KIZMAK YOK

  1. MUCİZE…

Ansiklopedilerden biri şöyle yazıyor: “Hz. Muhammed’in mucizesi yoktur. Halk arasında anlatılan mucizeler hiçbir belgeye dayanamaz.”

Yeni çıkan gazetelerden biri Ansiklopedinin yazdığı bu bilgiye bozulmuş. Nasıl olur da Hz. Muhammed’in mucizesi yok denirmiş. Bunlar halka yalan-yanlış bilgi veriyorlarmış. Bunların bu yalan yanlış yayınlarına bir son verilmeli imiş.

Hz. Muhammed’den önce gelmiş olan peygamberlerden Musa’nın İsa’nın mucizesi olduğu söylenir, yazılır da İslâm Peygamberinin mucizesi niçin olmasın. Onların mucizesi varsa elbet de Hz. Muhammed’in de mucizesi olacaktır.

Bilindiği gibi İslâm anlayışına göre; gerek Tevrat olsun, gerekse İncil olsun bu kutsal kitaplar değişikliğe uğramıştır. Ne var ki değişikliğe uğradığı sanılan bu kitaplardaki akıl almaz mucizelerin varlığına inanılır. Eğer değişiklik iddiası işe yarayacaksa önce şu mucize anlayışından işe başlamalı. Çünkü değişiklik iddiasının temel dayanağı bu iki eski kutsal kitapta yazılan akla, bilime aykırı mucizeler olmalı…

Örneğin Musa’nın asasının yılan olması; yine, Musa’nın Nil nehrini ikiye yarıp kendine bağlı olanları  bu nehrin ortasından geçirmesi.

İsa Peygamberin ise; ölüyü diriltmesi, denizde yürümesi gibi mucizevi olaylar.

İslâm dininin akıl ve mantık dini olduğunu söyler dururuz. Öyleyse asanın yılan olması, Nil nehrinin ikiye ayrılması, ölünün dirilmesi, İsa’nın denizde yürümesi olaylarını akıl ve mantıkla bağdaştırabilir miyiz? Bu durumda hemen şöyle bir savda bulunulabilir: ’’Allah neye kadir değil ki?” işte böyle denilir denilmez ben de Kuran’daki ayetlerle karşı çıkarım. Kuran’daki Isra Suresinin 90-93. ayetleri şöyle: ”Bize yerden kaynaklar fışkırtmadıkça sana inanmayacağız. Veya hurmalıkların, bağların olup aralarında ırmaklar akıtmalısın. Yahut iddia ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli, ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmelisin. Veya altın bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin. Ama oradan okuyacağımız bir kitap indirmezsen, yine o yükselmene inanmayacağız. De ki: Fesuphanallah! Ben peygamber olan insandan başka bir şey miyim!”

Kuran’a göre olay şöyle geçmekledir. Müşrikler Hz. Muhammed’den bir mucize göstermesini islemektedirler. Hz. Muhammed’de “Ben Peygamber olan bir insandan başka bir şey değilim!” demektedir. Yani benden olağanüstü bir şey istemeyin. Çünkü ben de sizin gibi bir insanım. İnsanları hayran bırakacak doğaüstü olayları yaratma, yapma gücüm yok. Ben ancak Allah’ın bana bildirdiklerini, bildirmekle yükümlüyüm, demekte.

Bir Müslüman için başvurulacak en gerçekçi kitap Kuran olduğuna göre başka kaynaklara dayanarak Hz. Muhammed’in de mucizeleri olduğunu ileri sürmek; ya Kuran’ı anlamamaktır, ya da İslam dinini gerektiğince bilmemektir…

Ola ki Kuran’da Hz. Muhammed’in mucize gösterdiğine ilişkin bir başka ayet vardır da ben bulamadım. Ya da cahilliğimden bilmiyorum. Olabilir, gözümden kaçmış olabilir. Bilmiyor olabilirim. Ancak bu konuda bilgisi olanlardan da dilekte bulunuyorum.

Kuran’a dayanarak Hz. Muhammed’in şöyle şöyle mucizesi vardır. İşte Kuran’ın şurasında, şurasında şöylece yazılmaktadır, diye bildirirlerse, sevinir, onlara bilmediğimi bildirdikleri için de teşekkür ederim.

Eğer bir mucize ile insanlar, hayran bırakıp yola getirmek işe yarasaydı yukarıdaki olayda olduğu gibi, Hz. Muhammed “Ben Peygamber olan bir insandan başka bir şey değilim” demezdi. Kendisinden mucize isleyen müşriklere isledikleri mucizeyi gösterirdi. Ne var ki insanları korkutarak, hayran bırakarak, şaşkına çevirerek akıllarını kullanmalarını engellemekle bir yere varılamaz.

Din bir yaşam yöntemidir. Yaşam yönteminin en büyük kılavuzu akıl ve mantıktır. Büyüklerimiz şu sözü sıkça da söylemişlerdir: “Aklı olmayanın imanı da yoktur. Aklı olmayanın dini de yoktur.”

Bütün dinler akla, mantığa boş verdiği oranda yaşama gücünü yitirir. Gerçek dışı olaylarda birleşeceğimize gerçekte birleşelim. Çünkü bütün insanları bir araya getirecek olan akıldır, gerçektir, sağduyudur.

Özgür Gaziantep, 10 Kasım 1986

  1. DÜŞÜNÜRSEK