TABULARA, TALANA, YALANA BALTA

TABULARA, TALANA, YALANA
BALTA

IRKÇILIĞA, SÖMÜRÜYE, ŞERİATA
HAYIR!..

Sorumlusu: Av. Hayri BALTA
+
e-mail adresi:
hayri@tabularatalanayalanabalta.com
site adresi:
www.tabularatalanayalanabalta.com
X

MEZMURLAR
BİRİNCİ KİTAP
(Mezmur 1 – 41)
1 Ne mutludur o insan ki, kötülerin öğüdünü rehber almamış,
Günahkârların yolunda durmamış,
Ve alaycıların arasında oturmamıştır.
2 Zevki Yehova’nın kanununda bulur,
O’nun kanununu gece gündüz, üzerinde düşünerek okur.
3 O, akarsular kenarına dikilmiş ağaç gibi olacak;
Meyvesini mevsiminde verecek,
Yaprağı solup gitmeyecek,
Ve her işinde başarılı olacak.
4 Oysa kötüler böyle değildir,
Onlar rüzgârın savurup götürdüğü saman gibidir.
5 Bu yüzden kötüler hüküm zamanında ayakta kalamayacak,
Günahkârlar, doğru insanların topluluğunda bulunmayacak.
6 Çünkü Yehova doğruların yolunu iyi bilir,
Kötülerin tuttuğu yol ise silinip gidecektir.
2 Neden milletler kargaşa içinde
Ve neden halklar boş yere fısıldaşıyor?
2 Yeryüzünün kralları yerlerini alıyor,
Yöneticileri bir araya toplanıyor,
Yehova’ya karşı, mesihine karşı birlik oluyorlar.
3 “Onların bağlarını koparıp atalım,
İplerini üzerimizden sıyıralım!” diyorlar.
4 Fakat, göklerde oturan gülecek;
Evet, Yehova onlarla eğlenecek.
5 O zaman onlara öfkeyle gürleyecek,
Kızgınlığı onları kargaşaya düşürecek.
6 “Evet, kralımı kutsal dağım Sion’a koyan,
Onu oraya yerleştiren Benim” diyecek.
7 Yehova’nın buyruğunu dinleyin;
O bana, “Sen Benim oğlumsun” dedi.
“Ben bugün senin Baban oldum.
8 Milletleri iste Benden, sana miras olarak vereyim
Ve yeryüzü bir uçtan öbür uca mülkün olsun.
9 Onları demir asayla kıracaksın,
Çömlekçi kabı gibi parçalayacaksın.”
10 Ve şimdi ey krallar, gelin de gerçekleri anlayın;
Ey yeryüzünün hâkimleri, bundan bir ders çıkarın,
11 Yehova’ya korkuyla kulluk edin,
O’nun önünde titreyin ve sevinin.
12 Oğlu öpün ki Tanrı hiddetlenmesin,
Siz de tuttuğunuz yolda yok olup gitmeyin;
Çünkü O’nun öfkesi ansızın parlar.
Ne mutludur O’na sığınanlar!”
Davut’un, oğlu Abşalom’dan kaçtığı sırada yazdığı mezmur.
3 Ah Yehova, düşmanlarım neden bu kadar çoğaldı?
Neden bunca kişi bana karşı ayaklandı?
2 Benim için diyorlar ki,
“Tanrı onu kurtarmaz.” (Selah)
3 Yine de ey Yehova, Sen etrafımda kalkansın,
Onurum Sensin, başımı dik tutansın.
4 Ben Yehova’ya seslenirim,
Kutsal dağından bana cevap verir. (Selah)
5 Ben yatıp uykuya dalacağım;
Desteğim Yehova’dır, mutlaka uyanacağım.
6 On binler kuşatsa da dört yanımı,
Onlardan korkmayacağım.
7 Kalk ey Yehova! Kurtar beni Ey Tanrım!
Sen düşmanlarımın çenesine vurursun,
Kötülerin dişlerini kırarsın!
8 Yehova, kurtuluş Senden gelir.
Bereketin halkının üzerindedir. (Selah)
Başmüzisyene, telli sazlar için, Davut’un mezmuru.
4 Ey adil Tanrım, seslendiğimde cevap ver.
Sıkıntı içindeyken Sen beni feraha çıkarırsın.
Bana lütfet ve duamı işit.
2 Siz insanoğulları, daha ne kadar onurumu kıracaksınız,
Boş şeyleri daha ne kadar seveceksiniz,
Daha ne kadar yalan peşinde koşacaksınız? (Selah)
3 Bilin ki Yehova vefalı kulunu ayrı tutar;
Seslendiğimde Yehova feryadımı duyar.
4 Öfkelenseniz de günah işlemeyin;
Yatağınızda, yüreğinizdekileri tartın ve sessiz kalın. (Selah)
5 Doğruluğa yaraşan kurbanlar sunun
Ve Yehova’ya güvenin.
6 Birçokları “Kim bize iyi günler gösterecek?” der.
Ey Yehova, bize lütfet, yüzünün ışığını göster.
7 Öyle bir sevinç verirsin ki yüreğime,
Bereketli tahıl ve yeni şarabın onlara verdiği sevinçten de öte.
8 Ben huzur içinde yatar uyurum,
Ey Yehova, yalnız Senin sayende güvende otururum.
Başmüzisyene, Nehilot için. Davut’un mezmuru.
5 Sözlerime kulak ver ey Yehova;
Ne olur iç çekişimi anla.
2 Feryadımı iyi dinle,
Ey Kralım, Tanrım, Sanadır dualarım.
3 Ey Yehova, sabahleyin sesimi işitirsin;
Sana sabahleyin seslenir, kulak kesilip beklerim.
4 Sen kötülükten zevk alan bir Tanrı değilsin;
Kötü kimse Senin yanında asla barınamaz.
5 Böbürlenenler Senin gözünün önünde duramaz.
Hainlik edenlerden nefret edersin;
6 Ey Yehova, yalan söyleyenleri yok edersin.
Eli kanlı ve hilekâr adamdan tiksinirsin.
7 Ben ise vefanın büyüklüğünden ötürü
Senin evine geleceğim,
Kutsal mabedine yönelip, önünde korkuyla eğileceğim.
8 Ey Yehova, düşmanlarımın karşısında bana doğruluğunla rehber ol;
Senin yolunda tökezlemeden yürümeme yardım et.
9 Onların ağzından çıkan söze güvenilmez;
İçlerini fesat bürümüş.
Boğazları açık bir mezar;
Dilleriyle yaltaklanıp dururlar.
10 Sen onları suçlu çıkaracaksın Tanrım;
Kendi kurdukları planlar onları mahvedecek.
Suçlarının çokluğu yüzünden dağılıp gitsinler,
Çünkü Sana isyan ettiler.
11 Fakat Sana sığınanlar sevinecek;
Sevinç nidaları devirlerce sürecek.
Çünkü Sen onlara kol kanat gereceksin,
İsmini sevenler Seninle sevinip coşacak.
12 Ey Yehova, Sen doğru kişiye nimetler verirsin,
Lütfun onu büyük bir kalkan gibi kuşatır.
Başmüzisyene; telli sazlar için, alt oktavdan. Davut’un mezmuru.
6 Ey Yehova, beni öfkeyle düzeltme,
Beni hiddetle yola getirme.
2 Bana lütfet ey Yehova, sararıp soluyorum.
Kemiklerim sızlıyor ey Yehova, şifa ver bana.
3 Evet, canım dehşet içinde;
Daha ne kadar bekleyeceksin ey Yehova?
4 Ne olur dön ey Yehova, kurtar canımı;
Vefalı sevginden ötürü koru beni.
5 Çünkü ölüler Seni anamaz;
Ölüler diyarında Seni kim yüceltir?
6 İç çekmekten bitkin düştüm;
Bütün gece ağlamaktan sırılsıklam oldu yatağım,
Sedirime sel gibi akıyor gözyaşlarım.
7 Derdimden gözümün feri söndü,
Düşmanlarımdan ötürü gözümde nur kalmadı.
8 Siz hainlik edenler gidin başımdan,
Yehova ağlayışımı duyacak.
9 Yehova lütuf dileğimi elbet işitecek;
Yehova duamı kabul edecek.
10 Bütün düşmanlarım utanca ve dehşete boğulacak;
Utanç içinde ansızın geri dönecekler.
Benyaminoğlu Kuş’un sözleri üzerine Davut’un Yehova’ya ağıtı.
7 Ey Yehova Tanrım, Sana sığınırım.
Zulmedenlerden koru beni, kurtar;
2 Beni aslan gibi parçalamasınlar,
Kurtarıcım yanımda yokken kapmasınlar.
3 Ey Yehova Tanrım, bir yanlış yaptıysam,
Ellerimde bir haksızlık varsa,
4 Beni ödüllendirene kötülükle karşılık verdiysem,
Bana zarar veremeyen düşmanımı soyduysam,
5 Bir düşman canıma kastetsin,
Beni yakalasın, yere çalıp çiğnesin,
Onurumu ayaklar altına alsın. (Selah)
6 Hiddetle kalk ey Yehova,
Bana öfke kusan düşmanlarımın karşısına çık,
Benim için uyan; çünkü bu adil hüküm senin kararın.
7 Milletler toplanıp çevreni kuşatınca,
Sen yüce makamına çık, onlara karşılık ver.
8 Evet Yehova, halklara Sen hüküm verirsin.
Ey Yehova, doğruluğuma göre beni yargıla,
Dürüstlüğüme göre hüküm ver bana.
9 Ne olur kötülerin kötülüğü son bulsun,
Doğru insanı yurdunda kalıcı kıl.
Adil Tanrı yürekleri ve gönülleri sınar.
10 Benim kalkanım Tanrı’da duruyor, yürekten doğru olanların kurtarıcısında.
11 Tanrı adil Hâkimdir,
Tanrı onlara her gün gazap yağdırır.
12 Kötü yolundan dönmeyen olursa, O kılıcını biler,
Yayını gerer, kurup hazır eder.
13 Ölüm silahlarını hazırlar;
Yaptığı oklar alev alev yanar.
14 Bakın! Fenalıklar kuran biri var,
Fesada gebe ve yalan doğuracak.
15 Bir çukur açtı, kazdıkça kazdı;
Fakat kazdığı kuyuya kendisi düşecek.
16 Kurduğu fesat kendi başına gelecek,
Zorbalığı kendi tepesine inecek.
17 Ben Yehova’yı doğruluğundan ötürü yüceltirim,
Yüce Tanrı Yehova’nın ismine ilahiler söylerim.
Başmüzisyene, Gittit için. Davut’un mezmuru.
8 Ey Rabbimiz Yehova, bütün yeryüzünde ne görkemli adın var,
İtibarını gökler üzerinde anlatırlar!
2 Sana düşmanlık edenlerden ötürü,
Hasmını ve öç peşinde koşanı vazgeçirmek için,
Çocukların ve emziktekilerin ağzından gücünü gösterdin.
3 Yarattığın gökleri, elinin eserlerini,
Yaptığın ay ve yıldızları görünce düşündüm:
4 Ölümlü insan kim ki, onu hatırlayasın,
İnsanoğlu ne ki, onunla ilgilenesin?
5 Sen ise onu ilahlardan biraz aşağı kıldın,
Başına ihtişam ve görkem tacı taktın.
6 Elinin eserlerini onun yetkisine verdin;
Her şeyi ayakları altına serdin:
7 Bütün davarları ve sığırları,
Kırlarda yaşayan hayvanları;
8 Gökteki kuşları, denizdeki balıkları
Ve denizlerde dolaşan bütün canlıları.
9 Ey Rabbimiz Yehova, bütün yeryüzünde ne görkemli adın var!
Başmüzisyene, Mut-labben için. Davut’un mezmuru.
א [Alef] 9 Tüm yüreğimle yüceltirim Seni ey Yehova;
Yaptığın bütün harikaları bildiririm.
2 Seninle sevinir, Seninle kıvanç duyarım,
Ey Yüceler Yücesi, adına ilahiler söylerim.
ב [Bet] 3 Düşmanlarım gerisingeri kaçarken,
Huzurunda tökezleyecek, yok olup gidecekler.
4 Sen davama baktın, hakkımı korudun,
Adil hâkim olarak tahtta oturursun.
ג [Gimel] 5 Milletleri azarladın, kötüleri yok ettin.
Adlarını devirler boyu, sonsuza dek sildin.
6 Ey düşmanlar, sonsuza dek yok olacaksınız.
Şehirleriniz temelinden sökülüp atılacak.
Adınız da büsbütün unutulacak.
ה [He] 7 Oysa Yehova’nın saltanatı devirler boyu sürer,
O tahtını hüküm için hazırlamıştır.
8 O yeryüzüne doğrulukla hükmedecek;
Milletleri adaletle yargılayacak.
ו [Vav] 9 Yehova ezilenlere yükseklerde bir hisar,
Sıkıntılı zamanlarda güvenli bir dağ olur.
10 Adını bilenler sana güvenir ey Yehova,
Seni arayanları asla bırakmazsın.
ז [Zayin] 11 Sion’da oturan Yehova’ya ilahiler söyleyin;
Yaptıklarını milletler arasında bildirin.
12 O, kan dökücüleri arar ve mazlumları hatırlar;
Onların feryadını asla unutmaz.
ח [Het] 13 Lütfet ey Yehova; benden nefret edenlerin zulmüne bak,
Ölümün kapılarından beni çekip al;
14 Ben de övülecek işlerini bildireyim,
Sion kızının kapılarında,
Ve sağladığın kurtuluşla sevineyim.
ט [Tet] 15 Milletler kendi kazdıkları çukura düştü;
Ayakları gizledikleri ağa yakalandı.
16 Yehova hükmünü uygulayıp Kendini tanıtır.
Kötüyü eliyle kurduğu tuzağa düşürdü.
Higgayon. (Selah)
י [Yod] 17 Kötüler ve Tanrı’yı unutan bütün milletler
Ölüler diyarına dönecek.
18 Oysa fakirler büsbütün unutulmaz,
Yumuşak başlıların ümidi asla solmaz.
כ [Kaf] 19 Kalk ey Yehova! Ölümlü insan üstün gelmesin.
Milletler Senin önünde hüküm giysin.
20 Ey Yehova, milletlere korku sal,
Ölümlü insanlar olduklarını anlasınlar. (Selah)
ל [Lamed] 10 Neden uzak duruyorsun ey Yehova?
Sıkıntı zamanında neden gizleniyorsun?
2 Kötü adam kibirlenmiş, mazlumu amansızca kovalıyor.
Fesat düşünceleri onu tuzağa düşürüyor.
3 Kötü adam bencil arzularıyla böbürleniyor,
Haksız kazanç elde eden gururlanıyor,
נ [Nun] Yehova’ya saygısızlık ediyor.
4 Kötü adam küstahlığından ötürü Tanrı’yı aramaz,
“Tanrı yok” diye düşünür hep.
5 Hayatı refah içinde geçer,
Senin hükümlerine aklı ermez;
Bütün hasımlarına dudak büker.
6 İçinden, “Beni hiçbir şey sarsamaz” der,
“Nesiller gelir geçer, felaket görmem.”
פ [Pe] 7 Ağzı lanet, hile ve zulüm dolu.
Fesat ve fenalık dilinin altında saklı.
8 Köylerde pusuya yatar,
Kuytu yerlerde masumları öldürür.
ע [Ayin] Gözü hep zavallıların üzerindedir.
9 İnindeki aslan gibi kuytu yerlerde gizlenir,
Mazlumları kapmak için pusuda bekler
Ve ağına düşürünce kapıp götürür.
10 Mazlum ezilir, beli bükülür,
Kederliler yığın yığın pençesine düşer.
11 O yüreğinden der ki, “Tanrı unutmuş,
Yüzünü çevirmiş.
Asla görmez.”
ק [Kof] 12 Kalk ey Yehova; elini kaldır Tanrım.
Mazlumları unutma.
13 Neden kötü adam Sana saygısızlık ediyor,
Yüreğinden “Tanrı hesap sormaz” diye geçiriyor?
ר [Reş] 14 Çekilen sıkıntıları, dertleri görüyorsun.
Karşılığını vermek için, yapılanları izliyorsun.
Zavallı ve yetim, kendini sana teslim eder,
Sen onların yardımcısı olursun.
ש [Şin] 15 Kötü ve fesat adamın kolunu kanadını kır.
Kötülüklerinin hesabını sonuna kadar sor.
16 Yehova devirler boyu, ebediyen kraldır.
Milletler O’nun mülkü olan yeryüzünden silinip gider.
ת [Tav] 17 Ey Yehova, yumuşak başlıların dileğini elbet duyarsın.
Onların yüreğini hazırlarsın
Ve kulak verip yakarışlarını dinlersin;
18 Öyle ki yetimin, ezilenin hakkını veresin
Ve topraktan yaratılmış ölümlü insan artık dehşet saçmasın.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
11 Ben Yehova’ya sığındım,
Bana nasıl dersiniz,
“Kuş gibi kaç şimdi dağına!
2 Bak, kötüler yaylarını geriyor,
Doğru yüreklilere kör karanlıkta fırlatmak için,
Yay kirişinde oklarını hazırlıyorlar.
3 Bütün temeller çökerse,
Doğru kişi ne yapabilir?”
4 Yehova kutsal mabedindedir,
Yehova’nın tahtı göklerdedir.
Gözleri herkesi görür; ışık saçan gözleriyle insanoğullarını inceler.
5 Yehova hem doğru hem kötü insanı inceler
Ve şiddeti sevenden canı nefret eder.
6 Kötüler O’nun tuzaklarından kaçamayacak. Başlarına ateş ve kükürt yağdıracak,
Onların kâsesine düşen pay kavurucu rüzgâr olacak.
7 Yehova adildir, doğru işlerden hoşlanır,
Dürüst insanlar O’nun lütfunu görür.
Başmüzisyene. Alt oktavdan. Davut’un mezmuru.
12 Kurtar beni ey Yehova, vefalı kimse kalmadı;
Güvenilir insan bulunmaz oldu.
2 Herkes birbirine yalan söylüyor;
Dil döküp yaltaklanıyorlar, ikiyüzlülükle konuşup duruyorlar.
3 Yehova hilekâr dili koparacak,
Büyük laflar eden ağzı kapatacak,
4 Onlar ki “Dilimizle üstün çıkarız” diyorlar,
“Ağzımız laf yapar. Bize efendilik edecek kim var?”
5 “Şimdi kalkacağım” diyor Yehova,
“Çünkü mazlumlar soyuluyor, yoksullar iç çekiyor.
Onları hor görenlerden kurtaracağım.”
6 Yehova’nın sözleri saftır,
Yer fırınında arıtılmış, yedi kez saflaştırılmış gümüş gibi.
7 Ey Yehova, Sen onlara kanat gerersin,
Bu nesilden hepsini daima korursun.
8 Bakın, kötüler her yanda kol geziyor,
Çünkü insanoğlu rezilliği göklere çıkardı.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
13 Ey Yehova, daha ne kadar unutacaksın beni? Ebediyen mi?
Daha ne kadar yüz çevireceksin benden?
2 Canım acılara daha ne kadar direnecek?
Yüreğimdeki kederi günler boyu taşıyacak mıyım?
Düşmanım daha ne kadar üstün gelecek bana?
3 Ne olur halime bak, cevap ver ey Yehova Tanrım.
Gözlerimi aydınlat da, ölüm uykusuna dalmayayım.
4 Öyle ki, düşmanım “Galip geldim” diyemesin,
Sendeledim diye hasımlarım sevinmesin.
5 Ben Senin vefalı sevgine güvenirim.
Yüreğim sağladığın kurtuluşla sevinsin.
6 Yehova’ya ilahiler söyleyeceğim, çünkü iyiliğini benden esirgemedi.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
14 Akılsız adam,
Yüreğinden “Yehova yok” diye geçirdi.
Davranışları iyice yozlaştı, işleri iğrençleşti.
Doğru olanı yapan kimse kalmadı!
2 Yehova göklerden insanoğluna baktı.
Görmek istedi Yehova, anlayış sahibi, O’nu arayan biri var mı.
3 Hepsi birden yoldan sapmış, hepsi birden bozulmuş.
Doğru olanı yapan kimse yok,
Bir kişi bile kalmamış.
4 Halkımı ekmek yer gibi yiyenlerin,
Fenalığı iş edinenlerin, hiç mi bilgisi yok?
Onlar Yehova’ya yakarmıyor.
5 Orada, içleri dehşetle doldu,
Yehova’nın doğruların yanında olduğunu gördüler.
6 Mazlumun tasarılarını hor görürsünüz,
Oysa onun sığınağı Yehova’dır.
7 Ah ne olur, Sion’dan İsrail’e kurtuluş gelse!
Yehova, halkından esir olanları geri getirince,
Yakup sevinsin, İsrail neşeyle coşsun.
Davut’un mezmuru.
15 Ey Yehova, çadırına kim konuk olacak?
Kutsal dağında kim oturacak?
2 Temiz bir yaşam süren, doğruluktan ayrılmayan
Ve yürekten doğru konuşan insan.
3 O insan ki, diliyle iftira atmaz.
Arkadaşına kötülük etmez,
Yakın dostunu karalamaz.
4 Alçak adam onun gözünde değersizdir.
Yehova’dan korkanlara saygı duyar.
Kendi zararına da olsa yemininden dönmez.
5 Parasını faizle vermez,
Masum insanın zararına rüşvet almaz.
İşte bunları yapan asla sarsılmaz.
Davut’un miktamı.
16 Koru beni ey Tanrım, çünkü Sana sığındım.
2 Yehova’ya dedim ki, “İyiliğimin Sana bir yararı olmaz; Sen Yehova’sın.
3 İyiliğim yeryüzündeki kutsal kullarına yarar,
Bütün zevkim onlardır benim, onlardır soylular.”
4 Başka ilah peşinden koşanın acıları çoğalır,
Onların kanlı sunularını ben dökmem,
Adlarını ağzıma almam.
5 Benim payıma düşen, kâsemdeki hissem Sensin, ey Yehova.
Senin ellerindedir benim payım.
6 Hisseme hep güzel yerler düştü,
Mülkümden öyle memnunum ki!
7 Bana öğüt veren Yehova’ya şükürler olsun.
İçime öyle işledi ki öğütleri, geceleri bana doğruyu gösterdi.
8 Yehova hep önümdedir benim.
O sağ yanımda durduğu için sarsılmam.
9 Bu yüzden yüreğimde sevinç var, içim neşe dolu;
Bedenim güven içinde.
10 Çünkü Sen canımı ölüler diyarında bırakmazsın.
Vefalı kulunu çukura terk etmezsin.
11 Bana hayat yolunu öğretirsin.
Yüzüme baktığında içimi sevinç kaplar;
Sağ elinden iyilik eksilmez sonsuza kadar.
Davut’un duası.
17 Haklı davamı işit, ey Yehova; yakarışımı dinle;
Dilimde hile yoktur, duama kulak ver.
2 Hükmüm Senin huzurundan çıksın;
Gözlerin doğru olanı görsün.
3 Yüreğimi araştırdın, beni geceleyin yokladın,
Beni Sen arıttın. Düzenler kurmadığımı,
Dilimin haddini aşmayacağını göreceksin.
4 İnsanların yaptıkları konusunda,
Sözünle uyardın beni, soyguncunun yolundan sakındım.
5 Adımlarım Senin yollarından hiç ayrılmasın.
Orada asla sendelemez ayaklarım.
6 Sana yakarırım, cevap verirsin ey Tanrım.
Bana kulak ver, dediklerimi duy.
7 Sağ elinin gücüne isyan edenlerden kaçıp sığınak arayanların kurtarıcısı,
Olağanüstü vefanı göster.
8 Beni gözbebeğin gibi koru,
Kanatlarının gölgesinde sakla,
9 Çünkü kötüler bana zorbalık ediyor.
Düşman canıma kastetmiş, çevremi sarıyor.
10 Yürekleri nasır bağlamış,
Ağızlarından kibir akıyor;
11 İzimizi sürüyorlar, işte çevremizi kuşattılar,
Gözleri üzerimizde, bizi yere vuracaklar.
12 Düşman, avını parçalamak için sabırsızlanan bir aslan gibi;
Kuytu yerlerde gizlenen genç bir aslan.
13 Kalk ey Yehova, onun karşısına dikil;
Kötünün belini bük, kılıcınla kurtar canımı onun elinden,
14 Kurtar beni, bu dünyanın sunduklarıyla yetinenlerden,
Karınlarını hazinendeki nimetlerle doldurduğun insanlardan,
Oğullara doymuş olanlardan,
Biriktirdiklerini çocuklarına bırakanlardan.
Elinle kurtar beni ey Yehova.
15 Ben ise, doğruluğumla yüzüne bakacağım,
Uyanınca suretini görüp, mutluluğa doyacağım.
Başmüzisyene. Yehova’nın kulu Davut’un mezmuru. Yehova onu Saul’un ve bütün düşmanlarının elinden kurtardığında Yehova’ya söylediği ilahi:
18 Seni severim ey Yehova, kuvvetim Sensin.
2 Yehova, sarp kayam, kalem, kurtuluş yolumu açandır.
Tanrım kayamdır, O’na sığınırım.
Kalkanım, güçlü kurtarıcım, hisarım.
3 Yehova yüceltilmeye layıktır, O’na yakarırım,
Ve düşmanlarımın elinden kurtulurum.
4 Ölüm ipleri etrafımı sardı;
Alçak adamların baskınları beni dehşete düşürdü.
5 Ölüler diyarının ipleri çevremi sardı;
Karşıma ölüm tuzakları çıktı.
6 Sıkıntıya düşünce hep Yehova’ya yakardım,
Yardım için hep Tanrıma yakardım;
Mabedinden duyar sesimi,
Önündeki feryadım şimdi kulaklarına ulaşır.
7 Yeryüzü sarsılmaya, sallanmaya başladı,
Dağların temelleri yerinden oynadı,
İleri geri sallandılar; çünkü O öfkelenmişti.
8 Burnundan dumanlar püskürdü, ağzından çıkan ateş yiyip bitirdi,
Ve O’ndan kor alevleri savruldu.
9 O gökleri eğip aşağı indi,
Zifiri karanlık ayaklarının dibindeydi.
10 Kerubi üzerinde uçarak geldi,
Bir ruhun kanatları üzerinde, ok gibi.
11 Sonra bir örtü gibi karanlığa büründü,
Karanlık sular, yoğun bulutlar,
Çardak gibi çevresini sarmıştı.
12 Önündeki parıltının içinden bulutlar geçiyordu,
Dolu ve kor aleviydi.
13 Yehova göklerde gürledi,
Yüceler Yücesi sesini duyurdu,
Dolu ve kor aleviydi.
14 Oklarını fırlatıp onları dağıttı,
Çakan şimşekleriyle şaşkına çevirdi.
15 Ey Yehova Sen azarlayınca, burnundan çıkan soluk şiddetle vurunca,
Akarsuların yatakları göründü,
Yeryüzünün temelleri ortaya çıktı.
16 Yükseklerden elini uzatıp beni tuttu,
Ve suların derinliklerinden çekip çıkardı.
17 Benden güçlü, nefret dolu adamlardan,
Zorlu düşmanın elinden kurtardı.
18 Felakete uğradığım gün karşıma onlar çıkardı,
Fakat desteğim hep Yehova’ydı.
19 Beni ferah yere çıkarır,
Beni kurtarırdı, çünkü benden hoşnuttu.
20 Yehova doğruluğuma bakar, beni ödüllendirir,
Ellerimin temizliğine bakar, karşılığını verir.
21 Çünkü Yehova’nın yolundan ayrılmadım,
Tanrımı bırakarak kötülüğe sapmadım.
22 O’nun bütün hükümleri gözümün önünde,
Yasalarına daima uyarım.
23 O’nun gözünde lekesiz olacağım,
Kendimi suçlardan uzak tutacağım.
24 Yehova doğruluğuma baksın,
Ellerimin temiz olduğunu gözleriyle görsün ve karşılığını O versin.
25 Vefalı kişiye vefa gösterir,
Kusursuz adama da kusursuz davranırsın.
26 Temiz insana Sen de temiz olduğunu gösterirsin,
Düzenbaz adama ise kurnazlığın ne olduğunu.
27 Mazlumları Sen kurtarırsın;
Kibirli bakışları ise alçaltırsın.
28 Ey Yehova, ışığımı Sen yakarsın.
Karanlığımı Sen aydınlatırsın Tanrım.
29 Yardımınla yağmacıların karşısına çıkar,
Seninle surlar aşarım Tanrım.
30 Tanrı’nın yolu kusursuzdur,
Yehova’nın sözü saftır.
Kendisine sığınanların hepsine kalkandır.
31 Yehova’dan başka Tanrı var mı?
Tanrımızın dışında kaya var mı?
32 Tanrı’dır beni büyük güçle donatan,
O’dur yolumu kusursuz kılan,
33 Ayaklarımı geyiklerinki gibi kılar,
Beni yükseklerde dimdik tutar.
34 Ellerimi eğitir, savaşa hazırlar,
Ve kollarım bakır yayı gerer.
35 Bana Kendi kurtuluş kalkanını verirsin,
Sağ elinle beni destekler,
Alçakgönüllülüğünle yüceltirsin.
36 Adımlarıma yer açarsın,
Ayak bileklerim asla titremez.
37 Düşmanlarımı kovalar, yakalarım,
Yok edene kadar da geri dönmem.
38 Paramparça ederim onları, doğrulamazlar,
Ayaklarımın altına serilir kalırlar.
39 Beni savaş için büyük güçle donatırsın.
Bana başkaldıranları ayaklarımın dibine yığarsın.
40 Yardımınla düşmanlarım önümde boyun eğer,
Bana nefret besleyenleri sustururum.
41 Feryat ederler, bir kurtarıcı çıkmaz.
Yehova’ya yakarırlar, onlara cevap vermez.
42 Onları rüzgârda savrulan toz gibi ezerim,
Sokakların çamuru gibi saçarım.
43 Beni halkımın suçlamalarından kurtaracaksın,
Milletlerin başına atayacaksın,
Tanımadığım bir halk bana hizmet edecek.
44 Kulaktan duyduklarıyla bana itaat edecekler,
Yabancılar sinerek önüme gelecekler.
45 O yabancıların benzi solacak,
Siperlerinden titreyerek çıkacaklar.
46 Yaşayan Tanrı Yehova’ya, kayama şükürler olsun.
Beni kurtaran Tanrıma övgüler olsun.
47 Tanrı’dır öcümü alan,
Halklara önümde boyun eğdiren.
48 O beni öfkeli düşmanlarımdan kurtarır,
Üzerime saldıranlardan üstün kılar,
Zorbaların elinden çeker alır.
49 Bunun için ey Yehova, Seni milletler arasında öveceğim,
İsmine ilahiler söyleyeceğim.
50 O kralını büyük işleriyle kurtarır,
Mesihine, Davut’a ve onun soyuna
Devirler boyu vefalı sevgi gösterir.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
19 Gökler Tanrı’nın haşmetini bildirir;
Gök kubbe elinin eserlerini anlatır.
2 Gün güne söz söyler,
Gece geceye bilgi aktarır.
3 Konuşmazlar, tek kelime etmezler;
Sesleri duyulmaz.
4 Fakat tanıklıkları dünyayı kaplamış,
Sözleri yerin ucuna varmış.
Tanrı güneş için orada bir çadır kurmuş.
5 Gerdekten çıkan güveye benzer güneş;
Koşarak yoluna gidecek bir yiğit gibi sevinçli.
6 Göğün bir ucundan çıkar,
Diğer ucuna varır, devrini tamamlar.
Sıcaklığından hiçbir şey kaçamaz.
7 Yehova’nın kanunu kusursuzdur, cana can katar.
Yehova’nın hatırlatması güvenilirdir, deneyimsiz insanı hikmetli kılar.
8 Yehova’nın buyrukları doğrudur, yüreği sevindirir,
Yehova’nın emri paktır, gözleri aydınlatır.
9 Yehova korkusu temizdir, sonsuza dek kalır.
Yehova’nın hükümleri doğrudur; hepsi adildir.
10 Altından, bol miktarda saf altından da çok arzulanır;
Tadı baldan güzeldir; süzme petek balından tatlıdır.
11 Kulunu uyaran da bu hükümlerdir,
Onlara uymanın yararı büyüktür.
12 Kendi yanlışlarını kim fark edebilir?
Bilmediğim günahlarımdan dolayı suçlu tutma beni Tanrım.
13 Kulunu küstah davranışlardan uzak tut;
Onlar bana hâkim olmasın.
O zaman kusursuz olurum,
Ve birçok suçtan uzak kalırım.
14 Ağzımdan çıkan sözler, yüreğimden geçen düşünceler,
Seni hoşnut etsin ey Yehova, kayam, kurtarıcım.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
20 Sıkıntılı gününde Yehova sana cevap versin.
Yakup’un Tanrısının adı seni korusun.
2 Yardımını kutsal yerden göndersin,
Sana Sion’dan kuvvet versin.
3 Verdiğin bütün sunuları ansın,
Yakılan sununu kabul etsin. (Selah)
4 Sana yüreğine göre versin,
Bütün niyetlerini gerçekleştirsin.
5 O zaman, sağladığın kurtuluştan dolayı sevinç çığlıkları atacağız,
Sancaklarımızı Tanrımızın ismiyle kaldıracağız.
Yehova senin bütün dileklerini gerçekleştirsin.
6 Şimdi anlıyorum ki, Yehova mesihini mutlaka kurtarır.
Ona kutsal göklerinden cevap verir
Ve sağ eliyle kurtarıcı gücünü gösterir.
7 Kimi savaş arabalarıyla, kimi atlarla övünür,
Biz ise hep Tanrımız Yehova’nın adını anarız.
8 Onlar çöküp yere serildiler,
Biz ise ayağa kalktık ve dimdik durduk.
9 Ey Yehova, kralını koru!
Seslendiğimiz gün bize cevap ver.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
21 Kral Senin gücünle sevinir, ey Yehova;
Senin kurtarışınla mutlu olmayı ne çok ister!
2 Ona yüreğinin arzusunu verdin,
Dudaklarından dökülen dileği geri çevirmedin. (Selah)
3 Onu güzel nimetlerle karşıladın,
Başına saf altından bir taç koydun.
4 Senden yaşam istedi, ona verdin,
Ömür uzunluğu verdin, hem de sonsuz bir ömür.
5 Onu kurtardın, büyük bir ihtişam verdin.
İtibar ve görkemle donattın.
6 Sonsuz nimetler bağışladın,
Yüzüne bakmanın sevincini tattırdın.
7 Çünkü kral Yehova’ya güvenir,
Yüceler Yücesinin vefasına güvenir ve sarsılmaz.
8 Düşmanlarının hepsini elinle bulursun,
Senden nefret edenleri sağ elinle yakalarsın.
9 Sen yüzünü gösterdiğin zaman, ateşli fırına atılmış gibi olacaklar.
Yehova hepsini öfkesiyle yutacak, onları ateş yiyip bitirecek.
10 Onların çocuklarını yeryüzünden silip atacaksın,
İnsanoğulları arasında soylarını bırakmayacaksın.
11 Sana kötülük etmeye çalıştılar,
Başaramayacakları tertipler kurdular.
12 Yay kirişini yüzlerine doğru gerince,
Arkalarına bakmadan kaçacaklar.
13 Ey Yehova, gücün Seni yüceltsin,
İlahilerle, mezmurlarla yüceltiriz kudretini.
Başmüzisyene. “Seher Geyiği” makamında. Davut’un mezmuru.
22 Tanrım, Tanrım, beni neden bıraktın?
Neden uzaktasın,
Neden haykırışımı duyup beni kurtarmıyorsun?
2 Ey Tanrım, gündüzün sesleniyorum, cevap vermiyorsun,
Geceleyin de, feryadım dur durak bilmiyor.
3 Sen kutsalsın,
İsrail’in övgüleri kuşatmış tahtını.
4 Atalarımız Sana bel bağladı,
Sana güvendiler ve onları daima kurtardın.
5 Sana feryat ettiler, kurtuldular,
Sana güvendiler, mahcup olmadılar.
6 Ben ise bir solucanım, insan değil,
Herkesin kınadığı, halkın hor gördüğü biriyim.
7 Beni görenler alaya alıyor,
Sırıtarak başlarını sallıyorlar.
8 “Kendini Yehova’ya emanet etti; O kurtarsın!
Mademki ondan hoşlanıyor, O azat etsin!” diyorlar.
9 Çünkü beni ana karnından çıkaran,
Anamın göğsünde güven içinde yatıran Sensin.
10 Dünyaya geldim geleli Senin ellerindeyim,
Ana karnından beri Tanrım Sensin.
11 Benden uzak durma çünkü sıkıntı yakınımda,
Senden başka yardımcım yok.
12 Boğalar etrafımı sardı,
Başan’ın güçlü boğaları çevremi kuşattı.
13 Bana diş gösteriyorlar,
Avını parçalayan ve kükreyen bir aslan gibi.
14 Su gibi yere saçıldım,
Bütün kemiklerim yerinden oynadı,
Yüreğim balmumu gibi oldu,
Eriyip içime aktı.
15 Gücüm kalmadı, çömlek parçası gibi kurudum,
Dilim damağıma yapıştı,
Beni ölüm toprağına yatırdın.
16 Çünkü köpekler çevremi sardı;
Kötüler topluluğu etrafımı kuşattı.
Bir aslan gibi, ellerime ayaklarıma saldırıyorlar.
17 Bana bakıyorlar, gözleri üzerimde.
Bütün kemiklerimi sayabilirim.
18 Giysilerimi aralarında paylaşıyor,
Elbisem için kura çekiyorlar.
19 Fakat Sen ey Yehova, ne olur uzak durma.
Benim kuvvetimsin, ne olur yardımıma koş.
20 Canımı kılıçtan,
Değerli hayatımı köpeğin pençesinden kurtar;
21 Beni aslanın ağzından çek çıkar,
Ne olur cevap ver bana, yaban sığırının boynuzlarından kurtar.
22 Senin adını kardeşlerime bildireceğim;
Cemaatin ortasında Seni yücelteceğim.
23 Siz Yehova’dan korkanlar, O’na övgüler sunun!
Siz Yakup’un soyu, O’nu yüceltin!
Ve O’ndan korkun, siz İsrail’in soyu.
24 Çünkü O mazlumun derdini hor görmedi,
Ondan iğrenmedi,
Ona yüz çevirmedi,
Yardım için ettiği feryadı işitti.
25 Büyük cemaat içinde yücelttiğim Sensin,
Senden korkanlar önünde adaklarımı yerine getireceğim.
26 Yumuşak başlılar yiyecek ve doyacaklar,
Yehova’ya yönelenler O’nu yüceltecekler,
Onların yüreği sonsuza dek çarpsın.
27 Yeryüzünün bir ucundan öbür ucuna herkes Yehova’yı hatırlayacak, O’na dönecek.
Milletlerin bütün boyları O’nun önünde eğilecek.
28 Çünkü krallık Yehova’nındır,
O milletler üzerinde saltanat sürer.
29 Yeryüzünün bütün zenginleri yiyip içecekler ve O’nun önünde eğilecekler;
Toprağa gidenlerin, kendi canını kurtaramayanların hepsi,
O’nun önünde diz çökecekler.
30 Bir soy O’na hizmet edecek;
Yehova’yı sonraki nesle anlatacaklar.
31 Gelecekler ve O’nun doğruluğundan söz edecekler,
Doğacak insanlara O’nun yaptıklarını bildirecekler.
Davut’un mezmuru.
23 Yehova çobanımdır,
Benim eksiğim olmaz.
2 Beni yeşil çayırlarda yatırır;
Huzur veren sulak yerlerde dolaştırır.
3 Canımı ferahlatır.
Kendi adı uğruna beni doğruluk yollarında güder.
4 Ölüm gölgesi vadisinde yürüsem bile,
Kötülükten korkmam.
Çünkü Sen yanımdasın,
Değneğin, çomağın içimi rahatlatır.
5 Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın.
Başıma yağ sürersin;
Kâsem dopdoludur.
6 İyilik ve vefa hayatım boyunca beni bırakmayacak,
Ömrüm oldukça Yehova’nın evinde oturacağım.
Davut’un mezmuru.
24 Yehova’nındır yeryüzü ve onu dolduran her şey,
Yer ve üzerinde yaşayanlar.
2 Çünkü onu denizler üzerine kuran,
Akarsular üzerine sağlamca yerleştiren O’dur.
3 Yehova’nın dağına kim çıkabilir?
O’nun kutsal mekânına kim girebilir?
4 Elleri kirlenmemiş, yüreği temiz insan,
O’nun adını boş yere ağza almayan,
Ve yalan yere ant etmeyen.
5 O insan ki, Yehova’dan nimetler alacak,
Kurtarıcı Tanrısından doğruluk görecek.
6 Ey Yakup’un Tanrısı, işte böyledir Sana yönelen topluluk,
Senin lütfunu arayanlar. (Selah)
7 “Başınızı kaldırın ey kapılar,
Yükselin ey eski zaman kemerleri,
Yüce Kral girsin içeri!”
8 “Kimdir o yüce Kral?”
“Yehova’dır O, güçlü ve yiğit;
Savaşta yiğit olan Yehova.”
9 “Başınızı kaldırın ey kapılar;
Yükseltin başınızı ey eski zaman kemerleri,
Yüce Kral girsin içeri!”
10 “Kimdir o yüce Kral?”
“Göklerin hâkimi Yehova, O’dur yüce Kral.” (Selah)
Davut’un mezmuru.
א [Alef] 25 Sana tüm benliğimle dua ediyorum, ey Yehova.
ב [Bet] 2 Ben Sana güvenirim Tanrım;
Ne olur utanmayayım.
Düşmanlarım halime sevinmesin.
ג [Gimel] 3 Sana ümit bağlayanlardan hiçbiri utanmayacak,
Amaçlarına ulaşamayan hainler utanç içinde kalacak.
ד [Dalet] 4 Bana yollarını göster, ey Yehova,
Yollarını bana öğret.
ה [He] 5 Beni hakikat yolunda yürüt ve eğit,
Çünkü Sen kurtarıcımsın Tanrım.
ו [Vav] Gün boyu ümidim Sensin.
ז [Zayin] 6 Eski devirlerden beri yaptıklarını an ey Yehova,
Merhametli, vefalı işlerini unutma.
ח [Het] 7 Ne olur anma gençlik günahlarımı, isyanlarımı.
Vefalı sevginle beni hatırla,
Çünkü Sen iyisin ey Yehova.
ט [Tet] 8 Yehova doğrudur, iyidir.
Bu yüzden günahkârı doğru yolda eğitir.
י [Yod] 9 Yumuşak başlıları hükümlerinin yolunda yürütür,
Onlara Kendi yolunu öğretir.
כ [Kaf] 10 Ahdine ve hatırlatmalarına uyanlar için,
Yehova’nın bütün yolları vefa ve hakikat üzerinedir.
ל [Lamed] 11 Kendi adın uğruna ey Yehova,
Ne olur beni bağışla, çünkü suçum büyük.
מ [Mem] 12 Tanrı korkusu kimde varsa,
Yehova seçeceği yolda onu eğitir.
נ [Nun] 13 İyilikler tadarak yaşar o insan,
Soyu da yeryüzünü miras alır.
ס [Sameh] 14 Yehova Kendisinden korkanların yakınıdır,
Ahdini de onlara bildirir.
ע [Ayin] 15 Gözlerim hep Yehova’dadır,
Çünkü ayaklarımı ağdan O kurtarır.
פ [Pe] 16 Ne olur yüzüme bak, bana lütfet;
Çünkü yalnız ve acılıyım.
צ [Tsade] 17 Yüreğimdeki sıkıntılar çoğaldı;
Üzerimdeki baskılardan kurtar beni ne olur.
ר [Reş] 18 Acımı, sıkıntımı gör.
Ve bütün günahlarımı affet.
19 Bak, düşmanlarım ne kadar çoğaldı,
Benden şiddetle nefret ediyorlar.
ש [Şin] 20 Canımı koru, beni kurtar.
Beni utandırma, çünkü Sana sığındım.
ת [Tav] 21 Doğruluk ve dürüstlük korusun beni,
Çünkü Sana ümit bağladım.
22 Bütün sıkıntılarından kurtar İsrail’i, ey Tanrım.
Davut’un mezmuru.
26 Beni yargıla ey Yehova; doğruluk yolundan ayrılmadım,
Sarsılmamak için Sana güvendim Yehova.
2 Ey Yehova, beni incele, sına;
Gönlümü ve yüreğimi arıt.
3 Çünkü vefanı gözden kaçırmadım,
Senin hakikat yolundan sapmadım.
4 Hilekârlarla oturup kalkmadım;
İçyüzlerini gizleyenlerin arasına karışmadım.
5 Fesatçılar topluluğundan nefret ettim,
Kötülerle birlikte oturmadım.
6 Ellerimi suçsuzluk suyunda yıkar,
Sunağının çevresinde dolaşırım ki ey Yehova,
7 Şükranlarımı yüksek sesle duyurayım,
Yaptığın tüm harikaları bildireyim.
8 İhtişamını barındıran mekânı,
Oturduğun evi severim Yehova.
9 Canımı günahkârlarla birlikte yok etme.
Hayatıma eli kanlı adamlarla birlikte son verme.
10 Onların eli edepsizliğe batmıştır,
Sağ elleri rüşvetle doludur.
11 Ben ise doğruluk yolundan ayrılmayacağım.
Fidyenle kurtar beni, ne olur lütfet.
12 Ayaklarım düz yere basacak,
Büyük topluluklarla birlikte Yehova’ya şükredeceğim.
Davut’un mezmuru.
27 Yehova ışığım, kurtarıcımdır.
Beni kim korkutabilir?
Yehova, yaşamımın hisarıdır.
Beni kim dehşete düşürebilir?
2 Düşmanım, hasmım olan o kötüler,
Etime diş geçirmek için üzerime gelince,
Tökezleyip düştüler.
3 Karşımda bir ordu kamp kursa,
Yüreğime korku düşmez;
Bana karşı savaş açılsa,
Güvenim asla eksilmez.
4 Yehova’dan bir şey diledim . . .
İstedim ki:
Yehova’nın iyiliğini görmek için,
Mabedine hayranlıkla bakmak için,
Ömrüm boyunca Yehova’nın evinde oturayım.
5 Felaket gününde beni sığınağında saklar,
Çadırında kuytu bir köşeye gizler,
Yüksek bir kaya üzerine çıkarır.
6 Artık çevremdeki düşmanlarıma karşı başım dik duracak,
O’nun çadırında sevinç nidalarıyla kurbanlar sunacağım,
Yehova’ya ilahiler, mezmurlar söyleyeceğim.
7 Sana seslendiğimde beni işit ey Yehova,
Bana lütfet, cevap ver.
8 Yüreğim Senin emrini tekrarlar: “Lütfumu arayın!”
Lütfunu arayacağım ey Yehova.
9 Benden yüz çevirme.
Kulunu öfkeyle kovma.
Ne olur yardımcım ol.
Beni bırakma, terk etme ey Tanrım, kurtarıcım.
10 Anam babam beni bıraksa da,
Yehova kabul eder.
11 Beni yolunda eğit ey Yehova,
Doğruluk yolunda yürüt, düşmanlarıma bırakma.
12 Beni hasımlarımın arzusuna terk etme;
Çünkü bana karşı yalan şahitlik ediyorlar,
Dilleriyle şiddet saçıyorlar.
13 Yaşayanlar diyarında Yehova’nın iyiliğini göreceğime imanım olmasa, halim ne olurdu! . . .
14 Sen Yehova’ya ümit bağla; cesur ol, yürekli ol.
Evet, Yehova’ya ümit bağla.
Davut’un mezmuru.
28 Sana yakarıyorum ey Yehova.
Ey kayam, sesime kulağını tıkama,
Bana karşı sessiz kalma,
Yoksa ölüm çukuruna girenlere dönerim.
2 Yardım için Sana feryat ettiğimde,
Mabedinin iç odasına doğru el açtığımda, yalvarışıma kulak ver.
3 Beni kötülerle, hain adamlarla aynı kefeye koyma,
Onlar ki komşularıyla dost gibi konuşur, fakat yüreklerinde kötülük var.
4 Onlara davranışlarının karşılığını,
Kötülüklerinin cezasını,
İşlerinin hak ettiği cevabı ver.
Yaptıklarını kendi başlarına getir.
5 Onlar Yehova’nın işleriyle,
Elinin eserleriyle ilgilenmezler.
Bu yüzden onları yıkacak ve ayağa kaldırmayacak.
6 Yehova’ya şükrolsun, yalvarışlarımı duydu.
7 Yehova gücüm, kalkanım,
O’na yürekten bel bağladım,
Ve O’ndan yardım gördüm, yüreğim sevinç dolu.
O’nu ilahimle yücelteceğim.
8 Yehova halkının gücüdür,
Mesihine büyük kurtuluş sağlayan bir kaledir.
9 Ey Tanrım, halkını kurtar, Kendi mirasına nimetler ver;
Onlara çobanlık et ve kollarında taşı devirler boyu.
Davut’un mezmuru.
29 Onuru Yehova’ya verin, ey kudretliler,
İhtişamından ve kudretinden ötürü onuru Yehova’ya verin.
2 Yüce adının hak ettiği onuru Yehova’ya verin.
Yehova’nın önünde kutsal giysiler içinde eğilin.
3 Yehova’nın sesi sular üzerinde,
Yüce Tanrı gürlüyor.
Yehova engin sular üzerinde.
4 Yehova’nın sesi ne güçlü!
Yehova’nın sesi ne haşmetli!
5 Yehova’nın sesi sedir ağaçlarını kırar,
Evet, Yehova Lübnan sedirlerini parçalar.
6 Onları buzağı gibi sıçratır,
Lübnan’ı ve Siryon’u yaban sığırı yavruları gibi zıplatır.
7 Yehova’nın sesi alevler saçar.
8 Yehova’nın sesi çölü titretir.
Yehova Kadeş Çölünü sarsar.
9 Yehova’nın sesi, geyikleri doğum sancısıyla titretir,
Ormanları çıplak bırakır,
Ve mabedinde herkes O’na “Yücesin!” der.
10 Yehova tufan suları üzerine taht kurdu;
Yehova kral olarak devirler boyu tahtındadır.
11 Yehova halkına güç verir.
Yehova halkını barışla nimetlendirir.
Mezmur. Evin hizmete açılışı için Davut’un ilahisi.
30 Seni yüceltirim ey Yehova. Beni yerden kaldırdın.
Düşmanlarımı düşüşüme sevindirmedin.
2 Yardım için Sana yakardım Yehova Tanrım ve Sen bana şifa verdin.
3 Ey Yehova, canımı ölüler diyarından çıkardın,
Ölüm çukuruna girmeyeyim diye beni yaşattın.
4 Yehova’ya ilahiler söyleyin O’nun vefalı kulları,
Şükürlerle anın kutsal adını.
5 Çünkü öfkesi bir anlıktır,
Fakat lütfu ömür boyu sürer.
Akşamleyin gözyaşları bastırsa da, sabahla sevinçler doğar.
6 Ben rahata erince,
“Asla sarsılmam” dedim.
7 Ey Yehova lütfunla dağımı pekiştirdin,
Fakat bana yüz çevirince tedirginleştim.
8 Sana yakarıyorum, ey Yehova;
Senden lütuf diliyorum, ey Yehova.
9 Ölüm çukuruna girersem kanımın ne yararı olur?
Toprak Seni yüceltir mi, Senin sadakatini bildirir mi?
10 Sesimi duy ey Yehova, lütfet.
Yardımcım olduğunu göster, ey Yehova.
11 Yasımı sildin, şenlik dansına çevirdin,
Çulumu çıkardın ve sevince büründüm.
12 Öyle ki, gönlüm sessiz kalmasın, Sana ilahiler söylesin.
Seni devirler boyu yüceltirim Yehova Tanrım.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
31 Sana sığındım ey Yehova.
Beni asla utandırma.
Doğruluğunla kurtar beni.
2 Kulak ver bana,
Kurtar beni, yardımıma yetiş,
Kayalar üzerinde bir kale ol benim için.
Güçlü bir hisar gibi koru beni.
3 Sen benim sarp kayam, kalemsin,
Adın uğruna beni yönlendirir, bana yol gösterirsin.
4 Tuzak olarak kurdukları ağdan kurtarırsın,
Çünkü Sen benim hisarımsın.
5 Ruhumu ellerine teslim ederim.
Beni kurtarırsın ey Yehova, Sen güvenilir Tanrısın.
6 İşe yaramaz, boş putlara değer verenden nefret ederim.
Yehova, ben Sana güvenirim.
7 Senin vefandır benim neşem, sevincim,
Çünkü çektiğim ıstırabı gördün;
İçimdeki dertleri anladın.
8 Beni düşman eline vermedin,
Ayak bastığım yeri ferahlattın.
9 Lütfet bana ey Yehova, sıkıntıdayım.
Derdimden gözümün feri söndü, canım çekildi, içim daraldı.
10 Ömrüm kederler içinde bitti,
Yıllarım iç çekerek tükendi,
Suçum yüzünden bende takat kalmadı,
Kemiklerim eriyip gitti.
11 Düşmanlarımın gözünde yüzkarasıyım,
Komşularımın gözünde daha da beteri,
Tanıdıklarım dehşete kapılıp beni terk etti,
Yolda görünce hepsi kaçıp gitti.
12 Kalplerden silinmiş bir ölü gibi unutuldum,
Kırık bir çömlek gibi oldum.
13 Kötü söylentilerin yayıldığını duydum,
Her yanda dehşet kol geziyor,
Bana karşı birleşip toplanıyorlar
Ve canımı almak için düzen kuruyorlar.
14 Fakat ben Sana güvendim ey Yehova.
“Tanrım Sensin” dedim.
15 Ömrüm Senin ellerinde,
Beni düşmanımın elinden, peşime düşenlerden kurtar.
16 Yüzünün ışığını göster bu kuluna,
Vefalı sevginle kurtar beni.
17 Ey Yehova beni utandırma; çünkü Sana yakardım.
Kötüler utanca düşsün,
Ölüler diyarında sesleri kesilsin.
18 Yalancı dudaklardan söz dökülmez olsun.
Doğru insanı kötüleyen, dizginsiz, kibirli, küstah diller sussun.
19 Senden korkanlar için sakladığın iyiliğin,
İnsanoğullarının gözü önünde,
Sana sığınanlara gösterdiğin iyiliğin ne büyük!
20 Onları insanların düzenlerinden korur,
Yanında gizli bir yere saklarsın,
Onları çardağına alır, ağız kavgalarından esirgersin.
21 Yehova’ya şükrolsun,
Kuşatılmış şehirde olağanüstü vefasını gördüm.
22 Ben telaşa kapılınca,
“Gözlerinin önünde yok olup gidiyorum” dedim.
Fakat yardım için yakardığımda, feryadımı işittin.
23 Yehova’yı sevin, ey vefalı kulları.
Yehova sadık kullarını korur,
Kibirlilere ise karşılıklarını fazlasıyla verir.
24 Ey Yehova’yı bekleyenler,
Cesur olun, yürekli olun.
Davut’un mezmuru. Maskil.
32 İsyanı affedilen, günahı örtülen insana ne mutlu!
2 Suçu Yehova tarafından hesaba alınmayan,
Ruhunda hile barınmayan insana ne mutlu!
3 Ben suskun kalınca, gün boyu iniltimle kemiklerim eridi.
4 Elinin ağırlığı gece gündüz üzerimdeydi.
Yaz sıcağındaymış gibi kurudum, gücüm kalmadı. (Selah)
5 Sana sonunda günahımı itiraf ettim, suçumu örtmedim.
“Suçlarımı Yehova’ya itiraf edeceğim” dedim.
Sen de suçumu, günahlarımı affettin. (Selah)
6 Vefalı kulların bunun için Sana dua eder;
Henüz vakit varken sana yönelirler.
Sular coşup taşsa da, onlara erişemez.
7 Sen benim sığınağımsın; beni sıkıntıdan kurtarırsın.
Beni kurtarır, çevremi sevinç nidalarıyla kuşatırsın. (Selah)
8 “Sana anlayış vereceğim” dersin, “Gideceğin yolda seni eğiteceğim.
Sana öğüt vereceğim, gözüm üzerinde olacak.
9 At ya da katır gibi anlayışsız olma,
Onların azgınlığı ancak dizginle, yularla zaptedilir,
Yoksa yanlarına yaklaşılmaz.”
10 Kötünün acıları çoktur,
Fakat Yehova’ya güvenenin her yanı iyiliklerle doludur.
11 Doğru kişiler Yehova’yla sevinsin, coşsun,
Yürekten dürüst olanlar sevinç çığlıkları atsın.
33 Ey doğru kişiler, Yehova sevinciyle haykırın.
Dürüst insanın diline övgüler yaraşır.
2 Lir çalarak şükredin Yehova’ya,
On telli sazla ilahiler söyleyin.
3 O’na yeni bir ilahi söyleyin;
Gönülden çalın sazınızı, sevinçle yükseltin sesinizi.
4 Çünkü Yehova’nın sözü doğrudur,
Yaptığı her iş sağlamdır.
5 Yehova doğruluğu, adaleti sever.
Yeryüzü O’nun iyiliğiyle doludur.
6 Gökler Yehova’nın sözüyle oluştu,
İçindekiler ağzından çıkan solukla yaratıldı.
7 Denizin sularını set gibi yığar,
Kabaran suları ambarlarına toplar.
8 Bütün dünya Yehova’dan korksun.
Yeryüzünde yaşayanlar dehşete düşsün.
9 Çünkü O söyledi ve sözü gerçekleşti,
O emretti ve her şey var oldu.
10 Yehova milletlerin amacını bozdu,
Halkların niyetlerini boşa çıkardı.
11 Yehova’nın amacı devirler boyu bozulmaz;
Yüreğindeki niyetler nesilden nesle değişmez.
12 Ne mutlu Tanrısı Yehova olan millete!
Ne mutlu Kendi halkı olarak seçtiklerine!
13 Yehova göklerden baktı,
Bütün insanoğullarını gördü.
14 Kalıcı meskeninden baktı,
Yeryüzünde yaşayan herkesi gözledi.
15 Hepsinin yüreğini şekillendiren,
Bütün işlerini değerlendiren O’dur.
16 Hiçbir kralı ordusunun büyüklüğü kurtaramaz;
Yiğit de kendi gücü ve kuvvetiyle kurtulamaz.
17 Kurtuluş için ata güvenmek aldanmaktır,
Büyük gücüne rağmen o kimseyi kurtaramaz.
18 Fakat Yehova’nın gözü Kendisinden korkanların üzerindedir,
Vefalı sevgisine ümit bağlayanların üzerinde.
19 Canlarını ölümden kurtarmak,
Kıtlık zamanında yaşatmak için onları gözler.
20 Canımız hep Yehova’yı bekler.
O’dur yardımcımız, kalkanımız.
21 Yüreklerimiz O’nda sevinç bulur;
Çünkü O’nun kutsal adına güvendik.
22 Ey Yehova, vefalı sevgin hep bizimle olsun,
Çünkü biz hep Seni bekleriz.
Davut’un, Abimelek’in önünde kendisini deli gibi göstererek kovulup gittiği zaman yazdığı mezmur.
א [Alef] 34 Yehova’ya her zaman şükrederim;
O’na sunduğum övgüler dilimden düşmez.
ב [Bet] 2 Ben Yehova ile övünürüm;
Yumuşak başlılar da işitir, sevinirler.
ג [Gimel] 3 Yehova’nın büyüklüğünü benimle birlikte övün,
O’nun adını hep beraber yüceltelim.
ד [Dalet] 4 Yehova’ya danıştım, bana cevap verdi,
Beni bütün korkularımdan kurtardı.
ה [He] 5 O’na bakanların çehresi ışıldar,
Yüzleri asla utançtan kızarmaz.
ז [Zayin] 6 Bu mazlum yakardı, Yehova işitti,
Ve onu bütün sıkıntılarından kurtardı.
ח [Het] 7 Yehova’nın meleği O’ndan korkanların çevresine ordugâh kurar,
Ve onları kurtarır.
ט [Tet] 8 Yehova’nın iyiliğini tadın ve görün;
O’na sığınan adam ne mutludur!
י [Yod] 9 Siz kutsal kulları Yehova’dan korkun,
O’ndan korkanın hiçbir eksiği olmaz.
כ [Kaf] 10 Genç aslanlar bile yiyeceksiz kalır, acıkır;
Yehova’ya yönelenler ise hiçbir nimetten yoksun kalmaz.
ל [Lamed] 11 Gelin oğullarım, bana kulak verin;
Size Yehova korkusunu öğreteyim.
מ [Mem] 12 Kim hayattan zevk almak,
Günler görüp nimetler tatmak isterse,
נ [Nun] 13 Dilini kötülükten,
Dudaklarını hileli sözlerden sakınsın.
ס [Sameh] 14 Kötü olandan yüz çevirsin, iyi olanı yapsın,
Barışı arasın, onun peşinden koşsun.
ע [Ayin] 15 Yehova’nın gözleri doğruların üzerindedir,
Kulakları onların yakarışına açıktır.
פ [Pe] 16 Yehova kötülük yapanlardan yüz çevirir,
Adlarını yeryüzünden siler.
צ [Tsade] 17 Doğrular yakardı, Yehova işitti,
Onları bütün sıkıntılarından kurtardı.
ק [Kof] 18 Yehova kalbi kırık olanlara yakındır,
Ruhu ezik olanları kurtarır.
ר [Reş] 19 Doğru kişinin başındaki belalar çoktur,
Fakat Yehova onu hepsinden kurtarır.
ש [Şin] 20 Bütün kemiklerini esirger,
Hiçbiri kırılmaz.
ת [Tav] 21 Kötü adamı başına gelen bela öldürür;
Doğru kişiden nefret eden suçlu çıkar.
22 Yehova kullarının canını bedelle kurtarır;
O’na sığınanların hiçbiri suçlu çıkmaz.
Davut’un mezmuru.
35 Hasımlarıma karşı davamı gör ey Yehova.
Benimle savaşanlarla Sen savaş.
2 Küçük kalkanı, büyük kalkanı al.
Yardımıma koşmak için kalk.
3 Peşime düşenlere mızrağını, baltanı çek.
Bana “Kurtarıcın Benim!” de.
4 Canıma kastedenler utansın, küçük düşsün.
Benim için felaket düzenleri kuranlar rezil olup geri dönsün.
5 Rüzgârın savurduğu saman ufağı gibi olsunlar,
Yehova’nın meleği onları önüne katıp götürsün.
6 Yolları kaygan olsun, karanlığa bürünsün,
Yehova’nın meleği peşlerine düşsün.
7 Mademki neden yokken çukura ağ gerdiler,
Neden yokken tuzak kazdılar benim için,
8 Başlarına yıkım ansızın gelsin,
Gizledikleri ağa kendileri yakalansın,
Kendileri felakete uğrasın.
9 Benim canım ise Yehova’yla sevinç bulsun.
Beni kurtardığı için sevineyim.
10 Bütün benliğimle diyeyim ki:
“Ey Yehova, Senin gibi kim var,
Mazlumu güçlünün elinden kurtaran,
Mazlumu ve yoksulu soyguncunun elinden alan?”
11 Zorba şahitler kalkıyor;
Bilmediğim şeyleri soruyorlar.
12 İyiliğime kötülükle karşılık veriyorlar,
Ve canım mateme boğuluyor.
13 Ben ise onlar hastalanınca çula bürünürdüm,
Oruç tutup nefsimi kırardım,
Fakat dualarım bana cevaplanmadan dönerdi.
14 Arkadaşı için, kardeşi için kaygılanan,
Annesi için yas tutan biri gibi dolaşırdım,
Üzüntüden belim bükülürdü.
15 Onlar ise ben topallayınca sevindiler, bir araya geldiler,
Toplanıp bana karşı birleştiler,
Ansızın vurmaya başladılar;
Parçaladılar, durmadan karaladılar.
16 Tanrı’yı terk etmiş alaycılar,
Bir lokma ekmek karşılığında bana diş gıcırdattı.
17 Ey Yehova daha ne kadar seyirci kalacaksın?
Canımı onların vahşetinden kurtar,
Hayatımı genç aslanın pençesinden geri al.
18 Büyük cemaat içinde Seni yücelteceğim;
Kalabalıklar ortasında Seni öveceğim.
19 Bana boş yere düşman kesilenler halime sevinmesin;
Sebepsiz yere benden nefret edenler birbirine göz kırpmasın.
20 Çünkü onların ağzından barışçı söz çıkmaz;
Dünyadaki sakin insanlara karşı
Hileler düzerler,
21 Sırıtarak alay ediyorlar.
“Oh olsun! Oh olsun! Bunu da gördük!” diyorlar.
22 Görüyorsun ey Yehova. Sessiz kalma.
Ey Yehova, benden uzak durma.
23 Kalk ey Tanrım, davamı gör,
Hükmümü ver ey Yehova.
24 Beni doğruluğunla yargıla ey Yehova,
Onlar halime sevinmesin Tanrım.
25 İçlerinden “Oh, canımıza değsin!” demesinler.
“Onu yedik bitirdik” diyemesinler.
26 Ben felakete uğrayınca sevinenler,
Hepsi birden utansın, rezil olsun.
Karşımda böbürlenenler, utanca ve rezalete bürünsün.
27 Benim doğruluğumdan ötürü sevinçle coşanlar,
“Yehova’yı yüceltin” diye hiç durmadan bağırsınlar,
“Kullarının barışından zevk alan Tanrı’yı yüceltin.”
28 Doğruluğun dilimden düşmesin,
Gün boyu Seni yücelteyim.
Başmüzisyene. Yehova’nın kulu Davut’un mezmuru.
36 Günah kötü adama yüreğinin içinden fısıldar;
Onun içinde Tanrı korkusu yoktur.
2 Kendini öylesine kayırıp aldatır ki,
Ne suçunu görür, ne de ondan iğrenir.
3 Ağzından hep hainlik ve hile dökülür;
İyi olanı yapmaz, çünkü anlayış edinmekten vazgeçmiştir.
4 Yatağında hep hainlik kurar,
Uygunsuz yolda ayak direr.
Kötülüğü reddetmez.
5 Ey Yehova, vefalı sevgin göklere,
Sadakatin bulutlara erişir.
6 Doğruluğun, yarattığın dağlar gibidir ey Tanrım,
Hükmün engin sulara benzer,
İnsanı da hayvanı da Sen korursun ey Yehova.
7 Vefalı sevgin ne değerlidir ey Tanrım!
İnsanoğulları kanatlarının gölgesine sığınır.
8 Evinin nimetlerinden kana kana içerler,
Kendi zevk ırmağından içirirsin onlara.
9 Çünkü hayatın kaynağı Sensin;
Senin ışığınla ışık görürüz.
10 Vefalı sevgin daima Seni tanıyanlarla olsun,
Doğruluğun yürekten dürüst olanları bırakmasın.
11 Kibirli kişi beni ayak altına almasın,
Kötünün eli yerimden yurdumdan etmesin.
12 İşte, hainlik edenler düştü,
Yere yıkıldılar, artık ayağa kalkamazlar.
Davut’un mezmuru.
א [Alef] 37 Kötülük edenlerden ötürü öfkelenme.
Haksızlık yapanların durumuna imrenme.
2 Çünkü onlar ot gibi çabucak kurur,
Yeşil çimenler gibi solar giderler.
ב [Bet] 3 Sen Yehova’ya güven, iyi olanı yap,
Yeryüzünde otur, sadakatten ayrılma.
4 Zevki Yehova’da bul,
O da yüreğindeki dilekleri verir.
ג [Gimel] 5 Yolunu Yehova’ya bırak,
Ve O’na güven; O da gerekeni yapar.
6 Senin doğruluğunu ışık gibi parlatır,
Adaletini öğle güneşi gibi ışıtır.
ד [Dalet] 7 Yehova’nın önünde sessizce dur,
O’nu özlemle bekle.
İşini beceren adam yüzünden öfkelenme,
Emellerine ulaşanlar yüzünden kızma.
ה [He] 8 Kızgınlığı bırak, hiddetten vazgeç,
Ve öfkelenme; bu yalnızca kötülüğe götürür.
9 Çünkü kötülerin kökü kazınacak,
Fakat Yehova’ya ümit bağlayanlar yeryüzünü mülk edinecek.
ו [Vav] 10 Az kaldı! Artık kötüler olmayacak,
Yerlerini arayacaksın, bulamayacaksın.
11 Fakat yumuşak başlılar yeryüzünü mülk edinecek,
Barış bolluğunda mutluluk bulacaklar.
ז [Zayin] 12 Kötü adam doğru olana karşı düzen kurar,
Ona diş gıcırdatır.
13 Fakat Yehova ona gülecek,
Çünkü biliyor ki onun günü gelecek.
ח [Het] 14 Mazlumu ve yoksulu yere sermek,
Doğru yoldan ayrılmayanları katletmek için,
Kötüler kılıç çekti, yaylarını gerdiler.
15 Fakat kılıçları kendi yüreklerine saplanacak,
Onların yayları kırılacak.
ט [Tet] 16 Doğru kişinin elindeki az şey
Kötülerin elindeki çok şeyden iyidir,
17 Kötülerin elleri kırılır,
Fakat Yehova doğrulara destek olur.
י [Yod] 18 Yehova temiz insanların tuttuğu yolun farkındadır;
Ve onların mirası devirler boyu kalır.
19 Felaket zamanında utanca düşmezler,
Ve kıtlık günlerinde doyarlar.
כ [Kaf] 20 Kötüler ise yok olup gidecek,
Yehova’nın düşmanları yeşil çayırlar gibi solacak.
Sonları geldi. Duman gibi dağılacaklar.
ל [Lamed] 21 Kötü kişi ödünç alır, geri ödemez,
Fakat doğru kişi lütfeder, armağanlar verir.
22 O’nun kutsadıkları yeryüzünü mülk edinecek,
Lanetlediklerinin ise kökü kazınacak.
מ [Mem] 23 Yehova insanın adımlarını pekiştirir
Ve onun yolundan hoşlanır.
24 O insan düşse de yere serilip kalmaz,
Çünkü elinden tutan Yehova’dır.
נ [Nun] 25 Bir zamanlar gençtim, şimdi yaşlandım,
Fakat doğru kişinin terk edildiğini,
Çocuklarının ekmek dilendiğini görmedim.
26 O her gün iyilik eder, borç verir,
Çocukları da nimetler görecektir.
ס [Sameh] 27 Sen kötülükten yüz çevir, iyilik et,
Yeryüzünde devirler boyu oturursun.
28 Çünkü Yehova adaleti sever,
Vefalı kullarını bırakmaz.
ע [Ayin] Onları devirler boyu korur;
Fakat kötülerin soyu kurur.
29 Doğrular yeryüzünü mülk edinir,
Orada sonsuza dek otururlar.
פ [Pe] 30 Doğru insanın ağzından hikmet dökülür.
Dili adalet damlatır.
31 Tanrısının kanunu onun yüreğindedir.
Adımları sarsılmaz.
צ [Tsade] 32 Kötü adam doğru kişiyi gözlüyor,
Onu öldürmek için fırsat kolluyor.
33 Fakat Yehova onu kötünün eline bırakmaz,
Ve yargıladığında suçlu çıkarmaz.
ק [Kof] 34 Yehova’ya ümit bağla, O’nun yolundan ayrılma,
Yeryüzünü mülk edinmen için seni yükseltecek,
Kötülerin kökünün kazındığını o zaman göreceksin.
ר [Reş] 35 Kötü ve zorba adamı gördüm.
Kendi toprağında yeşeren bir ağaç gibi yayılıyordu.
36 Yine de kuruyup gitti; artık yoktu.
Yerini aradım durdum, ortadan kaybolmuştu.
ש [Şin] 37 Temiz insana bak, gözünü dürüst insandan ayırma,
Çünkü onun geleceği barış dolu olacak.
38 Fakat isyancıların hepsi birden yok olacak,
Kötüler için bir gelecek olmayacak.
ת [Tav] 39 Doğruları kurtaran Yehova’dır,
Sıkıntı zamanında onlara kale olur.
40 Yehova onların yardımcısı ve kurtarıcısıdır.
Onları korur, kötünün elinden kurtarır,
Çünkü Kendisine sığınmışlardır.
Davut’un hatırlatıcı mezmuru.
38 Ey Yehova, beni hiddetle düzeltme,
Öfkeyle yola getirme.
2 Çünkü okların içime dek saplandı.
Ve elin üzerime indi.
3 Gazabın yüzünden hiçbir yerim tutmaz oldu,
Günahımın huzursuzluğu iliklerime dek işledi.
4 Çünkü suçlarım başımdan aştı;
Beni ezen bir yük gibiler.
5 Akılsızlığım öylesine büyük ki,
Bu yüzden yaralarım pis kokulu, irinli.
6 Şaşkınlaştım, iyice belim büküldü,
Günlerce üzgün üzgün dolaştım.
7 Belim alev alev yanıyor,
Hiçbir yerim tutmaz oldu.
8 Uyuşmuş gibiyim, ezildikçe ezildim,
Yüreğimden kopan feryatla inledim.
9 Ey Yehova, bütün dileklerim Senin önünde.
İç çekişlerim Senden gizli değil.
10 Yüreğim hızla çarpıyor, takatim tükendi,
Gözlerimin feri sönüp gitti.
11 Sevenlerim, arkadaşlarım derdim yüzünden yanıma yanaşmıyor,
Yakınlarım uzakta durmuş halime bakıyor.
12 Canıma kastedenler tuzak kuruyor,
Başıma dert açmaya niyetlenenler aleyhimde konuşuyor,
Gün boyu hileler fısıldaşıyorlar.
13 Ben ise bir sağır gibiyim, dinlemiyorum.
Dilsizden farkım yok, ağzımı açmıyorum.
14 Kulakları duymayan birine döndüm,
Ağzımda verecek cevap yok.
15 Çünkü ben Seni bekledim ey Yehova,
Ey Tanrım Yehova, bana cevap verdin.
16 “Yoksa halime sevinecekler” dedim,
“Ayağım kayınca karşımda böbürlenecekler.”
17 Çünkü az kalsın tökezleyecektim,
Istırabım her zaman yanı başımdaydı.
18 Ve suçumu anlatmaya başladım,
Günahım yüzünden kaygı içindeydim.
19 Düşmanlarım gitgide güçlendi, hepsi capcanlı,
Benden nedensiz nefret edenler çoğaldı.
20 İyiliğime kötülükle karşılık verdiler,
Ben iyi olanı yapmak isterken hep karşıma çıktılar.
21 Beni terk etme ey Yehova,
Ey Tanrım, benden uzak durma.
22 Ne olur yardımıma koş,
Kurtarıcım Sensin Yehova.
Başmüzisyene, Yedutun için. Davut’un mezmuru.
39 Kendi kendime dedim ki,
“Dilimi günahtan sakınmak için, adımlarıma dikkat edeceğim.
Kötü adam karşımda durdukça,
Ağzıma gem vuracağım.”
2 Evet, dilimi tuttum, ses çıkarmadım,
İyilik için bile konuşmadım,
Acımı bağrıma gömdüm,
3 İçimde yüreğim tutuştu,
Ben iç çekerken alev alev yandı,
Dilimden dökülenler şunlardı:
4 “Ey Yehova, sonum ne zaman gelecek söyle,
Ne olacak ömrümün uzunluğu?
Söyle ki ne denli fani olduğumu bileyim.
5 İşte, verdiğin kısacık bir hayat,
Senin önünde bütün ömrüm bir hiç,
En sağlam haliyle bile, insanın bir soluktan farkı yok. (Selah)
6 İnsan ki bir gölge gibi dolaşır,
Boş yere koşuşur durur,
Kime kalacağını bilmeden küpünü doldurur.
7 Öyleyse bekleyecek neyim var, ey Yehova?
Ümidim Sende.
8 Bütün suçlarımdan kurtar beni.
Akılsızın önünde rezil etme.
9 Sustum, ağzımı açamadım,
Çünkü bunu yapan Sendin.
10 Başıma getirdiğin derdi kaldır.
Vurduğun darbelerle bittim tükendim.
11 Sen suç işleyen insanı azarlar, düzeltirsin.
Onun güzel şeylerini güve gibi tüketirsin,
Gerçekten, bir soluktan farkı yok insanın. (Selah)
12 Duamı işit ey Yehova,
Feryadıma kulak ver,
Gözyaşlarıma sessiz kalma,
Senin önünde bir garipten başka neyim ki,
Bütün atalarım gibi gurbette bir yabancıyım.
13 Gözünü üzerimden ayır da,
Yüzüm gülsün, hiçliğe göçüp gitmeden.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
40 Yehova’yı ümitle bekledim,
Bana kulak verdi, feryadımı işitti.
2 Uğultulu bir çukurdan,
Çamur tortusu içinden çıkardı beni,
Kaya üzerinde ayağa dikti,
Adımlarımı pekiştirdi.
3 Ve dilime yeni bir ilahi koydu,
Tanrımıza bir övgü.
Çokları bakıp korkacak,
Ve Yehova’ya güvenecekler.
4 Ne mutlu Yehova’ya güven duyana,
Asilere yüz vermeyene,
Yalana sapanlardan uzak durana.
5 Yaptıkların ne çok Yehova Tanrım,
Ne çok harikaların, bizimle ilgili düşüncelerin.
Sen kimseye benzemezsin.
Onları duyurmaya, anlatmaya kalksam,
Öyle çoklar ki sayamam.
6 Sen kurbandan, sunudan hoşnut olmadın,
Bana işiten kulak verdin.
Yakılan sunu, günah sunusu istemedin.
7 O zaman dedim ki, “İşte geldim,
Kitabın bir yerinde benim hakkımda yazılıdır.
8 Senin isteğini yapmaktan zevk alırım ey Tanrım,
Kanunun yüreğimin içindedir.
9 Büyük cemaat içinde doğruluk müjdesini bildirdim,
Söylemekten geri durmadım,
Ey Yehova, bunu iyi bilirsin.
10 Senin doğruluğunu yüreğimde saklamadım,
Güvenilir ve kurtarıcı olduğunu bildirdim,
Vefanı ve sadakatini büyük cemaat içinde gizlemedim.”
11 Merhametini esirgeme benden ey Yehova,
Vefan ve sadakatin her zaman korusun beni.
12 Felaketler etrafımı sardı, sayamıyorum,
Suçlarım başımdan aştı, seçemiyorum,
Başımdaki saçlardan daha çok oldular,
Yüreğim yılgınlığa kapıldı.
13 Ne olur ey Yehova kurtar beni.
Yardımıma koş ey Yehova.
14 Canımı almaya uğraşanların hepsi,
Utansın, küçük düşsün.
Felaketime sevinenler rezil olup geri dönsün.
15 Halime bakıp “Oh olsun! Oh olsun!” diyenler,
Utançlarından dolayı şaşkınlığa düşsünler.
16 Sana yönelenler,
Seninle sevinip coşsun.
Senden gelen kurtuluşu sevenler,
Daima “Yehova yücedir” desin.
17 Ben ise mazlum ve yoksulum,
Beni Sen düşünürsün Yehova,
Yardımcım ve kurtarıcımsın,
Ne olur gecikme ey Tanrım.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
41 Ne mutlu düşküne anlayışlı davranana,
Yehova onu kötü günde kurtarır.
2 Yehova onu korur, yaşatır.
Mutluluğu yeryüzünde herkesin dilindedir;
Onu asla düşman eline vermez.
3 Hastalanıp yatağa düştüğünde, desteği Yehova’dır;
Hasta yatağında onu rahatlatır.
4 Ve ben “Ey Yehova” dedim, “Lütfet bana.
Sana karşı günah işledim, canıma şifa ver.”
5 Düşmanlarım hakkımda kötü sözler söylüyor,
“Ne zaman ölecek de adı unutulup gidecek?” diyorlar.
6 Biri beni görmeye gelse, yüreğinden yalan geçiriyor,
Fesatlık etmek için bir şeyler arıyor;
Sonra dışarı çıkıp etrafa yayıyor.
7 Benden nefret edenler birlik olmuş fısıldaşıyor,
Bana karşı bir kötülük tasarlıyorlar.
8 “Öyle bir illet musallat oldu ki ona,
Yatağa düştü, kalkamaz artık” diyorlar.
9 Ekmeğimi yiyen beni tekmelemeye kalktı,
Oysa güvendiğim dostumdu, yakınımdı.
10 Ey Yehova, Sen lütfet de ayağa kalkayım,
Onlara hak ettikleri karşılığı vereyim.
11 Düşmanımın zafer nidasını duymazsam,
Senin benden hoşnut olduğunu bilirim.
12 Doğruluğumdan ötürü beni desteklersin,
Devirler geçse de gözünün önünden ayırmazsın.
13 İsrail’in Tanrısı Yehova’ya,
Ezelden ebede kadar şükrolsun.
Amin! Amin!
İKİNCİ KİTAP
(Mezmur 42- 72)
Başmüzisyene. Korahoğulları için Maskil.
42 Akarsuları özleyen geyik gibi,
Canım da Seni özlüyor ey Tanrım.
2 Canım Tanrımı özlüyor, yaşayan Tanrımı.
Ne zaman gidip O’nun önünde görüneceğim, bilmiyorum.
3 Gece gündüz gözyaşlarımla doyuyorum,
Çünkü bütün gün “Nerede senin Tanrın?” diyorlar.
4 O eski günleri andıkça içim eriyor.
Kalabalıklarla birlikte yürürdüm o zamanlar,
Bayram alayından,
Sevinç ve şükran sesleri yükselirken
Tanrı’nın evine doğru yürürdüm önlerinden.
5 Neden kırıksın böyle ey gönlüm,
Neden içimi kemiriyorsun?
Sen Tanrı’yı bekle,
Çünkü ben yine Tanrımı, yüce kurtarıcımı öveceğim.
6 Ey Tanrım, bağrımda gönlüm kırık.
Bu yüzden anıyorum Seni,
Ürdün topraklarında, Hermon doruklarında,
Ve küçük dağda.
7 Çağlayanların uğuldayınca,
Enginler enginlere sesleniyor,
Bütün o ulu dalgaların, sellerin,
Üzerimden geçiyor.
8 Gündüzün Yehova vefasını gösterir,
Geceleyin ilahisi dilimdedir,
Ve hayat kaynağıma, Tanrıma dua ederim.
9 Tanrı’ya, yalçın kayama,
“Beni neden unuttun?” derim,
“Düşmanlarımın eziyeti yüzünden neden kederli gezeyim?”
10 Düşmanlarım bütün gün “Nerede senin Tanrın?” diyor,
Suçlamaları yüzünden sanki kemiklerim eziliyor.
11 Neden kırıksın böyle ey gönlüm,
Neden içimi kemiriyorsun?
Sen Tanrı’yı bekle,
Çünkü ben yine Tanrımı, yüce kurtarıcımı öveceğim.
43 Yargıla beni ey Tanrım,
Vefasız milletle aramdaki davamı gör,
Hilekâr ve hain adamdan kurtar.
2 Sen benim kalemsin Tanrım,
Neden beni terk ettin?
Düşmanlarımın eziyeti yüzünden neden kederli gezeyim?
3 Işığını ve hakikatini gönder.
Bana yol göstersinler,
Kutsal dağına, görkemli çadırına beni götürsünler.
4 O zaman Tanrı’nın sunağına giderim,
Beni sevinçten coşturan Tanrıma yaklaşırım.
Ey Tanrı! Tanrım, Seni lir eşliğinde överim.
5 Neden kırıksın böyle ey gönlüm,
Neden içimi kemiriyorsun?
Sen Tanrı’yı bekle,
Çünkü ben yine Tanrımı, yüce kurtarıcımı öveceğim.
Başmüzisyene. Korahoğullarının ilahisi. Maskil.
44 Ey Tanrı, kulaklarımızla işittik,
Atalarımız bize anlattı,
Onların zamanındaki işlerini,
Senin uzun zaman önce yaptıklarını.
2 Sen milletleri Kendi elinle kovdun,
Onların yerine atalarımızı yerleştirdin,
Halkları bozguna uğrattın, uzaklara gönderdin.
3 Onlar diyarı kendi kılıçlarıyla mülk edinmediler,
Kendi kollarının gücüyle kurtulmadılar,
Bileğinin gücü, sağ elin ve yüzünün ışığı sayesinde oldu bütün bunlar,
Çünkü onları sevmiştin.
4 Sen benim kralımsın, ey Tanrım,
Sen emret, büyük kurtuluşa ersin Yakup.
5 Düşmanlarımızı Senin sayende kovarız,
Bize saldıranları Senin adınla ezeriz.
6 Çünkü güvendiğim yayım değil,
Beni kurtaran kılıcım değil.
7 Düşmanlarımızdan bizi Sen kurtardın,
Bize nefret besleyenleri utandırdın.
8 Biz her gün Tanrı’yı yüceltiriz,
Devirler boyu Senin ismine övgüler sunarız. (Selah)
9 Fakat şimdi bizi bıraktın, küçük düşürüyorsun.
Ordularımızla birlikte savaşa çıkmıyorsun.
10 Düşmanımızın önünden kaçırttın bizi,
Bize nefret besleyenlerin ganimeti olduk.
11 Kesimlik koyunlar gibi ellerine verdin bizi,
Milletler arasına dağıttın.
12 Halkını yok pahasına sattın,
Onların bedeliyle bir kazanç edinmedin.
13 Bizi komşularımıza yüzkarası ettin,
Çevremizdekilere eğlence ve alay konusu olduk.
14 Milletlerin diline düşürdün,
Bize baş sallıyor halklar.
15 Rezilliğim gün boyu gözümün önünde,
Yüzümdeki utanç tüm bedenimi kaplıyor,
16 Çünkü beni kınayanın, aşağılayanın sesi duyuluyor,
Ve düşman, öç peşinde olan, ardımdan ayrılmıyor.
17 Başımıza bunlar geldi, fakat Seni unutmadık,
Seninle ahdimize ihanet etmedik.
18 Yüreğimiz döneklik etmedi,
Adımlarımız Senin yolundan sapmadı.
19 Bizi çakalların mekânında ezdin,
Zifiri karanlığa gömdün.
20 Tanrımızın adını unutursak,
Yabancı bir ilaha ellerimizi açarsak,
21 Tanrı bunu ortaya çıkarmaz mı?
Çünkü O yürekte gizlenenleri de bilir.
22 Bizler her gün Senin uğruna öldürülüyoruz,
Kesimlik koyunlar gibi görülüyoruz.
23 Uykuda mısın ey Yehova? Ne olur kalk!
Bizi ebediyen terk etme. Ne olur uyan!
24 Neden bizden yüz çeviriyorsun,
Neden çektiğimiz zulmü, eziyeti unutuyorsun?
25 Bak, iki büklüm olduk toprağa yapıştık,
Yüzüstü yere serildik.
26 Ne olur kalk, yardımımıza koş,
Vefalı sevginle kurtar bizi.
Başmüzisyene. Zambaklar için. Korahoğullarının Maskili. Sevgiliye dair ilahi.
45 Güzel bir düşünceyle coşuyor yüreğim,
“Bütün yazdıklarım bir kral için” derim.
Dilim usta bir yazıcının kalemi gibi işlesin.
2 Sen tüm insanoğullarından daha güzelsin,
Dudaklarından dökülen sözler ne tatlı!
Bu yüzden Tanrı sana devirler boyu nimetler verecek.
3 Ey kudretli, kılıcını beline tak,
İtibarını ve görkemini kuşan.
4 Hakikat, alçakgönüllülük ve doğruluk adına,
Atına bin, zaferden zafere koş bütün görkeminle,
Sağ elin sana yol gösterir yapacağın korkunç işlerde.
5 Okların öyle sivri ki, kralın düşmanlarının yüreğine saplanıyor.
Halklar ayaklarının altına seriliyor.
6 Tahtının temeli Tanrı’dır devirler boyu, sonsuza dek,
Krallık asan da doğruluk asası.
7 Doğruluğu sevdin, kötülükten nefret ettin,
Bu yüzden Tanrı, senin Tanrın, seni arkadaşlarından daha çok sevinç yağıyla meshetti.
8 Bütün giysilerin mürrüsafi, sarısabır ve tarçın kokuyor.
Muhteşem fildişi saraydan gelen saz sesleri sana sevinç veriyor.
9 Saygın kadınlarının arasında kral kızları var,
Ofir altınıyla bezenmiş kraliçe sağ yanında duruyor.
10 Sen ey kızım, dinle ve anla; sözlerime kulak ver,
Artık halkını unut, baba evini de.
11 Kral senin güzelliğini arzulayacak,
Eğil onun önünde,
Çünkü o senin efendin.
12 Sur kızı da armağanıyla orada olacak . . .
Halkın zenginleri senden lütuf dileyecek.
13 Kral kızı, evde tüm ihtişamıyla bekliyor,
Altın nakışlı giysileriyle.
14 Senin önüne işlemeli elbisesiyle çıkarılacak ey kral,
Nedime alayıyla birlikte huzuruna getirilecek.
15 Sevinç ve neşe içinde gelecekler,
Kral sarayına girecekler.
16 Atalarının yerini oğulların alacak,
Onları tüm yeryüzüne yönetici atayacaksın.
17 Adını gelecek nesillere de öğreteceğim,
Ve halklar seni yüceltecek, devirler boyu, sonsuza dek.
Başmüzisyene. Korahoğullarının ilahisi. Kızlar makamında.
46 Tanrı bizim gücümüz, sığınağımızdır,
Sıkıntı zamanında her an yardıma hazırdır.
2 Bu yüzden, dünya altüst olsa da,
Dağlar sarsılıp denizin bağrına gömülse de korkmayız;
3 Denizin suları kabarıp köpürse de,
Uğultusundan dağlar titrese de korkmayız. (Selah)
4 Bir ırmak var ki, suları sevinç akıtır Tanrı’nın şehrine,
Yüceler Yücesinin görkemli kutsal meskenine.
5 O şehir asla sarsılmaz, Tanrı oradadır.
Gün doğarken Tanrı onun yardımcısıdır,
6 Milletler kargaşa içinde, krallıklar sarsılıyor,
O’nun sesi gürledi, yeryüzü eriyip gidiyor.
7 Göklerin hâkimi Yehova bizimle,
Yakup’un Tanrısı yükseklerde bir hisar bize. (Selah)
8 Gelin, Yehova’nın yaptıklarını görün,
Yeryüzünde ne şaşırtıcı işler yaptığına bakın.
9 Yerin bir ucundan öbür ucuna savaşları bitirir,
Yayları kırar, mızrakları parçalar;
Savaş arabalarını ateşte yakar.
10 “Boyun eğin ey insanlar, bilin ki Tanrı Benim.
Milletler arasında yüceleceğim,
Tüm yeryüzünde yüceleceğim.”
11 Göklerin hâkimi Yehova bizimle,
Yakup’un Tanrısı yükseklerde bir hisar bize. (Selah)
Başmüzisyene. Korahoğullarının mezmuru.
47 El çırpın bütün halklar,
Zafer haykırışlarıyla, sevinçle seslenin Tanrı’ya.
2 Çünkü Yüceler Yücesi Yehova korku uyandırır,
Tüm yeryüzünün yüce Kralıdır.
3 Halklara önümüzde boyun eğdirir
Ve milletler ayaklarımızın altına serilir.
4 Sevdiği Yakup’un gururunu,
Mirasımızı, bizim için O seçer. (Selah)
5 Yehova Tanrı sevinç nidalarıyla,
Boru sesleriyle yükseldi.
6 Tanrı’ya ilahiler söyleyin, ilahiler,
Kralımıza ilahiler söyleyin, ilahiler.
7 Çünkü Tanrı tüm yeryüzünün kralıdır;
Sağgörülü olun, ilahiler söyleyin.
8 Tanrı milletler üzerinde kral oldu,
Tanrı kutsal tahtına oturdu.
9 İbrahim’in Tanrısının halkıyla
Bir araya toplandı milletlerin önderleri.
Çünkü yeryüzünün kalkanları Tanrı’ya aittir.
O gökte en yücelerdedir.
Bir ilahi. Korahoğullarının mezmuru.
48 Yehova büyüktür;
Tanrımızın şehrinde, Kendi kutsal dağında, O’na Övgüler sunulmalı.
2 Tüm yeryüzünün kıvancı, bütün güzelliğiyle yükselir,
Kuzey ufuklarındaki Sion Dağı,
Yüce Kralın kenti.
3 Tanrı onun burçlarında, yükseklerde bir hisar olarak gösterdi Kendini.
4 İşte, krallar sözleşip buluştu,
Birlikte geldiler ve geçip gittiler.
5 Kendi gözleriyle gördüler, şaşkına döndüler,
Telaşa düştüler ve dehşet içinde kaçtılar.
6 Doğuran kadın gibi sancı tuttu,
Bir titreme aldı onları.
7 Bir doğu rüzgârı çıkardın, Tarşiş gemilerini parçaladın.
8 Göklerin hâkimi Yehova’nın şehrinde, Tanrımızın şehrinde,
Önceden ne işittiysek onu gördük,
Tanrı o şehri devirler boyu ayakta tutacak. (Selah)
9 Ey Tanrı, mabedinin ortasında durup
Vefalı sevgini düşündük.
10 İsmin gibi, Sana sunulan övgüler de
Yerin uçlarına yayılır ey Tanrı,
Sağ elinde doğruluk vardır.
11 Senin hükümlerinden ötürü, Sion Dağı sevinsin,
Yahuda kentleri sevinçle coşsun.
12 Sion’un etrafında gezinin, çevresini dolaşın,
Kulelerini sayın;
13 Savunma duvarına dikkatle bakın,
Burçlarını yoklayın ki,
Gelecek nesillere de anlatın.
14 Tanrı bizim Tanrımızdır, devirler boyu, sonsuza kadar,
Ölene dek bize O rehberlik eder.
Başmüzisyene. Korahoğullarının mezmuru.
49 Dinleyin ey halklar.
Kulak verin bu devirde yaşayanlar.
2 Ey âdemoğulları, siz insanoğulları,
Zenginler, yoksullar hepiniz dinleyin.
3 Ağzımdan hikmetli sözler dökülecek,
Yüreğimden derin düşünceler çıkacak.
4 Özdeyişe kulak vereceğim,
Bilmecemi lir eşliğinde açıklayacağım.
5 Açığımı arayan hainler etrafımı sardığında,
Kötü günler gelip çattığında neden korkayım?
6 Malına mülküne güvenenlerin,
Servetleriyle böbürlenenlerin hiçbiri,
7 Bir bedel ödeyip kardeşini kurtaramaz,
Onun için Tanrı’ya fidye veremez.
8 (İnsan canının bedeli öyle yüksektir ki,
Devirler boyu uğraşsa da ödeyemez)
9 Onu sonsuza dek yaşatamaz, mezara girmekten kurtaramaz.
10 Anlar ki, budala ve akılsızla birlikte
Hikmetliler de ölüp gidiyor,
Mallarını mülklerini başkalarına bırakıyor.
11 Oysa gönüllerindeki şudur: Evleri devirler boyu yıkılmasın,
Nesiller geçse de çadırları kalsın,
Toprakları kendi adlarıyla anılsın.
12 İnsanoğlu ne kadar itibarlı olsa da kısa ömürlüdür;
Yok olup giden hayvanlara benzer sonu.
13 Budalaların tuttuğu yol böyledir,
Kibirli sözlerine kanıp peşlerine takılanların da. (Selah)
14 Sürü gibi ölüler diyarına sürülecek hepsi,
Ölüm onları güdecek,
Sabah olunca doğrulara boyun eğecekler,
Endamlarından eser kalmayacak,
Konakta değil ölüler diyarında olacaklar.
15 Tanrı canımı ölüler diyarının elinden kurtarır,
Ve beni kabul eder. (Selah)
16 Birisi servet edindi diye,
Ailesinin itibarı arttı diye korkma.
17 Çünkü ölüp giderken yanına hiçbir şey alamaz,
İtibarını da kendisiyle birlikte götüremez.
18 Ömrü boyunca için için övünmüştür.
(İşlerin yolundaysa seni herkes över)
19 Sonunda, atalarının devrinde yaşayanlara,
Artık ışığı görmeyecek olanlara katılır.
20 İnsanoğlu ne kadar itibarlı olsa da, anlayışı yoksa,
Yok olup giden hayvanlara benzer sonu.
Asaf’ın mezmuru.
50 Kudretli Tanrı, Yehova konuştu,
Gündoğusundan günbatısına,
Tüm yeryüzüne seslendi.
2 Sion’dan, güzelliğin doruğundan Tanrı parladı.
3 Tanrımız gelecek, O suskun kaamaz.
Önünden çıkan ateş silip süpürür.
Çevresinde şiddetli fırtınalar eser durur.
4 Halkına verdiği hükmü yerine getirsinler diye,
Göklere ve yere seslenir:
5 “Vefalı kullarımı yanıma toplayın,
Kurbanla ahde girdiklerimi.”
6 Gökler O’nun adaletini anlatır,
Çünkü hâkimlik eden Tanrı’dır. (Selah)
7 “Dinle ey halkım, Ben konuşayım,
Ey İsrail, önüne kanıtlar koyayım,
Ben Tanrıyım, senin Tanrın.
8 Seni kurbanlarından ötürü azarlamıyorum,
Önümde sürekli sunduğun yakılan kurbanlardan ötürü de.
9 Ne evinden bir boğa,
Ne de ağıllarından bir teke alırım.
10 Çünkü ormandaki bütün yaban hayvanları,
Binlerce dağda yaşayan tüm hayvanlar Benimdir.
11 Dağlardaki bütün kuşları iyi bilirim,
Kırlardaki hayvan sürüleri Benimdir.
12 Acıksam da sana söylemezdim;
Çünkü yeryüzü ve üzerindeki her şey Benimdir.
13 Güçlü boğaların etini yer miyim,
Tekelerin kanını içer miyim?
14 Sen Tanrı’ya şükran kurbanı sun,
Yüceler Yücesine adaklarını yerine getir.
15 Sıkıntı zamanında Bana seslen,
Seni kurtarırım, sen de Beni yüceltirsin.”
16 Kötü kişiye ise Tanrı şunu diyecek:
“Ne hakla kurallarımı tekrarlayıp duruyorsun,
Ve ahdimi ağzına alıyorsun?
17 Sen ki, terbiyeden nefret ediyor
Ve sözlerime sırt çeviriyorsun.
18 Bir hırsız görsen onunla ahbap oluyor,
Zina yapanlarla işbirliği ediyorsun.
19 Ağzına gem vurmayıp kötülük saçıyor,
Dilinden de hileyi düşürmüyorsun.
20 Oturup kardeşinin aleyhinde konuşuyor,
Annenin oğlunun kusurunu ortaya seriyorsun.
21 Tüm bunları yaptın, ses çıkarmadım,
Beni de kendine benzeteceğini sandın.
Fakat seni terbiye edeceğim, yaptıklarını gözünün önüne sereceğim.
22 Ey Tanrı’yı unutanlar, bunu iyi anlayın,
Yoksa sizi parçalarım, kurtaran çıkmaz.
23 Şükran kurbanı sunan Beni yüceltir,
Ben de doğru yoldan şaşmayana,
Tanrı nasıl kurtarır gösteririm.”
Başmüzisyene. Davut’un, Bat-şeba ile ilişkisinden sonra Natan peygamber yanına geldiği zaman yazdığı mezmur.
51 Vefalı sevginden ötürü lütfet bana ey Tanrı.
Büyük merhametinden ötürü suçlarımı sil.
2 Suçumdan tamamen temizle,
Ve günahımdan arıt beni.
3 Çünkü suçlarımı iyi bilirim,
Günahım gözümün önünden gitmiyor.
4 Sana karşı, yalnız Sana karşı günah işledim,
Senin gözünde kötü olanı yaptım;
Öyle ki Sen konuştuğunda haklı çıktın,
Ve yargıladığında hatasızdın.
5 Çünkü ben doğum sancılarıyla, suç içinde dünyaya geldim,
Annem bana gebe kaldığından beri günah içindeyim.
6 Fakat Sen içten gelen sadakati seversin,
Yüreğime tam bir hikmet aşıla.
7 Zufaotuyla günahtan arıt beni, temiz olayım,
Beni yıka, kardan ak olayım.
8 Bana sevinç ve neşe sesleri işittir ki,
Ezdiğin kemikler şifa bulsun.
9 Günahlarıma dönüp bakma,
Bütün suçlarımı sil.
10 Bende temiz bir yürek yarat ey Tanrım,
Kararlı, yeni bir ruh ver içime.
11 Beni huzurundan atma,
Kutsal ruhunu ne olur benden alma.
12 Senden gelen kurtuluş sevincini yeniden tattır,
Beni destekle, içimde istekli bir ruh uyandır.
13 Kanununu çiğneyenlere Senin yollarını öğreteyim ki,
Günahkârlar Sana geri dönsün.
14 Kan dökme suçundan kurtar beni ey Tanrım, kurtarıcım.
Dilim de neşe içinde doğruluğunu anlatsın.
15 Ey Yehova aç dudaklarımı,
Ağzımdan Sana övgüler dökülsün.
16 Çünkü sen kurbandan zevk almazsın; yoksa verirdim,
Yakılan sunudan hoşlanmazsın.
17 Tanrı’nın istediği kurban kırılmış ruhtur.
Ey Tanrı, kırılmış, ezilmiş yüreği hor görmezsin.
18 Lütfunla iyilik et Sion’a,
Yeruşalim’in surlarını inşa et.
19 O zaman sunağında boğalar sunulur,
Ve Sen doğruluğa yaraşır kurbanlardan,
Yakılan sunudan, bütün kurbandan hoşnut olursun.
Başmüzisyene. Davut’un Maskili. Edomlu Doeg Saul’a gidip Davut’un Ahimelek’in evine geldiğini söylediği zaman yazılan mezmur.
52 Kötülükle neden övünüyorsun ey zorba?
Bil ki Tanrı’nın vefalı sevgisi hiç bitmez.
2 Dilin ustura gibi keskin,
Fesat düzer, hileyle işler.
3 Sen iyilikten çok kötülüğü,
Doğrudan çok yalan konuşmayı sevdin. (Selah)
4 Ey hilekâr dilli,
Hep yıkıcı sözleri sevdin,
5 Tanrı da seni sonsuza dek yıkacak,
Seni yere serecek, çadırından koparacak,
Ve yaşayanlar diyarından söküp atacak. (Selah)
6 Doğrular bunu görecek ve korkacaklar,
Onun haline gülecekler.
7 Tanrı’yı hisarı yapmayan,
Servetinin bolluğuna güvenen,
Yol açtığı sıkıntılara sığınan adamın sonu işte böyledir.
8 Ben ise, Tanrı’nın evinde yemyeşil bir zeytin ağacı olurum,
Devirler boyu, sonsuza dek, Tanrı’nın vefalı sevgisine güvenirim.
9 Yaptıklarından ötürü Seni devirler boyu överim;
Vefalı kullarının önünde, adına ümit bağlarım; çünkü bu iyidir.
Başmüzisyene, Mahalat makamında. Davut’un Maskili.
53 Akılsız adam yüreğinden
“Yehova yok” diye geçirdi.
Davranışları yozlaştı, iğrençlikleri, haksızlıkları çoğaldı.
Doğru olanı yapan kimse kalmadı.
2 Tanrı göklerden insanoğluna baktı.
Görmek istedi Yehova, anlayış sahibi, O’nu arayan biri var mı.
3 Hepsi birden yoldan çıkmış, hepsi bozulmuş,
Doğru olanı yapan yok,
Bir kişi bile kalmamış.
4 Halkımı ekmek yer gibi yiyenlerin,
Fenalığı iş edinenlerin, hiç mi bilgisi yok?
Onlar Yehova’ya yakarmıyor.
5 Dehşetin olmadığı yerde,
İçleri dehşetle doldu;
Tanrı sana saldıranların kemiklerini dağıtır.
Sen de hepsini utandırırsın; çünkü onları reddeden Yehova’dır.
6 Ah ne olur, Sion’dan İsrail’e kurtuluş gelse!
Yehova halkından esir olanları geri getirince,
Yakup sevinsin, İsrail neşeyle coşsun.
Başmüzisyene, telli sazlar için. Davut’un Maskili. Zifliler Saul’a gelip “Davut’un bizim orada gizlendiğinden haberin var mı?” dedikleri zaman yazdığı mezmur.
54 Ey Tanrım, adınla kurtar,
Davamda kudretinle savun beni.
2 Ey Tanrım, duamı dinle;
Ağzımdan çıkan söze kulak ver.
3 Çünkü yabancılar bana karşı ayaklandı,
Zorbalar canıma kastetti.
Ve hiçbiri Tanrı’yı umursamıyor. (Selah)
4 Fakat Tanrı benim yardımcım!
Yehova bana destek olanlar arasında.
5 Düşmanlarıma kötülüklerini ödetirsin Tanrım,
Sadakatinle onları susturursun.
6 Ben de Sana gönüllü kurbanlar sunarım.
Ve ismine övgüler sunarım; çünkü bu iyidir ey Yehova!
7 Çünkü beni her sıkıntıdan kurtardın;
Düşmanımın düşüşünü gözümle gördüm.
Telli sazlar için, başmüzisyene. Davut’un Maskili.
55 Duama kulak ver ey Tanrım;
Lütuf dileğime sırt çevirme.
2 Ne olur dinle beni; cevap ver.
Kaygıdan yüreğim rahat bulmuyor,
İçimi bir huzursuzluk kaplıyor.
3 Düşmanın sesi, kötünün baskısı yüzünden tedirginim.
Çünkü üzerime fesat kusuyorlar,
Bana karşı öfkeliler, içlerinde düşmanlık besliyorlar.
4 Bağrımda yüreğim derin acılar içinde,
Üzerime ölümün dehşeti çöktü.
5 Evet, içim korkudan titriyor,
Ve tüm bedenimi ürperti sarıyor.
6 “Ah keşke güvercin gibi kanatlarım olsaydı!” diyorum,
“Uçar gider uzaklarda yaşardım.
7 Uzak diyarlara uçup giderdim;
Çöllerde konaklardım. (Selah)
8 Sert rüzgârlar, kasırgalar çıkınca,
Hemen bir korunağa girerdim.”
9 Şaşkına çevir onları ey Yehova, dillerini karıştır,
Çünkü şehirde şiddet ve kavga görüyorum.
10 Gece gündüz surlar üzerinde dolanıyorlar,
Şehrin içindeyse hainlik ve sıkıntı var.
11 İçeride bela kol geziyor,
Meydanından zulüm ve hile eksik olmuyor.
12 Beni kınayan bir düşman değildi;
Yoksa katlanırdım.
Karşımda böbürlenen bir hasım değildi;
Yoksa ondan gizlenirdim.
13 Sendin o, benim dengim, bir ölümlü insan;
Tanıdığım, yakın arkadaşım.
14 Tatlı bir muhabbetimiz vardı,
Topluca Tanrı’nın evine giderdik.
15 Böylelerinin başına yıkım gelsin!
Diri diri ölüler diyarına insinler;
Çünkü nereye giderlerse gitsinler içlerinde kötülük vardır.
16 Ben Yehova’ya yakarırım,
Tanrım beni kurtarır.
17 Sabah, öğlen, akşam kaygım dinmiyor, inliyorum,
Ve Tanrım sesimi işitiyor.
18 Düşmanlar akın akın üzerime geliyor,
Tanrı canımı onların saldırısından kurtaracak, beni huzura erdirecek.
19 Eski devirlerden beri tahtında oturan Tanrı,
Beni duyacak, yaptıklarını onlara ödetecek. (Selah)
Onlar ki hiç değişmez,
İçlerinde Tanrı korkusu yok.
20 O adam kendisiyle barış içinde olanlara el kaldırdı,
Ve yaptığı ahdi bozdu.
21 Onun ağzından çıkan sözler yağdan yumuşak,
Fakat yüreğinde kavga var.
Sözleri zeytinyağından da yatıştırıcı,
Fakat kılıç gibi tehditkâr.
22 Sen yükünü Yehova’ya bırak,
O sana destek olur.
Doğru insanın sarsılmasına asla izin vermez.
23 Sen Tanrım, onları çukurun dibine indireceksin,
Çünkü eli kanlı, hilekâr adamlar, ömürlerinin yarısına bile varamazlar.
Ben ise Sana güvenirim ey Tanrım.
Başmüzisyene. Uzaklardaki Sessiz Güvercin makamında, Davut’un ilahisi. Miktam. Gat’ta Filistîlerin eline geçtiğinde yazdı.
56 Lütfet bana ey Tanrı, ölümlü insan beni kapmak istiyor.
Bütün gün benimle savaşıyor, beni durmadan eziyor.
2 Düşmanlarım gün boyu beni kapmak istiyor,
Kibirle üzerime saldıran hasımlarım öyle çok ki!
3 Ne zaman korkuya kapılsam, güvendiğim Sensin.
4 Ben Tanrı yolunda, O’nun sözünü yüceltirim.
Tanrı’ya güvenirim, korkmam.
İnsan bana ne yapabilir?
5 Bütün gün işlerimi bozuyorlar,
Bana karşı hep kötü niyet besliyorlar.
6 Saldırıyor ve gizleniyorlar;
Attığım her adımı gözlüyor,
Canımı almak için bekliyorlar.
7 Ey Tanrı, hainliklerinden ötürü onları reddet,
Öfkenle halkları yere ser.
8 Nasıl bir kaçak gibi dolaştığımı Sen kaydettin.
Gözyaşlarımı tulumunda biriktir.
Bunlar zaten Senin kitabında yazılı değil mi?
9 Sana seslendiğim gün, düşmanlarım geri dönüp gidecek;
Tanrım benimle, iyi bilirim.
10 Ben Tanrı yolunda, O’nun sözünü yüceltirim.
Yehova’nın yolunda, sözünü yüceltirim.
11 Tanrı’ya güvenirim, korkmam.
İnsanoğlu bana ne yapabilir?
12 Ey Tanrı, Sana adaklar adadım.
Sana şükran kurbanları sunacağım.
13 Çünkü yaşam ışığında, Senin yolunda yürüyeyim diye,
Canımı ölümden,
Ayaklarımı tökezlemekten kurtardın.
Başmüzisyene. Davut’un “Beni yıkma!” temalı ilahisi. Miktam. Saul’dan kaçıp bir mağaraya sığındığı zaman yazdı.
57 Lütfet bana ey Tanrı, lütfet,
Çünkü canım Sana emanet.
Sıkıntılar geçene dek kanatlarının gölgesine sığınayım.
2 Yüceler Yücesine, sıkıntılarıma son veren gerçek Tanrı’ya yakarırım.
3 O gökten yardım gönderir, kurtarır,
Beni kapmaya çalışanları şaşırtır. (Selah)
Tanrı vefasını, sadakatini gönderir.
4 Canım aslanların arasında;
Çaresizim, insanları yutanların arasında yatıyorum,
Dişleri mızrak gibi, ok gibi,
Dilleri keskin birer kılıç sanki.
5 Yüceliğin gökleri aşsın, ey Tanrı;
İhtişamın tüm yeryüzü üzerinde olsun.
6 Ayaklarım dolansın diye ağ kurdular,
Belim büküldü.
Yoluma çukur kazdılar;
Fakat içine kendileri düştü. (Selah)
7 Yürekten kararlıyım ey Tanrı,
Yürekten kararlı.
İlahiler, ezgiler söyleyeceğim.
8 Uyan ey gönlüm,
Uyan, ey telli sazım; sen de uyan ey lir.
Seheri ben uyandırayım.
9 Seni halklar arasında yüceltirim ey Yehova;
Sana milletler arasında ilahi söylerim.
10 Çünkü vefalı sevgin gökler üzerindedir,
Sadakatin bulutlara erişir.
11 Yüceliğin gökleri aşsın, ey Tanrı;
İhtişamın tüm yeryüzü üzerinde olsun.
Başmüzisyene. Davut’un “Beni yıkma!” temalı ilahisi. Miktam.
58 Böyle suskun kalıp doğruluktan söz edebilir misiniz?
Gerçekten doğru hüküm verebilir misiniz, ey insanoğulları?
2 Hayır, siz canla başla tüm yeryüzüne haksızlık yayarsınız,
Eliniz şiddet saçsın diye kendinize yol yaparsınız.
3 Kötüler daha ana rahminden bozuktur,
Doğuştan yoldan sapar,
Hep yalan konuşurlar.
4 Zehirleri yılan zehrine benzer,
Sese kulak tıkayan kobra gibi sağırlar.
5 Büyücülerin sesine kulak vermeyen,
Usta afsuncuları dinlemeyen kobra gibidir onlar.
6 Ey Tanrım, onların dişlerini kır,
Genç aslanların çenesini parçala ey Yehova.
7 Akıp giden sular gibi dağılıp yok olsunlar,
Onlar yere yığılırken Sen oklarını hazırla.
8 Eriyip giden salyangoz gibi sürünsünler,
Kadının düşürdüğü çocuk gibi gün ışığı görmesinler.
9 Tutuşmuş çalının sıcaklığı kazanınıza varmadan,
Yaş dalları da yananları da Tanrı kasırgayla savuracak.
10 Doğru adam öcünün alındığını görüp sevinecek,
Ayakları kötülerin kanında yıkanacak.
11 O zaman insanlar diyecek ki, “Gerçekten, doğruların bir ödülü var,
Dünyayı yargılayan bir Tanrı var.”
Başmüzisyene. Davut’un “Beni yıkma!” temalı ilahisi. Miktam. Saul’un gönderdiği adamlar onu öldürmek için evi gözlediklerinde yazdı.
59 Beni düşmanlarımdan kurtar ey Tanrım,
Üzerime saldıranlardan koru.
2 Hainlik edenlerin elinden kurtar,
Eli kanlı adamlardan koru beni.
3 İşte! Canımı almak için pusuda bekliyorlar,
Güçlüler üzerime saldırıyor,
Oysa ben isyan etmedim, günah işlemedim ey Yehova.
4 Bir suçum yokken, koşuşturup saldırıya hazırlanıyorlar.
Yakarışımı duyup kalk, halime bak.
5 Sen ey göklerin hâkimi Yehova, İsrail’in Tanrısı,
Bütün milletleri yoklamak için kalk,
Fesat düşkünü hainlerin hiçbirine merhamet etme. (Selah)
6 Onlar akşamleyin dönerler,
Köpek gibi havlayarak tüm şehri dolaşırlar.
7 İşte! Ağızları köpük saçıyor,
Dudaklarından kılıç çıkıyor,
“Kim duyacak?” diyorlar.
8 Sen ey Yehova, onların haline gülersin,
Bütün milletlerle eğlenirsin.
9 Sen benim gücümsün Tanrım, gözümü Senden ayırmam;
Yükseklerdeki hisarımsın.
10 Tanrım vefalı sevgisiyle karşılar beni,
Düşmanımın düşüşünü gösterir bana.
11 Onları öldürme ki, halkım olanları unutmasın,
Büyük gücünle dağıt ve yere ser onları,
Ey kalkanımız Yehova.
12 Ağızlarının günahı, dudaklarından dökülen sözler,
Dillerinden düşmeyen lanet ve yalanlar yüzünden,
Kibirleri onlara tuzak olsun.
13 Onları öfkenle bitir;
Bitir ki artık var olmasınlar,
Tanrı’nın Yakup üzerinde saltanat sürdüğünü bilsinler, yerin uçlarına kadar. (Selah)
14 Ve akşamleyin dönsünler,
Köpek gibi havlayarak tüm şehri dolaşsınlar.
15 Yiyecek bulmak için gezinsinler;
Karınları doymasın, geceleyecek yer bulamasınlar.
16 Ben ise Senin gücün hakkında ilahiler söylerim,
Sabahleyin vefalı sevgini neşeyle anlatırım,
Çünkü Sen bana yükseklerde bir hisar,
Sıkıntılı günümde sığınak oldun.
17 Gücüm Sensin, Sana ilahiler söylerim.
Tanrı bana yükseklerde hisardır, O vefalı Tanrı’dır.
Başmüzisyene, “Hatıra Zambağı” için. Davut’un öğretici ilahisi. Miktam. Davut, Aram-naharaim ve Aram-tsoba kuvvetleriyle çatışmaya girdiğinde, Yoab geri dönüp Tuz Vadisinde on iki bin Edomluyu vurduğunda yazılan ilahi.
60 Ey Tanrım, bizi terk ettin; hiddetlendin, saflarımızı yarıp geçtin,
Ne olur yine kabul et bizi.
2 Yeryüzünü salladın, üzerinde yarıklar açtın,
Yer sarsılıyor; ne olur çatlaklarını onar.
3 Kendi halkını sıkıntıya düşürdün,
Bize sersemletici bir şarap içirdin.
4 Senden korkanlar oklardan kaçabilsin diye
Onlar için bir sancak diktin. (Selah)
5 Sağ elinle kurtar bizi, cevap ver,
Ve sevdiklerin feraha çıksın.
6 Kutsal Tanrı konuştu.
“Sevinçle coşacağım, Sukkot Ovasını ölçüp böleceğim” dedi,
“Ve Şekem’i dilediğime pay olarak vereceğim.
7 Gilead Benimdir, Manasse de Benim.
Efraim önderimin kalesi,
Yahuda önderlik değneğimdir.
8 Moab leğenimdir,
Çarığımı Edom’a fırlatacağım,
Filistiye’ye karşı zaferi haykıracağım.”
9 Kuşatılmış şehre beni kim götürecek?
Edom’a kadar kim bana yol gösterecek?
10 Ey Tanrım Sen değil misin?
Sen ki bizi terk ettin, Sen ki ordularımızdan desteğini çektin.
11 Sıkıntıdan çıkmamıza ne olur yardım et,
Çünkü insandan kurtuluş beklemek boş.
12 Biz tüm gücümüzü Tanrı’dan alırız,
Ve O düşmanlarımızı çiğner geçer.
Başmüzisyene. Telli sazlar için. Davut’un ilahisi.
61 Yakarışımı duy, ey Tanrım,
Duamı dinle.
2 Yüreğimde derman kalmayınca, yerin öte ucundan Sana feryat ederim.
Erişemeyeceğim kayaya beni Sen çıkar.
3 Sen hep sığınak oldun bana,
Düşman karşısında güçlü kulemsin.
4 Çadırında daima konuk olurum,
Kanatlarının gölgesine sığınırım. (Selah)
5 Çünkü Sen ey Tanrım, adadığım adakları duydun,
İsminden korkanlara ayırdığın mirası verdin bana.
6 Kralın günlerine günler eklersin,
Ve ömrü nesiller boyu sürer.
7 O, Senin önünde devirler boyu tahtında oturur;
Vefalı sevgini, sadakatini gönder, onu korusunlar.
8 Ben sonsuza dek Senin ismine ilahiler söylerim,
Her gün adaklarımı yerine getiririm.
Başmüzisyene, Yedutun için. Davut’un mezmuru.
62 Gönlüm sessizce Tanrı’yı bekler.
Kurtuluşum O’ndan gelir.
2 O kayamdır, kurtarıcım, yükseklerdeki hisarım;
Ben yıkılacak kadar sarsılmam.
3 Daha ne kadar öldüresiye saldıracaksınız nefret ettiklerinize?
Hepiniz derme çatma duvarlarsınız, üflesen devrilecek taş duvarlar.
4 İnsanın itibarını zedelemek için öğüt verirler,
Yalandan zevk alırlar,
Ağızlarıyla hayırdua eder, içlerinden lanet okurlar. (Selah)
5 Ey gönlüm, sen sessizce Tanrı’yı bekle,
Çünkü ümidin O’na bağlıdır.
6 O kayamdır, kurtarıcım, yükseklerdeki hisarım,
Ben sarsılmayacağım.
7 Kurtuluşum ve onurum Tanrı’dır,
Sağlam kayam, sığınağım Tanrı’dır.
8 Siz daima O’na güvenin,
Yüreğinizi O’na dökün.
Tanrı sığınağımızdır. (Selah)
9 Âdemoğulları bir soluktan farksız,
İnsanoğulları bir yalan.
Hep birden teraziye konsalar, bir soluk bile etmezler.
10 Dolandırıcılığa güvenmeyin,
Sırtınızı soygun malına dayamayın,
Malınız mülkünüz çoğalsa da, ona gönül bağlamayın.
11 Tanrı bir kez söyledi, ben iki kez duydum:
Güç Tanrı’nındır.
12 Vefalı sevgi de Senindir ey Yehova,
Herkese yaptığının karşılığını verirsin.
Davut’un Yahuda Çölündeyken yazdığı mezmur.
63 Ey Tanrı, Sensin benim Tanrım; hep Senin rehberliğini ararım.
Susuz topraklarda, sıcaktan kavrulan kurak diyarda,
Gönlüm Seni özlüyor,
Bedenim hasretinden bayılıyor.
2 Kutsal yerde gücünü ve ihtişamını görünce,
Seni görmüş gibi olurum.
3 Vefalı sevgin hayattan iyidir,
Bu yüzden Seni över dudaklarım.
4 Ömrüm boyunca Sana şükreder,
Ellerimi Senin adınla açarım.
5 Canım her şeyin en iyisiyle, en semiziyle doyar,
Dudaklarımı sevinç nidalarıyla, ağzımı övgülerle açarım.
6 Seni yatağımda anarım,
Geceleri derin derin Seni düşünürüm.
7 Çünkü Sen bana destek oldun,
Kanatlarının gölgesinde sevinçten coşarım.
8 Gönlüm Senin yolundan ayrılmaz,
Sağ elin beni hiç bırakmaz.
9 Canıma kastedenler ise,
Toprağın derinlerine inecekler.
10 Kılıçtan geçirilecekler,
Tilkilere yem olacaklar.
11 Kral ise Tanrı’da sevinç bulacak,
Tanrı’nın adıyla ant eden herkes kıvanç duyacak,
Fakat yalan konuşanların ağzı kapanacak.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
64 Sesime kulak ver ey Tanrım, kaygılıyım,
Düşmanın saçtığı dehşetten koru hayatımı.
2 Kötülerin gizlice konuştuğu tasarılardan,
Hainlerin kargaşasından sakla beni.
3 Onlar ki dillerini kılıç gibi bilemiş,
Acı sözlerini ok gibi hedefe nişan almışlar.
4 Gizlendikleri kuytudan masum insanı vurmak isterler,
Ve ansızın vururlar, hiç korkmadan.
5 Ağızlarından kötü sözler eksik olmaz,
Tuzaklar kurmaktan söz ederler,
Ve “Kim görecek bunları?” derler.
6 Yeni kötülükler arayıp duruyorlar,
Kurnazca bir düzen bulup tuzak kuruyorlar.
Ve karanlık bir sır gibi yürekleri, içleri.
7 Fakat Tanrı onlara ansızın ok atacak,
Ve yaralar içinde kalacaklar.
8 Onlar ki insanı tökezletirler;
Fakat dilleri kendi aleyhlerine işleyecek,
Hallerini görenler baş sallayacak.
9 Bütün âdemoğulları korkacak;
Tanrı’nın yaptıklarını anlatacak
Ve O’nun işlerinin derinliğini anlayacaklar.
10 Doğru insan sevinci Yehova’da bulacak, O’na sığınacak,
Ve yürekten dürüst olanlar övünç duyacak.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru. Bir ilahi.
65 Sion’daki övgüler de sessizlik de Senin için ey Tanrım.
Sana adanan adaklar yerine getirilecek.
2 Ey Sen, duayı dinleyen, her tür insan Sana gelecek.
3 Suçlarım bana üstün geldi.
Fakat Sen günahlarımızı örtersin.
4 Ne mutludur avlularında otursun diye seçtiğin
Ve Kendine yaklaştırdığın insan!
Biz Senin evinin bereketiyle doyacağız,
Mabedinden, kutsal mekânından gelen nimetlerle.
5 Doğruluk adına yaptığın muhteşem işlerle bize karşılık verirsin,
Ey Kurtarıcı Tanrımız,
Yeryüzünün dört bucağı ve uzak denizlerde yaşayanlar Sana güvenir.
6 Sen kudretini kuşanır,
Gücünle dağları pekiştirirsin.
7 Denizlerin gürlemesini yatıştırır,
Dalgaların uğultusunu, halkların kargaşasını dindirirsin.
8 Uzak diyarlarda yaşayanlar Senin alametlerinden korkar,
Günün doğuşuna, akşamın gelişine sevinç çığlıkları attırırsın.
9 Sen bolluk vermek için yeryüzüne baktın,
Onu nimetlerle donattın.
Ey Tanrı, ırmağının suları boldur.
İnsanın ekmeğini Sen sağlarsın,
Yeryüzünü bu şekilde hazırladın.
10 Topraktaki saban yarıklarını ıslatır, topaklarını düzlersin,
Yağmurlarla toprağı yumuşatır; filizlerine bereket verirsin.
11 Yılı iyiliğinle taçlandırırsın,
Geçtiğin yollarda nimetler akar.
12 Kırlardaki otlaklar bereket akıtıyor,
Tepeler sevince bürünmüş.
13 Sürüler otlakları doldurmuş,
Ekinler ovaları kaplamış,
Sevinçle haykırıyor, şarkılar söylüyorlar.
Başmüzisyene. Bir ilahi, mezmur.
66 Ey bütün dünya, sevincinizi haykırın Tanrı’ya.
2 O’nun ismini yücelten ilahiler söyleyin,
O’nu övgülerle yüceltin.
3 Tanrı’ya “İşlerin ne muhteşem!” deyin,
“Büyük gücünden ötürü düşmanların ayaklarına kapanacak.
4 Bütün dünya Senin önünde eğilecek
Ve Sana ilahi söyleyecek, ismine ilahiler.” (Selah)
5 Gelin, Tanrı’nın yaptıklarını görün.
İnsanlar arasında ne muhteşem işler yaptı.
6 Denizi kuru toprağa çevirdi;
Irmak içinden yürüyerek geçtiler.
Ve biz orada O’nunla sevinç bulduk.
7 O kudretiyle devirler boyu saltanat sürer.
Gözleri milletler üzerindedir.
Bu yüzden, dik başlılar büyüklenmesin. (Selah)
8 Ey halklar, Tanrımıza şükredin,
Övgülerinizi O’na işittirin.
9 Çünkü canımızı hayatta tutan O’dur,
Ayaklarımızın kaymasına izin vermez.
10 Bizi sınadın ey Tanrım,
Gümüş arıtır gibi arıttın.
11 Bizi avcının ağına düşürdün,
Sırtımıza ağır bir yük verdin.
12 Ölümlü insanı tepemize bindirdin,
Ateşlerden, sulardan geçtik,
Ve sonra bizi rahata erdirdin.
13 Senin evine yakılan sunularla geleceğim,
Sana adadığım adakları yerine getireceğim,
14 Dudaklarımdan dökülen adakları,
Sıkıntıdayken ağzımdan çıkanları.
15 Yakılan sunu olarak Sana besili hayvanlar,
Kurban ettiğim koçlardan tüten dumanı sunacağım.
Boğayla tekeler vereceğim. (Selah)
16 Gelin Tanrı’dan korkanlar, dinleyin,
Benim için neler yaptığını anlatayım.
17 Ağzımı açıp O’na seslendim,
Dilimden dökülen övgülerle O’nu yücelttim.
18 Yüreğimden hainlik geçirseydim,
Yehova beni işitmezdi.
19 Oysa Tanrı sesimi işitti;
Dualarıma kulak verdi.
20 Tanrı’ya şükürler olsun, duamı geri çevirmedi,
Vefalı sevgisini benden esirgemedi.
Başmüzisyene, telli sazlar için mezmur. Bir ilahi.
67 Tanrı bize lütfedecek, nimetler verecek,
Bize yüzünün ışığını gösterecek. (Selah)
2 Tanrım, Senin yolun yeryüzünde bilinsin,
Kurtarıcı olduğunu tüm milletler işitsin.
3 Halklar Seni yüceltsin ey Tanrım;
Halklar Seni hep bir ağızdan yüceltsin.
4 Milletlerden neşe ve sevinç nidaları yükselsin,
Çünkü Sen halkları adaletle yargılarsın,
Milletlere yeryüzünde rehberlik edersin. (Selah)
5 Halklar Seni yüceltsin ey Tanrım,
Halklar Seni hep bir ağızdan yüceltsin.
6 Yeryüzü ürününü esirgemeyecek;
Tanrı, bizim Tanrımız nimetler verecek.
7 Tanrı bize nimetler verecek,
Ve yeryüzünün dört bucağında yaşayanlar O’ndan korkacak.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru, bir ilahi.
68 Tanrı kalksın, düşmanları dağılsın,
O’ndan nefret edenler önünden kaçsın.
2 Duman nasıl dağılır giderse, onları öyle dağıtsın.
Mum ateşte nasıl erirse,
Kötüler O’nun önünde öyle yok olup gitsin.
3 Doğru insanlar ise sevinsin,
Tanrı’nın önünde mutlu olsunlar,
Ve neşe içinde coşsunlar.
4 Tanrı’ya ilahiler okuyun, ismini mezmurlarla yüceltin;
Çöller aşan biniciye ezgiler söyleyin,
O’nun ismi Yah’tır, önünde sevinçten coşun.
5 Tanrı kutsal mekânında,
Yetimlerin babası, dulların hâkimidir.
6 Tanrı kimsesizlere yuva verir;
Tutsakları kurtarır, refaha erdirir.
Dik başlıların mekânı ise çorak yerlerdir.
7 Ey Tanrım, Sen halkına rehberlik ederken,
Çölde önlerinden yürürken, (Selah)
8 Senin önünde yeryüzü sarsıldı,
Gökler yağmur olup aktı.
Tanrı’nın önünde, İsrail’in Tanrısının önünde Sina Dağı sarsıldı.
9 Sen yağmurlar yağdırdın, ey Tanrım,
Güçsüz düşen halkını canlandırdın.
10 Halkın Senin çadırlarında oturdu,
Sen onları iyiliğinle, mazlum için kurdun ey Tanrım.
11 Söz Yehova’dan gelir,
Müjdeyi duyuran kadınlar büyük bir ordudur.
12 Orduların başındaki krallar kaçıyor; kaçıyorlar.
Evi bekleyen kadınlar ganimeti paylaşıyor.
13 Siz ordugâhın kül yığınları arasında yatarken,
Orada bir güvercin durur,
Kanatları gümüş kaplı, tüyleri yeşil altından.
14 Mutlak Gücün Sahibi, memlekette kralları dağıtırken,
Tsalmon’da kar yağmaya başladı.
15 Başan dağları, Tanrı’nın dağıdır,
Başan dağları, dorukları yüce dağlar.
16 Ey dorukları yüce dağlar,
Tanrı’nın oturmak istediği dağa neden kıskanarak bakıyorsunuz?
Yehova orada sonsuza dek oturacak.
17 Tanrı’nın savaş arabaları öyle çok ki, binlerce, on binlerce.
Yehova Sina Dağından kutsal mekânına geldi.
18 Ey Tanrım Yah, Sen yukarılara çıktın,
Tutsakları da alıp götürdün,
Hediye olarak insanlar aldın, dik başlı olanları da;
Aralarında oturmak için aldın onları.
19 Yükümüzü her gün taşıyan Yehova’ya,
Kurtarıcı Tanrımıza şükürler olsun. (Selah)
20 Tanrı bizim için kurtarıcıdır,
Ve ölümden kurtuluşun yolu Ulu Rab Yehova’dadır.
21 Tanrı düşmanlarının kafalarını kıracak,
Suç yollarında gezinenin tepesini ezecek.
22 Yehova dedi ki, “Onları Başan’dan getireceğim,
Denizin diplerinden çekip çıkaracağım,
23 Öyle ki, ayakların kanda yıkansın,
Köpeklerinin dili de düşmandan payını alsın.
24 Senin zafer alaylarını gördüler ey Tanrım,
Tanrımın, Kralımın zafer alaylarını, kutsal mekâna giden alayları.
25 Önde ilahiciler vardı, arkada telli saz çalanlar,
Ortalarında da tef çalan kızlar.
26 Ey sizler, İsrail’in pınarından hayat alanlar,
Büyük topluluklar içinde şükredin Yehova Tanrı’ya.
27 Küçük olan Benyamin onlara baş eğdiriyor,
Ve haykıran kalabalıklarla beraber Yahuda önderleri,
Zebulun önderleri, Naftali önderleri de.
28 Sana güç verilsin diye emretti Tanrın,
Gücünü göster ey Tanrım, bizim için kullandığın gücünü.
29 Yeruşalim’deki mabedinden ötürü,
Krallar Sana armağan getirecek.
30 Kamışlıkların yaban hayvanlarını, sığır sürülerini,
Ve onların buzağılarını azarla; hepsi gümüş külçeleri çiğniyor.
Savaşmaktan hoşlanan halkları dört bir yana dağıt.
31 Mısır’dan tunç gelecek,
Kuş diyarı elindekileri hemen Tanrı’ya uzatacak.
32 Ey yeryüzünün krallıkları, Tanrı’ya ilahiler söyleyin,
Yehova’ya ezgiler okuyun. (Selah)
33 Eski devirlerden beri göklerin göğünde oturan biniciye.
Bakın O sesleniyor, güçlü sesiyle gürlüyor.
34 Güç Tanrı’nındır, kabul edin.
Yüce makamı İsrail’in üzerinde, gücü bulutların içindedir.
35 Yüce mabedinden çıkan Tanrı dehşet uyandırır,
O İsrail’in Tanrısıdır, halkına güç kuvvet verir.
Şükürler olsun Tanrı’ya.
Başmüzisyene. Zambaklar için. Davut’un mezmuru.
69 Kurtar beni ey Tanrım, canım sulara gömülüyor.
2 Çamurun dibine battım, ayak basacak yer bulamıyorum.
Engin sulara gömüldüm,
Akıntıya kapılıp sürüklendim.
3 Feryat etmekten bitkin düştüm,
Boğazım kurudu,
Tanrımı beklemekten gözlerimin feri söndü.
4 Benden sebepsiz nefret edenler, başımdaki saçlardan da çok,
Bana boş yere düşman kesilenler, beni sessizliğe gömmek isteyenler, gitgide çoğaldı.
Soygunculukla almadığım şeyi vermeye zorladılar.
5 Ey Tanrım, akılsızlığımı bilirsin,
Suçlarım da Senden gizli değil.
6 Ey Ulu Rab, göklerin hâkimi Yehova,
Sana ümit bağlayanlar benim yüzümden utanmasın.
Ey İsrail’in Tanrısı,
Sana yönelenler benim yüzümden küçük düşmesin.
7 Senin uğruna hakarete katlandım,
Yüzümü utanç kapladı.
8 Kardeşlerimden uzaklaştım,
Annemin oğullarına yabancı oldum.
9 Çünkü Senin evin için olan gayretim beni yiyip bitirdi,
Seni kınayanların hakaretlerine ben hedef oldum.
10 Oruç tutup ağladım,
Fakat yine hakarete uğradım.
11 Giysi yerine çula büründüğümde,
Dillere düştüm.
12 Şehir kapısında oturanlar beni konuştu,
Ayyaşların şarkılarına konu oldum.
13 Fakat benim duam Sanadır ey Yehova,
Kabul vaktinde işit beni ey Tanrım.
Engin vefalı sevginle bana cevap ver, gerçek kurtarıcım.
14 Çamurdan çıkar beni, batmayayım,
Benden nefret edenlerden, derin sulardan kurtulayım.
15 Taşkın sular beni alıp götürmesin,
Derin denizler yutmasın,
Ölüm çukuru ağzını açıp kapmasın.
16 Cevap ver bana ey Yehova, çünkü vefalı sevgin çok derin!
Büyük merhametinle yüzüme bak.
17 Yüz çevirme bu kuluna,
Başım darda, ne olur bana hemen cevap ver.
18 Bana yaklaş, canımı kurtar,
Bedel ödeyip beni düşmanın elinden al.
19 Uğradığım hakaretleri, nasıl utanıp küçük düştüğümü gördün,
Bana düşmanlık edenler Senin gözünün önünde.
20 Hakaretler kalbimi öyle kırdı ki, yaram şifa bulmaz.
Derdimi anlayacak birini bekledim, kimse gelmedi,
Bir tesellici aradım, kimse çıkmadı.
21 Bana yiyecek yerine zehirli ot verdiler,
Susayınca sirke içirmek istediler.
22 Önlerindeki sofra onlara kapan olsun,
Refah içinde yaşarken tuzağa düşsünler.
23 Gözleri kararsın, göremez olsunlar;
Bacaklarından titremeyi eksik etme onların.
24 Gazabını yağdır üzerlerine,
Alev alev yanan öfken peşlerini bırakmasın.
25 Obaları ıssız kalsın,
Çadırlarında oturan kalmasın.
26 Senin vurduğun insanın peşine düşüyorlar,
Yaraladığın insanın acısını konuşup duruyorlar.
27 Onların suçlarına suç kat,
Senin tarafından doğru sayılmasınlar.
28 Yaşayanlar kitabından silinsinler,
Adları doğrularla birlikte yazılmasın.
29 Ben ise sıkıntı içindeyim, acılıyım,
Sen kurtar, koru beni ey Tanrım.
30 Tanrı’nın adını ilahilerle öveceğim,
Ve O’nu şükranlarla yücelteceğim.
31 Yehova sunulan boğadan çok bundan hoşnut olur,
İri boynuzlu, yarık toynaklı genç boğadan çok bu O’nu memnun eder.
32 Siz yumuşak başlılar, bunu görecek, sevineceksiniz,
Siz Tanrı’ya yönelenler, yürekleriniz hep canlı kalsın.
33 Çünkü Yehova yoksulları dinler,
Tutsak düşen halkını hor görmez.
34 Gök ve yer O’nu yüceltsin,
Denizler ve içindeki canlılar da.
35 Çünkü Tanrı Sion’u kurtaracak,
Yahuda şehirlerini inşa edecek;
Ve orada insanlar yaşayacak, memleketi mülk edinecekler.
36 Kullarının soyu orayı miras alacak,
O’nun adını sevenler orada yaşayacak.
Başmüzisyene, Davut’un hatırlatıcı mezmuru.
70 Ne olur kurtar beni ey Tanrım,
Yardımıma koş ey Yehova.
2 Canımı almaya uğraşanlar utansın, küçük düşsün,
Felaketime sevinenler rezil olup geri dönsün.
3 “Oh olsun, oh olsun!” diyenler utanç içinde geri çekilsin.
4 Sana yönelenler Seninle sevinip coşsun,
Senden gelen kurtuluşu sevenler daima “Tanrı yücedir” desin.
5 Ben ise mazlum ve yoksulum.
Yardımıma koş ey Tanrım,
Sen benim yardımcım, kurtarıcımsın.
Ne olur gecikme ey Yehova.
71 Ey Yehova, Sana sığındım.
Ne olur utanmayayım.
2 Doğruluğunla kurtar beni, sıkıntıdan çıkar.
Ne olur kulak ver bana, kurtar beni.
3 Kayalar üzerinde bir kale ol bana, her zaman Sana sığınayım,
Ne olur emret de kurtulayım,
Çünkü Sensin yalçın kayam, hisarım.
4 Ey Tanrım, kötünün elinden,
Adaletsizin ve zalimin avcundan kurtar beni.
5 Çünkü ümidim Sensin Ulu Rab Yehova, gençliğimden beri güvendiğimsin.
6 Doğduğum günden beri Sensin desteğim;
Beni ana rahminden çıkaran Sensin.
Daima Sanadır övgülerim.
7 Birçokları için şaşılacak bir şey oldum,
Fakat Sen benim güçlü sığınağımsın.
8 Sana övgülerim dilimden düşmez,
Güzelliğini gün boyu anarım.
9 Yaşlılığımda beni reddetme,
Dermanım tükendiğinde beni terk etme.
10 Çünkü düşmanlarım beni konuşuyor,
Canımı almak için fırsat bekleyenler birbirine danışıyor.
11 “Tanrı onu bıraktı” diyorlar,
“Peşine düşüp yakalayın, kurtaracak kimsesi yok.”
12 Ey Tanrım, benden uzak durma.
Ey Tanrım, ne olur yardımıma koş.
13 Bana düşmanlık edenler utansın, yok olup gitsin.
Felakete düşmemi isteyenler rezil olsun, yerin dibine girsin.
14 Ben ise sabırla bekleyeceğim,
Sana sunduğum övgülere yenilerini ekleyeceğim.
15 Senin doğruluğun dilimdedir,
Kurtarıcı olduğunu gün boyu anlatırım,
Bu uğurda yaptıkların öyle çok ki, sayamam.
16 Ey Ulu Rab Yehova, gelip Senin görkemli kudretini anlatırım,
Senin, yalnız Senin doğruluğunu anarım.
17 Ey Tanrım, bana gençliğimden beri öğrettin,
Ben de bugüne dek Senin harika işlerini anlattım.
18 Yaşlandığımda, saçlarıma ak düştüğünde de beni bırakma ey Tanrım,
Ben de Senin kolunun gücünü sonraki nesle anlatayım,
Gelecek nesillere kudretini duyurayım.
19 Doğruluğun göklere erişir ey Tanrım;
Ne büyük işler yaptın!
Senin gibisi var mı ey Tanrım?
20 Bana çok sıkıntılar, dertler gösterdin,
Beni yeniden canlandır,
Yeryüzünün engin sularından çıkar yeniden.
21 Büyüklüğüme büyüklük kat,
Beni sar, teselli et.
22 Ben de Seni telli sazla yücelteceğim,
Sadakatini öveceğim ey Tanrım.
Ey İsrail’in Kutsalı, Sana lirle ilahiler söyleyeceğim.
23 Sana ilahi söylemeye başladığımda,
Dudaklarım, kurtardığın canım, sevincini dile getirir.
24 Dilim de gün boyu senin doğruluğunu mırıldanır,
Çünkü felaketimi isteyenler rezil oldu, utanca gömüldüler.
Süleyman için.
72 Ey Tanrı, krala hükümlerini bildir,
Kralın oğluna doğruluğunu öğret.
2 Ve halkının davasına doğrulukla baksın,
Mazlum kullarını Senin hükümlerinle yargılasın.
3 Doğruluk sayesinde,
Dağlardan, tepelerden, halka barış gelsin,
4 Halkının mazlumlarına o hüküm versin,
Yoksulun çocuklarını esirgesin,
Ve soyguncuyu ezsin.
5 Güneş var oldukça,
Ay yerinde durdukça, nesiller boyu Senden korksunlar.
6 O, yeni biçilmiş çimenlere yağmur gibi inecek,
Toprağı ıslatan bereketli yağmurlar gibi düşecek.
7 Onun saltanatında doğrular filizlenecek,
Ay var oldukça barış hep çoğalacak.
8 Denizden denize,
Irmaktan yerin uçlarına kadar onun tebaaları olacak.
9 Kurak toprakların halkı onun önünde eğilecek,
Düşmanları toprağa yapışacak.
10 Tarşiş ve ada kralları,
Hediyeler getirecek.
Seba ve Saba kralları
Armağanlar verecek.
11 Bütün krallar ayağına kapanacak,
Bütün milletler ona kulluk edecek.
12 Çünkü yardım için feryat eden yoksulu,
Yardımcısı olmayan mazlumu sıkıntıdan o çıkarır.
13 Düşküne ve yoksula acır,
Fakirin canını kurtarır.
14 Canlarını baskıdan, zorbalıktan o kurtarır,
Onun gözünde kanları değerlidir.
15 Yaşasın kral! Seba altınından ona pay verilsin,
Onun için hep dualar edilsin;
Ve her gün övülsün.
16 Yeryüzünde tahıl bolluğu olacak,
Dağların tepesi ekinlerle dolup taşacak,
Toprağının ürünü Lübnan’ınki gibi olacak.
Şehir halkı topraktan fışkıran ot gibi çok olacak.
17 Onun adı devirler boyu yaşasın,
Güneş yüzünü gösterdikçe ünü yayılsın,
Onun sayesinde nimetler elde etsinler;
“Ne mutlu ona!” desin bütün milletler.
18 Şükürler olsun Yehova Tanrı’ya, İsrail’in Tanrısına,
Harika işler yapan yalnız O’dur.
19 Yüce ismine şükredilsin devirler boyu,
İhtişamı tüm yeryüzünü doldursun.
Amin, amin!
20 Yesse oğlu Davut’un duaları burada bitiyor.
ÜÇÜNCÜ KİTAP
(Mezmur 73 – 89)
Asaf’ın mezmuru.
73 Tanrı İsrail’e, yüreği temiz olana gerçekten iyidir.
2 Fakat benim adımlarım neredeyse yoldan sapıyordu,
Ayaklarım az kalsın kayacaktı.
3 Çünkü kötüleri huzur içinde gördüm,
Küstahça böbürlenenleri kıskandım,
4 Çünkü onlar ölüm sancıları çekmezler,
Göbekleri yağ bağlamış.
5 Şu ölümlü insanın dertlerinden uzaklar,
Diğerleri gibi çile çekmiyorlar.
6 Bu yüzden kibir onlara gerdanlık olmuş,
Zorbalık giysi gibi üzerlerini örtmüş.
7 Gözleri şişmanlıktan dışarı fırlamış,
Yüreklerindeki arzular fazlasıyla gerçekleşmiş.
8 Etrafı küçümser, kötülükler anlatırlar,
Dolandırıcılıktan söz ederken küstahtırlar.
9 Ağızlarını açınca adeta göklerden konuşurlar,
Dillerinden dökülen sözler de yeryüzünde dolaşır.
10 Böylece O’nun halkını da döndürür,
Ve onlar içsin diye dolu kuyulardan su çekerler.
11 “Tanrı nereden bilsin?” diyorlar
Yüceler Yücesinde bilgi ne arar?”
12 İşte, kötüler böyledir, hep rahat içindedirler,
Mal mülk çoğaltıp dururlar.
13 Demek ki ben yüreğimi boşuna temizlemişim,
Ellerimi suçsuzluk suyunda boşuna yıkamışım.
14 Bütün gün dertlerden başımı alamıyorum,
Üstelik her sabah azar işitiyorum.
15 Bunları böylece hikâye etsem ne olurdu?
İşte o zaman Senin çocuklarına
Hainlik etmiş olurdum.
16 Bunları anlamak için düşünüp durdum;
Fakat benim için zordu.
17 Tanrı’nın yüce mabedine gelene dek anlayamadım.
Onların geleceği ne olacak bilmek istiyordum.
18 Gerçekten de Sen onları kaygan yerlere koydun,
Hepsini yıkıma uğrattın.
19 Nasıl da bir anda şaşılacak duruma düştüler!
Nasıl da sonları geldi ve ani felaketlerle tükeniverdiler!
20 Ey Yehova, Sen ayağa kalkınca,
Onları bir hayal gibi, uykudan sonra unutulan bir rüya gibi sileceksin.
21 Benim yüreğim buruklaşmış,
Gönlüme derin acılar dolmuştu.
22 Senin önünde akılsız ve bilgisizdim,
Bir hayvandan farkım yoktu.
23 Yine de daima Seninleyim,
Benim sağ elimden tuttun.
24 Öğüdünle yol gösterirsin;
Sonra da beni onurlandırırsın.
25 Göklerde Senden başka kimim var?
Yeryüzünde de tek sevincim Sensin.
26 Bedenim ve yüreğim tükendi;
Fakat Tanrı yüreğimin kayasıdır, devirler boyu payım O’dur.
27 İşte! Senden uzaklaşanları yok edersin,
Seni ahlaksızca terk edenlerin soluğunu kesersin.
28 Fakat benim için en doğrusu Tanrı’ya yaklaşmak.
Ulu Rab Yehova’ya sığındım,
O’nun bütün işlerini bildireceğim.
Asaf’ın mezmuru. Maskil.
74 Ey Tanrım, neden bizi sonsuza dek terk ettin?
Neden otlağının koyunlarına öfken hiç dinmiyor?
2 Devirler önce edindiğin cemaati an,
Bedelle kurtarıp sahiplendiğin bu kabileyi,
Üzerinde oturduğun şu Sion Dağını unutma.
3 Uzun zaman harap kalmış yerlere doğru yürü,
Kutsal yerdeki her şeyi düşman yakıp yıktı.
4 Düşmanların Senin toplantı yerinde kükrediler,
İşaret olarak kendi sancaklarını diktiler.
5 Kötü namlı düşman, sık ağaçlı ormana baltayla dalar gibiydi.
6 Hep birden saldırdılar, onun oymalarını baltayla, balyozla parçaladılar.
7 Senin kutsal mekânını ateşe verdiler.
Adını taşıyan çadırı yere çalıp kirlettiler.
8 Onlar ve çocukları, içlerinden dediler ki,
“Bu diyarda Tanrı’ya ait ne kadar toplantı yeri varsa yakacağız.”
9 Sancaklarımızı görmüyoruz; artık peygamber de kalmadı,
Ve bu daha ne kadar sürecek, bilenimiz yok.
10 Ey Tanrım, hasmın hakareti daha ne kadar sürecek?
Düşman Senin ismine sonsuza dek mi saygısızlık edecek?
11 Neden elini geri çektin, bağrından çıkardığın sağ elini,
Bizi yok etmek için mi?
12 Yine de Tanrı eskiden beri kralımdır benim,
Yeryüzünde büyük kurtuluşlar sağlar.
13 Sen gücünle denizi çalkaladın,
Deniz canavarlarının kafalarını sularda kırdın.
14 Levyatanın başlarını ezip parçaladın,
Ve çorak toprakların halkına onu yiyecek yaptın.
15 Kayayı yarıp sular, taşkın dereler çıkaran Sendin;
Hiç durmadan akan ırmakları da Sen kuruttun.
16 Gün senindir, gece de Senin,
Işık kaynağını, güneşi Sen yaptın.
17 Yeryüzünün bütün sınırlarını çizen Sensin,
Yazı, kışı Sen var ettin.
18 Unutma ey Yehova, düşmanın hakaretini,
Ve akılsız bir halkın Senin ismine saygısızlık ettiğini.
19 Kendi kumrunun canını canavarın pençesine bırakma,
Mazlum kullarının hayatını sonsuza dek unutma.
20 Bizimle yaptığın ahdi hatırla,
Yeryüzünün karanlık yerleri şiddet yuvası oldu.
21 Ezilenler başı eğik dönmesin,
Mazlumlar ve yoksullar Senin ismine şükretsin.
22 Kalk ey Tanrım, Kendi davanı gör,
Akılsızın gün boyu yaptığı hakareti an.
23 Sana düşmanlık edenlerin sesini,
Sana başkaldıranlardan yükselen yaygarayı unutma.
Başmüzisyene. Asaf’ın “Beni yıkma!” temalı mezmuru. İlahi.
75 Sana şükrederiz ey Tanrım, şükrederiz,
Senin adın bizimle.
Harika işlerin bildirilecek.
2 Tanrı diyor ki, “Bir zaman belirledim;
Doğrulukla yargılayacağım.
3 Dünya ve üzerinde yaşayanlar dağılıp gitmişti,
Yerin direklerini Ben düzelttim.” (Selah)
4 Akılsıza, “Aptallık etme”,
Kötüye de, “Diklenme” dedim.
5 “Diklenmeyin.
Küstahça konuşmayın.
6 Ne doğudan ne batıdan,
Ne de güneyden bir yücelme bekleyin.
7 Çünkü hâkim Tanrı’dır.
Birini alçaltır, öbürünü yükseltir.
8 Yehova’nın elinde bir kâse var,
İçinde de baharat katılmış, köpüren bir şarap.
Onu dibinin tortusuna dek boşaltacak;
Ve dünyanın bütün kötüleri son damlasına dek içecek.”
9 Ben de bunu devirler boyu anlatacağım,
Yakup’un Tanrısına ilahiler söyleyeceğim.
10 Tanrı diyor ki, “Kötülerin itibarını yere çalacağım,
Doğruların itibarını yükselteceğim.”
Telli sazlar için. Başmüzisyene. Asaf’ın mezmuru. İlahi.
76 Tanrı Yahuda’da tanınır,
İsrail’de adı yücedir.
2 Ve O’nun çardağı Salem’de,
Oturduğu yer Sion’dadır.
3 Yaydan fırlayan alevli okları orada kırdı,
Kalkanı, kılıcı, tüm savaş araçlarını. (Selah)
4 Sen ışığa bürünmüşsün; av hayvanlarıyla dolu dağlardan daha heybetlisin.
5 Cüretkâr yürekliler yağmalandı,
Yatıp uykuya daldılar,
Yiğitlerin eli kolu tutmaz oldu.
6 Ey Yakup’un Tanrısı, Sen azarlayınca, sürücü de atı da derin uykuya daldı.
7 Korku uyandıran yalnız Sensin!
Öfkenin şiddeti karşısında kim durabilir?
8 Sen hükmünü göklerden bildirdin,
Yeryüzü korktu, sessizliğe gömüldü.
9 Çünkü Tanrı hüküm vermek için,
Yeryüzündeki yumuşak başlıları kurtarmak için kalktı. (Selah)
10 İnsanın gazabı Seni yüceltir,
Gazaplarından geriye kalanı da Sen kuşanırsın.
11 Ey siz, O’nun etrafındakiler, Tanrınız Yehova’ya adak adayın ve adağınızı yerine getirin.
O’na korkuyla armağan getirin.
12 O ki, önderlerin kibrini kırar,
Yeryüzünün krallarına dehşet saçar.
Başmüzisyene, Yedutun için. Asaf’ın mezmuru.
77 Sesimi yükseltir, Tanrı’ya feryat ederim.
Tanrı’ya seslenirim, bana mutlaka kulak verir.
2 Sıkıntılı günümde Yehova’ya yöneldim,
Gece göklere açtığım ellerim uyuşmadı,
Gönlüm bir türlü rahatlamak bilmedi.
3 Tanrı’yı anarım, içim huzursuz olur,
Kaygımı dökerim, ruhum daralır. (Selah)
4 Gözkapaklarımı açık tuttun;
Tedirgindim, konuşamıyordum.
5 Eski günler hakkında düşünüp durdum,
Geçmiş devirler üzerinde düşünceye daldım.
6 Geceleri sazla söylediğim ilahileri hatırlarım,
Yüreğim düşüncelere dalar,
Ruhum da inceden inceye sorular sorar.
7 Yehova bizi sonsuza dek mi terk etti?
Bizden artık hoşnut olmayacak mı?
8 Vefalı sevgisi sonsuza dek mi bitti?
Dedikleri nesiller boyu boşa mı çıkacak?
9 Tanrı lütuf göstermeyi unuttu mu,
Öfkesi merhametini durdurdu mu? (Selah)
10 “Yüceler Yücesi sağ elini üzerimizden çekti,
İşte bu dert içimi kemiriyor” mu diyeyim?
11 Yah’ın yaptıklarını hatırlarım,
Eski devirlerdeki harikalarını anarım.
12 Senin bütün işlerini derin düşünürüm,
Ve yaptıkların hakkında düşünceye dalarım.
13 Ey Tanrı, Senin yolun kutsal yerdedir,
Tanrımız gibi yüce bir Tanrı var mı?
14 Sen gerçek Tanrısın, harikalar yaparsın,
Halklar arasında gücünü gösterdin.
15 Kolunun gücüyle kurtardın halkını,
Yakup’un ve Yusuf’un oğullarını. (Selah)
16 Seni sular gördü ey Tanrı,
Sular gördü Seni, acıdan kıvrandılar,
Ve derin sular çalkalandılar.
17 Gürüldeyen bulutlardan sular boşandı,
Bulutlu gökler gürledi,
Senin okların dört bir yana uçuştu.
18 Savaş arabalarının tekerlekleri gibi gürledin,
Şimşeklerin toprağı aydınlattı,
Yeryüzü sarsılmaya, sallanmaya başladı.
19 Yolun denizden geçiyordu,
Engin sularda geçit açtın,
Ve ayak izlerin belli olmadı.
20 Musa ve Harun’un eliyle,
Sürü güder gibi, halkına yol gösterdin.
Maskil. Asaf’ın mezmuru.
78 Kanunuma kulak ver ey halkım;
Ağzımdan çıkan sözlere kulağını aç.
2 Ağzımı özdeyişlerle açacağım,
Dilimden eski zaman bilmeceleri dökülecek.
3 Duyduğumuz, bildiğimiz sözler,
Babalarımızın bize anlattığı şeyler.
4 Biz de onların torunlarından gizlemedik,
Hepsini gelecek nesillere anlattık,
Yehova’nın övülecek işlerini, gücünü,
Ve yaptığı harikaları.
5 O Yakup’a bir hatırlatıcı verdi,
İsrail’e bir kanun koydu,
Çocuklarına öğretsinler diye,
Atalarımıza emirler verdi.
6 Öyle ki gelecek nesil, doğacak çocuklar bunları bilsin,
Onlar da kalkıp kendi çocuklarına anlatsın.
7 Tanrı’ya güven duysunlar,
Tanrı’nın yaptıklarını unutmasın, emirlerine uysunlar.
8 Ataları gibi olmasınlar;
Onlar gibi inatçı ve isyankâr bir nesil,
Tanrı’ya sadakatsiz bir halk,
Yüreğini hazırlamamış bir nesil olmasınlar.
9 Oklarını kuşanmış, nişancı Efraimoğulları,
Savaş gününde geri çekildiler.
10 Tanrı’nın ahdine uymadılar,
Kanununun gösterdiği yolda yürümeyi reddettiler.
11 O’nun yaptıklarını,
Gösterdiği harikaları da unutmaya başladılar.
12 Oysa O, Mısır diyarında, Tsoan topraklarında,
Atalarının gözü önünde olağanüstü işler yaptı.
13 Geçsinler diye denizi yardı,
Suları bir bent gibi tuttu.
14 Onlara gündüzün bulutla,
Ve bütün gece ateş ışığıyla yol gösterdi.
15 Bol bol su içsinler diye çölde kayaları yardı,
Onlara içirdiği sular, coşkun kaynaklar gibiydi.
16 Sarp kayadan akarsular çıkardı,
Suları ırmak gibi akıttı.
17 Fakat çorak topraklarda Yüceler Yücesine isyan edip,
O’na karşı daha çok günah işlediler,
18 Canlarının çektiği yiyeceği isteyerek
Yüreklerinde Tanrı’yı sınadılar.
19 Tanrı’ya karşı söylenmeye başladılar,
“Tanrı çölde sofra kurabilir mi?” dediler.
20 Sular aksın, dereler taşsın diye,
Kayaya vurdu,
Ve onlar “Ekmek de verebilir mi?
Halkına yiyecek sağlayabilir mi?” dediler.
21 Yehova bunu duydu ve hiddetlendi,
Ve Yakup’a ateş püskürdü,
İsrail’e öfkesi kabardı.
22 Çünkü Tanrı’ya iman etmiyorlardı,
Kendilerini kurtaracağına güvenmiyorlardı.
23 O da yukarıda bulutlu göklere emretti,
Ve göğün kapılarını açtı.
24 Onlar yesin diye man yağdırdı,
Göklerin tahılını verdi onlara.
25 İnsan, kudretlilerin ekmeğini yedi;
Doysunlar diye Tanrı yiyecek gönderdi.
26 Göklerde bir doğu rüzgârı estirdi,
Ve gücüyle bir güney rüzgârı üfledi.
27 Üzerlerine toz gibi yiyecek yağdırdı,
Kuşlar denizlerin kumu gibiydi.
28 Onları konak yerinin ortasına,
Çadırlarının etrafına indirdi.
29 Tıka basa yediler, doydular,
Onlara istediklerini verdi.
30 Yedikleri daha ağızlarındayken,
Daha da çok yiyecek istediler.
31 Ve Tanrı’nın gazabı onlara karşı kabardı,
Güçlü kuvvetli olanları öldürmeye başladı;
İsrail’in genç yiğitlerini yere serdi.
32 Bütün bunlara rağmen daha da çok günah işlediler,
O’nun harika işlerine iman etmediler.
33 Bu yüzden onların günlerini bir soluk gibi bitirdi,
Yıllarını bir felaketle sona erdirdi.
34 Tanrı ne zaman onları öldürse, o zaman O’nu aradılar,
O zaman O’na yöneldiler ve danıştılar.
35 Tanrı’nın kendi kayaları olduğunu ancak o zaman hatırladılar,
Yüceler Yücesi Tanrı’nın onlar için öç aldığını o zaman anladılar.
36 Dilleriyle O’nu aldatmaya çalıştılar,
Ağızlarıyla yalanlar düzmeye uğraştılar.
37 O’na bağlı kalmaya yürekten kararlı değillerdi,
O’nun ahdine sadık kalmadılar.
38 O yine de merhametliydi; suçlarını örttü, onları mahvetmedi,
Birçok kez öfkelenmekten vazgeçti,
Bütün gazabını ortaya sermedi.
39 Onların etten kemikten olduğunu,
Ruhun çıkınca geri dönmediğini unutmadı.
40 Çölde kaç kez O’na isyan ettiler,
Issız topraklarda O’nu incittiler.
41 Tanrı’yı tekrar tekrar sınadılar,
İsrail’in Kutsalına acı verdiler.
42 O’nun güçlü elini hatırlamadılar,
Onları düşmandan kurtardığı günü unuttular.
43 Mısır’da alametlerini nasıl gösterdiğini,
Ve Tsoan topraklarındaki mucizelerini;
44 Kendi akarsularından içemesinler diye,
Nil kanallarını nasıl kana çevirdiğini unuttular.
45 Onları yiyip bitirsin diye atsinekleri,
Mahvolsunlar diye kurbağalar gönderdi.
46 Ekinlerini hamamböceklerine verdi,
Emeklerinin ürününü de çekirgelere.
47 Asmalarını doluyla,
Firavunincirlerini iri dolu taneleriyle yok etti.
48 Yük hayvanlarını doluya,
Sürülerini şiddetli ateşe teslim etti.
49 Yakıcı öfkesini üzerlerine gönderdi,
Hiddet, gazap ve sıkıntı yağdırdı,
Bölük bölük melekler felaket getirdi.
50 Öfkesine yol verdi,
Canlarını ölümden esirgemedi,
Yaşamlarını salgın hastalığın pençesine verdi.
51 Ve sonunda Mısır’ın ilk çocuklarını,
Kudretlerinin ilk meyvesini Ham’ın çadırlarında vurdu.
52 Ve halkını oradan koyunlar gibi çıkardı,
Onları çölde bir sürü gibi güttü.
53 Onlara güvenlik içinde yol gösterdi ve dehşete kapılmadılar;
Düşmanları ise denize gömüldü.
54 Onları Kendi kutsal topraklarına,
Sağ eliyle edindiği bu dağlık bölgeye getirdi.
55 Onlar uğrunda milletleri tek tek kovdu,
O toprakları onlara ölçü ipiyle bölüştürdü,
Ve İsrail kabilelerini kendi evlerinde oturttu.
56 Onlar ise Tanrı’yı sınamaya, Yüceler Yücesine başkaldırmaya başladılar,
O’nun hatırlatmalarına uymadılar.
57 Onlar da ataları gibi döneklik ettiler, haince davrandılar,
Gevşek bir yay gibi hedeften saptılar.
58 Yaptıkları yüksek yerlerle O’nu öfkelendirdiler,
Oyma putlarıyla O’nu kıskandırdılar.
59 Tanrı bunları duydu, çok öfkelendi,
Ve İsrail O’nun gözünden büsbütün düştü.
60 Sonunda Şilo’daki mekânını bıraktı,
İnsanoğulları arasında oturduğu çadırdan ayrıldı.
61 Kuvvetini esarete gönderdi,
Güzelliğini düşmanın eline verdi.
62 Ve halkını kılıca teslim etti,
Mirasına karşı gazaplandı.
63 Gençlerini ateş yuttu,
Kızlarına düğün türküsü yakılmaz oldu.
64 Kâhinleri kılıçla yere serildi,
Dulları gözyaşı dökmedi.
65 O zaman Yehova, uykudan uyanan biri gibi,
Şarabın ardından ayılan bir yiğit gibi kalktı.
66 Önünden kaçan düşmanlarını vurdu,
Onları devirler boyu yüzkarası etti.
67 Ve Yusuf’un çadırını reddetti,
Efraim kabilesini de seçmedi.
68 Fakat Yahuda kabilesini,
Sevdiği Sion Dağını seçti.
69 Ve mabedini dağların dorukları gibi inşa etti,
Sonsuza dek dursun diye kurduğu yeryüzü gibi.
70 Ve kulu Davut’u seçti,
Onu koyun ağıllarından çıkardı.
71 Sürüdeki emzikli koyunların peşinden aldı,
Halkı Yakup’a çobanlık etsin,
Mirası İsrail’i gütsün diye başa geçirdi.
72 O da sadık bir yürekle onlara çobanlık etti,
Becerikli elleriyle halka yol gösterdi.
Asaf’ın mezmuru.
79 Ey Tanrı, milletler Senin mülküne girdi.
Kutsal mabedini kirlettiler,
Yeruşalim’i yıkıntıya çevirdiler.
2 Kullarının cesetlerini göklerin kuşlarına yem ettiler,
Vefalı kullarının etlerini yerin hayvanlarına verdiler.
3 Yeruşalim çevresinde, kanlarını su gibi döktüler,
Ve ölüleri gömecek kimse kalmadı.
4 Komşularımıza yüzkarası,
Çevremizdekilere eğlence ve alay konusu olduk.
5 Kızgınlığın daha ne kadar sürecek ey Yehova? Sonsuza dek mi?
Öfken daha ne kadar ateş gibi yakacak?
6 Seni tanımayan milletler,
Adını anmayan krallıklar üzerine gazabını yağdır.
7 Çünkü Yakup’u yiyip bitirdiler,
Onun evini yurdunu ıssız bıraktılar.
8 Atalarımızın suçlarını yüzümüze vurma,
Bir an önce merhametinle teselli et bizi,
Çünkü artık hiç takatimiz kalmadı.
9 Adının yüceliği uğruna
Yardım et bize ey Kurtarıcı Tanrımız,
Adın uğruna kurtar bizi ve günahlarımızı ört.
10 Neden milletler, “Nerede onların Tanrısı?” desin?
Kullarının dökülen kanının öcü alınacak,
Milletler bunu bilsin; biz de gözümüzle görelim.
11 Tutsakların iç çekişi Senin katına ersin,
Ölüme mahkûm edilenleri büyük gücünle koru.
12 Komşularımızın Sana hakaretlerinin karşılığını,
Kucaklarına yedi kat boşalt ey Yehova.
13 Biz ki senin halkın, otlağının koyunlarıyız,
Sana devirlerce şükürler sunacağız,
Övülecek işlerini nesiller boyu duyuracağız.
Başmüzisyene. Zambaklar için. Asaf’ın hatırlatıcı mezmuru.
80 Ey İsrail’in çobanı, kulak ver,
Sen ki Yusuf’u sürü gibi güdersin.
Sen kerubiler üzerinde oturan, ışığını saç.
2 Efraim’in, Benyamin’in ve Manasse’nin önünde kudretini göster,
Gel, kurtar bizi.
3 Eski günlerimize döndür bizi ey Tanrım;
Yüzünün ışığını göster ki kurtulalım.
4 Ey göklerin hâkimi Yehova Tanrı, halkının duasına daha ne kadar ateş püsküreceksin?
5 Onları ekmeğe doyurur gibi gözyaşına doyurdun,
Gözyaşı üzerine gözyaşı içiriyorsun.
6 Komşularımızın bizim için çekişmesine neden oldun,
Düşmanlarımız gönüllerince alay ediyor.
7 Ey göklerin hâkimi Tanrı, eski günlerimize döndür bizi,
Yüzünün ışığını göster ki kurtulalım.
8 Mısır’dan bir asma çubuğu koparıp getirdin,
Onu dikmek için milletleri kovdun.
9 Köklensin, tüm memlekete yayılsın diye toprağı temizledin.
10 Öyle büyüdü ki, gölgesi dağları kapladı,
Dalları Tanrı’nın sedir ağaçlarını örttü.
11 Kolları denize kadar uzandı,
Dalları Irmağa kadar yayıldı.
12 Neden onun taş duvarlarını yıktın,
Neden yoldan geçen herkes meyvesini kopardı?
13 Ormandan çıkan bir yabandomuzu onu yiyip bitiriyor,
Kırlardaki hayvan sürüleri onunla besleniyor.
14 Ey orduların hâkimi Tanrı, ne olur dön,
Göklerden bak da bu asmanın halini gör ve onunla ilgilen.
15 Kendi sağ elinle diktiğin fidanın,
Kendin için güçlendirdiğin filizin halini gör.
16 Kesildi, ateşe atılıp yakıldı.
Sen kaşını çatınca mahvoldular.
17 Elin, sağ yanındaki adamın üzerinde,
Kendin için güçlendirdiğin insanoğlunun üzerinde olsun;
18 O zaman Senin yolundan dönmeyiz.
Bizi yaşat ki ismine yakaralım.
19 Ey göklerin hâkimi Yehova Tanrı, eski günlerimize döndür bizi;
Yüzünün ışığını göster ki kurtulalım.
Başmüzisyene, Gittit için. Asaf’ın mezmuru.
81 Sevinçle haykırın kuvvetimiz olan Tanrı’ya;
Zafer nidalarınızı duyurun Yakup’un Tanrısına.
2 Bir ezgi tutturun, bir tef alın elinize,
Telli sazı, hoş sesli liri de alın yanında.
3 Yeni Ay zamanında, dolunay vaktinde,
Bayram günümüzde boruyu üfleyin.
4 Çünkü bu İsrail için bir kuraldır,
Yakup’un Tanrısının hükmüdür.
5 Tanrı Mısır diyarı üzerine yürüdüğünde,
Bunu Yusuf’a hatırlatıcı olarak verdi.
Ben ki orada bilmediğim bir dil işitirdim.
6 “Omzundaki yükü kaldırdım” dedi,
“Ellerin küfe taşımaktan kurtuldu.
7 Sıkıntıdayken yakardın, seni kurtardım,
Gök gürültüsünün gizlendiği yerden sana cevap verdim,
Meriba sularında seni sınadım. (Selah)
8 Dinle ey halkım, önüne kanıtlar koyayım,
Ey İsrail, keşke sözümü dinlesen!
9 O zaman aranızda başka tanrı olmaz,
Yabancı bir ilahın önünde eğilmezsin.
10 Ben Yehova, senin Tanrınım,
Ben ki seni Mısır diyarından çıkardım.
Ağzını iyice aç, seni doyurayım.
11 Fakat halkım sesime kulak vermedi,
İsrail Bana itaat etmeye hiç gönüllü değildi.
12 Ben de onları yüreklerinin inadına teslim ettim,
Kendi bildikleri yolda yürüsünler dedim.
13 Ah ne olurdu halkım beni dinleseydi!
Ne olurdu İsrail Benim yolumda yürüseydi!
14 Düşmanlarına hemen boyun eğdirirdim,
Elimin tersiyle hasımlarını bozguna uğratırdım.
15 Yehova’ya nefret besleyenler, gelip ayaklarına kapanacak,
Bu halleri devirler boyu sürecek.
16 Halkım en iyi buğdayla beslenecek;
Onu kayadan çıkan balla doyuracağım.”
Asaf’ın mezmuru.
82 Kudretli Tanrı, meclisinde yerini alıyor;
İlahlar arasında şu hükmü veriyor:
2 “Daha ne kadar yargıda adaletsizlik yapacaksınız,
Ve taraf tutup kötüleri kayıracaksınız? (Selah)
3 Düşkünün ve yetimin davasına bakın,
Mazluma ve fakire adaletle davranın.
4 Düşkünü, yoksulu sıkıntıdan kurtarın,
Onları kötünün elinden alın.”
5 Fakat onlar bilmezden geliyor, anlamıyorlar;
Karanlıkta gezinip duruyorlar,
Yeryüzünün bütün temelleri sarsılıyor.
6 “‘Siz ilahlarsınız’ dedim,
‘Yüceler Yücesinin oğullarısınız hepiniz.
7 Fakat insanlar gibi öleceksiniz;
Ve herhangi bir önder gibi yere serileceksiniz!’”
8 Kalk ey Tanrım, yeryüzünü yargıla,
Çünkü bütün milletlerin sahibi Sensin.
Asaf’ın mezmuru. İlahi.
83 Ey Tanrım, ne olur susma;
Ne olur suskun durma kudretli Tanrım, sessiz kalma.
2 İşte düşmanların kükrüyor,
Sana nefret besleyenler dikleniyor.
3 Senin halkına karşı gizli hileler fısıldaşıyorlar,
Sana sığınanlar için düzenler kuruyorlar.
4 “Gelin o milleti yeryüzünden silelim,
İsrail adı artık anılmasın” diyorlar.
5 Birbirlerine danışıp yürekten birleşmişler,
Sana karşı bir antlaşma yapmışlar.
6 Edom’un, İsmailoğullarının çadırları; Moab ve Haceriler,
7 Gebal, Ammon ve Amalek,
Ve Filistiye ile beraber Sur halkı.
8 Asur da onlara katılmış,
Lût’un oğullarına el vermişler. (Selah)
9 Midyan’a ve Sisera’ya yaptığını,
Kişon Vadisinde Yabin’e yaptığını onlara da yap.
10 Onlar ki En-dor’da yok edildi;
Toprağa gübre oldular.
11 Soylularını Oreb ve Zeeb gibi yap,
Beylerine Zebah ve Tsalmunna’ya yaptığını yap.
12 Onlar ki, “Gelin Tanrı’nın mekânını sahiplenelim” demişlerdi.
13 Ey Tanrım, rüzgâra kapılmış saman çöpüne,
Döne döne sürüklenen çalıya çevir onları.
14 Ormanı yakan ateş gibi,
Dağları kavuran alev gibi,
15 Kasırganla önüne kat,
Fırtınanla darmadağın et hepsini.
16 Yüzlerini utançla kapla,
Ve insanlar Senin ismine yönelsin ey Yehova.
17 Utançtan, kargaşadan başları hiç kurtulmasın,
Rezil olsun, mahvolsunlar.
18 Ve insanlar bilsin ki, adı Yehova olan Sen,
Bütün yeryüzü üzerinde yalnız Sen Yücesin.
Başmüzisyene. Gittit için. Korahoğullarının mezmuru.
84 Ey göklerin hâkimi Yehova,
Senin yüce mabedin ne güzeldir!
2 Yehova’nın avlularını özlüyorum, orada olmaya can atıyorum,
Yüreğimle, tüm varlığımla, yaşayan Tanrı’ya sevinçle haykırıyorum.
3 Senin yüce sunağında kuşlar bile ev bulmuş,
Kırlangıç kendine yuva kurmuş,
Yavrularını oraya koymuş,
Ey göklerin hâkimi Yehova; Kralım, Tanrım!
4 Senin evinde oturanlara ne mutlu!
Hiç durmadan Seni yüceltirler. (Selah)
5 Sende güç bulan insana,
Evinin yollarına gönül verene ne mutlu!
6 Onlar baka çalılarıyla dolu kurak vadiden geçerken,
Orayı bile su pınarlarına çevirirler;
Onları eğiteni övgüler kuşatır.
7 Yürürken gitgide kuvvet bulurlar,
Her biri Sion’a, Tanrı’nın huzuruna çıkar.
8 Ey göklerin hâkimi Yehova Tanrı, duamı işit,
Kulak ver bana ey Yakup’un Tanrısı. (Selah)
9 Ey Tanrım, kalkanımız, halimizi gör,
Ve mesihinin yüzüne bak.
10 Çünkü Senin avlularında geçen bir günü, bin güne değişmem.
Kötülük çadırlarında gezinmektense,
Tanrımın evinde eşikte durmayı yeğlerim.
11 Yehova Tanrı güneştir, kalkandır,
Lütfeder ve onur verir.
Yehova, temiz bir yaşam sürenlerden hiçbir iyiliği esirgemez.
12 Ey göklerin hâkimi Yehova, Sana güvenen insana ne mutlu!
Başmüzisyen için. Korahoğullarının mezmuru.
85 Kendi diyarından hoşnut oldun, ey Yehova;
Yakup’un tutsak çocuklarını geri getirdin.
2 Halkının suçunu affettin,
Bütün günahlarını örttün. (Selah)
3 Şiddetli gazabını dizginledin,
Yakıcı öfkeni dindirdin.
4 Bizi yine eski günlerimize döndür, ey kurtarıcı Tanrımız,
Bize kızgınlığın geçsin.
5 Hiddetin devirlerce sürecek mi?
Öfken nesiller boyu bitmeyecek mi?
6 Halkın Sende sevinç bulsun diye,
Bizi tekrar canlandırmayacak mısın?
7 Bize vefalı sevgini göster, ey Yehova,
Bize kurtuluş bağışla.
8 Gerçek Tanrı Yehova’nın ne dediğini dinleyeceğim,
Çünkü O, halkına ve vefalı kullarına barış sözleri söyleyecek;
Yeter ki yine kendilerine güvenmesinler.
9 Memleketimiz ihtişamına kavuşsun diye,
Kendisinden korkanları yakında mutlaka kurtaracak.
10 Vefa ve sadakat buluştu,
Doğruluk ve barış öpüştü.
11 Sadakat yeryüzünde filizlenecek,
Doğruluk göklerden bakacak.
12 Yehova da nimetler bağışlayacak,
Ve toprağımız bol ürün verecek.
13 Doğruluk O’nun önü sıra yürüyecek,
Ve adımlarıyla bize yol çizecek.
Davut’un duası.
86 Bana kulak ver ey Yehova, cevap ver.
Çünkü mazlum ve yoksulum.
2 Canımı gözet ey Tanrım, ben vefalıyım.
Sen benim Tanrımsın, Sana güvenen bu kulunu kurtar.
3 Bana lütfet ey Yehova,
Çünkü bütün gün Sana yakarıyorum.
4 Kulunun canını sevindir ey Yehova,
Önünde tüm benliğimle dua ediyorum.
5 Çünkü Sen iyisin ey Yehova, bağışlamaya hazırsın;
Sana yakaranlara vefalı sevgini bol bol gösterirsin.
6 Duama kulak ver ey Yehova;
Ne olur yalvarışımı dinle.
7 Sıkıntılı günümde yakardığım Sensin,
Ve Sen bana cevap verirsin.
8 Tanrılar arasında Senin gibisi yok, ey Yehova,
Seninkine benzer işler de görülmemiştir.
9 Yarattığın tüm milletler Sana gelecek,
Senin önünde eğilecekler ey Yehova,
Ve Senin adını yüceltecekler.
10 Çünkü Sen büyüksün, harika işler yaparsın,
Sen, yalnız Sen Tanrısın.
11 Beni Kendi yolunda eğit ey Yehova.
Senin hakikat yolunda yürüyeyim.
Yüreğimi tam kıl ki adından korkayım.
12 Ey Tanrım Yehova, tüm yüreğimle Sana şükrederim,
Senin adını devirler boyu yüceltirim.
13 Çünkü bana büyük vefa gösterdin,
Ve canımı ölüler diyarının derinliklerinden kurtardın.
14 Küstahlar bana karşı ayaklandı ey Tanrım;
Zorbalar güruhu canıma kastetti,
Ve hiçbiri Sana aldırmıyor.
15 Fakat Sen ey Yehova, merhametli ve lütufkârsın,
Çabuk öfkelenmezsin, vefalı sevgini, sadakatini bol bol gösterirsin.
16 Halime bak da lütfet,
Bu kuluna güç ver,
Ne olur hizmetçinin oğlunu kurtar.
17 İyiliğinin benimle olduğunu göster,
Benden nefret edenler görsün de utansın.
Çünkü ey Yehova, yardımcım Sensin, beni teselli edersin.
Korahoğullarının mezmuru. İlahi.
87 Onun temeli kutsal dağlar üzerindedir.
2 Yehova Sion’un kapılarını,
Yakup’un bütün çadırlarından çok sever.
3 Ey gerçek Tanrı’nın şehri, senden hep övgüyle söz ederler. (Selah)
4 “Beni tanıyanlar arasında Rahab’ı ve Babil’i anacağım;
Filistiye, Sur ve Kuş hakkında,
‘Bu orada doğdu’ diyeceğim.”
5 Sion’dan söz ederken,
“Bu ve şu da o şehirde doğdu” denecek.
Ve Yüceler Yücesi onu pekiştirecek.
6 Yehova halkları kaydederken,
“Bu orada doğdu” diye bildirecek. (Selah)
7 İlahiciler ve halay çekenler de orada olacak;
Ve “Bütün pınarlarım sende” diyecekler.
Korahoğullarının mezmuru. İlahi. Karşılıklı söylenmek üzere, başmüzisyene. Mahalat için. Ezrahoğlu Heman’ın Maskili.
88 Ey Yehova, bu kulunu kurtaran Tanrım,
Gündüzün Sana yakardım,
Geceleyin de, Senin önünde dinmedi feryadım.
2 Duam Senin katına erişsin,
Yakarışıma kulak ver.
3 Çünkü canım felakete doydu,
Hayatım ölüler diyarının eşiğine vardı.
4 Ölüm çukuruna inenler arasında sayıldım;
Gücü tükenmiş yiğide döndüm.
5 Ölüler arasında rahata erenler gibi,
Katledilip mezarda yatanlar gibiyim;
Onlar ki artık hatırına gelmezler,
Yardım elini onlardan çekmişsin.
6 Sen beni çukurun dibine soktun,
Dipsiz derinliklere, karanlıklara gömdün.
7 Öfken omuzlarıma çöktü,
Bütün o koca dalgaların beni ezip geçti. (Selah)
8 Tanıdıklarımı benden uzaklaştırdın;
Onların gözünde iğrenç biri oldum.
Kısılıp kaldım, öteye geçemiyorum.
9 Çektiğim ıstıraptan gözümün feri söndü.
Gün boyu yakardım Sana ey Yehova;
Sana açtım ellerimi.
10 Harikalarını ölülere mi göstereceksin?
Ölümün tutsakları mı kalkacak,
Seni yüceltmek için? (Selah)
11 Vefalı sevgin mezarda duyurulur mu,
Sadakatin helak yerinde bildirilir mi?
12 Harikaların karanlıklarda,
Doğruluğun unutulanlar diyarında bilinir mi?
13 Ey Yehova, yardım için feryadım Sanadır,
Sabahları Seni duamla karşılarım.
14 Neden beni terk ettin ey Yehova?
Neden benden yüz çevirdin?
15 Ben mazlumum, çocukluğumdan beri ölümün eşiğindeyim,
Ve Senden gelen onca dehşeti çektim.
16 Yakıcı öfken şimşekler gibi üzerimden geçti,
Dehşetli işlerin beni sessizliğe gömdü.
17 Taşkın sular gibi etrafımı kuşattılar gün boyu,
Ve hep birden çevremi sardılar.
18 Dostumu, yakınımı da benden uzaklaştırdın;
Tek tanıdığım karanlık kaldı.
Ezrahoğlu Etan’ın Maskili.
89 Ey Yehova! Senin vefalı işlerini devirler boyu ilahilerle öveceğim.
Nesiller boyu ağzım sadakatini bildirecek.
2 “Vefalı sevgin devirler boyu silinmez” dedim,
“Sadakatini de göklerde pekiştirirsin.”
3 Sen dedin ki, “Seçtiğim kulumla bir ahit yaptım;
Kulum Davut’a yemin ettim:
4 Senin soyunu devirler boyu sürdüreceğim,
Tahtını nesiller boyu pekiştireceğim.” (Selah)
5 Gökler Senin harikalarını över ey Yehova,
Evet, kutsallar cemaati sadakatini yüceltir.
6 Göklerde Yehova gibi kim var?
Tanrı oğulları arasında kim Yehova’ya benzer?
7 Etrafındaki kutsallar topluluğunda Tanrı derin saygı uyandırır,
Çevresine toplananlar arasında O yüce ve dehşetlidir.
8 Ey göklerin hâkimi Yehova Tanrı,
Ey Yah, kim Senin gibi kuvvetli?
Sadakatin çevreni kuşatmış.
9 Yükselen deniz üzerinde saltanat sürersin,
Kabaran dalgaları Sen dindirirsin.
10 Sen Rahab’ı bir ceset gibi ezip geçtin,
Kolunun gücüyle düşmanlarını dağıttın.
11 Gökler Senindir; yer de Senin,
Yeryüzünü ve üzerindeki her şeyi Sen kurdun.
12 Kuzeyi ve güneyi Sen var ettin,
Tabor ve Hermon sevinçle yüceltir Senin adını.
13 Senin kolun güçlüdür,
Elin kudretli,
Sağ elin yücelerdedir.
14 Doğruluk ve adalet tahtının temelidir;
Vefalı sevgi ve sadakat hep önünde durur.
15 Ne mutlu sevinç bağırışlarına katılan halka!
Yüzünün ışığında yürür onlar, ey Yehova.
16 Senin adın gün boyu onların sevincidir,
Doğruluğunla coşarlar.
17 Çünkü Sen onların kuvvetinin tacısın;
Senin lütfun başımızı dik tutar.
18 Kalkanımız Yehova’nın,
Kralımız İsrail’in Kutsalınındır.
19 Sen o zaman,
Vefalı kullarınla bir görüntüde konuştun,
“Bir yiğide yardım ettim” dedin,
“Halk arasından seçtiğim birini yükselttim.
20 Kulum Davut’u buldum,
Onu kutsal yağımla meshettim,
21 Sağ elim onu ayakta tutacak,
Kolum da güçlendirecek.
22 Düşman onu haraca kesemeyecek,
Kötülük çocukları ona eziyet edemeyecek.
23 Onun önünde düşmanlarını paramparça ettim,
Ona nefret besleyenleri hep bozguna uğrattım.
24 Sadakatim, vefalı sevgim onunla,
Benim adımdan ötürü başı dik durur.
25 Onun elini denizlere,
Sağ elini ırmaklar üzerine koydum.
26 ‘Sen benim Babamsın’ diye seslenir Bana,
‘Tanrım, kurtarıcı kayam!’
27 Ben de onu ilk oğlum yapacağım,
Yeryüzündeki kralların en yücesi kılacağım.
28 Devirler boyu vefamı ondan esirgemeyeceğim,
Ve onunla ahdim hiç bozulmayacak.
29 Onun soyunu sonsuza dek sürdüreceğim,
Tahtı da gökler gibi uzun ömürlü olacak.
30 Eğer oğulları Kanunumu bırakır,
Hükümlerimin gösterdiği yoldan ayrılırlarsa,
31 Yasalarımı çiğnerlerse,
Emirlerime uymazlarsa,
32 Suçlarının karşılığını değnekle,
Kabahatlerinin karşılığını dayakla vereceğim.
33 Fakat vefalı sevgimi ondan ayırmam,
Sadakatimi boşa çıkarmam.
34 Ahdimi çiğnemem,
Ağzımdan çıkan sözü değiştirmem.
35 Kutsallığım üstüne bir kez yemin ettim,
Davut’a yalan söylemem.
36 Onun soyu devirler boyu sürecek,
Tahtı önümde güneş gibi parlayacak.
37 Ay gibi duracak,
Gökyüzündeki sadık şahit gibi, devirler boyu yerinde kalacak.” (Selah)
38 Fakat Sen, mesihini reddettin, hor gördün,
Ona karşı hiddetlendin.
39 Kulunla yaptığın ahde sırt çevirdin,
Onun tacını yere çalıp kirlettin.
40 Taş duvarlı ağıllarını yıktın,
Hisarlarını harabeye çevirdin.
41 Yoldan gelip geçen onu yağmaladı,
Komşularına yüzkarası oldu.
42 Düşmanın sağ elini tepesine bindirdin,
Bütün düşmanlarını sevindirdin.
43 Onun kılıcını da kendisine düşman ettin,
Savaşı kazansın diye ona destek olmadın.
44 Onun parıltısını söndürdün,
Tahtını yere çaldın.
45 Gençlik günlerini kısalttın,
Onu utanca boğdun. (Selah)
46 Ey Yehova, daha ne kadar yüz çevireceksin? Sonsuza dek mi?
Öfken daha ne kadar alev alev yanacak?
47 Ömrüm ne kadar kısa, hatırla.
Bunca insanoğlunu boşuna mı yarattın?
48 Yaşayıp da ölümü görmeyen,
Ölüler diyarının elinden canını kurtaran yiğit var mı? (Selah)
49 Ey Yehova, nerede eski vefalı işlerin?
Sen ki Davut’a sadakatin üstüne yemin etmiştin.
50 Hatırla ey Yehova, kullarının uğradığı hakareti,
Halkların ettiği hakareti nasıl bağrıma gömdüğümü,
51 Ey Yehova, düşmanların nasıl hakaret etti,
Mesihinin ayak izlerine nasıl hakaret yağdırdı, hatırla.
52 Yehova’ya devirler boyu şükrolsun. Amin, amin!
DÖRDÜNCÜ KİTAP
(Mezmur 90 – 106)
Tanrı adamı Musa’nın duası.
90 Ey Yehova,
Nesiller boyunca meskenimiz Sen oldun.
2 Sen dünyayı, yeryüzünü, büyük emeklerle var etmeden,
Dağlar doğmadan çok önce Tanrı’ydın,
Ve ezelden ebede kadar da Tanrısın.
3 “Ey insanoğulları, toprağa dönün” der,
Ölümlü insanı toprağa döndürürsün.
4 Senin gözünde bin yıl, geçip giden gün gibi,
Bir gece nöbeti gibidir.
5 Onları silip süpürdün, bir rüya gibi yok oldular;
Sabahleyin biten yeşil ot misali.
6 Sabah çiçek açar, serpilir,
Akşam ise solar, kuruyup giderler.
7 Biz de öfkenin şiddetiyle bitip tükendik,
Gazabından ötürü dehşete düştük.
8 Suçlarımızı önüne dizdin,
Yüzünün ışığıyla gizli işlerimizi ortaya serdin.
9 Bütün günlerimiz Senin öfkenle eridi,
Yıllarımız bir fısıltı gibi geçip gitti.
10 Ömrümüz ancak yetmiş yıl sürer,
En sağlıklı halimizle bile seksen yıl;
O da sıkıntı ve kederle doludur.
Yıllar çabucak geçer, biz de uçup gideriz.
11 Senin öfkenin şiddetini, gazabını kim bilir?
Hak ettiğin korku da o kadar büyüktür.
12 Günlerimizi öyle değerlendirmeyi bize öğret ki,
Hikmetli bir yürek edinelim,
13 Ne olur dön ey Yehova! Bu daha ne kadar sürecek?
Kullarının haline bak da acı.
14 Bizi sabahleyin vefalı sevginle doyur ki,
Sevinçle haykıralım, ömrümüz boyunca neşeli olalım.
15 Bize sıkıntı çektirdiğin günler kadar,
Felaketle geçen yıllarımız kadar sevindir bizi.
16 Öyle ki, yaptıklarını kulların görsün,
Görkemin de oğulları üzerinde parlasın.
17 Ve Tanrımız Yehova’nın lütfu üzerimizden ayrılmasın,
Elimizin emeğini Sen pekiştir Tanrımız.
Elimizin emeğini Sen pekiştir.
91 Yüceler Yücesinin sığınağında gizlenen,
Mutlak Güce Sahip Olanın gölgesinde barınır.
2 Yehova’ya derim ki, “Sen benim sığınağım, hisarımsın,
Tanrım, ben Sana güvenirim.”
3 Çünkü O seni kuş avcısının tuzağından,
Kırıp geçiren salgından kurtarır.
4 Üzerine kol kanat gerer
Ve kanatlarının altına sığınırsın,
Sadakati sana büyük bir kalkan ve siper olur.
5 Ne gecenin dehşetinden,
Ne de gündüz uçan oktan korkarsın;
6 Ne karanlıkta kol gezen salgından,
Ne de gün ortasında kasıp kavuran yıkımdan yılarsın.
7 Yanı başında bin kişi,
Sağ yanında on bin kişi yere serilir,
Fakat sana hiçbir bela yaklaşmaz.
8 Sen yalnızca olanları izler,
Kötülerin çektiği cezayı görürsün.
9 Mademki “Yehova sığınağım” dedin,
Yüceler Yücesini meskenin yaptın;
10 Senin başına felaket gelmeyecek,
Çadırına bela uğramayacak.
11 Attığın her adımı gözetsinler diye,
Meleklerine senin için emredecek.
12 Ayağını taşa çarpmayasın diye,
Seni elleri üzerinde taşıyacaklar,
13 Aslanın ve kobranın üzerine basıp geçeceksin,
Genç aslanı ve koca yılanı çiğneyeceksin.
14 Tanrı dedi ki, “Bana sevgiyle bağlandığı için
Onu kurtaracağım,
Beni adımla tanıdığı için onu koruyacağım;
15 Bana seslenecek, ona cevap vereceğim,
Sıkıntılı gününde yanında olacağım,
Onu kurtaracağım ve onurlandıracağım.
16 Onu uzun ömre doyuracağım,
Ve kurtarma gücümü ona göstereceğim.”
Sebt günü için ilahi, mezmur.
92 Ey Yehova, Sana şükretmek,
Ey Yüceler Yücesi, adına ilahiler okumak ne iyidir!
2 Sabahleyin vefalı sevgini anlatmak,
Geceler boyu sadakatinden söz etmek;
3 On telli saz ve ut ile,
Lir ile ezgiler çalmak ne iyidir!
4 Yaptıklarınla beni sevindirdin ey Yehova;
Elinin işlerini görünce sevinçle haykırırım.
5 Senin işlerin ne büyüktür ey Yehova!
Düşüncelerin ne derin!
6 Akılsız bunları bilemez,
Budala da akıl erdiremez.
7 Kötüler ot gibi türese,
Bütün hainler yeşerse de,
Sonunda sonsuza dek yok olacaklar.
8 Fakat Sen devirler boyu yücelerdesin ey Yehova.
9 İşte, Senin düşmanların,
Düşmanların yok olacak, ey Yehova,
Hainlerin hepsi bozguna uğrayacak.
10 Fakat Sen beni yaban sığırı gibi kudretle donatırsın,
Ben de içimi ferahlatan yağdan sürünürüm.
11 Düşmanımın halini gözlerimle göreceğim;
Üzerime saldıran kötülerin bozgununu kulaklarımla duyacağım.
12 Doğru kişi hurma ağacı gibi yeşerecek;
Lübnan’ın sedir ağacı gibi büyüyecek.
13 Yehova’nın evine dikilenler,
Tanrımızın avlularında yeşerecek.
14 Saçları ağardığında da meyve verecekler;
Dipdiri ve taze olacaklar ki,
15 Yehova’nın doğruluğunu anlatsınlar.
Çünkü O’nda haksızlık yoktur; benim kayam O’dur.
93 Yehova kral oldu!
Haşmetine büründü;
Yehova giyindi; gücünü üzerine kuşandı.
Yeryüzü de pekiştirildi ki sarsılmasın.
2 Tahtın devirler öncesinden kurulmuş,
Sen ezelden beri varsın.
3 Irmaklar coştu ey Yehova,
Irmaklar çağlıyor;
Irmaklar gürül gürül akıyor.
4 Yehova yücelerdedir,
Engin suların gürleyişinden, denizlerin ulu dalgalarından da heybetlidir.
5 Senin hatırlatmaların her zaman güvenilirdir ey Yehova.
Kutsallık daima Senin evine yaraşır.
94 Ey Yehova, kötülüğün öcünü alan Tanrı,
Ey kötüden öç alan Tanrı, ışığını saç.
2 Ey yeryüzünün hâkimi, kalk.
Kibirlilerin cezasını ver.
3 Kötüler daha ne kadar sevinçten coşacak,
Daha ne kadar ey Yehova?
4 Onların dilleri zaptedilmez, boş boş konuşurlar,
Hainler böbürlenip dururlar.
5 Senin halkını eziyorlar ey Yehova,
Senin toplumuna eziyet ediyorlar.
6 Dulu ve gurbette yaşayanı öldürüyor,
Yetimi katlediyorlar.
7 Ve “Yah görmez” diyorlar,
“Yakup’un Tanrısı olan biteni anlamaz.”
8 Ey siz, halkın akılsızları, artık anlayın;
Ve siz budalalar, ne zaman gerçeği göreceksiniz?
9 Kulağı veren duyamaz mı?
Göze biçim veren göremez mi?
10 Milletleri terbiye eden,
İnsana bilgiyi öğreten, doğruyu gösteremez mi?
11 Yehova insanın düşüncelerini bilir; onlar ki bir soluktan farksızdır.
12 Ey Yah! Terbiye ettiğin,
Kanununu öğrettiğin adama ne mutlu!
13 Böylece kötülerin çukuru kazılana dek,
Felaket günlerinde ona huzur verirsin.
14 Yehova halkını terk etmez,
Kendi toplumunu bırakmaz.
15 Hüküm yine doğrulukla verilecek,
Ve yürekten dürüst herkes buna uyacak.
16 Kim benim için kötülerle savaşacak?
Kim benim için hainlerin karşısında duracak?
17 Yehova yardımcım olmasaydı,
Çok geçmeden canım sessizliğe gömülürdü.
18 “Ayaklarım kayıyor” dediğimde,
Vefalı sevgin beni ayakta tutar ey Yehova.
19 Huzursuz düşünceler içimi sardığında,
Tesellilerin gönlümü okşar.
20 Kanun yoluyla kötülük edenin,
Makamında fesatlık tasarlayanın Seninle ortaklığı olur mu?
21 Onlar doğru insanın canına amansızca saldırır,
Masumun kanını dökmek için onu suçlu çıkarırlar.
22 Fakat Yehova bana yükseklerde bir hisar oldu,
Tanrım sığındığım kayamdır benim.
23 Tanrı onların fenalıklarını kendi başlarına getirecek,
Kendi tasarladıkları felaketler onları sessizliğe gömecek.
Tanrımız Yehova onları susturacak.
95 Gelin, Yehova’nın önünde sevinçle haykıralım,
Kurtarıcı kayamızın önünde zafer nidalarımız duyulsun.
2 Gelin, O’nun huzuruna şükrederek çıkalım,
Önünde zafer ilahileri okuyalım.
3 Çünkü Yehova Tanrı büyüktür,
Diğer tanrıların üstünde yüce Kraldır.
4 Yeryüzünün derinlikleri O’nun elindedir,
Dağların dorukları da O’nun.
5 Deniz O’nundur, O yarattı,
Karayı da Kendi elleri biçimlendirdi.
6 Gelin, O’na tapınalım, huzurunda eğilelim;
Yaratıcımız Yehova’nın önünde diz çökelim.
7 Çünkü O bizim Tanrımızdır; O’nun otlağının koyunları, eliyle güttüğü halkıyız.
Bugün O’nun sesini duyarsanız,
8 Çölde, Massa’da olduğu gibi,
Atalarınızın Meriba’da yaptığı gibi, yüreklerinizi nasırlaştırmayın,
9 O zaman yaptıklarımı gördüler,
Fakat Beni denediler, sınadılar.
10 Kırk yıl boyunca bu nesilden tiksindim,
“Bu, yüreği dönek bir halk;
Yolumu bir türlü anlamıyorlar” dedim.
11 Sonunda öfkelendim,
“Rahatlık diyarıma girmeyecekler” diye yemin ettim.
96 Ey bütün dünya, Yehova’ya yeni bir ilahi söyleyin,
Yeni bir ilahi söyleyin Yehova’ya.
2 Yehova’ya ilahi söyleyin, adını yüceltin.
O’ndan gelen kurtuluş müjdesini her gün bildirin.
3 Milletlere O’nun ihtişamını,
Halklara harika işlerini duyurun.
4 Çünkü Yehova büyüktür, tüm övgülere layıktır,
Diğer tanrılardan değil O’ndan korkulur.
5 Çünkü halkların bütün tanrıları, değersiz ilahlardır;
Fakat gökleri yaratan Yehova’dır.
6 İtibar ve görkem O’nun huzurunda,
Kudret ve güzellik kutsal mekânındadır.
7 Onuru Yehova’ya verin ey halklar,
İhtişamından ve kudretinden ötürü onuru Yehova’ya verin.
8 Yüce adının hak ettiği onuru Yehova’ya verin,
Armağanlar getirip avlularına girin.
9 Yehova’nın huzurunda kutsal giysiler içinde eğilin;
Ey bütün dünya, O’nun önünde titre.
10 Milletler arasında deyin ki, “Yehova kral oldu!
Yeryüzü sapasağlam kuruldu; sonsuza dek sarsılmaz,
Ve O, halkları adaletle yargılar.”
11 Gökler sevinsin, yeryüzü neşeyle coşsun,
Deniz ve bütün içindekiler gürlesin.
12 Kırlar ve üzerinde yaşayanlar sevinçten coşsun,
Ormandaki bütün ağaçlar da sevinçle haykırsın Yehova’nın önünde.
13 Çünkü O geldi,
Dünyayı yargılamaya geldi,
Yeryüzünü doğrulukla,
Halkları sadakatle yargılayacak.
97 Yehova kral oldu! Yeryüzü sevinsin.
Adalar neşelensin.
2 O’nun etrafını bulutlar ve koyu karanlık sarmış,
Tahtının temeli doğruluk ve adalettir.
3 Önü sıra bir ateş akıp gider,
Ve düşmanlarını her yanda yiyip yutar.
4 Şimşekleri yeri aydınlattı;
Yeryüzü bunu gördü, acıyla kıvrandı.
5 Dağlar balmumu gibi eridi,
Tüm yeryüzünün Rabbi Yehova’nın önünde.
6 Gökler O’nun doğruluğunu anlattı,
Tüm halklar ihtişamını gördü.
7 Oyma putlara kulluk edenler,
Değersiz ilahlarıyla övünenler utansın.
Ey bütün tanrılar, O’nun önünde eğilin.
8 Ey Yehova,
Sion hükümlerini duydu, sevindi,
Yahuda kentleri neşelendi.
9 Çünkü Sen ey Yehova, bütün yeryüzü üzerinde Sen En Yücesin,
Gökteki makamında bütün tanrıların çok üstündesin.
10 Siz Yehova’yı sevenler, kötülükten nefret edin.
O vefalı kullarının canını korur;
Kötülerin elinden onları kurtarır.
11 Doğru kişi için ışık parladı,
Ve yürekten dürüst olanlara sevinç saçıldı.
12 Siz doğruluktan ayrılmayanlar, Yehova’da sevinç bulun,
O’nun kutsal ismine şükürler sunun.
Bir mezmur.
98 Yehova’ya yeni bir ilahi söyleyin,
Çünkü harika işler yaptı,
Kutsal koluyla, sağ eliyle kurtuluş getirdi.
2 Yehova nasıl kurtardığını gösterdi,
Doğruluğunu milletlerin gözü önüne serdi.
3 İsrail evine vaat ettiği sadakati, vefalı sevgiyi hatırladı.
Tanrımızın sağladığı kurtuluşu yeryüzünün her köşesi gördü.
4 Ey bütün dünya, Yehova’ya zafer nidalarıyla haykırın,
Neşeli olun, sevinçle ilahiler söyleyin.
5 Yehova’ya lir ile ilahi söyleyin,
Lir ve ezgiler eşliğinde.
6 Borazan ve boru sesleri eşliğinde,
Kral Yehova’nın önünde zafer nidalarınız çınlasın.
7 Denizler ve bütün içindekiler,
Yeryüzü ve üzerinde yaşayanlar gürlesin.
8 Irmaklar el çırpsın,
Dağlar hep beraber Yehova’nın önünde sevinçle haykırsın.
9 Çünkü O dünyayı yargılamaya geldi.
Yeryüzünü adaletle,
Halkları doğrulukla yargılayacak.
99 Yehova kral oldu! Halklar titresin.
O, kerubiler üzerinde oturur. Yeryüzü sarsılsın.
2 Yehova Sion’dadır, büyüktür,
Tüm halkların üzerinde, yücelerdedir.
3 Adını yüceltsinler.
Kutsal adın büyüktür, korku uyandırır.
4 Güçlü bir kral olarak adaleti sevdin.
Doğruluğu Sen pekiştirdin.
Yakup’a adaleti ve doğruluğu gösterdin.
5 Tanrımız Yehova’yı yüceltin; ayağının basamağı önünde eğilin,
O kutsaldır!
6 Musa ile Harun O’nun kâhinlerindendi,
O’na adıyla yakaranlar arasında Samuel de vardı.
Yehova’ya yakarırlardı, O da cevap verirdi.
7 Onlarla hep bulut sütunu içinden konuştu,
O’nun hatırlatmalarına, verdiği kurallara bağlı kaldılar.
8 Ey Tanrımız Yehova, Sen onlara cevap verdin.
Bağışlayıcı bir Tanrı olduğunu gösterdin,
Ama rezilce işlerini de cezasız bırakmadın.
9 Tanrımız Yehova’yı yüceltin
Ve kutsal dağında O’nun önünde eğilin.
Çünkü Tanrımız Yehova kutsaldır!
Şükran mezmuru.
100 Ey bütün dünya, zafer haykırışlarıyla seslenin Yehova’ya.
2 Yehova’ya sevinçle kulluk edin,
O’nun huzuruna sevinç nidalarıyla girin.
3 Bilin ki Yehova Tanrı’dır.
Bizi O yarattı, kendimiz değil;
Biz O’nun halkı, otlağının koyunlarıyız.
4 O’nun kapılarına şükranla,
Avlularına övgülerle girin,
O’na şükredin, adını yüceltin.
5 Çünkü Yehova iyidir;
Vefalı sevgisi sonsuzdur
Ve sadakati nesiller boyu sürer.
Davut’un mezmuru.
101 Vefalı sevgini, adaletini ilahilerle anacağım,
Seni ezgilerle öveceğim ey Yehova.
2 Dürüstlük yolunda sağgörüyle yürüyeceğim.
Ne zaman yardımıma geleceksin?
Evimdeyken de yüreğim doğruluktan sapmayacak.
3 Adi şeyi gözümün önünde tutmam.
Yoldan sapanların işlerinden nefret ederim,
Yanıma bile yaklaştırmam.
4 Yüreği bozuk adam yanımda barınamaz,
Ben kötülük nedir bilmem.
5 Komşusuna arkasından iftira atanı
Sustururum.
Bakışları kibirli, yüreği küstah adama
Katlanamam.
6 Gözlerim dünyanın sadık insanlarını arar,
Yanımda hep onlar bulunsun isterim.
Dürüstlük yolunda yürüyen insan,
O bana hizmet edecektir.
7 Düzenbaz adam evimde barınmayacak,
Ve yalan konuşan hiç kimse,
Gözümün önünde durmayacak.
8 Yehova’nın şehrinden hainleri söküp atmak için,
Dünyanın kötülerini her sabah sessizliğe gömerim.
Dermansız kalıp da derdini Yehova’ya döken mazlumun duası.
102 Ey Yehova duamı işit,
Yardım feryadım Sana ulaşsın.
2 Sıkıntılı günümde benden yüz çevirme,
Seslendiğim gün bana kulak ver,
Ne olur, bir an önce duamı cevapla.
3 Günlerim duman gibi uçup gidiyor,
Kemiklerim ocaktaki kor gibi yanıyor.
4 Yüreğim sıcağın kavurduğu ot gibi kurudu.
Önümdeki ekmeği yemeyi bile unuttum.
5 İç çekip durmaktan,
Derim kemiğime yapıştı.
6 Bozkırdaki pelikana döndüm,
Issız viranelerdeki kukumav gibi oldum.
7 Açlıktan bir deri bir kemik kaldım,
Dam üzerinde bir başına duran kuş gibiyim.
8 Düşmanlarım bütün gün hakaret ediyor.
Benimle eğlenenler, adımla lanet ediyor.
9 Kül benim ekmeğim oldu,
Gözyaşım içeceğime karıştı;
10 Çünkü Sen öfkelendin, hiddetlendin,
Beni uzaklara atmak için tutup kaldırdın.
11 Günlerim akşamleyin kaybolan gölgeler gibi,
Ben de ot gibi kuruyup gidiyorum.
12 Fakat Sen ey Yehova, devirler boyu var olacaksın,
Adın da nesilden nesle anılacak.
13 Sen harekete geçecek, Sion’a merhamet edeceksin;
Şimdi ona lütuf göstermenin zamanı,
Çünkü belirlenen vakit geldi.
14 Senin kulların ki, onun taşlarından hoşlanır,
Tozuna toprağına gönül verirler.
15 Milletler Yehova’nın adından,
Dünyanın bütün kralları ihtişamından korkacak.
16 Çünkü Yehova Sion’u inşa edecek,
Ve bütün ihtişamıyla görünecek.
17 Her şeyleri alınmış olanların duasını dinleyecek,
Onların yakarışını asla hor görmeyecek.
18 İleride doğacak olanlar Yah’a şükretsin diye,
Gelecek nesiller için bunlar yazıldı.
19 O, yücelerdeki kutsal makamından baktı,
Yehova göklerden yeryüzünü gözledi;
20 Tutsakların iç çekişini duymak,
Ölüme mahkûm edilenleri salıvermek için.
21 Yehova’nın adı Sion’da duyurulacak,
O Yeruşalim’de yüceltilecek,
22 O zaman halklar ve krallıklar
Yehova’ya kulluk etmek için bir araya toplanmış olacak.
23 Daha yolun yarısındayken, O gücümü kırdı,
Ömrümü kısalttı.
24 “Ey Tanrım” dedim,
“Ömrümün yarısında beni silip atma,
Senin yılların nesiller boyu sürer.
25 Uzun zaman önce yerin temellerini Sen attın,
Gökler de elinin eseri.
26 Sen hep var olacaksın; oysa onlar yok olur gider,
Bir giysi gibi eskirler,
Devirlerini bitirirler, onları bir kaftan gibi değiştirirsin.
27 Sen ise hep aynısın, yılların hiç bitmeyecek.
28 Kullarının çocukları yurtlarında yaşayacak
Ve soyları daima Senin önünde duracak.”
Davut’un mezmuru.
103 Yehova’ya şükret ey gönlüm,
Bütün varlığım O’nun kutsal ismine şükretsin.
2 Yehova’ya şükret ey gönlüm,
O’nun yaptıklarının hiçbirini unutma,
3 O ki, bütün suçlarını affeden,
Bütün dertlerine şifa verendir;
4 Hayatını ölüm çukurundan kurtarır,
Seni vefalı sevgi ve merhametle taçlandırır;
5 Ömrünü iyiliklere doyuran,
Gençliğini bir kartalınki gibi tazeleyen O’dur.
6 Yehova’nın işleri hep doğruluk uğrunadır,
Hükümleri de mağdurlar yararınadır.
7 O Kendi yolunu Musa’ya,
İşlerini de İsrailoğullarına gösterdi.
8 Yehova merhametli, lütufkârdır,
Çabuk öfkelenmez, vefalı sevgisi büyüktür.
9 Sürekli hata aramaz,
Devirlerce kızgınlık beslemez.
10 Bize günahlarımıza göre davranmadı,
Suçlarımızın hak ettiği karşılığı vermedi.
11 Çünkü gökler yerden ne kadar yüksekse,
O’ndan korkanlara vefası da öyle yücedir.
12 Gündoğusu günbatısından ne kadar uzaksa,
Suçlarımızı bizden o kadar uzaklaştırdı.
13 Baba evlatlarına nasıl merhamet gösterirse,
Yehova da Kendisinden korkanlara öyle merhamet gösterir.
14 Çünkü yapımızı iyi bilir
Ve toprak olduğumuzu unutmaz.
15 Ölümlü insanın ömrü yeşil otunkine benzer,
Kırlarda açan çiçeğinki gibi kısa sürer.
16 Bir rüzgâr esmeye görsün, yok olur gider;
Yerine yurduna yabancı olur.
17 Fakat Yehova’nın vefalı sevgisi
Devirler boyunca Kendisinden korkanlarladır,
Doğruluğunu onların torunlarına da gösterir,
18 Ahdine bağlı kalanlara
Ve emirlerini hiç unutmadan uygulayanlara.
19 Yehova tahtını göklerde pekiştirdi,
Yönetimi her şeye egemen oldu.
20 O’nun sözünü dinleyip emrini yerine getiren
Güçlü melekleri, Yehova’ya şükredin.
21 Yehova’ya şükredin bütün orduları,
O’nun isteğini yapan hizmetkârları.
22 O’nun egemenliğindeki her yerde,
Siz bütün eserleri, Yehova’ya şükredin.
Yehova’ya şükret ey gönlüm.
104 Yehova’ya şükret ey gönlüm.
Sen çok büyüksün Yehova Tanrım,
İtibarı ve görkemi kuşanmışsın.
2 Gökleri bir çadır gibi geren,
Işığa bir giysi gibi bürünen Sensin,
3 Yukarıdaki odalarını sular üzerine kuran,
Bulutları Kendine araba yapan,
Rüzgârın kanatları üzerinde gezen Sensin.
4 Meleklerini rüzgâr,
Hizmetkârlarını, yiyip bitiren bir ateş yaparsın.
5 Yeri sağlam temeller üzerine kurdun,
Sonsuza dek, asla sarsılmayacak.
6 Engin suları ona giysi gibi giydirdin
Ve sular dağlar üzerinde duruyordu.
7 Sen azarlayınca sular kaçmaya başladı,
Sen gürleyince telaşa kapıldılar,
8 Ve onlar için hazırladığın yerlere kaçtılar.
Dağlar yükselmeye,
Ovalar alçalmaya başladı.
9 Önlerine sınır koydun; öteye geçmesinler,
Yeryüzünü bir daha kaplamasınlar diye.
10 Sen vadilerden sular çıkarırsın,
Dağlar arasında akar dururlar.
11 Onlar ki kırlardaki yaban hayvanlarına su verir,
Zebralar orada susuzluğunu giderir.
12 Göklerin kuşları onların etrafına konar,
Dallar arasında cıvıldaşır dururlar.
13 Yukarıdaki odalarından dağları sularsın,
Eserlerinin meyvesiyle yeryüzü doyar.
14 Hayvanlar için yeşil ot çıkarır,
İnsanlar yararlansın diye bitkiler verirsin.
Öyle ki ölümlü insan ekmeğini topraktan çıkarsın,
15 Yüreğini sevindiren şarap,
Yüzünü ışıldatan yağ,
Yüreğine can veren ekmek elde etsin.
16 Yehova’nın ağaçları,
Kendi diktiği Lübnan sedirleri suya doydu,
17 Kuşlar onlarda yuva kurar,
Leyleğin evi de ardıç ağacıdır.
18 Yüce dağlar dağ keçileri içindir,
Yalçın kayalıklar kaya damanlarına sığınaktır.
19 Belirli vakitler için ay yaratıldı,
Güneş de batacağı yeri iyi bilir.
20 Karanlığı getirirsin, gece olur,
Ormanın bütün hayvanları o zaman ortaya çıkar.
21 Genç aslanlar av için kükrer,
Tanrı’dan yiyeceklerini isterler.
22 Gün ışığı belirince ortadan kaybolur,
İnlerine çekilip yatarlar.
23 O zaman insan işine gider,
Akşama dek çalışır didinir.
24 İşlerin ne çok, ey Yehova!
Onların hepsini hikmetle yaptın,
Yeryüzü Senin eserlerinle dolu.
25 Şu deniz ne büyük, ne engin!
İçinde sayısız canlı kaynaşır,
Küçük ve büyük yaratıklar.
26 Orada gemiler dolaşır,
İçinde oynaşsın diye yarattığın Levyatan da oradadır.
27 Zamanında yiyeceklerini veresin diye,
Seni bekler hepsi.
28 Ve onlara verdiklerini toplarlar,
Elini açarsın, nimetlere doyarlar.
29 Yüzünü gizlersin tedirginleşirler,
Ruhlarını alırsın, ölür gider
Ve toprağa dönerler.
30 Ruhunu gönderirsin yaratılırlar,
Ve yerin üzerini yenilersin.
31 Yehova’nın ihtişamı devirler boyu sürecek,
Eserleri Yehova’ya sevinç verecek.
32 O yeryüzüne bakar, yer titrer,
Dağlara dokunur, tüterler.
33 Ben ömrüm boyunca Yehova’ya ilahi okuyacağım,
Yaşadıkça Tanrımı ezgilerle anacağım.
34 Hakkındaki düşüncelerimden Rab hoşnut olsun,
Ve ben hep Yehova’da sevinç bulayım.
35 Yeryüzünden günahkârın kökü kazınacak,
Kötüler artık orada barınmayacak.
Yehova’ya şükret ey gönlüm. Yah’ı yüceltin!
105 Yehova’ya şükürler sunun, O’na adıyla yakarın,
Yaptıklarını halklar arasında bildirin.
2 O’nu ilahilerle, ezgilerle anın,
Harika işlerini aklınızdan çıkarmayın.
3 O’nun kutsal adı övüncünüz olsun.
Yehova’ya yönelenlerin yüreği sevinçle dolsun.
4 Yehova’nın rehberliğini arayın, O’nun gücünü dileyin.
Her zaman O’ndan yardım bekleyin.
5 Yaptığı harika işleri hatırlayın,
Mucizelerini, ağzından çıkan hükümleri unutmayın.
6 Ey siz, kulu İbrahim’in soyu,
Siz Yakup’un oğulları, seçtiği kulları!
7 O, Tanrımız Yehova’dır,
Hükümleri tüm yeryüzünde geçerlidir.
8 Devirler geçse yaptığı ahdi,
Binlerce nesil geçse verdiği emri hatırlar.
9 İbrahim’le yaptığı ahdi,
İshak’a ettiği yemini unutmaz.
10 Bunu Yakup için bir kural,
İsrail için devirlerce geçerli bir ahit kıldı,
11 Ve “Sana miras olarak
Kenan diyarını vereceğim” dedi.
12 O sırada henüz birkaç kişiydiler,
Evet, gurbette bir avuç yabancıydı onlar.
13 Bir milletten öbürüne dolaşıp durdular,
Bir krallıktan çıkıp başka memlekete girdiler.
14 Onları mağdur ettirmedi,
Onlar uğruna kralları azarladı,
15 “Meshettiklerime dokunmayın,
Peygamberlerime kötülük etmeyin” dedi.
16 Ve memleket üzerine bir kıtlık getirdi,
Bütün ekmek teknelerini kırdı.
17 Onların önü sıra bir adam gönderdi,
Bu, köle olarak satılan Yusuf’tu.
18 Ayaklarını prangalarla yaraladılar,
Onu demir zincirlere vurdular.
19 Dedikleri yerine gelene dek,
Yehova’nın sözü onu arıttı.
20 Kral onu serbest bırakmak için,
Halkların hükümdarı onu salıvermek için adam gönderdi.
21 Onu ev halkının efendisi yaptı,
Bütün varlığını onun yönetimine bıraktı.
22 Adamlarına canının istediği gibi hükmetsin,
İhtiyarlarına da hikmet öğretsin diye.
23 Ve İsrail Mısır’a geldi,
Yakup, Ham’ın topraklarında yabancı olarak yaşadı.
24 Tanrı halkını orada çoğalttı,
Düşmanları karşısında gitgide güçlendirdi.
25 Yüreklerinin değişmesine izin verdi ki, halkından nefret etsinler,
Kullarına kurnazca davransınlar.
26 Kulu Musa’yı,
Seçtiği Harun’u gönderdi.
27 Kulları O’nun alametlerini gözler önüne serdiler,
Ham’ın topraklarında mucizeler gösterdiler.
28 Karanlığı gönderip her tarafı kararttı,
Musa’yla Harun sözüne karşı gelmedi.
29 Sularını kana döndürdü
Ve balıklarını öldürdü.
30 Tüm memleket kurbağalarla dolup taştı,
Krallarının odalarına kadar girdiler.
31 Atsineklerinin gelmesini emretti;
Ve bütün topraklarına tatarcıklar üşüştü.
32 Yağmur yerine dolu yağdırdı,
Topraklarına ateş püskürttü.
33 Üzüm bağlarını, incir ağaçlarını vurdu,
Ülkelerindeki bütün ağaçları kırdı.
34 Çekirgelerin gelmesini emretti,
Ve sayısız yavru çekirge akın etti.
35 Memleketteki bütün bitkileri,
Ve toprağın tüm ürününü yediler.
36 Ve diyardaki bütün ilk çocukları,
Kudretlerinin ilk meyvesini vurdu.
37 Halkını altın ve gümüşle oradan çıkardı,
Kabileleri arasında tökezleyen yoktu.
38 Gittiklerinde Mısırlılar sevindi,
Çünkü üzerlerine onların korkusu çökmüştü.
39 Tanrı bulutu bir perde gibi gerdi,
Geceyi aydınlatsın diye ateş verdi.
40 İstediklerinde bıldırcın gönderdi,
Onları göklerin ekmeğiyle doyurdu.
41 Kayayı yardı, sular fışkırdı,
Çorak topraklarda sular ırmak gibi aktı.
42 Çünkü kulu İbrahim’e verdiği kutsal sözü hatırladı.
43 Halkını coşkun bir sevinçle,
Seçtiklerini sevinç nidalarıyla oradan çıkardı.
44 Milletlerin topraklarını onlara verdi,
Kavimlerin emeğinin ürününü onlar edindi ki,
45 O’nun kurallarına uysunlar,
Kanunlarına bağlı kalsınlar.
Yah’ı yüceltin!
106 Yah’ı yüceltin!
Yehova’ya şükürler sunun, çünkü O iyidir;
Vefalı sevgisi sonsuzdur.
2 Yehova’nın görkemli işlerini kim anlatabilir,
Kim O’nu yeterince övebilir?
3 Ne mutlu adalet yolundan ayrılmayana,
Her zaman doğru olanı yapana!
4 Halkına lütfettiğinde beni an ey Yehova.
Benimle ilgilen, kurtar beni.
5 Öyle ki seçtiklerine gösterdiğin iyiliğini göreyim,
Milletinle birlikte sevineyim,
Senin halkının övüncünü paylaşayım.
6 Biz de atalarımız gibi günah işledik,
Yanlış ve kötü işler yaptık.
7 Mısır’daki atalarımız gibi davrandık,
Onlar ki, Senin harika işlerini kavrayamamıştı.
Bol bol gösterdiğin yüce vefanı hatırlamamışlardı,
Denizde, Kızıldeniz kıyısında isyan etmişlerdi.
8 O ise Kendi adı uğruna,
Kudreti bilinsin diye onları kurtardı.
9 Bu yüzden Kızıldeniz’i azarladı, sular çekilmeye başladı;
Ve onları derin sular arasından çölde yürütür gibi geçirdi.
10 Kendilerinden nefret edenlerin elinden kurtardı
Ve düşmanın avcundan çekip aldı.
11 Sular hasımlarının üzerine kapandı,
Bir teki bile hayatta kalmadı.
12 O zaman sözüne iman ettiler,
O’nu ilahilerle yücelttiler.
13 Fakat yaptıklarını hemen unuttular,
Öğüdünü beklemediler.
14 Issız yerde bencil arzularını ortaya döktüler,
Çölde Tanrı’yı sınadılar.
15 O da istediklerini onlara verdi,
Ama aralarına kırıp geçiren bir hastalık gönderdi.
16 Konaklama yerinde Musa’yı
Ve Yehova’nın kutsal kulu Harun’u kıskandılar.
17 O zaman yer açıldı, Datan’ı yuttu,
Abiram’ın ve yanına toplananların üzerine kapandı.
18 Toplananlar arasına bir ateş girdi,
Alevler kötüleri yalayıp yuttu.
19 Sonra da Horeb’de buzağı yaptılar,
Dökme putun önünde eğildiler.
20 Tanrıları yerine,
Bir boğanın, ot yiyen bir hayvanın tasvirini yücelttiler.
21 Kurtarıcı Tanrılarını unuttular,
Mısır’da büyük işler yapanı,
22 Ham’ın topraklarında harikalar,
Kızıldeniz’de korkunç işler yapanı unuttular.
23 Seçtiği kulu Musa,
Araya girip O’nun önünde durmasa,
O’nu yıkıcı gazabından vazgeçirmese,
Yok edilmelerini emredecekti.
24 Bu güzel diyarı hor gördüler,
O’nun sözüne iman etmediler.
25 Çadırlarında homurdanıp durdular;
Yehova’nın sesine kulak tıkadılar.
26 O da elini kaldırdı,
Ve onları çölde yere sereceğine ant etti,
27 Soylarını milletler arasında yere çalacak
Ve onları başka topraklara dağıtacaktı.
28 Sonra da Peor Baali’ne bağlandılar,
Cansız şeylere sunulan kurbanları yediler.
29 Yaptıklarıyla Tanrı’yı öfkelendirdiler,
O da aralarına bir bela gönderdi.
30 Finehas kalkıp müdahale etti
Ve o zaman bela durdu.
31 Böylece nesiller ve devirler boyunca,
O doğru bir kişi sayıldı.
32 Ayrıca Meriba sularında öfkeye yol açtılar,
Onlar yüzünden Musa zarar gördü.
33 Çünkü onu kızdırdılar,
O da düşünmeden konuşmaya başladı.
34 Ve Yehova’nın emrettiği gibi,
O halkları yok etmediler.
35 Böylece diğer milletlerle karıştılar,
Ve onların işlerini öğrenmeye başladılar.
36 Onların putlarına tapındılar,
Ve bu onlara bir tuzak oldu.
37 Oğullarını ve kızlarını
Cinlere kurban ediyorlardı.
38 Masumların kanını döküp durdular;
Kenan putlarına kurban ettikleri
Oğullarının, kızlarının kanına girdiler.
Ve döktükleri onca kanla diyarı kirlettiler.
39 Yaptıklarıyla kendilerini de kirlettiler,
Davranışlarıyla ahlaksızlığa battılar.
40 Ve Yehova halkına öfkelendi,
Kendi milletinden iğrendi.
41 Kendilerinden nefret edenlerin hâkimiyetine girsinler diye,
Onları defalarca milletlerin eline verdi,
42 Ve düşmanları tarafından ezildiler,
Onların yönetimine boyun eğdiler.
43 Onları birçok kez kurtardı,
Fakat itaatsizlik yolundan ayrılmayıp başkaldırdılar
Ve suçları yüzünden alçaltıldılar.
44 Yine de yakarışlarını duyunca,
Sıkıntılarıyla ilgilendi.
45 Onlar uğrunda yaptığı ahdi hatırladı,
Yüce vefasından ötürü onlara acıdı.
46 Ve kendilerini tutsak edenlerin
Onlara merhamet etmesini sağladı.
47 Kurtar bizi Tanrımız Yehova.
Kutsal ismine şükürler sunalım,
Seni kıvançla yüceltelim diye
Hepimizi milletler arasından topla.
48 İsrail’in Tanrısı Yehova’ya,
Devirler boyu şükürler olsun;
Ve bütün halklar Amin, desin.
Yah’ı yüceltin!
BEŞİNCİ KİTAP
(Mezmur 107 – 150)
107 Yehova’ya şükürler sunun, çünkü O iyidir;
Vefalı sevgisi sonsuzdur.
2 Böyle desin Yehova’nın kurtardıkları,
Çünkü düşmanın elinden onları geri aldı,
3 Başka ülkelerden bir araya topladı,
Gündoğusundan ve günbatısından,
Kuzeyden ve güneyden getirdi.
4 Issız topraklarda, çölde, oradan oraya dolaştılar;
Oturacakları şehre giden bir yol bulamadılar.
5 Acıktılar, susadılar;
Hiçbirinde can kalmadı.
6 Sıkıntıya düşünce Yehova’ya feryat ettiler,
Onları çektikleri dertlerden kurtardı.
7 Oturacakları bir şehre gelene dek,
Onları doğru yolda yürüttü.
8 Şükretsinler Yehova’ya vefalı sevgisinden ötürü,
İnsanoğulları için yaptığı harikalardan dolayı.
9 Çünkü susamış cana bol su verdi,
Acıkmış canı nimetlerle doyurdu.
10 Zincire vurulmuş, ıstırap içinde mahkûmlar,
Karanlıkta, ölüm gölgesinde oturanlar vardı.
11 Çünkü Tanrı’nın sözlerine isyan etmişler,
Yüceler Yücesinin öğüdüne saygı göstermemişlerdi.
12 Sıkıntılarla onlara baş eğdirdi,
Tökezlediler, yardım eden yoktu.
13 Sıkıntıya düşünce Yehova’ya yakardılar,
Onları yine dertlerinden kurtardı.
14 Bağlarını parçaladı
Ve onları ölüm gölgesinden, karanlıktan çıkardı.
15 Şükretsinler Yehova’ya vefalı sevgisinden ötürü,
İnsanoğulları için yaptığı harikalardan dolayı.
16 Çünkü tunç kapıları kırdı,
Demir sürgüleri parçaladı.
17 İsyanları ve suçları yüzünden,
Akılsızlar başlarına dert açmıştı.
18 Canları her yiyecekten tiksinir olmuş,
Ölümün kapılarına gelmişlerdi.
19 Sıkıntıya düşünce Yehova’ya yakardılar,
Onları yine dertlerinden kurtardı.
20 Emretti, onları iyileştirdi,
Düştükleri çukurdan kurtardı.
21 Şükretsinler Yehova’ya vefalı sevgisinden ötürü,
İnsanoğulları için yaptığı harikalardan dolayı.
22 Şükran kurbanları sunsunlar
Ve O’nun işlerini sevinç nidalarıyla duyursunlar.
23 Gemilerle denize açılanlar,
Engin sularda ticaret yapanlar,
24 Onlar Yehova’nın işlerini,
Derin sulardaki harikalarını,
25 Bir sözüyle nasıl şiddetli rüzgâr çıkardığını,
Ve dalgaları kabarttığını gördüler.
26 Onlar göklere yükselir,
Ve diplere inerler,
Felaket yüzünden canları erir gider.
27 Sarhoş gibi sallanır, sendeler dururlar,
Bütün hikmetleri de boşa çıkar.
28 Sıkıntıya düşünce Yehova’ya feryat ettiler,
Ve onları dertlerinden kurtardı.
29 Fırtınayı dindirir,
Denizin dalgalarını yatıştırır.
30 Ortalık yatışınca sevinirler,
O da onları diledikleri limana götürür.
31 Şükretsinler Yehova’ya vefalı sevgisinden ötürü,
İnsanoğulları için yaptığı harikalardan dolayı.
32 Halkın cemaatinde O’nu yüceltsinler,
Ve ihtiyar meclisinde övsünler.
33 O ırmakları çöle,
Taşkın suları kuru toprağa çevirir.
34 Orada yaşayanların kötülüğünden ötürü,
Verimli toprakları tuz diyarına döndürür.
35 Çölü sazlık göle çevirir,
Susuz topraklarda sular akıtır.
36 Yaşayacak bir şehir kursunlar diye,
Açları oraya yerleştirir.
37 Tarlalar eker, bağlar kurarlar
Ve bereketli ürünü toplarlar.
38 Çoğalsınlar diye onlara bereket verir,
Sığırlarını da eksiltmez.
39 Fakat sonra, baskı, felaket ve keder yüzünden
Yine azalır, iki büklüm olurlar.
40 Yolu izi olmayan yerlerde dolaşıp dursunlar diye,
Soyluları utanca boğar.
41 Fakat yoksulu sıkıntıdan esirger,
Ailesini büyütür, bir sürü gibi çoğaltır.
42 Dürüst insanlar bunu görüp sevinir,
Kötüler ise ağızlarını kapatır.
43 Hikmetli kişi kimdir? Bütün bunları göz önünde tutan
Ve Yehova’nın vefalı işlerine dikkat eden.
İlahi. Davut’un mezmuru.
108 Yürekten kararlıyım ey Tanrı.
İlahiler, ezgiler söyleyeceğim,
Gönlüm de susmayacak.
2 Uyan ey telli sazım, sen de uyan ey lir.
Seheri ben uyandırayım.
3 Seni halklar arasında yüceltirim ey Yehova;
Sana milletler arasında ilahi söylerim.
4 Çünkü vefalı sevgin gökler üzerindedir,
Sadakatin bulutlara erişir.
5 Yüceliğin gökleri aşsın ey Tanrı;
İhtişamın tüm yeryüzü üzerinde olsun.
6 Sağ elinle kurtar beni, cevap ver,
Ve sevdiklerin feraha çıksın.
7 Kutsal Tanrı konuştu.
“Sevinçle coşacağım, Sukkot Ovasını ölçüp böleceğim” dedi,
“Ve Şekem’i dilediğime pay olarak vereceğim.
8 Gilead Benimdir, Manasse de Benim;
Efraim önderimin kalesi,
Yahuda önderlik değneğimdir.
9 Moab leğenimdir.
Çarığımı Edom’a fırlatacağım.
Filistiye’ye karşı zaferi haykıracağım.”
10 Surlu şehre beni kim götürecek?
Edom’a kadar kim bana yol gösterecek?
11 Ey Tanrım Sen değil misin? Sen ki bizi terk ettin,
Sen ki ordularımızdan desteğini çektin.
12 Sıkıntıdan çıkmamıza yardım et ne olur,
Çünkü insandan kurtuluş beklemek boştur.
13 Biz tüm gücümüzü Tanrı’dan alırız,
O düşmanlarımızı çiğner geçer.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
109 Ey yücelttiğim Tanrım, suskun kalma ne olur.
2 Çünkü kötüler, hilekârlar bana diş gösteriyorlar.
Hakkımda yalanlar söylüyorlar.
3 Nefret dolu sözlerle etrafımı sardılar,
Yok yere benimle kavga ediyorlar.
4 Sevgime suçlamayla karşılık veriyorlar,
Bense duama devam ediyorum.
5 İyiliğime kötülükle,
Sevgime nefretle karşılık veriyorlar.
6 Kötü adamı onun başına koy,
Sağ yanında hep bir suçlayan olsun.
7 Yargılandığında kötülüğü ortaya çıksın,
Duası bir günah olsun.
8 Ömrü kısa sürsün,
Onun gözetim işini başkası alsın.
9 Çocukları yetim,
Karısı dul kalsın.
10 Oğulları avare dolaşsın,
Dilenip dursunlar,
Viranelerinden çıkıp yiyecek arasınlar.
11 Varı yoğu tefecinin tuzağına düşsün,
Emek verdiği ürünü yabancılar yağmalasın.
12 Hiç kimseden vefa görmesin,
Yetim kalan çocuklarına kimse sahip çıkmasın.
13 Soyu kesilsin,
Sonraki nesilde adı silinip gitsin.
14 Yehova atalarının suçunu ansın,
Anasının günahı silinmesin.
15 Suçları hep Yehova’nın önünde olsun,
O da adını yeryüzünden söküp atsın.
16 Çünkü o vefa göstermeyi unuttu,
Mazlumu ve yoksulu,
Yüreği kırık olanı öldürmek için peşine düştü.
17 Hep laneti sevdi, o da kendi başına geldi,
Lütuf göstermekten hoşlanmadı,
O da ondan uzaklaştı.
18 Lanet bir giysi gibi üzerini örttü.
Su gibi karnına girdi,
Yağ gibi kemiklerine işledi.
19 O lanet, bir giysi gibi onu sarsın,
Bir kuşak gibi hep beline dolansın.
20 Beni suçlayana, bana hakaret edene,
Yehova’nın karşılığı bu olsun,
21 Fakat Sen Ulu Rab Yehova’sın.
Adın uğruna lütfet bana.
Kurtar beni, çünkü vefalı sevgin büyüktür.
22 Ben mazlum ve yoksulum,
Bağrımda yüreğim paramparça.
23 Gün batınca yok olan gölge gibi geçip gidiyorum,
Çekirge gibi silkelenip atılıyorum.
24 Dizlerim oruç tutmaktan titriyor,
Bedenim eriyip bitti, tenimde yağın ışıltısı kalmadı.
25 Etrafıma yüzkarası oldum,
Beni görünce başlarını sallıyorlar.
26 Yardım et bana ey Yehova Tanrım;
Vefalı sevginden ötürü kurtar beni.
27 Onlar da bilsin ki bu Senin elin;
Sen ey Yehova, bunu Sen yaptın.
28 Onlar lanet okuyup dursun,
Sen ise bana olan lütfunu bildir.
Saldırıya geçtiler, fakat mahcup olsunlar,
Ve Senin kulun sevinsin.
29 Beni suçlayanlar rezilliğe bürünsün,
Üzerlerine utancı kaftan gibi giysinler.
30 Ağzımdan Yehova’ya övgüler dökülecek,
Halklar arasında O’nu yücelteceğim.
31 Çünkü O yoksulun sağında durur,
Onu mahkûm edenlerden canını korur.
Davut’un mezmuru.
110 Yehova Efendime dedi ki,
“Ben düşmanlarını ayaklarının altına basamak yapıncaya dek
Sağımda otur.”
2 Yehova kudret asanı Sion’dan gönderecek,
“Git, düşmanlarının arasında hâkimiyet kur” diyecek.
3 Sen ordularını topladığın gün, halkın kendini gönüllü olarak sunacak.
Gençlerin Sana, seherin bağrından doğan çiy damlaları gibi,
Göz alıcı bir kutsallık içinde gelecek.
4 Yehova yemin etti; kararından caymaz.
“Sen Melkisedek usulüne göre,
Devirler boyu kâhinsin!” dedi.
5 Yehova senin sağındadır,
Öfke günü geldiğinde, kralları paramparça edecek.
6 Milletler arasında hükmünü gerçekleştirecek,
Her yeri cesetlerle dolduracak.
Kalabalık bir diyarın reisini paramparça edecek.
7 Yol üzerindeki dereden su içecek,
Bu yüzden başını dik tutacak.
111 Yah’ı yüceltin!
א [Alef] Dürüst insanların meclisinde, onların topluluğunda
ב [Bet] Yehova’yı bütün yüreğimle yüceltirim.
ג [Gimel] 2 Yehova’nın işleri büyüktür,
ד [Dalet] Onlardan zevk alanlar onları araştırır.
ה [He] 3 O’nun yaptıkları itibarlı ve görkemlidir,
ו [Vav] Ve doğruluğu sonsuza dek sürer.
ז [Zayin] 4 Harika işleriyle unutulmaz bir isim yaptı.
ח [Het] Yehova lütufkârdır, merhametlidir.
ט [Tet] 5 Kendisinden korkanlara yiyecek verir.
י [Yod] Ahdini devirler boyu unutmaz.
כ [Kaf] 6 Halkına milletlerin mirasını verirken,
ל [Lamed] İşlerinin gücünü onlara gösterdi.
מ [Mem] 7 Elinin eserleri hakikat ve adalettir;
נ [Nun] Verdiği tüm buyruklar güvenilirdir,
ס [Sameh] 8 Devirler boyu, sonsuza dek pekiştirilmişler,
ע [Ayin] Özlerinde hakikat ve doğruluk var.
פ [Pe] 9 O yardım gönderip halkını kurtardı.
צ [Tsade] Ahdinin devirlerce sürmesini emretti.
ק [Kof] O’nun adı kutsaldır, korku uyandırır.
ר [Reş] 10 Hikmet Yehova korkusuyla başlar.
ש [Sin] Emirlerine uyanlar sağgörülüdür,
ת [Tav] O sonsuza dek yüceltilmeli.
112 Yah’ı yüceltin!
א [Alef] Ne mutlu Yehova’dan korkan insana,
ב [Bet] O’nun emirlerinden çok zevk alana!
ג [Gimel] 2 Onun soyu yeryüzünde güçlenecek.
ד [Dalet] Dürüst insanların nesli nimetler görecek.
ה [He] 3 Onun evinde değerli şeyler ve servet vardır;
ו [Vav] Doğruluğu da sonsuza dek kalır.
ז [Zayin] 4 Dürüstler için karanlıkta doğan bir ışıktır,
ח [Het] Lütufkârdır, merhametli ve doğrudur.
ט [Tet] 5 Lütfeden ve ödünç veren adam iyidir,
י [Yod] İşlerini adaletle yürütür.
כ [Kaf] 6 O asla sarsılmaz,
ל [Lamed] Doğru insanın adı devirler boyu unutulmaz.
מ [Mem] 7 Kötü haberden de korkmaz,
נ [Nun] Yüreği kararlıdır, Yehova’ya güvenir.
ס [Sameh] 8 Yüreği titremez, asla korkmaz,
ע [Ayin] Sonunda düşmanının düşüşünü görecektir.
פ [Pe] 9 Çevresine bol bol dağıtır, yoksullara verir.
צ [Tsade] Doğruluğu sonsuza dek kalır.
ק [Kof] Gücü ve ihtişamı artar.
ר [Reş] 10 Kötü adam bunu görünce sinirlenir.
ש [Şin] Diş gıcırdatır, için için kendini tüketir.
ת [Tav] Oysa kötülerin arzuları silinip gidecektir.
113 Yah’ı yüceltin!
Ey Yehova’nın kulları, O’nu yüceltin,
Yehova’nın ismini yüceltin!
2 Şimdi ve devirler boyunca,
Yehova’nın ismine şükredilsin.
3 Gündoğusundan günbatısına
Yehova’nın ismi yüceltilecek.
4 Yehova tüm milletler üzerinde yücedir,
İhtişamı gökleri aşmıştır.
5 Tanrımız Yehova gibisi var mı,
Var mı O’nun gibi yücelerde oturan?
6 Göklere ve yere bakmak için eğilir,
7 Düşkünü topraktan kaldırır,
Yoksulu kül yığınından çıkarır,
8 Onu soyluların yanına,
Halkının ileri gelenleri arasına oturtur.
9 Kısır kadını bir eve yerleştirir,
Çocuk sahibi sevinçli bir anne yapar.
Yah’ı yüceltin!
114 İsrail Mısır’dan çıktığında,
Yakup evi anlaşılmaz bir dil konuşan halkın arasından ayrıldığında,
2 Yahuda O’nun kutsal yeri,
İsrail saltanat diyarı oldu.
3 Deniz olanları gördü, geri kaçtı,
Ürdün Irmağı da geri geri aktı.
4 Dağlar koç gibi zıpladı,
Tepeler kuzu gibi sıçradı.
5 Ey deniz, sana ne oldu da kaçıyorsun,
Sen Ürdün, neden geri geri akıyorsun?
6 Ey dağlar, neden koç gibi zıplıyorsunuz,
Siz tepeler, neden kuzu gibi sıçrıyorsunuz?
7 Rabbin, Yakup’un Tanrısının önünde,
Acıyla kıvran ey yeryüzü.
8 Çünkü O, kayayı sazlık göle çevirir,
Çakmaktaşından su pınarı çıkarır.
115 Biz bir şeye layık değiliz ey Yehova;
Vefalı sevgin ve sadakatin uğruna,
Bizi değil Kendi adını yücelt.
2 Neden milletler,
“Nerede şimdi onların Tanrısı” desin?
3 Bizim Tanrımız göklerde;
Ve dilediği her şeyi yaptı.
4 Onların putları ise gümüş ve altın,
Hepsi insan elinin eseri.
5 Ağızları var, konuşamazlar,
Gözleri var, göremezler;
6 Kulakları var, duyamazlar.
Burunları var, koku alamazlar.
7 Elleri var, dokunamazlar.
Ayakları var, yürüyemezler;
Boğazlarından ses çıkaramazlar.
8 Onları yapanlar da,
Onlara güvenenler de onlar gibi olacak.
9 Ey İsrail, sen Yehova’ya güven;
O yardımcın ve kalkanındır.
10 Ey Harun evi, sen Yehova’ya güven;
O yardımcın ve kalkanındır.
11 Siz Yehova’dan korkanlar, Yehova’ya güvenin;
O yardımcınız ve kalkanınızdır.
12 Yehova bizi andı; bize nimetler verecek,
İsrail evine nimetler verecek,
Harun evine nimetler verecek.
13 Yehova Kendisinden korkanlara,
Küçüklere ve büyüklere nimetler verecek.
14 Yehova sizi,
Sizi ve oğullarınızı çoğaltacak.
15 Siz Yehova’nın nimetlerini,
Göğü ve yeri yaratanın bereketini görenlersiniz.
16 Gökler Yehova’nın gökleri,
Fakat yeryüzünü insanoğullarına verdi.
17 Ölüler, sessizlik diyarına inenler,
Yah’ı yüceltemez.
18 Fakat biz Yah’a şükredeceğiz,
Şimdi ve devirler boyu.
Yah’ı yüceltin!
116 Yehova sesimi, yalvarışımı duyunca
İçim sevgiyle dolar.
2 O bana kulak verdi,
Ben de ömrüm boyunca O’na yakarırım.
3 Ölüm ipleri etrafımı sarmıştı,
Ölüler diyarının sıkıntısı beni bulmuştu,
Derde ve kedere boğulmuştum.
4 Fakat Yehova’ya adıyla yakardım;
“Ah Yehova, kurtar canımı!” dedim.
5 Yehova lütufkâr ve doğrudur,
Tanrımız merhamet gösterir.
6 Yehova deneyimsiz olanı korur.
Takatim kalmamıştı, beni de kurtardı.
7 Yeniden rahata kavuş ey gönlüm,
Çünkü Yehova sana iyilik etti.
8 O canımı ölümden kurtardı,
Beni gözyaşı dökmekten, tökezlemekten kurtardı.
9 Yaşayanlar diyarında, Yehova’nın huzurunda yürüyeceğim.
10 İman ettim ve konuşmaya başladım,
Büyük ıstıraplar içindeydim.
11 Telaşa kapılınca,
“Her insan yalancı” dedim.
12 Bana yaptığı iyilikler karşılığında
Yehova’ya ne vereyim?
13 Büyük kurtuluş kâsesini alayım,
Ve Yehova’ya adıyla yakarayım.
14 Yehova’ya adadığım adakları
O’nun halkının huzurunda yerine getireyim.
15 Vefalı kullarının ölümü
Yehova’nın gözünde değerlidir.
16 Ah Yehova,
Ben Senin kulunum.
Kulunum; hizmetçinin oğluyum.
Beni saran bağları Sen çözdün.
17 Sana şükran kurbanı sunacağım,
Sana adınla yakaracağım ey Yehova.
18 Yehova’ya adadığım adakları
O’nun halkının huzurunda yerine getireyim,
19 Ey Yeruşalim, adaklarımı senin içinde,
Yehova’nın evinin avlularında yerine getireyim.
Yah’ı yüceltin!
117 Yehova’yı yüceltin, tüm milletler;
O’na övgüler sunun tüm boylar.
2 Çünkü bize büyük vefa gösterdi,
Yehova’nın sadakati devirler boyu sürer.
Yah’ı yüceltin!
118 Yehova’ya şükürler sunun, çünkü O iyidir;
Vefalı sevgisi sonsuzdur.
2 İsrail desin ki,
“Vefalı sevgisi sonsuzdur.”
3 Harun evinden olanlar desin ki,
“Vefalı sevgisi sonsuzdur.”
4 Yehova’dan korkanlar desin ki,
“Vefalı sevgisi sonsuzdur.”
5 Sıkıntılar içindeyken Yah’a yakardım;
Yah cevap verdi, beni feraha çıkardı.
6 Yehova yanımda; ben korkmam.
İnsan bana ne yapabilir?
7 Benden nefret edenlerin düşüşünü görmem için,
Yehova bana yardım edenlerin yanında.
8 Yehova’ya sığınmak,
İnsanoğluna güvenmekten iyidir.
9 Yehova’ya sığınmak,
Soylulara güvenmekten iyidir.
10 Tüm milletler etrafımı sardı,
Yehova’nın adıyla püskürttüm onları.
11 Etrafımı sardılar, evet beni kuşattılar,
Yehova’nın adıyla püskürttüm onları.
12 Arılar gibi başıma üşüştüler;
Fakat çalı ateşi gibi sönüverdiler.
Yehova’nın adıyla püskürttüm onları.
13 Düşeyim diye ittiler,
Fakat Yehova bana yardım etti.
14 Yah sığınağım, gücüm,
O beni kurtarır.
15 Doğruların çadırlarından,
Sevinç ve kurtuluş nidaları yükselir.
Yehova sağ eliyle büyük gücünü gösterir.
16 Yehova’nın sağ eli yükselir;
Yehova sağ eliyle büyük gücünü gösterir.
17 Ölmeyeyim, yaşayayım ki,
Yah’ın işlerini bildireyim.
18 Yah beni ağır şekilde terbiye etti,
Fakat ölüme terk etmedi.
19 Bana doğruluğun kapılarını açın,
Oradan girip Yah’ı yücelteyim.
20 Bu Yehova’nın kapısıdır,
Oradan ancak doğrular girer.
21 Seni yüceltirim, çünkü bana cevap verdin
Ve benim kurtarıcım oldun.
22 Yapı ustalarının reddettiği taş
Köşenin baş taşı oldu.
23 Bu Yehova’dandır,
Ve bizim gözümüzde harikadır.
24 O gün, Yehova’nın yarattığı gündür,
Biz o gün sevinçli, neşeli olacağız.
25 Ah Yehova, ne olur kurtar!
Ah Yehova, ne olur başarılı kıl!
26 Yehova’nın adıyla gelen kutlu olsun;
Yehova’nın evinde size hayırdua ettik.
27 Yehova kudretli Tanrı’dır,
Bize ışık verir.
Sunağın boynuzlarına kadar
Bayram alayını dallarla süsleyin.
28 Sen benim kudretli Tanrımsın, Sana övgüler sunarım;
Seni yüceltirim ey Tanrım.
29 Yehova’ya şükürler sunun, çünkü O iyidir;
Vefalı sevgisi sonsuzdur.
א [Alef] 119 Ne mutlu temiz bir yaşam sürene,
Yehova’nın kanunundan sapmayana.
2 Ne mutlu O’nun hatırlatmalarına uyana,
Bütün yüreğiyle O’na yönelene.
3 O’nun yolunda yürüyenler
Hiçbir haksızlık yapmaz.
4 Sen buyruklar verdin,
Onlara dikkatle uyulmasını emrettin.
5 Keşke sağlam adımlarla yürüyüp
Kurallarına uyabilsem!
6 O zaman, Senin bütün emirlerine baktığımda
Mahcup olmam.
7 Adil hükümlerini öğrenince,
Seni dürüst bir yürekle yüceltirim.
8 Senin kurallarına hep uyarım.
Ne olur büsbütün terk etme beni.
ב [Bet] 9 Bir genç yolunu nasıl temiz tutar?
Senin sözüne göre kendine dikkat ederek.
10 Bütün yüreğimle Sana yöneldim,
Emirlerinden sapmama izin verme.
11 Sana karşı günah işlememek için,
Sözlerini yüreğimde sakladım.
12 Sana şükürler olsun ey Yehova,
Bana kurallarını öğret.
13 Ağzından çıkan bütün hükümleri,
Benim dilim bildirdi.
14 Hatırlatmalarının rehberliğinde yürürken,
Her tür servete sahipmişim gibi sevindim.
15 Ben hep buyruklarını düşüneceğim,
Yollarına dikkat edeceğim.
16 Çünkü yasalarına sevgiyle bağlıyım,
Sözünü unutmam.
ג [Gimel] 17 Bu kuluna iyilik et ki yaşayayım
Ve Senin sözünü tutayım.
18 Gözlerimi aç da
Kanunundaki harikalara bakayım.
19 Bu diyarda bir garipten başka neyim,
Emirlerini saklama benden.
20 Senin hükümlerinin özlemiyle
İçim yanıp tutuşuyor.
21 Sen o lanetli küstahları,
Emirlerinden sapanları azarladın.
22 Utancı ve hakareti üzerimden kaldır,
Çünkü hatırlatmalarına bağlı kaldım.
23 Önderler oturdu, aralarında bana karşı konuştular.
Fakat kulun hep Senin kurallarını düşünür.
24 Senin hatırlatmalarını da çok severim,
Bana akıl veren onlardır.
ד [Dalet] 25 Neredeyse toprak olacağım,
Verdiğin sözden ötürü yaşat beni.
26 Bana cevap veresin diye bütün yaptıklarımı anlattım,
Kurallarını öğret bana.
27 Buyruklarının gösterdiği yolu öğret ki,
Harika işlerin üzerinde düşüneyim.
28 Kederden gözüme uyku girmiyor,
Verdiğin sözden ötürü ayağa kaldır beni.
29 Sahtekârlık yolundan beni uzak tut,
Kanununu öğreterek lütfet bana.
30 Ben sadakat yolunu seçtim,
Çünkü hükümlerini haklı gördüm.
31 Beni utandırma ey Yehova.
Hatırlatmalarına sımsıkı bağlandım.
32 Emirlerinin öğrettiği yolda koşacağım,
Çünkü Sen yüreğimde onlara yer açtın.
ה [He] 33 Kurallarının yolunda eğit beni ey Yehova,
Ben de sonuna kadar onlara bağlı kalayım.
34 Beni anlayışlı kıl ki, kanununa uyayım
Ve onu bütün yüreğimle uygulayayım.
35 Beni emirlerinin yolunda yürüt,
Çünkü bundan zevk alırım.
36 Yüreğimi kazanca değil,
Hatırlatmalarına yönelt.
37 Gözümü adi şeylerden çevir,
Beni Kendi yolunda yaşat.
38 Kuluna verdiğin sözleri yerine getir ki
Senden korksun.
39 Beni korkutan utancı sona erdir,
Çünkü Senin hükümlerin doğrudur.
40 Senin buyruklarını özlüyorum,
Doğruluğundan ötürü yaşat beni.
ז [Vav] 41 Vefalı sevgin bana erişsin,
Verdiğin sözlerden ötürü kurtar beni ey Yehova.
42 Ve bana hakaret edene verecek bir cevabım olsun,
Çünkü sözüne güvendim.
43 Hakikat sözünü dilimden büsbütün alma,
Çünkü ben Senin hükmüne umut bağladım.
44 Daima kanununa uyarım,
Devirler boyu, sonsuza dek.
45 Ben ferah yerlerde yürüyeceğim,
Çünkü buyruklarını araştırdım.
46 Senin hatırlatmalarını krallar önünde de söyleyeceğim,
Asla utanmayacağım.
47 Ve sevdiğim emirlerinde
Zevk bulacağım.
48 Sevdiğim emirlerinden ötürü ellerimi Sana açacağım
Ve Senin kurallarını düşüneceğim.
ז [Zayin] 49 Kuluna verdiğin sözü hatırla,
Bundan ötürü bekledim.
50 Sıkıntılı günümde böyle teselli buldum,
Çünkü Senin sözlerin yaşattı beni.
51 Küstahlar benimle çok alay etti,
Fakat Senin kanunundan sapmadım.
52 Devirler önce verdiğin hükümleri andım,
Ve teselli buldum, ey Yehova.
53 Kanununu terk eden kötüler yüzünden,
Şiddetli bir öfke kaplıyor içimi.
54 Şu gurbet evimde
Senin kuralların bana ilahi oldu.
55 Kanununa hep uymak için,
Geceleyin adını anarım ey Yehova.
56 İşte bütün bunları yaşadım,
Çünkü Senin buyruklarından çıkmadım.
ח [Het] 57 Benim payım Sensin Yehova,
Sözünü tutmaya ant ettim.
58 Bütün yüreğimle Sana yakardım,
Sözlerinden ötürü lütfet bana.
59 Tuttuğum yolu düşündüm ki,
Hatırlatmalarına göre adım atayım.
60 Emirlerine uymak için,
Çabuk davrandım, gecikmedim.
61 Kötülerin ipleri etrafımı sardı.
Fakat ben Senin kanununu unutmadım.
62 Adil hükümlerinden ötürü şükretmek için
Gece yarıları kalkarım.
63 Senden korkanların, buyruklarını tutanların
Hepsine arkadaşım ben.
64 Yeryüzü vefalı sevginle dolu ey Yehova.
Kurallarını öğret bana.
ט [Tet] 65 Sözünü tuttun ey Yehova,
Bu kuluna çok iyi davrandın.
66 Bana iyilik, sağduyu ve bilgi öğret,
Çünkü emirlerine iman ettim.
67 İstemeden günah işlemiştim ve sıkıntıya düşmüştüm,
Fakat şimdi sözlerini tutuyorum.
68 Sen iyisin, iyilik edersin.
Kurallarını öğret bana.
69 Küstahlar yalanlarla beni karaladı.
Ben ise buyruklarına bütün yüreğimle uyarım.
70 Onların yüreği yağlanıp duyarsızlaşmış,
Ben ise kanununa sevgiyle bağlıyım.
71 Senin kurallarını öğrenmek için,
Sıkıntı çekmem iyidir.
72 Ağzından çıkan kanun benim için iyidir,
Binlerce altın ve gümüşten daha değerlidir.
י [Yod] 73 Beni Senin ellerin yarattı; onlar biçimlendirdi.
Bana anlayış ver ki emirlerini öğreneyim.
74 Senden korkanlar beni gördü ve sevindi,
Çünkü ben Senin sözüne umut bağladım.
75 Senin hükümlerin adil ey Yehova, iyi bilirim,
Beni terbiye ederken de sadakatini gösterdin.
76 Bu kuluna verdiğin sözlerden ötürü,
Vefalı sevgin beni teselli etsin ne olur.
77 Merhametin bana erişsin ki yaşayayım,
Kanununa sevgiyle bağlıyım.
78 Beni yok yere aldatan küstahlar utansın,
Ben ise hep Senin buyruklarını düşünürüm.
79 Senden korkanlar
Ve hatırlatmalarını bilenler bana gelsin.
80 Utanç duymamak için,
Yüreğim kurallarına kusursuz şekilde uysun.
כ [Kaf] 81 Kurtaracağın günü görmeye can atıyorum,
Çünkü Senin sözüne umut bağladım.
82 “Beni ne zaman teselli edeceksin?” diyerek
Sözlerini beklemekten gözümün feri söndü,
83 Dumanda kurumuş tuluma döndüm.
Fakat Senin kurallarını unutmadım.
84 Bu kulun daha ne kadar bekleyecek?
Bana zulmedenlere ne zaman hükmedeceksin?
85 Kanununa uymayan küstahlar
Kuyumu kazıyorlar.
86 Senin bütün emirlerin güvenilirdir.
Yardımıma gel, bana yok yere zulmediyorlar.
87 Az kalsın beni yeryüzünden silip atacaklardı,
Fakat ben, Senin buyruklarından sapmadım.
88 Vefalı sevginden ötürü beni yaşat ki,
Ağzından çıkan hatırlatmalara uyayım.
ל [Lamed] 89 Senin sözün göklerde,
Devirler boyu durur ey Yehova.
90 Sadakatin nesiller boyu sürer,
Sapasağlam dursun diye yeri Sen pekiştirdin.
91 Hepsi Senin hizmetinde,
Koyduğun hükümlerden ötürü hâlâ yerlerinde.
92 Kanununa sevgiyle bağlı olmasam,
Sıkıntılar içinde tükenir giderdim.
93 Buyruklarını hiçbir zaman unutmam,
Çünkü beni onlarla yaşattın.
94 Ben Sana aitim, kurtar beni,
Çünkü buyruklarını araştırdım.
95 Kötüler beni yok etmek için bekliyor.
Fakat ben hatırlatmalarına dikkat ediyorum.
96 Her kusursuz şeyin bir sonu olduğunu gördüm.
Fakat Senin emirlerine sınır yoktur.
מ [Mem] 97 Kanununu öyle severim ki,
Bütün gün onu düşünürüm.
98 Emirlerin beni düşmanlarımdan daha hikmetli kılar
Çünkü daima benimledir onlar.
99 Öğretmenlerimden daha derin bir anlayış edindim,
Çünkü hep hatırlatmalarını düşünüyorum.
100 Büyüklerimden daha akıllı davrandım,
Çünkü buyruklarına bağlı kaldım.
101 Senin sözünü tutmak için,
Adımlarımı her kötü yoldan sakındım.
102 Senin hükümlerinden sapmadım,
Çünkü beni Sen eğittin.
103 Sözlerin ağzımda eridi,
Damağıma baldan da tatlı geldi.
104 Buyrukların sayesinde akıllıca davranıyorum.
Bu yüzden her yalan yoldan nefret ediyorum.
נ [Nun] 105 Sözün adımlarım için kandil,
Yolum için ışıktır.
106 Senin adil hükümlerine uymak için
Ant ettim ve andımı yerine getireceğim.
107 Çok sıkıntılar çektim,
Ey Yehova, verdiğin sözden ötürü yaşat beni.
108 Ey Yehova, ağzımdan çıkan gönüllü sunulardan hoşnut ol,
Ne olur hükümlerini öğret bana.
109 Canım her an tehlikede;
Fakat kanununu unutmuyorum.
110 Kötüler bana tuzak kurdu,
Fakat buyruklarından sapmadım.
111 Hatırlatmalarını daima kendime mal ettim,
Çünkü yüreğimin sevinci onlardır.
112 Senin kurallarına uymaya yüreğimi hazırladım,
Daima, sonuna kadar.
ס [Sameh] 113 İki yana yalpalayanlardan nefret ettim,
Fakat Senin kanununu sevdim.
114 Sen benim sığınağım ve kalkanımsın,
Çünkü sözüne umut bağladım.
115 Ey kötüler benden uzak durun ki,
Tanrımın emirlerini yerine getireyim.
116 Verdiğin sözlerden ötürü beni destekle de yaşayayım,
Ve ümidimden dolayı beni utandırma.
117 Bana destek ol ki kurtulayım,
Senin kurallarından gözümü ayırmayacağım.
118 Kurallarından sapanları savurup attın,
Çünkü onlar hilekâr ve sahtekârdır.
119 Dünyanın bütün kötülerini cüruf gibi atarsın,
Hatırlatlamalarını bu yüzden seviyorum.
120 Senin dehşetinden bedenim ürperiyor;
Hükümlerinden ötürü korku içindeyim.
ע [Ayin] 121 Ben adil ve doğru olanı yaptım,
Ne olur hakkımı yiyenlerin eline bırakma beni!
122 Bu kulunun iyiliğinin güvencesi ol,
Küstahlar hakkımı yemesin.
123 Kurtaracağın günü, adil sözlerinin yerine gelmesini beklemekten,
Gözlerimin feri söndü.
124 Bu kuluna vefalı sevgine göre davran
Ve kurallarını öğret bana.
125 Ben Senin kulunum. Beni anlayışlı kıl ki,
Hatırlatmalarını kavrayayım.
126 Ey Yehova, harekete geçmenin zamanı geldi,
Çünkü Senin kanununu çiğniyorlar.
127 Ben ise emirlerini,
Altından, saf altından da çok seviyorum.
128 Bu yüzden her konudaki buyrukların benim için doğrudur;
Her yalan yoldan nefret ediyorum.
פ [Pe] 129 Hatırlatmaların ne harika!
Bu yüzden onlara uyarım.
130 Sözün açıklanınca ışık saçılır,
Ve deneyimsiz kişi anlayış kazanır.
131 Ağzım açık, soluk soluğayım,
Çünkü emirlerini özlüyorum.
132 Adını sevenler hakkındaki hükmüne göre,
Halime bak da lütfet.
133 Sözlerinin izinde adımlarımı pekiştir,
Hiçbir kötülük bana hâkim olmasın.
134 Hakkımı yiyen insanlardan kurtar beni,
Senin buyruklarına uyayım.
135 Bu kuluna yüzünün ışığını göster,
Kurallarını öğret bana.
136 Gözyaşlarım sel gibi akıyor,
Çünkü insanlar Senin kanununa uymuyor.
צ [Tsade] 137 Sen adilsin ey Yehova,
Hükümlerin de doğru.
138 Hatırlatmalarına uymamızı
Doğrulukla ve büyük bir sadakatle emrettin.
139 Gayretim beni yedi bitirdi,
Çünkü düşmanlarım Senin sözünü unuttu.
140 Sözlerin öylesine saf ki,
Bu kulun onları çok seviyor.
141 Önemsizim, hor görülüyorum.
Fakat buyruklarını unutmuyorum.
142 Senin doğruluğun ebedi doğruluktur,
Kanunun da hakikattir.
143 Sıkıntılar, zorluklar peşimi bırakmıyor.
Fakat ben emirlerine sevgiyle bağlıyım.
144 Hatırlatmaların daima doğru.
Beni anlayışlı kıl ki yaşayayım.
ק [Kof] 145 Tüm yüreğimle yakardım. Cevap ver ey Yehova!
Senin kurallarına hep uyacağım.
146 Sana yakarıyorum, ne olur kurtar beni!
Senin hatırlatmalarına bağlı kalacağım.
147 Yardım için yakarayım diye, gün ağarmadan kalktım.
Çünkü Senin sözüne umut bağladım.
148 Sözlerini düşünmek için,
Gece boyu gözümü yummadım.
149 Vefalı sevginden ötürü sesimi duy,
Ey Yehova, verdiğin hükümden ötürü yaşat beni.
150 Edepsizliğe düşkün olanlar üzerime geliyor,
Senin kanunundan uzaklaşıyorlar.
151 Sen kullarına yakınsın ey Yehova
Ve bütün emirlerin hakikat.
152 Senin hatırlatmalarını çoktandır bilirim,
Onları ebedi temeller üzerine kurdun.
ר [Reş] 153 Sıkıntımı gör, kurtar beni
Çünkü Senin kanununu unutmadım.
154 Davamı gör, kurtar,
Verdiğin sözlerden ötürü yaşat beni.
155 Kurtuluş kötülerden uzaktır,
Çünkü Senin kurallarını araştırmazlar.
156 Merhametin çok büyük ey Yehova.
Verdiğin hükümlerden ötürü yaşat beni.
157 Bana zulmedenler, düşmanlarım öyle çok ki.
Fakat ben Senin hatırlatmalarından sapmadım.
158 Hainlik edenleri gördüm
Ve tiksindim; çünkü Senin sözlerine uymuyorlar.
159 Buyruklarını ne çok sevdiğimi gör.
Ey Yehova, vefalı sevginden ötürü yaşat beni.
160 Sözünün özü hakikattir,
Ve adil hükümlerinin tümü ebedidir.
ש [Sin] ya da [Şin] 161 Önderler bana yok yere zulmediyor,
Fakat yüreğim Senin sözünden korkuyor.
162 Büyük ganimet bulmuş adam gibi,
Sözlerinle sevinç bulurum.
163 Sahtekârlıktan nefret ederim, tiksinirim.
Fakat Senin kanununu severim.
164 Adil hükümlerinden ötürü,
Günde yedi kez Sana şükrederim.
165 Kanununu sevenlerin barışı bol olur,
Onları hiçbir şey tökezletmez.
166 Sağlayacağın kurtuluşa umut bağladım ey Yehova,
Ve emirlerini yerine getirdim.
167 Hatırlatmalarına uyarım
Ve onları çok severim.
168 Senin buyruklarına ve hatırlatmalarına bağlı kaldım,
Çünkü bütün işlerim gözünün önünde.
ת [Tav] 169 Yakarışım huzuruna ersin ey Yehova,
Verdiğin sözden ötürü anlayışlı kıl beni.
170 Lütuf dileğim huzuruna erişsin,
Verdiğin sözlerden ötürü kurtar beni.
171 Dudaklarımdan Sana şükürler dökülsün,
Çünkü kurallarını bana öğretiyorsun.
172 Dilim sözlerini ilahilerle ansın,
Çünkü bütün emirlerin doğru.
173 Elin yardımıma hazır olsun,
Çünkü ben Senin buyruklarını seçtim.
174 Beni kurtaracağın günü özlemle bekledim,
Ey Yehova, kanununa sevgiyle bağlıyım.
175 Yaşadıkça Sana şükredeyim,
Ve hükümlerin yardımcım olsun.
176 Kaybolmuş bir koyun gibi dolanıyorum. Ne olur bu kulunu ara,
Çünkü emirlerini unutmuyorum.
Şehre çıkış ilahisi.
120 Sıkıntıdayken Yehova’ya yakardım
Ve bana cevap verdi.
2 Ey Yehova, kurtar canımı sahtekâr ağızdan,
Hilekâr dilden.
3 Ey hilekâr dil, biliyor musun
Sana ne verilecek, eline geçen ne olacak?
4 Yiğidin sivri okları,
Ve süpürgeçalısının yanan korları.
5 Vay halime, çünkü Meşek’te garip kaldım,
Kedar çadırları arasına çadır kurdum.
6 Çok uzun zamandır
Barıştan nefret edenler arasında oturuyorum.
7 Ben barış istiyorum; fakat ne zaman bundan söz etsem
Onlar savaşa hazırlanıyor.
Şehre çıkış ilahisi.
121 Gözümü dağlara dikiyorum,
Yardımım nereden gelecek?
2 Yardımım, göğü ve yeri yaratan
Yehova’dan gelir.
3 Ayaklarının sendelemesine O asla izin vermez,
Seni koruyan asla uyuklamaz.
4 İsrail’in koruyucusu
Ne uyur, ne de uyuklar.
5 Yehova seni korur.
Yehova sağ yanında gölgendir.
6 Gündüzün güneş,
Geceleyin ay ışığı sana dokunmaz.
7 Yehova seni her beladan korur.
Canını gözetir.
8 Senin gidişini, gelişini
Şimdi ve daima Yehova gözetir.
Davut’un, şehre çıkış ilahisi.
122 Bana “Yehova’nın evine gidelim”
Dediklerinde çok sevindim.
2 Senin kapılarından içeri ayak bastık,
Ey Yeruşalim.
3 Tek bir yapı gibi inşa edilmiş,
Bir bütün olmuş Yeruşalim şehri.
4 Kabileler gelsin,
Yah’ın kabileleri yukarı çıksın,
İsrail’e verilen hatırlatmaya göre
Yehova’nın ismine şükürler sunsun diye.
5 Çünkü orada hüküm tahtları kurulmuş,
Davut evinin tahtları.
6 Sizler Yeruşalim’e barış dileyin,
Ey şehir, seni sevenler kaygıdan uzak olsun.
7 Savunma duvarları arkasında hep barışta ol,
Burçlarının içinde kaygıdan uzak kal.
8 Ve şimdi, kardeşlerim ve arkadaşlarım uğruna,
“Hep barış içinde ol” diyorum.
9 Tanrımız Yehova’nın evi uğruna
Sana hep iyilik diliyorum.
Şehre çıkış ilahisi.
123 Ey Sen göklerde oturan,
Gözlerimi Sana dikiyorum.
2 Nasıl hizmetkâr efendisinin eline,
Hizmetçi hanımının eline bakarsa;
Biz de Tanrımız Yehova’ya bakar,
O’ndan lütuf bekleriz.
3 Bize lütfet ey Yehova, bize lütfet,
Uğradığımız hakaretler canımıza yetti.
4 Rahat içinde yaşayanların alayları,
Kibirlilerin hakareti canımıza yetti.
Davut’un, şehre çıkış ilahisi.
124 İsrail şimdi desin ki,
“Yehova bizimle olmasaydı,
2 İnsanlar üzerimize yürüdüğünde,
Yehova bizimle olmasaydı,
3 Bize karşı öfkeleri kabardığında
Bizi diri diri yutarlardı.
4 Sular silip süpürür
Seller ezer geçerdi bizi.
5 Kabaran sular
Ezer geçerdi bizi.
6 Yehova’ya şükrolsun,
Bizi onlara yem etmedi.
7 Avcıların tuzağından kurtulan
Kuş gibiydi canımız.
Tuzak kırıldı,
Biz de kaçıp kurtulduk.
8 Göğü ve yeri yaratanın,
Yehova’nın adıdır yardımcımız.”
Şehre çıkış ilahisi.
125 Yehova’ya güvenenler Sion Dağı gibidir,
Sarsılmaz, devirler boyu ayakta kalırlar.
2 Yeruşalim’in çevresini saran dağlar gibi,
Yehova da halkının çevresini sarar,
Şimdi ve devirler boyu.
3 Doğrular suça el uzatmasın diye,
Kötülük asası doğruların toprağında kalmaz.
4 İyilere, yürekten dürüst olanlara
İyilik et, ey Yehova.
5 Çarpık yollara sapanları,
Yehova hainlerle birlikte kovacak.
İsrail üzerine barış olsun.
Şehre çıkış ilahisi.
126 Yehova Sion’un sürgünlerini toplayıp geri getirdiğinde,
Sanki rüyada gibiydik.
2 O zaman ağzımız gülüşlerle,
Dilimiz sevinç nidalarıyla dolmuştu.
O zaman milletler arasında denildi ki,
“Yehova onlar için büyük işler yaptı.”
3 Evet, Yehova bizim için büyük işler yaptı,
İçimiz sevinçle doldu.
4 Sürgündeki kardeşlerimizi geri getir ey Yehova,
Necef’e, yataklarına döndürdüğün sular gibi.
5 Gözyaşı dökerek tohum eken,
Sevinç nidalarıyla ürün biçecek.
6 Tohum torbasını alıp
Ağlayarak giden,
Demetlerini yüklenip
Sevinç nidalarıyla dönecek.
Süleyman’ın, şehre çıkış ilahisi.
127 Evi Yehova inşa etmezse,
Ustaların çalışıp didinmesi boşunadır.
Şehri Yehova korumazsa,
Bekçinin uyanık durması boşunadır.
2 Sizin erken kalkmanız,
Geç vakitlere dek ayakta kalmanız,
Zahmetle ekmek yemeniz boşunadır.
Rahat uykuyu O ancak sevdiğine verir.
3 Çocuklar Yehova’dan mirastır;
Rahmin ürünü bir ödüldür.
4 İnsanın gençliğinde doğan çocuklar,
Yiğidin elindeki oklar gibidir.
5 Ok kılıfı onlarla dolu olan adama ne mutlu!
Düşmanla şehir kapısında konuştukları için
Utanç duymazlar.
Şehre çıkış ilahisi.
128 Ne mutlu Yehova’dan korkan,
O’nun yolunda yürüyen herkese!
2 Çünkü kendi elinin emeğini yersin,
Mutlu olursun ve iyilik bulursun.
3 Evinin içinde karın,
Meyveli asma gibi olur.
Sofranın etrafında oğulların zeytin fidanları gibi olur.
4 İşte Yehova’dan korkan adam
Böyle bereket görür.
5 Yehova sana Sion’dan nimetler versin
Ve ömrün boyunca Yeruşalim’i refah içinde gör.
6 Oğullarının oğullarını gör.
İsrail üzerine barış olsun!
Şehre çıkış ilahisi.
129 “Gençliğimden beri bana çok düşmanlık ettiler”
Desin İsrail,
2 “Gençliğimden beri bana çok düşmanlık ettiler,
Ama üstün gelemediler.
3 Çiftçiler sırtımda saban sürdü,
Uzun yarıklar açtılar.
4 Fakat Yehova adildir.
Kötülerin iplerini parçaladı.
5 Sion’dan nefret edenlerin hepsi,
Utanç içinde geri dönecekler.
6 Damlarda biten,
Koparılmadan kuruyup giden yeşil ot gibi olacaklar.
7 O ot ki biçenin avcunu,
Demet toplayanın kucağını doldurmaz.
8 Oradan gelip geçenler de,
“Yehova’nın bereketi sizinle olsun.
Yehova’nın adıyla size hayırdua ederiz” demezler.
Şehre çıkış ilahisi.
130 Ey Yehova, Sana derinlikler içinden yakarıyorum.
2 Sesimi duy ey Yehova,
Kulağın yakarışlarıma açık olsun.
3 Sen suçları dikkate alsaydın ey Yah,
Ey Yehova, kim ayakta kalırdı?
4 Fakat Sen gerçekten bağışlayıcısın,
Öyle ki Senden korkulsun.
5 Ümidim Sende ey Yehova, canım Sana ümit bağladı,
Senin sözünü bekliyorum.
6 Sabahı bekleyen gözcüden,
Sabahı gözleyenlerden çok
Canım Yehova’yı bekliyor.
7 İsrail hep Yehova’yı beklesin,
Çünkü Yehova’da vefalı sevgi vardır,
Her zaman kurtarmaya isteklidir.
8 İsrail’i bütün suçlarından bedelle kurtaracaktır.
Davut’un, şehre çıkış ilahisi.
131 Ey Yehova, yüreğim kibirlenmedi,
Gözüm de yükseklerde değil.
Ne büyük şeyler peşinde koştum,
Ne de beni aşan şeylerin peşinde.
2 Ana kucağında sütten kesilmiş çocuk gibi
Gönlümü yatıştırdım, susturdum.
Bağrımda gönlüm, sütten kesilmiş çocuk gibi.
3 Ey İsrail, Yehova’yı bekle
Şimdi ve daima.
Şehre çıkış ilahisi.
132 Davut’u hatırla ey Yehova,
Nasıl defalarca aşağılandığını;
2 Sana nasıl yemin ettiğini, ey Yehova,
Yakup’un güçlü Tanrısına nasıl adak adadığını:
3 “Evime, çadırıma gitmeyeceğim,
Yatağıma, sedirime çıkmayacağım” dedi,
4 “Gözüme uyku girmeyecek,
Gözümü kırpmayacağım,
5 Yehova’ya bir yer,
Yakup’un güçlü Tanrısına görkemli bir çadır bulana dek.”
6 İşte! Efrata’dayken haberini aldık,
Onu ormanlık yerde bulduk.
7 O’nun görkemli çadırına gidelim,
Ayaklarının basamağında eğilelim.
8 Kalk ey Yehova, kudretinin sandığıyla birlikte
Kalıcı mekânına geç.
9 Kâhinlerin doğruluğa sarınsın,
Vefalı kulların sevinçle haykırsın.
10 Kulun Davut’un hatırına,
Mesihine yüz çevirme.
11 Yehova Davut’a yemin etti,
Kararından asla caymaz;
“Senin soyundan birini,
Tahtına oturtacağım” dedi.
12 “Oğulların ahdime bağlı kalırsa
Ve öğreteceğim hatırlatmalara uyarlarsa,
Onların oğulları da senin tahtında
Sonsuza dek oturacaklar.”
13 Çünkü Yehova Sion’u seçti,
Oturacağı yer orası olsun istedi:
14 “Mekânım sonsuza dek burası” dedi,
“Burada oturacağım, çünkü onu istedim.
15 Onun ambarlarını bereketli kılacağım,
Yoksullarını ekmeğe doyuracağım.
16 Kâhinlerine kurtuluş giydireceğim,
Oradaki vefalı kullarım sevinçle haykıracak.
17 Davut’un kudretini orada büyüteceğim,
Mesihime orada bir kandil hazırladım.
18 Düşmanlarına utanç giydireceğim,
Fakat onun tacı gitgide parlayacak.”
Davut’un, şehre çıkış ilahisi.
133 Kardeşlerin birlikte uyum içinde oturması
Ne hoş, ne güzel!
2 Başa sürülen güzel yağ gibi,
Sakaldan aşağı süzülen,
Harun’un sakalından,
Giysisinin yakasına inen yağ gibi.
3 Sion dağları üzerine inen
Hermon çiyi gibi.
Çünkü Yehova orada bereketin,
Sonsuz yaşamın olmasını emretti.
Şehre çıkış ilahisi.
134 Siz, Yehova’nın bütün kulları,
Geceleri Yehova’nın evinde bekleyenler,
Hepiniz Yehova’ya şükredin.
2 Kutsallığınızı koruyarak ellerinizi açın
Ve Yehova’ya şükredin.
3 Göğü ve yeri yaratan Yehova,
Sana Sion’dan nimetler versin.
135 Yah’ı yüceltin!
Yehova’nın ismini yüceltin,
O’na övgüler sunun, ey Yehova’nın kulları,
2 Ey siz, Yehova’nın evinde,
Tanrımızın evinin avlularında duranlar.
3 Yah’ı yüceltin, çünkü Yehova iyidir.
İsmine ilahiler söyleyin, çünkü bu hoştur.
4 Çünkü Yah Yakup’u Kendisine seçti,
İsrail O’nun Kendi halkı oldu.
5 İyi bilirim ki Yehova büyüktür,
Rabbimiz bütün tanrılardan üstündür.
6 Göklerde ve yerde, denizlerde ve bütün enginlerde,
Yehova dilediği her şeyi yaptı.
7 O yerin ucundan buhar çıkarır;
Yağmur için de bent kapakları yapmıştır,
Rüzgârı ambarlarından estirir,
8 İnsan olsun hayvan olsun
Mısır’ın tüm ilk doğanlarını O vurdu.
9 Ey Mısır, senin topraklarında Firavuna ve bütün hizmetkârlarına,
O alametler ve mucizeler gösterdi.
10 Birçok milleti O vurdu,
Kudretli kralları öldürdü,
11 Amorilerin kralı Sihon’u,
Başan kralı Og’u;
Bütün Kenan krallıklarını vurdu.
12 Ve onların memleketini halkına miras olarak verdi,
İsrail’e miras olarak verdi.
13 Ey Yehova, Senin adın devirler boyu kalır,
Ey Yehova, Sen nesilden nesle anılırsın.
14 Çünkü Yehova halkının davasına bakar,
Ve kullarına acır.
15 Milletlerin putları gümüş ve altından,
Hepsi insan elinin eseri.
16 Ağızları var, konuşamazlar;
Gözleri var, göremezler;
17 Kulakları var, duyamazlar.
Ağızlarında da soluk yoktur.
18 Onları yapanlar
Ve onlara güvenen herkes onlar gibi olacak.
19 Ey İsrail evi, Yehova’ya şükredin.
Ey Harun evi Yehova’ya şükredin.
20 Ey Levi evi Yehova’ya şükredin.
Siz Yehova’dan korkanlar, Yehova’ya şükredin.
21 Yeruşalim’de oturan Yehova’ya,
Sion’dan şükredilsin.
Yah’ı yüceltin!
136 Şükürler sunun Yehova’ya, çünkü O iyidir:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
2 Şükürler sunun tanrılar Tanrısına:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
3 Şükürler sunun rabler Rabbine:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
4 Tek başına büyük işler, harikalar yapana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
5 Anlayışıyla gökleri yapana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
6 Yeryüzünü sular üzerine yayana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
7 Büyük ışıkları yapana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
8 Gündüze hâkim olsun diye güneşi yapana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
9 Birlikte geceye hâkim olsunlar diye ay ve yıldızları yapana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
10 Mısır’ın ilk doğanlarını vurana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
11 İsrail’i onların içinden çıkarana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
12 Güçlü koluyla, uzattığı eliyle:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
13 Kızıldeniz’i ikiye ayırana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
14 İsrail’i onun ortasından geçirene:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
15 Firavunu ve ordusunu Kızıldeniz’e dökene:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
16 Halkını çölde yürütene:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
17 Büyük kralları yere serene:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
18 Heybetli kralları öldürene:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
19 Amorilerin kralı Sihon’u:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
20 Ve Başan kralı Og’u öldürene:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
21 Onların memleketini miras olarak verene:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
22 Kulu İsrail’e miras olarak verene:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
23 Düşkünlüğümüzde bizi hatırlayana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
24 Ve düşmanlarımızın elinden bizi defalarca kurtarana:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
25 Bütün canlılara yiyecek verene:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur;
26 Şükürler sunun göklerin Tanrısına:
Çünkü vefalı sevgisi sonsuzdur.
137 Babil ırmakları kıyısında oturduk.
Ve Sion’u andıkça ağladık.
2 Oradaki kavak ağaçlarına
Lirlerimizi astık.
3 Çünkü bizi tutsak edenler bizden ilahi istedi,
Bizimle alay edenler, neşelenmek için,
“Bize bir Sion ilahisi söyleyin” dediler.
4 Ama yabancı topraklarda,
Yehova’nın ilahisini nasıl söyleriz?
5 Eğer seni unutursam ey Yeruşalim,
Sağ elim hünerini unutsun.
6 Eğer Seni anmazsam,
Yeruşalim’i en büyük sevincimden
Üstün tutmazsam
Dilim damağıma yapışsın.
7 Yeruşalim’in düştüğü günü an, ey Yehova!
Edomoğullarının “Onu yıkın! Temellerine kadar yıkın!” dedikleri günü an.
8 Ey sen, yağmalanacak Babil kızı,
Senin bize yaptığını sana yapacak olana,
Sana bunu ödetecek olana ne mutlu!
9 Evlatlarını tutup kayalara çarpacak
Ve parçalayacak olana ne mutlu!
Davut’un mezmuru.
138 Seni bütün yüreğimle yücelteceğim,
Başka ilahlar önünde Sana ilahiler söyleyeceğim.
2 Kutsal mabedine doğru eğileceğim,
Vefalı sevgin ve sadakatinden ötürü
Senin adını yücelteceğim.
Çünkü Sen sözlerini bütün şöhretinden büyük ettin.
3 Sana seslendiğim gün bana cevap verdin;
Beni güçlendirdin, cesaretlendirdin.
4 Dünyanın bütün kralları Seni yüceltecek ey Yehova,
Çünkü ağzından çıkan sözleri duyacaklar.
5 Ve Yehova’nın yolları hakkında ilahi söyleyecekler,
Çünkü Yehova’nın ihtişamı büyüktür.
6 Yehova yüksekte olsa da, alçakgönüllüyü görür,
Kibirli olanı ise ancak uzaktan tanır.
7 Sıkıntılar içinde olsam da, beni yaşatırsın,
Düşmanlarım öfkelenince elini uzatırsın,
Ve sağ elinle beni kurtarırsın.
8 Yehova benim için yaptığı işi tamamlayacak.
Ey Yehova, vefalı sevgin sonsuzdur,
Ne olur, Kendi elinin eserlerini terk etme.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
139 Ey Yehova, beni inceledin, iyi tanırsın.
2 Oturuşumu, kalkışımı bilirsin.
Düşüncemi uzaktan anlarsın.
3 Gittiğim yolu, yattığım yeri ölçüp biçersin,
Attığım her adımı iyi bilirsin.
4 Daha söz dilimin ucundayken
Ey Yehova, ne diyeceğimi bilirsin.
5 Arkadan, önden, çevremi sardın
Ve elini üzerime koydun.
6 Bu bilgi benim için olağanüstü
Ve erişemeyeceğim kadar yüksek.
7 Senin ruhundan uzağa nereye gidebilirim,
Senin önünden nereye kaçabilirim?
8 Göğe çıksam Sen oradasın,
Döşeğimi ölüler diyarına sersem, yine oradasın.
9 Seherin kanatlarını alsam,
En uzak denizlerin kıyısına konsam,
10 Senin elin orada da bana yol gösterir,
Sağ elin beni tutar.
11 “Karanlık üzerime çöküyor!” desem,
Gece, ışık olup sarar beni.
12 Kapkaranlık gece bile senin için karanlık sayılmaz,
Gece gün gibi ışıldar;
Karanlık tıpkı ışık gibidir.
13 Çünkü böbreklerimi Sen yaptın,
Ana karnında beni perdeyle gizledin.
14 Seni yüceltirim; ne muhteşem, ne harika yaratılmışım!
Senin işlerin olağanüstü,
Ve canım bunu çok iyi bilir.
15 Gizli yerde yaratıldığım zaman,
Yeryüzünün derinliklerinde örüldüğüm zaman,
Kemiklerim Senden gizli değildi.
16 Gözlerin beni ceninken gördü,
Bedenimin bütün kısımları,
Ve onların ne zaman biçimlenecekleri
Daha hiçbiri ortada yokken, Senin kitabında yazılıydı.
17 Düşüncelerin benim için ne değerlidir!
Ey Tanrım, onların tümü ne çoktur!
18 Saymaya kalksam, kum tanelerinden de çok.
Uyuyup uyansam yine Seninleyim.
19 Ah Tanrım, keşke kötüyü öldürsen,
O zaman eli kanlı adamlar benden uzaklaşırdı.
20 Senin hakkında kendi fikirlerini söylüyorlar,
Adını boş yere ağza alıyorlar; onlar Senin düşmanın.
21 Ey Yehova, Senden nefret edenlerden nefret etmez miyim?
Sana başkaldıranlardan iğrenmez miyim?
22 Onlardan tümüyle nefret ediyorum.
Onları tam bir düşman sayıyorum.
23 Beni incele, ey Tanrım, yüreğimdekileri bil,
Beni yokla, kaygılarımı anla.
24 Bende zararlı bir eğilim var mı gör,
Ve sonsuzluk yolunda rehberim ol.
Başmüzisyene. Davut’un mezmuru.
140 Beni kötü adamlardan kurtar ey Yehova,
Zorbalığı seven adamdan da koru.
2 Onlar ki yüreklerinde kötü niyetler kurarlar,
Savaştaymış gibi bütün gün saldırıp dururlar.
3 Yılan gibi dillerini bilediler,
Dudaklarında boynuzlu engereğin zehri var. (Selah)
4 Beni kötünün elinden esirge ey Yehova,
Zorbalığı seven adamdan koru,
Onlar ki beni çelmelemeyi tasarlıyor.
5 Kibirliler bana tuzak kurdu,
İplerden ağ yapıp yol kenarına serdiler.
Bana kapan kurdular. (Selah)
6 Yehova’ya dedim ki, “Sen benim Tanrımsın.
Yakarışlarıma kulak ver ey Yehova.”
7 Ey Ulu Rab Yehova, güçlü kurtarıcım,
Savaş gününde başımı korudun.
8 Kötü adamın arzusunu yerine getirme ey Yehova,
Onların sinsi düzenlerini destekleme ki kibirlenmesinler. (Selah)
9 Etrafımı kuşatanların,
Dudaklarından dökülen fesat kendi başlarına gelsin.
10 Tepelerine kızgın korlar yağsın,
Ateşe, su dolu çukurlara düşsünler de kalkamasınlar.
11 Büyük laflar eden, yeryüzünde barınamasın,
Zorbalığa düşkün olan, kötülüğün sillesini yesin.
12 Biliyorum ki Yehova
Mazlumun davasını görürsün, yoksulun hakkını alırsın.
13 Doğru kişiler Senin ismine şükredecek,
Dürüst insanlar Senin önünde oturacak.
Davut’un mezmuru.
141 Sana yakarıyorum, ey Yehova.
Yardımıma koş ne olur.
Sana seslenince, yakarışıma kulak ver.
2 Duam, önünde hazırlanmış buhur gibi makbul olsun,
Ellerimi Sana açışım, akşamın tahıl sunusu gibi olsun.
3 Ağzıma bir bekçi koy, ey Yehova,
Dudaklarımın kapısına da bir nöbetçi.
4 Yüreğimin kötülüğe yönelmesine izin verme ki,
Hainlik peşindeki adamlarla birlikte
Kötü ve kirli işlere bulaşmayayım
Ve onların lezzetli yiyeceklerinden yemeyeyim.
5 Doğru kişi bana vursun, vefasındandır,
Yanlışımı göstersin, başa sürülen yağ gibidir.
Başım bunu reddetmez.
Felakete uğradığında onu duamda anarım.
6 Hâkimler kayalardan aşağı atıldı,
Halk ise sözlerimi dinledi, hoş sözler olduğunu anladı.
7 Odun yarıldığında toprağa dağılan parçalar gibi,
Kemiklerimiz ölüler diyarının ağzına saçıldı.
8 Ancak benim gözlerim Sende, ey Ulu Rab Yehova,
Ben Sana sığındım,
Canımı ölüme teslim etme.
9 Bana kurulan kapanın dişlerinden
Hain adamların tuzaklarından kurtar beni.
10 Kötüler hep birden kendi ağlarına düşecek,
Ben ise güvenle geçip gideceğim.
Davut’un mağaradayken yazdığı maskil. Bir dua.
142 Yehova’ya sesleniyor, O’nu yardıma çağırıyorum.
Yehova’ya sesleniyor, O’ndan lütuf diliyorum.
2 O’nun önünde, içimdeki kaygıyı döküyorum,
O’nun önünde, sıkıntımı anlatıp duruyorum
3 Ruhum daraldığında.
Bu yüzden yolumu iyi bilirsin.
Yürüdüğüm yola
Benim için tuzaklar kurdular.
4 Sağ yanıma bak da gör
Beni kimse umursamıyor.
Kaçacağım yer kalmamış;
Kimse arayıp sormuyor.
5 Seni yardıma çağırdım ey Yehova.
“Sen benim sığınağımsın,
Yaşayanlar diyarında payım Sensin” dedim.
6 Yakarışıma kulak ver,
Çünkü takatim kalmadı.
Zulmedenlerden kurtar beni,
Çünkü benden güçlüler.
7 Canımı bu zindandan çıkar ki
İsmini yücelteyim.
Etrafıma doğru kişiler toplansın,
Çünkü Sen bana iyilik edersin.
Davut’un mezmuru.
143 Ey Yehova, duamı işit;
Yalvarışıma kulak ver.
Sadakatinle ve doğruluğunla bana cevap ver.
2 Bu kulunla davalı olma;
Çünkü Senin önünde hiç kimse haklı çıkamaz.
3 Düşman canıma kastetti;
Hayatımı yere çaldı.
Karanlıklarda oturttu beni, devirlerdir ölü olanlar gibi.
4 Ruhum daraldı,
Yüreğim hissizleşti.
5 Geçmiş günleri anıyorum,
Senin yaptıklarını derin düşünüyorum;
Elinin eserleri üzerinde düşünceye dalıyorum.
6 Ellerimi Sana açtım;
Canım susuz toprak gibi, Seni özlüyor. (Selah)
7 Ne olur bir an önce cevap ver bana, ey Yehova.
Ruhum tükendi.
Bana yüz çevirme,
Yoksa ölüm çukuruna inenlere dönerim.
8 Sabahleyin bana vefalı sevgini işittir,
Çünkü Sana güvendim.
Yürüyeceğim yolu bana göster,
Çünkü Sana tüm benliğimle dua ediyorum.
9 Beni düşmanlarımdan kurtar ey Yehova.
Sadece Sana sığınıyorum.
10 Bana isteğini yerine getirmeyi öğret,
Çünkü Sen benim Tanrımsın.
Senin ruhun iyidir;
Doğruluk diyarında bana o yol göstersin.
11 Adın uğruna yaşat beni ey Yehova.
Doğruluğundan ötürü canımı sıkıntıdan çıkar.
12 Vefalı sevginden ötürü düşmanlarımı sustur;
Canıma kasteden tüm düşmanlarımı yok et,
Çünkü ben Senin kulunum.
Davut’un mezmuru.
144 Yehova kayamdır, O’na şükrolsun,
Ellerime mücadeleyi,
Parmaklarıma savaşı O öğretti.
2 O benim kalemdir, bana vefa gösterir;
Yükseklerde hisarım, kurtarıcım,
Kalkanım ve sığınağımdır,
Halklara önümde boyun eğdiren O’dur.
3 Ey Yehova, insan nedir ki ona dikkat edesin,
Ölümlü insanoğlu nedir ki onu hesaba katasın?
4 İnsan ki bir soluğa benzer;
Günleri, geçip giden gölge gibidir.
5 Ey Yehova, göklerini eğ de aşağı in,
Dağlara dokun ki tütsünler.
6 Şimşekler çaktır, düşmanı dağıt,
Oklarını gönder, şaşkına dönsünler.
7 Yükseklerden elini uzat;
Beni kurtar, coşkun sular içinden çıkar,
Yabancıların elinden al.
8 Onların ağzı yalan saçar,
Sağ elleri sahtekârlık elidir.
9 Ey Tanrım, Sana yeni bir ilahi okuyacağım.
On telli sazla mezmurlar söyleyeceğim;
10 Sen ki krallara kurtuluş yolunu açtın,
Kulun Davut’u kötülük kılıcından kurtardın.
11 Beni kurtar, yabancıların elinden al,
Onların ağzı yalan saçar,
Sağ elleri sahtekârlık elidir.
12 “Oğullarımız, serpilmiş körpe fidan gibi,
Kızlarımız da sarayın oymalı köşe taşları gibi” derler.
13 “Ambarlarımız çeşit çeşit ürünle dolu,
Sürülerimiz yollarda binlerce, on binlerce yavruluyor.
14 Sığırlarımız gebe; ne düşük yapan var ne de doğururken ölen,
Meydanlarımızda bir feryat duyulmuyor.
15 Bu durumda olan halka ne mutlu!”
Tanrısı Yehova olan halka ne mutlu!
Davut’un mezmuru, Tanrı’ya övgü.
א [Alef] 145 Seni yüceltirim ey Tanrım, Kralım,
Ve daima, sonsuza dek ismine şükrederim.
ב [Bet] 2 Bütün gün Sana şükrederim,
Ve daima, sonsuza dek ismini yüceltirim.
ג [Gimel] 3 Yehova büyüktür, çok yüceltilmelidir,
O’nun büyüklüğüne akıl ermez.
ד [Dalet] 4 Bir nesil diğerine Senin işlerini övecek
Ve kudretli işlerini anlatacak.
ה [He] 5 Ben de yüce ve haşmetli itibarın,
Harika işlerin üzerinde düşüneceğim.
ו [Vav] 6 Korku uyandıran işlerinin gücü hakkında konuşulacak,
Ben de Senin büyüklüğünü duyuracağım.
ז [Zayin] 7 Senin iyiliğinin bolluğu onların dilinden düşmeyecek,
Ve doğruluğundan ötürü sevinç çığlıkları atacaklar.
ח [Het] 8 Yehova lütufkâr ve merhametlidir,
Tez öfkelenmez, vefalı sevgisi büyüktür.
ט [Tet] 9 Yehova herkese iyilik eder,
Ve bütün işleri merhametini yansıtır.
י [Yod] 10 Bütün işlerin Seni yüceltecek ey Yehova,
Vefalı kulların Sana şükredecek.
כ [Kaf] 11 Krallığının ihtişamı hakkında konuşurlar
Ve Senin kudretini anlatırlar ki,
ל [Lamed] 12 Senin kudretli işlerin insanoğullarına bildirilsin,
Krallığının yüce ihtişamı duyurulsun.
מ [Mem] 13 Senin krallığın devirlerin krallığıdır,
Hâkimiyetin de nesiller boyunca sürer.
ס [Sameh] 14 Yehova düşenlerin hepsine destek olur,
Ve beli bükülmüş olanı ayağa kaldırır.
ע [Ayin] 15 Hepsi umutla Sana bakar,
Sen de yiyeceklerini zamanında verirsin.
פ [Pe] 16 Elini açarsın,
Ve her canlıyı arzusuna göre doyurursun.
צ [Tsade] 17 Yehova’nın bütün yolları adildir,
Ve O bütün işlerini vefayla yapar.
ק [Kof] 18 Yehova Kendisine yakaranlara,
O’na içtenlikle yakaran herkese yakındır.
ר [Reş] 19 Kendisinden korkanların dileğini yerine getirir,
Yardım yakarışlarını işitir ve onları kurtarır.
ש [Şin] 20 Yehova Kendisini sevenlerin hepsini korur,
Fakat bütün kötüleri yok edecektir.
ת [Tav] 21 Yehova’ya övgüler dilimden düşmeyecek;
O’nun kutsal ismine bütün canlılar şükretsin; devirler boyu, sonsuza dek.
146 Yah’ı yüceltin!
Yehova’yı yücelt ey gönlüm.
2 Ömrüm boyunca Yehova’yı yücelteceğim.
Yaşadıkça Tanrıma ilahiler söyleyeceğim.
3 Soylulara,
Sizi kurtaramayacak olan insanoğluna güvenmeyin.
4 Onun ruhu çıkar, kendisi toprağa döner;
Ve bütün düşünceleri o gün biter.
5 Yakup’un Tanrısından yardım bekleyene,
Tanrısı Yehova’ya ümit bağlayana ne mutlu!
6 Göğün, yerin,
Denizin ve içlerindeki her şeyin yaratıcısı O’dur,
Sadakati devirler boyu sürer.
7 Mağdurun hakkını almak için hükmünü uygulayan,
Açlara ekmek veren O’dur.
Yehova tutsakları özgür kılar.
8 Yehova körlerin gözlerini açar;
Yehova beli bükülmüş olanı ayağa kaldırır;
Yehova doğru kimseleri sever.
9 Yehova gurbete düşmüş olanı korur,
Yetimi ve dulu rahata kavuşturur,
Fakat kötülerin yolunu saptırır.
10 Ey Sion, Tanrın Yehova devirler boyu kral olacak,
O’nun krallığı nesillerce sürecek.
Yah’ı yüceltin!
147 Yah’ı yüceltin,
Tanrımızın ismine ilahiler söylemek ne güzel, ne hoştur;
O’na övgüler yaraşır.
2 Yehova Yeruşalim’i inşa ediyor;
İsrail’in sürgünlerini bir araya topluyor.
3 Kalbi kırık olanları iyileştiriyor,
Sızlayan yaralarını sarıyor.
4 O yıldızların sayısını hesaplar,
Her birini ismiyle çağırır.
5 Rabbimiz büyüktür ve çok güçlüdür,
Anlayışı sözlerle anlatılmaz.
6 Yehova yumuşak başlıları rahata kavuşturur,
Kötüleri ise alçaltıp yere serer.
7 Yehova’ya şükranla karşılık verin,
Tanrımıza lir ile ilahi söyleyin.
8 Gökleri bulutlarla kaplayana,
Yeryüzü için yağmur hazırlayana,
Dağlarda yeşil çayırlar bitirene,
9 Hayvanlara ve bağrışan kuzgun yavrularına
Yiyeceklerini verene ilahi söyleyin.
10 O’na zevk veren atın kuvveti değildir,
O’nu hoşnut eden insanın çevik ayakları değildir.
11 Yehova Kendisinden korkanlardan,
Vefalı sevgisine umut bağlayanlardan hoşlanır.
12 Yehova’yı öv, ey Yeruşalim.
Tanrını yücelt, ey Sion.
13 Çünkü senin kapı sürgülerini O pekiştirdi;
İçindeki evlatlarına O bereket verdi.
14 Topraklarında barışı sağlayan O’dur;
Seni en iyi buğdayla doyurur.
15 Yeryüzüne emrini gönderir;
Sözü hızla yayılır.
16 Yapağı gibi kar yağdırır;
Kırağıyı kül gibi saçar.
17 Buzu parça parça atar,
O’nun soğuğuna kim dayanabilir?
18 Emir verir, onları eritir,
Rüzgârını estirir;
Ve sular damla damla akmaya başlar.
19 Sözünü Yakup’a söyler,
Kurallarını ve hükümlerini İsrail’e bildirir.
20 Başka hiçbir millete böyle yapmadı;
O’nun hükümlerini onlar bilmez.
Yah’ı yüceltin!
148 Yah’ı yüceltin!
Yehova’yı göklerden yüceltin,
O’nu yükseklerde yüceltin.
2 O’nu yüceltin bütün melekleri,
Emrindeki bütün ordusu, O’nu yüceltin.
3 O’nu yüceltin güneş ve ay.
O’nu yüceltin ışıldayan tüm yıldızlar.
4 Göklerin gökleri O’nu yüceltin,
Göğün üzerindeki sular O’nu yüceltin.
5 Yehova’nın ismini yüceltsinler;
Çünkü O emretti ve onları yarattı.
6 Sonsuza dek, daima dursunlar diye yerleştirdi onları.
Bir kural koydu ki, asla geçerliliğini yitirmez.
7 Yehova’yı yeryüzünden yüceltin,
Siz deniz canavarları, engin sular,
8 Ey ateş ve dolu, kar ve koyu duman,
Emrini yerine getiren şiddetli rüzgâr,
9 Ey dağlar ve bütün tepeler,
Meyve ağaçları ve bütün sedir ağaçları,
10 Siz yaban hayvanları ve evcil hayvanlar,
Sürünen canlılar, kanatlı kuşlar,
11 Siz yeryüzünün kralları ve bütün milletler,
Siz önderler ve yeryüzünün tüm hâkimleri,
12 Delikanlılar ve siz genç kızlar,
Yaşlılar ve çocuklar.
13 Hepiniz Yehova’nın ismini yüceltin,
Çünkü O’nun isminin yüceliğine erişilmez.
İtibarı göklerin ve yerin üzerindedir.
14 O, halkının gücünü artıracak,
Bütün vefalı kullarının, İsrailoğullarının,
Kendisine yakın olan halkın övgülerini çoğaltacak.
Yah’ı yüceltin.
149 Yah’ı yüceltin!
Yehova’ya yeni bir ilahi söyleyin,
Vefalı kullarının cemaatinde O’nu yüceltin.
2 İsrail Yüce Yaratıcısında sevinç bulsun,
Sion evlatlarının sevinci Kralları olsun.
3 Dans ederek O’nun ismini yüceltin,
Tef ve lir çalarak O’na ilahi söyleyin.
4 Yehova halkından hoşlanır,
Yumuşak başlıları kurtuluşla taçlandırır.
5 Vefalı kulları onur ve kıvanç duysun,
Yataklarında sevinç ezgileri okusunlar.
6 Ağızlarında Tanrı’yı yücelten ilahiler,
Ellerinde iki ağzı keskin kılıç olsun;
7 Öyle ki milletlerden öç alsınlar,
Halkları yola getirsinler,
8 Krallarını prangaya vurup
İleri gelenlerini demir zincirle bağlasınlar,
9 Ve yazılı hükmü onlara uygulasınlar.
Bu onur bütün vefalı kullarınındır.
Yah’ı yüceltin!
150 Yah’ı yüceltin!
Kutsal mekânında Tanrı’yı yüceltin.
Gücünün eseri olan bu gök kubbede O’nu yüceltin.
2 Kudretli işlerinden dolayı O’nu yüceltin.
Eşsiz büyüklüğüne yaraşır biçimde O’nu yüceltin.
3 Boru sesiyle O’nu yüceltin,
Telli saz ve lir ile O’nu yüceltin.
4 Tef çalarak, halay çekerek O’nu yüceltin,
Telli ve nefesli sazlarla O’nu yüceltin.
5 Güzel sesli zillerle O’nu yüceltin,
Çınlayan zillerle O’nu yüceltin.
6 Nefes alan her canlı Yah’ı yüceltsin.
Yah’ı yüceltin!