KIZMAK YOK

113- GAVUR İCADI…

 

İlk dinsizlik damgasını rahmetli Hacı Şükrü ile olan bir tartışma sonucu yedim.

Yıl 1950, yaşım 18 idi…

Hacı Şükrü yaşlı idi.

Ali Nacar Camisi’nin de müezzini…

Güzel de ezan okurdu.

Ancak onun beş vakit minareye çıkıp inmesini aklım almıyordu…

O yıllar hoparlör yeni yeni kullanılmaya başlamıştı.

Düğünlerde ve siyasal toplantılarda hoparlör kullanılırdı.

 Ben de tuttum saf saf Müezzin Hacı Şükrü’ye:

“Hacı emmi, sen bu yaşında her gün beş kere bu yüksek minareye niçin çıkıp iniyorsun. Minareye bir hoparlör tak. Yukarıya çıkmaya gerek kalmadan aşağıdan okursun. Hem sana kolaylık olur hem de cemaate. Çünkü daha uzak olanlar da hoparlör sayesinde rahatça duyar!..”

 

Hacı Şükrü bu önerime şiddetle karşı çıktı.

“Hoparlör gâvur icadı. Müslüman gâvur icadını kullanarak ibadet yapamaz!..” dedi…

Ben konuya yararlanma açısından, kolaylık açısından bakıyordum.

Öyle ki imamın namaz kıldırırken mikrofon ve hoparlör kullanmasında da bir sakınca olmadığını söylüyordum.

Ne var ki Hacı Şükrü yeniliklere karşı benim kadar açık değildi.

Bu önerim kendisini tedirgin etti.

Hacı Şükrü ile olan bu konuşmamız daha sonra caminin imamına ve ileri gelen cemaate intikal etti.

Ve hoparlörün gâvur icadı olduğu gerekçesi ile kullanılmamasına karar verildi,,,

Bana da dinsiz dendi.

Aradan zaman geçti. Yıllar sonra Ankara’dan Gaziantep’e gittiğimde baktım ki Hacı Şükrü ezanı mikrofondan okuyor…

Ne var ki yine minarelerin merdivenlerini tırmanıp şerefede okuyor.

Kendisi ile karşılaştığımda gülen bakışlarımla: “Ne oldu gavur icadını eline almışsın?

Sonunda benim dediğime gelmişsin.”

 

Bana dik dik baktı,

Arkasını dönüp uzaklaştı.

Ondan sonra da bir daha görmedim:

Hakkın rahmetine kavuştuğunu öğrendim…

Şimdi bütün minarelerde hoparlör var.

Sonuna kadar açıyorlar.

Ne makam kaygısı, ne ezgi kaygısı var.

Kendilerine göre ezan okuyorlar…

Ankara’nın, İstanbul’un en işlek caddelerinde hoparlörden ezan okuyorlar.

Kalabalık kentlerin gürültüsü azmış gibi tiz perdeden madeni sesi kulaklarımıza tıkıyorlar.

Her duyuşta Hacı Şükrü ile tartışmayı anımsıyor ve ona hak veriyorum.

Şu gavur icadının başımıza açtığına bak diyorum.

Madeni ses nerede,

İnsan sesinin doğallığı nerede?

Dinsizlik yakıştırması kaldı kesemize…

Gaziantep’te Bugün, 28 Temmuz 1990

114- LÂİKLİK TARTIŞMASI