KIZMAK YOK

  1. LAİKLİK UYGULAMASI…

Meclis Camisi’ne minare yapılacakmış. Cumhuriyet gazetesi haberi 31 Temmuz 1986 günü bu başlıkla veriyor. 4 eğilimli iktidarın MSP kanadı mimarın yaptığı projeyi beğenmemiş. Mimar da projesinin beğenilmemesi üzerine şöyle demiş: “…sanata bu denli müdahaleyi kabul etmiyorum. Ben yalnızca size karşı sorumlu değilim. Geldiğimiz nokta itibariyle birçok çevreye karşı sorumluyum. Öyle ki Türkiye sınırlarının ötesinde sorumluluk taşıyan bir mimarım. Benim kalemim bundan öteye yürümez beyler!”

Mimarın tepkisini yerinde buluyorum. Herkes kendi düşüncesi doğrultusunda doğru bildiğini savunacak. Bizim doğru bildiğimiz de Türkiye Cumhuriyeti’nin “…Lâik ve Sosyal bir hukuk devleti” (Md. 2) olduğudur.

Yine Anayasamızın 68. maddesi de şöyle yazar: “Siyasi partilerin tüzük ve programları… Lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz”

Şimdi siyasi partiler Lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı hareket edemez de Türkiye Büyük Millet Meclisi “…lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı harekete nasıl öncülük eder?”

Yine bu Meclisin üyeleri Meclise ilk adım attıklarında şöyle yemin etmediler mi? (Mad. 81): “…demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma…”

Atatürk’ün ilke ve inkılâplarında (12 Eylül hatırına İnkılâp dedim. Yoksa ben devrim demeyi severim.) cami yaptırmak var mı? Atatürk isteseydi Büyük Meclise bir cami yaptıramaz mıydı? Atatürk çağdaş bir devlet adamıydı… Bir devletin, bir hükümetin dini olmayacağını biliyordu…

Anayasamız Cumhurbaşkanlarına da görev yüklüyordu. Mad. 103’e göre de Cumhurbaşkanları yeminlerini şöyle yapıyordu: “Cumhurbaşkanı sıfatıyla… Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma… Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

Büyük Meclis Yasama Organının görev yaptığı bir makamdır. Büyük Meclis bir tapınak değil ki…

Şimdi yurdumuza gelen turistler Büyük Meclise geldiklerinde modern minaresini görünce burasının Türkiye’nin Büyük Meclisi değil de Türkiye’nin en büyük tapınağı olduğu sanacaklar. Lâik Türkiye Cumhuriyetinin Büyük Tapınağı diyerek fotoğraflar çekerek memleketlerine götüreceklerdir.

Böylece Batı’ya lâiklik uygulamasının nasıl olduğunu göstereceğiz. Hep biz batıyı öykünecek değiliz ya biraz da batılılar bizi öykünsünler… Hep biz Batı’yı örnek alacak değiliz ya biraz da Batılılar bizi örnek alsınlar.

Örnek alsınlar da lâiklik ilkesi nasıl uygulanırmış görsünler. Hiçbir şeyde Batı’ya öncülük edemedi isek lâiklik ilkesinin çağdaş uygulamasında öncülük edeceğiz ya…

Lâiklik uygulaması dediğin böyle olur… Dünyada bizden lâik bir Cumhuriyetin olmadığını böylece dünyaya göstermiş oluruz ya…

Ne mutlu Türküm diyene!..

Gaziantep, Özgür Gaziantep, 8 Ağustos 1986

79-CUMA SELAMLIĞI