelerinden biri olduğunu ifade etmiştir (Refah Partisi ve diğerleri, yukarıda zikredilen dava), Halkın büyük bir çoğunluğunun belli bir dinden olduğu Türkiye gibi bir ülkede, bu dini icra etmeyenleri ya da başka bir dinden olanları köktendinci hareketlerden korumak için üniversitelerde alman önlemlerin sözleşmenin 9/2 maddesine göre haklı görüldüğünü, TC Anayasa Mahkemesi kararının demokrasiye uygun olduğunu belirtmiştir.

AİHM Kararının Hukuki Hükümleri:

• Anayasa Mahkemesi, “laikliğin Türkiye’de demokratik değerlerin güvencesi olduğunu, bireysel vicdanı ilgilendirdiği sürece, inanç özgürlüğünün kısıtlanamayacağı ve vatandaşların kanun karşısında eşit olduğu ilkesini” belirtmiş ve aşağıdaki noktalan vurgulamıştır:

• Laiklik aynı zamanda bireyi dış baskılardan korur. Kişinin dinini ifşa etme hakkına bu değer ve ilkeleri korumak için kısıtlamalar getirilebilir.

• Bu türlü bir laiklik kavramı AİHM’ye göre Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi’nin temelini oluşturan değerlerle uyumludur.

• AİHM bu ilkenin desteklenmesinin Türkiye’de demokrasinin korunması için gerekli olduğunu kabul eder.

 • AİHM aynca Türk anayasa sisteminde kadın haklarının korunmasına verilen önemi kabul etmekte ve cinsiyet eşitliğini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin temelini oluşturan anahtar ilkelerden biri olarak tanımaktadır. Bu husus, Avrupa Konseyi’ne üye devletlerin ulaşması gereken bir amaçtır. Görüldüğü gibi AÎHM aynı zamanda bu uygulamayı diğer Avrupa ülkelerine önermektedir.

 • AİHM, Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye bağlamında (türban) sorununu değerlendirmesinde, zorunlu bir dini vecibe gibi takdim edilen veya algılanan böylesi bir simgeyi takmanın, onu takmamayı seçenler üzerinde yaratacağı etkiyi göz önüne almak zorundadır hükmünü kabul etmiştir.

• AİHM, burada Refah Partisi kapatılma kararına gönderme yapmış ve “Mahkeme daha önce Türkiye’de kendi dinlerinin sembollerini ve dini inançlar üzerine kurulmuş bir toplum ve bunlar üzerinde karar vermesini ve vereceği kararlan da uygulayacağını kabul etti.