KIZMAK YOK

95- BÜYÜK BASININ BÜYÜK YAZARLARINA…

Atatürk’e göre Basın Ulusun genel sesidir. “Bir ulusu aydınlatmada ve ona yol göstermede, bir ulusa gereksinme duyduğu düşün besinini vermede. Özetle bir ulusun mutluluk ereği olan ortak doğrultuda yürümesini sağlamakta basın başlı başına bir güç, bir okul, bir önderdir…”

13 Kasım 1988 günü Atatürk’ü Anma Haftası dolayısıyla TRT 2. Kanal’da Atatürk’ün ölümünden 15 gün önce dünya Müslümanlarına mesajını yayınlıyor:

“Bütün dünyanın Müslümanları, Allah’ın son Peygamberi Hz. Muhammed’i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli İslamiyet’in hükümlerini, olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir.”

Atatürk’ün böyle bir mesaj göndermediği, göndermeyeceği, büyük basının büyük yazarlarına tarafımdan duyuruluyor. Ne var ki büyük basının büyük yazarları, kulaklarının üstüne yatmış. Olayın önemini değerlendirmekten yoksun.

Oysa Atatürk’ün böyle bir mesaj gönderdiğini kabul etmek Atatürk’ün yaptığı devrimlerden pişmanlık duyduğu, doğru olanın şeriat kurallarına uymak olduğu anlamına gelir ki bu Atatürk’ün kendi kendisini yadsımasıdır.

Atatürk, ölümünden 15 gün önce iki mesaj vermiştir: İlki, Cumhuriyetin 15. yıldönümü nedeniyle Orduya. İkincisi ise: Türkiye Büyük Millet Meclisi 5. Dönem, IV. Toplantı yılının açılışında.

Bu mesajların dünya Müslümanlarına gönderildiği söylenen mesajla en küçük bir ilgisi yok.

Demek ki, ortada yalan var. Uydurma bir mesaj var. Atatürk’ün düşünsel kişiliğine, tinsel kişiliğine ağır bir saldırı var. Daha önemlisi Atatürk’e yapılmış bir iftira var.

“Egemenlik kayıtsız, şartsız ulusundur” diyen bir kişinin bütün dünya Müslümanlarına böyle bir mesajla “Hakimiyet kayıtsız şartsız şeriatındır.” demesine olanak var mı?

Atatürk’ün böyle bir mesaj göndermiş olduğu haberine kayıtsız kalmak; şeriat kurallarına geçmenin bizzat Atatürk tarafından buyrulduğu anlamına gelmez mi?

Bu konu üzerinde daha çok durulabilir. Ne var ki büyük basının büyük yazarları olayın önemini idrakten yoksun. Şeriatçı otoriteye teslim olmuş gibi bir görüntüsü var. Halkımızın dediği gibi: “Kokteyl var gider misin? Kokteylde viski var içer misin?” diyesi geliyor.

Cumhuriyetimizin temel ilkesi laiklik sulandırılıyor… Atatürk gibi büyük bir önder şeriatçı gibi gösteriliyor, ne Atatürk Araştırına Merkezi’nden, ne Üniversitelerin Devrim (affedersiniz İnkılâp) Kürsüsü Öğreticilerinden, ne Atatürk’ü kurduğu partinin devamı olduğunu söyleyen SHP milletvekillerindenne Cumhuriyeti korumak ve kollamakla görevli olan Cumhuriyet savcılarından ne de büyük basının büyük yazarlarından bir ses var.

Diğerleri Hükümetin emrinde bir kuruluş olduklarından bağışlanabilir ama büyük basının büyük yazarları asla…

Safranbolu, Gündem, 1-15 Aralık 1988

96-HANİ İBADET DE GİZLİ İDİ…