KAZ KAFALARA

KAS KAFALARA….

(Kaz Kafalılara demek istiyor… HB)

 

Sn. Zavallı,

Adının önündeki ( Avk. ) Ek ne anlama geliyor….

Bana AVANAK gibi geldi de :)). Neyse öyle herkesle konuşmam seni adam sıfatına da koymuyorum ama bazı konuları hatırlatayım dedim:

TÜRKLERİN ANCAK MÜSLÜMAN OLDUKTAN SONRA CİHAN DEVLETİ KURDUKLARIN

Şunu sende biliyorsun ki SELÇUKLU VE OSMANLI Türklerinin MÜSLÜMAN olduktan sonra kurduğu en büyük iki büyük devleti.

Aynı kanı taşıyan aynı RUHU taşıyan Türk milleti kendisini Kurtuluş savaşında da kurtarmıştı. O zaman laik değillerdi eğer laik olsalardı ne Atatürk’ün dediği gibi merminin önüne atlarlardı, ne de ölümüne çarpışırlardı. Günümüzün pısırık laikleri’nden bazı alıntılar la olayı ispatlayalım

Mistır Tarkan Tevetoğlu :

“TC’ ye askerlik yapmam ülkeme dönmüyorum” dedi. Ama sonra ne oldu yine Atatürkçü modern gençlerimiz onu ülkesine dönünce çılgınca alkışladı. Kasetleri yine yok sattı. Ama adam baştan ne mal olduğunu göstermişti. Aslında çok da önemli değildi alkışlanması, çünkü alkışlayanların da ne mal oldukları belliydi.

Zavallı korkaklar topluluğu Ordu sadece anaları avutmak için ŞEHİTLİK lafını kullanıyor. Ama merak etmeyin çok değil 60-70 sene sonra ülke tam istediğiniz gibi olacak. Ama ya bir savaş çıkarsa. eeeeee o zamanda askerimiz de tam Amerikan askeri gibi olacak.

Bay Zübük Zade onlara öldükten sonra ne verecek, laiklik onları nasıl avutacak.  Siz zavallılar da şöyle diyeceksiniz.

-Arkadaşlar hadi gelin laiklik bize güzel şeyler verecek hadi savaşalım ve laiklik için ölelim. Ulan bu zihniyet bile ne kadar yobaz ve aptal olduğunu gösteriyor. İnsan elde edemeyeceği bir şey için ölür mü ????? Bilim adamları bile söylüyor Dünya yakın zamanda yok olacak. Ulan yakın olmasa ne olur bir gün zaten yok olacak….. Ama bunları niye anlatıyorum ki at gözlüklerinizi çıkartmalısın…

Ya çok salaksınız yada bazı garibanları salak yerine koyuyorsunuz ?

Kurtuluş savaşında cepheye mermi götüren analarımız yerine çayıra-ovaya, kumara-bara, seks partilerine partner götüren genç kızlarımızı ve tırnağındaki oje düşecek korkusuyla yanıp tutuşan annelerimizi görüyorum.. Sen ne görüyorsun ? . Gerçekten de bir savaş çıksa çil yavrusu gibi nasıl dağıldığınızı ve pısırıklığınızı o zaman göreceğiz…

Neyse KURTULUŞ savaşına da senin soyundan insanlar katılmışlardır elbet. Sen o insanlara İNANDIKLARI MANEVİ DEĞERLERE küfür ederken o insanlar o zamanlarda senin gibi geri zekalılara bir yurt vermek için ölüyorlardı. Ama laik’çe değil MÜSLÜMANCA.

Başlarındaki Zübük-Zade’de aynı zamanımızdaki siyasetçiler gibi rolünü ustayla oynuyor. Bir yandan onlarla CAMİDE DUA ederken diğer yandan İSLAMA olan kinini nasıl eylemlere dönüştürebileceğini araştırıyordu. Gariban halk da bu ustaca olmayan ve hala günümüzde de uygulanan adice oyunu gerçek zannediyordu ve iki yüzlü insanların gerçek yüzünü göremiyorlardı.

Savaş bitti yurt kurtulmuştu, artık pis emellere gelmişti sıra. Ama zübük-zade o kadar salak bir insandı ki. Kendi ağzıyla anlattığında bile gerçekleri söylüyordu. “BU İMANLA BİZ BU SAVAŞI KAYBETMEZDİK”. diyordu fakat İMANI nasıl yıkabilirim diye düşünüyordu.

O zavallı zübük zade şimdi öldü ama hala gerçekleri görmeyen, hala İMANI silmeye çalışan, hala insanlarla dua edip, iki yüzlülüğünü saklayan ( Hacıbayram-ı Veliyi ziyaret eden iki yüzlüler gibi ) bilimin gösterdiği ve ispatladığı gerçekleri saptırmaya çalışan, bir sürü salak var sende önde gidenisin.

Ama o kadar salak ve zavallısın ki senin yazdıkların da tam bir avanağa yakışır şekilde zavallıca….. Neyse gerçekler acıdır nedir gerçekler.

SELÇUKLU VE OSMANLI

KURTULUŞ SAVAŞI

BİLİMİN İSPATLADIKLARI.

VE SİZ ZAVALLILARIN SÖYLEDİKLERİ

Soru-Cevap Köşesi ?

Soru ?

Neden İSLAM Afrika’nın uzak kabilelerine gitmedi onların ne suçu var ?

Cevap:

İnsanlar yokken bir hak talep ediyorlar mıydı ? Yani beni yarat YA RABBİ bu benim hakkım.diyorlar mıydı. Tabi ki hayır. Onları nasıl yokluktan  varlığa getirdiyse YARADAN yine aynı yokluğa geri döndürecek ama onları KULLANARAK İSLAMA SALDIRANLARLA DA hesaplaşacak…

O insanlar zaten oldukları ALEME dönecekler. Ve KURAN-IKERİM’DE DE ZATEN BU KONU “BİZ PEYGAMBER GÖNDERMEDİĞİMİZ KAVİMLERİ SORUMLU TUTMAYIZ” deniyor.

Yoktun, Varoldun,

İsyan Ettin, Beter Oldun,

Anlamadın, Yok Oldun,

Anladın, Ebed Oldun.

O kadar salak olduğunu ve bu dökümanı okumak istemediğini bildiğim için e-mailime “Size bir dosya gönderdim belki işinize yarar” gibi bir olta attım :))

KAS KAFALARA….

X

10.6.2003 tarihli Vatan gazetesi

İRANLI GÜZEL “ÇARŞAFI ÇIKARDI, GÖBEĞİNİ ATTI”

İRANLI GÜZELİN ATTIĞI GÖBEK MOLLALARA TOKATTI

 

Haberin için

Yemin olsun ki

 

ANNENİ BÖYLE GÖRMEK İSTERDİN DELİCESİNE

BELKİ MUTLU OLURDUN O ZAMAN,

YAZIK OLDU KAFİRLER ÇETESİNE

ANNENİ KURTAR KALMADI ZAMAN

X

KURAN KURSLARI YEMİNİ

“Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim…

Türkiye lâik bir memleket haline gelmiştir.

Hayatımı, Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma; Türkiye’yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime…

Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime…

Kısa zamanda ümmet esasına dayanan şeriat devletinin kurulması için devlet idaresinde söz sahibi mevkilere gelmek için çalışacağıma…

Hayri balta gibi köpeklerle ölümüne savaşacağıma

Hayri balta gibi köpeklerle ölümüne savaşacağıma

Hayri balta gibi köpeklerle ölümüne savaşacağıma

Hayri balta gibi köpeklerle ölümüne savaşacağıma

Hayri balta gibi köpeklerle ölümüne savaşacağıma

Hayri balta gibi köpeklerle ölümüne savaşacağıma

Hayri balta gibi köpeklerle ölümüne savaşacağıma

Hayri balta gibi köpeklerle ölümüne savaşacağıma

Dinim, Allah’ım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim.”

X

Biz de çok ilginç yaratıklar var.

Açıklayamadığı olayı Allah’a yıkar.

Allah nasıl böyle yapar?

Geçti vahiy dönemi sür aklını çağa…

CEVAP

Aslında öyle değil değişti nesil

Korkak, pısırık ve sefil

Salak olduğunu bildiği halde

Çekmeye çalışır gözlere perde

X

Müşkülüm hâl eyle, gizlenme Yârab!

Niçin hep zengine ihsânın senin?

Bu yoksullar kulun değil mi acep!

Bu mudur adalet imkânın senin?

CEVAP:

Anlamaz ALLAHIM(c.c) bunlar öküz gibidir

Hepsini benzettik son kalanlar dibidir.

Fizikle, kimyayla, biyolojiyle açtık savaşı

Ama onların asıl istediği it dalaşı.

İsterlerse çekinmeden onu da yaparız,

Biz bunları çıktığı deliğe adam eder sokarız…

Başka eleştiri avanak, 27/01/2004

X

Fikri Olmayan Küfürbaz’a,

İşte ilk sorunun yanıtı: “Av” yerine belki, bir yerde, yanlışlıkla “Avk” yazmış olabilirim. İyi bil ki “Avk” yı bir amaçla yazmış    değilim.

Öyle anlaşılıyor ki binde bir yaptığım bu yanlışlıktan yararlanmaya kalkmışsın. Hem küfretmiş hem de  “avanak” sıfatını takmışsın…

Bil ki fikri olmayanın küfrü vardır. Kim herhangi birine küfrediyorsa bilin ki o, asıl avanaktır.

Din; ahlak, edep, hayadır. Ey Küfürbaz sende ahlak, edep ve haya var mıdır?..

Din; “Den”dir, “Densizlik” değildir. Ey Küfürbaz, senin yaptığın ise ahlaksızlık, edepsizlik yanında düpedüz “Densizlik”tir.

Şu söylediklerine bak hele: “ANNENİ BÖYLE GÖRMEK İSTERDİN DELİCESİNE” demişsin bana bir de… Annem göbek atıp eğlenmek isterse, elbette eğlenmeli gönlünce… Ben molla mıyım? Niçin annemin özgürlüğüne posta koyayım…

Yazılarından anlıyorum ki senin derdin benden daha çok Mustafa Kemal Atatürk’tür. Zaten şeriatçının en büyük düşmanı laikliği getiren Atatürk’tür…

Yazdıklarınla hem bana hem de sizin gibileri kulluktan kurtarmaya çalışan Atatürk’e hakaret etmişsin. Türklerin en büyük önderi Atatürk’e bir de tutmuş “Zübük Zade” diyerek halt etmişsin…

Bütün bunlar yanında “Korkak, pısırık ve sefil” değilim demişsin.  Burada da halt etmişsin.

 “Korkak, pısırık ve sefil” değilsen; adını, soyadını ve de açık adresini niçin gizlersin sen? Haydi göster bakalım; adını, adresini özdensen…

Sen ki Allah’ına güvenirsin. Bütün şeriatçılar gibi: “Allah’tan başka kimseden korkmam!” dersin. İşte sana meydan Allah’tan başka kimseden korkmadığını göstermelisin…

“Korkak, pısırık ve sefil” olsaydım adımı, sanımı, fotoğrafımı Siteme koyar mıydım? Sizin gibi öldürmekten başka bir niteliği olmayanlara karşı düşüncelerimi açıklar mıydım?

“KURAN KURSLARI YEMİNİ” başlıklı küfür namen senin ne mal olduğunu gösteriyor. “Mustafa Kemal dinsizli ile mücadele edeceğine” ve de     “Hayri balta gibi köpeklerle ölümüne savaşacağına… yemin ve kasem” ettiğine göre niçin saklanırsın öyle karanlık izbelerde.

“Korkak, pısırık ve sefil” olmayan “Başka eleştiri” şifresi ardına gizlenir mi? Bakalım öbür dünyada Allah’ın sana yüz verir mi?

Şimdi bir kafir dediğin adamın ağzından çıkanlara bak; bir de ahlak ve edep sahibi olması gereken birinin ağzından çıkana bak!… Şimdi söyle bakalım, bunlardan hangisine hidayet nasip eylesin Hak…

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Söyleyecek söz bulamıyorum doğrusu…

Yine de selam sana. Kuran Kurslarında laikliğini kaldırmak ve şeriatı getirmek için ölüp öldürmeyi  öğrettiklerini bilirdim ama küfürbazlığı da öğrettiklerini sen gösterdin bana…

Av. Hayri Balta, 30.1.2004

+

BİR DİRİ’YE ÖVGÜ
Bakalım kim var kim yok diye göz atarken gruba
Ne mutlu bana ki tekrar rastladım Hayri Balta hocama
Lafını sakınmaz, boşa konuşmaz, aman iyi kulak verin
Yılların tecrübesini taşıyan bu yaşlı çınara
Her gün yazsa bıkmam, okurum keyif ve saygı ile
Damla hiç doyar mı ırmağa ve ummana kavuşmaya?
Güzel güzel anlatır çevresine tanrı ve din bilgisini
Elbet nasihat kar etmez, özünü karartanlara
Geçmişte oldu kusurlarımız, layık olamadık kendisine
Çocukluk bizden, büyüklük ondan; yaşımıza vere, affola
Atatürkçüdür sapına kadar, savunur onun ideallerini
Ama Atatürk ismini alet etmez asla çıkarlarına
Sakın dostlar, zannetmeyin ki dalkavukluk ederim burada
Övgü ve takdiri hak eden her insana hakkı verilmeli zamanında
Çünkü bizler tuhaf bir milletiz, aydınlarımıza eziyet ederiz
Sonra da avuturuz kendimizi arkalarından, en çirkin timsah gözyaşlarıyla
İyi bilinmelidir ki sevgi de övgü de, her şey diriler içindir
Sulu sepken ağlamanın hiç faydası yok toprak altında dağılanlara
İşte böyle; din de diriler içindir, diğer değerler gibi
Gafil halk bunu bilmez çaput bağlar türbelere, mezarlara
Arif kişi için her gün bir yeni bir diriliş demektir;
Böyleleri ilim ve tevazu ile can katarlar canlarına
Faniyiz hepimiz; çürür derimiz, kırışır suratımız
Nice hastalık musallat olur, saat tiktaklarını her vuruşunda
Saç sakal ağarsa da ihtiyar değildir Hakka erenler
İhtiyar o kişidir ki donar ve kalıplaşır zamanın çarkında
Bilgi her an genç tutar insanı, yeni doğan bir bebek gibi olur
Bilgi dostu öğrenme aşkı ile bakar etrafına ve tüm insanlara
Niceleri var ki bunu bilmezler, Hayri hocama çarşaf çarşaf hakaret ederler
Ve gösterirler çiğliklerini, kalender Hakk dostlarına
İyisi mi canınızı sıkmayayım sizin, uzatmayayım
Sözü vereyim Mesnevi sahibi koca Mevlana’ya
Tekrar sevgi ve saygılar Hayri hocama
Ve buradaki tüm gönül dostlarına

Levent Ertürk, 5.3.2004

+

Dinle, bu ney nasıl şikayet etmekte, ayrılıkları hikaye etmekte

Beni kamışlıktan kestikleri günden beri feryadımdan herkes inledi … kadın da, erkek de

Ayrılıktan parça parça olmuş kalp isterim ki iştiyak derdimi açayım

Aslından uzak düşen kişi yine vuslat zamanını arar, bunu anlatayım

Ben her cemiyette ağladın inledim. Fena hallilerle de eş oldum, iyi hallilerle de

Herkes kendi zannınca benim dostum oldu ama, araştırmadı içimdeki sırları hiç kimse

Benim esrarım feryadımdan uzak değildir, ancak gözlerde kulaklarda o nur yok

Ten candan, can da tenden uzak değildir, lakin canı görmek için kimseye izin yok

Aşk ateşidir ki ney’in içine düşmüştür, coşkunluk ki düşmüştür şarabın içine

Bu ney’in sesi ateştir, hava değil; yok olsun kimde bu ateş yok ise !

Pişmişin halinden ne anlar ki ham;

Sözü kısa kesmek gerekir imdi vesselam

+

Sayın Ertürk.

Size hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum

Sevgili Hayri Balta’mızı kimler tanımaz?

Kimler olacak dinci / yobaz taifesi tabii ki.

İslerine gelmez de ondan.

Onlar dini dünya malına çevirebilen vicdansız sahtekarlardır.

Gerçek inananlar ise kulak vermekteler sevgili Balta’ya.

Anladıkları, anlayabildikleri zaman ne demek istediğini

iste o zaman ermekteler kutsallık gerçekliklerine.

Onlar cennetlerinde yasarlar daha bu dünyadayken.

Yobazın poposundan gidenlerse ebeden yanarlar cehennemlerinin harında.

Kaderleri öyle yazılmıştır hiç bir kurtuluşları yoktur nitekim.

Ben değilim bunu söyleyen. Söyleyen Kuran-i Kerim

Saygıyla,

Çetiner Çalış, 7.3.2004

x 

İsa,

Sayın İsa,

Önce saygı, sevgi. Sıralıyorum; kısa, kısa merak ettiklerini ve merak ettiklerimi.

Hangi ilde oturuyorsun, öğrenimin nedir, hangi fakülteyi bitirdin, kaç yaşınasın?

Gelelim sizin merak ettiklerinize: Hiç merak etme bütün kutsal kitaplar Tanrı sözü değildir, seçkin insanlar tarafından söylenmiştir. Tanrı dedikleri, doğadan, insandan, maddeden ayrı değildir.

Bütün doğru, güzel, iyi ve olumlu kavramlar insanlığa yararlı kabul edilip Tanrı kavramı ile kutsallaştırılmıştır. Bütün yanlış, kötü ve olumsuz kavramlar ise kötü olarak kabul edilip şeytan olarak adlandırılmıştır.

Tanrı (Allah), Cennet-Cehennem, Öbür dünya yok değil, vardır. Ne var ki, yanlış algılanmaktadır. Bu kavramların hepsi insan yaşarken söz konusudur. İnsan öldükten sonra hiçbir şey yoktur.

Ariflerin yıllarca yaptıkları araştırma sonucu budur. Bu kavramları dediğim şekilde anlamayanlar Allah’ın meczubudur.

Tanrı; madde olarak değil, mânâ olarak vardır. Varlık olarak değil, kavram olarak vardır. Ruh olarak değil, simge olarak vardır.  Kişi (zat) olarak değil, nitelik (sıfat) olarak vardır.

Tanrı; doğa yasaları ve insanın mutluluğu, huzuru için konan toplum kuralları ile; aklımızın verileri olan sağduyu, vicdan gibi bizi doğru, dürüst, iyi ve güzel olmaya yönelten duygularımızdır ki buna bütün dinlerde Kutsal Ruh (Ruhül Kudüs) denir. Bir de bizi bencil davranmaya, kısa vadeli çıkarlarımızı gözetmeye zorlayan yanlışa ve kötülüğe yönelten duygularımız vardır ki buna da kabahate sürükleyen ruh (Ruhül kubûh) denir.

Sıraladığım bu Tanrı anlayışına uyanlar yaşamlarında kaygı duymaz, korku duymaz, mutsuz olmaz. Yaşamındaki eylemlerinin; yasal, ahlakî ve doğru olduğuna güvenerek kimseye aldırmaz. Bunlar Tanrı’dan başka kimseden korkmaz. Tanrı da yukarıda tanımını yaptığım Tanrı anlayışından başka olamaz. Ne var ki söylediklerimi aydın (arif) olandan başkası anlamaz…

İşte bu ilkelere göre yaşayanlar yaşamları boyunca mutlu olur ki buna Hıristiyanlıkta Allah’ın melekûtu; İslamiyet’te ise Cennette olmak denir.

Bu söylediklerimi anlayabilmek için diri olmak gerekir. Ölü olanlar benim ne demek istediğimi ne bilir…

Aklına, sağduyusuna, vicdanının sesine uymayanlar, doğru dürüst olmayanlar, kötülüğe bağışıklık kazananlar, şan-şöhret, mevki-unvan peşinde koşturanlar, din konusunda araştırma yapmadan, babalarından, analarından, komşularından duyduklarına inanarak atalarının dinine bağlı kalanlar, aklını dine kurban edenler  Tanrı’nın sesini duyamazlar.

Bunlar Tanrı’nın şeylerini değil insanın şeylerini düşünürler. İnsana ve insanlığa saygı, sevgi  sorumluluk nedir bilmez. Bunlar toplumsal sorunlara kayıtsızdırlar; ta ki kendi evleri yanıncaya değin dünya yansa aldırmazlar; …

Bunların kulakları olduğu halde duymazlar, gözleri olduğu halde görmezler. Bunların basiretleri bağlandığından kördürler, yaşadıkları halde ölüdürler.

Bunlar Gerçekleri dile getirenleri sapkın olarak görürler, kendilerini ise doğru bilirler. Bunlar cahil, eçhel yanında cehli mürekkeptirler. Din ilminde, bunlara ölü denir. Ölüler; hayvan gibidir, ne yapsalar yeridir.

Bunlar; paylaşımcı değil bencildirler. Toplumcu değil bireycidirler. Oysa arı, karınca, kaz ve leylek gibi hayvanların büyük çoğunluğu bile toplumcudur. Bunlar yılanlar gibi toplumcu olmaktan kaçınırlar.

Bunların Tanrı nezdinde sorumlulukları yoktur, yok sayılır. Yalnız dirilerin Tanrı nezdinde yeri vardır ve yalnız dirilerden hesap sorulur?

Hırslı insanlar Allah adına konuşarak kendi amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırlar. Bazı saf kişiler bunlara inanarak Tanrı yoluna girdiklerini sanırlar.

Bu konular anlatmakla bitmez. Bunları anlatmaya benim ömrüm yetmez.

Bu konulara elimden geldiğince Sitemde değinmekteyim. Sizin sitemle ilgilenerek yazılarımın çıkışını almanıza sevinmekteyim. Kimi görüş ve düşüncelerim gerçekten ilginçtir;aklı olanı olumlu yönde değiştirir, geliştirir.

+

“Bir Hukukçu ve Çağcıl-İnsancıl-Gerçekçi Aydın olarak İsrail-Filistin terörleri konusunda nasıl değerlendirmeleriniz var?” demişsin; demek ki daha Sitemin Tevrat’tan bölümüne girmemişsin.

Bu soruların yanıtları www.hayribalta.cjb.net adresli sitemin Tevrat’tan bölümündedir. Bu konuda söyleyeceklerim birikmiştir. Ne var ki yaşlandım, hastalandım, gücüm bitti… Artık yaşamak, okumak ve yazmak bile bana ağır bir yük gibi…

Soyadı Balta olanlar çoktur. “Öner Kadir BALTA” ile akrabalığım yoktur. Ben Gaziantepliyimdir. Balta soyadlılar ise daha çok Karadeniz bölgesindedir.

Başka soruların varsa; yanıt veririm sana.

Şimdi kal sağlıcakla,

Av. Hayri Balta, 28.3.2004

+

Sayın İsa,

Önce yine saygı, sevgi sana.

Aşağıdaki sorularıma yanıt vermemişsin. “Hangi ilde oturduğunu, öğrenimin durumunu, hangi fakülteden mezun olduğunu ve kaç yaşında bulunduğunu” söylememişsin.

Bu sorularıma yanıt vermek dururken tutmuş bize akıl vermişsin. “Sizin ve Arsel’in tutumlarınız bu bakımdan sert ve sorumsuz oluyor ve sonuçta da esnek olunamadığı için tutum değişimlerini de olanaksızlaştırıyor.” demişsin.

Biz kimseden bizim gibi düşünsün, “tutumunu değiştirsin” istemeyiz. Bizler; Anayasamızın bize tanıdığı haklar gereğince düşüncelerimizi ifade ederiz. Kabul edip etmemek insanın en doğal hakkıdır; insanın bu hakkına ne deriz.

İşte felsefemiz: “En küçük bir zorlama ya da ikna etmeyi insanlık onuruna yapılmış bir saldırı olarak kabul ederiz” (Rudolf Steiner. Kozmik Hafıza. 1. Basım. 2003. s. 9). Biz de, bize yapılan zorlama ve ikna çabalarını kişiliğimize yapılmış bir saldırı olarak kabul ederiz.

İsteyen inanır isteyen inanmaz. Bizde başkasını doğru yola getirmek gibi peygamberlik olmaz.

Düşüncelerini, inançlarını bir başkasına kabul ettirmek sevdasında olanlardan nefret ederiz. Çünkü biz her insanın düşünce ve inancını “Hak!” biliriz.

Biz “İnsanların şeylerini değil Tanrı’nın şeylerini düşünürüz.” (İncil) Hak (Doğru) bildiğimiz yolda kimseden bir şey beklemeden yürürüz.

Dikkat et dostum kiminle yazıştığına… Senden çok rica ediyorum bir daha akıl koyma bana, aklını kendine sakla…

Konuyu dağıtmamanı rica ediyorum. Öncelikle yukarıda sorduğum sorularıma yanıt bekliyorum.

Şimdi kal sağlıcakla, saygılar sevgiler yeniden sana.

Av. Hayri Balta, 28.3.2004

x

Densizler,

“mm”nin ki:

“bltaaaaaaaaaa…”

+

İşte bu da: “balta@balta.com”unki.

“Cindy Crawford ve Asim bir gemi kazası neticesinde issiz adaya düşerler. Ne yapsınlar can sıkıntısından sabah akşam birlikte olurlar. Ancak bir sure sonra Asim durumdan zevk almamaya başlar. Cindy çıldırır. Asım’a ne olduğunu sorar, ne isterse yapabileceğini söyler. Her turlu fanteziyle ve her şeyiyle emrine âmade olduğunu, nerede hata yaptıysa düzeltmeye çalışacağını anlatır. Asim inatla Cindy’ye ‘istediğim şeyi yapabilmen mümkün değil’ der. Cindy çaresizlik içinde ısrar eder ve her şeyi göze aldığını söyler. Asim en sonunda ‘Bir denemeye’ karar verir. Önce Cindy’nin saçlarını kısacık keser. Sonra üstünü örtecek biçimde ceketini giydirir. Kestiği saçlardan bıyık yapar. Cindy, ne olduğunu anlamaya çalışırken Asim onu mümkün olduğu kadar erkeğe benzettikten sonra akşam olunca sahile gelmesini söyler. Akşam olur ve Cindy erkek kılığında sahile gelir bakar ki Asim mükellef bir rakı sofrası hazırlamış ve masayı mezelerle doldurmuştur. Asim ve Cindy masaya otururlar ve Asim elini kanka modunda Cind’nin omzuna koyar ve şöyle der:- Ulan Kazım bir aydır kiminle sevişiyorum söylesem inanmazsın.”

Ben bu iletiden bir şey anlayamadım. Anlayan varsa bi’zahmet bana bildirsin…

+

Bir gün sonra “mm” den şu ileti geldi:

hey be balta, ne baltas}n sen

“hannibal45@lycos.co.uk”, 16.4.2004/11.36

x

MM Hanibal’a 1. Yanıt:

“Aferin oğlum memet, sen bu yola devam et!”

Verdiğim yanıt bu kadar. Artık bunlara “Memet” mısrasından başka yanıt yok, boşuna yorulacaklar. Ne zaman ileti gönderirlerse göndersinler, yanıt olarak bu memet mısrasını alacaklar.

H.B. 16.4.2004

+

Bu yanıtım üzerine mm hanibal’dan, iki ileti geldi. Aşağıya olduğu gibi alıyorum:

“slm baltacim naber nasi gidiyo isler

iyisindir inşallah, pardon ya inşallah dedim,sen ateisttin di mi?

neyse sana bi sorum olicak baltacim canim benim soru: amacın ne?

bu arada yazılarını büyük iştahla okuyorum. acayip pis aydınlandım.

Sen müthiş birisin yaw.

sevgiler sunuyorum baltacim. sen bi tanesin. allah (pardon evrim) seni basımızdan eksik etmesin.

not:acele cevap beklerim ha.unutma bizi.

Hanibal, 16.4.2004/12.41

+

Slm sevgili baltacım

nasılsın iyi misin? işler nasıl.iyidir inş.

sana bi sorum olucek. sence tanrı var mı yok mu? neyse, kendine iyi bak.görüşmek üzere…

Ferhat Yılmaz, 16.4.2004/13.31

+

Üsluptan anlaşılıyor ki mm, Hanibal ve Ferhat Yılmaz aynı kişi. Değilse ikisi de aydınlatsın bizi. Şimdi bu iki iletiye yanıt:

+

MM, Hanibal ve Ferhat Yılmaz’a 2. Yanıt:

Önce şu ifadeleriniz üzerinde durmak gereğini duyuyorum. “canim benim, baltacim. sevgiler sunuyorum baltacim. sen bi tanesin. sevgili baltacım” gibi seslenişi yadırgıyorum.

Nedir bu Arto, Aydın, Fatih Ürek, Zeki Müren, Bülent Ersoy ağzı? Yoksa sizlerle bu kişiler arasında bir benzerlik var mı?

73’üne girmek üzerene olan birine böyle sesleniş yakışık alır mı? Biraz denli, biraz edepli olsanız daha iyi olmaz mı?

Gönderdiğiniz iki iletide “sen ateisttin dimi” dendikten sonra “sence tanrı var mı yok mu?” deniyor. Demek ki bu adamlar beni bilmiyor. Oysa bana:  “yazılarını büyük iştahla okuyorum. acayip pis aydınlandım. Sen müthiş birisin yaw.” deniyor.

Ne pis aydınlandıkları yazdıklarından belli. Benim yazıları okuyanlar böylesine edepsiz sözler söyler mi?

Bir de soruyorlar “senin amacın ne?” diye. Amacımın ne olduğunu anlar girenler www.hayribalta.cjb.net” adresli siteme.

Şimdi kısaca bir daha belirtiyorum. Amacım: Tanrı ve din bilgisinin gerçekliğini ve güzelliğini bildirmektir. Aradığın Tanrı sendedir; Tanrı ile aranıza girenleri aradan çıkarın demektir. Bu sözlerimin gerçekliği “Tanrı ile insan arasına kimse giremez!” özdeyişidir.

Hayri Balta yeni bir şey söylememektedir. Geçmiş ariflerin, din bilginlerinin, İsmail Maşuki’nin, Şeyh Bedrettin’in söylediklerini yinelemektir.

Hiçbir zaman ateist olmadım, tanrı yok demedim. Ama yine hiçbir zaman insanların yarattığı sanal bir Tanrı’nın ardına düşmedim.

Aklı olan gösterdiğim şu ayetleri okusun. Abdest alsın, namaza (düşünceye)dursun.Düşünürken muhakeme yürütsün:

”..Allah, bir şey yaratmak istediğinde ‘ol’ der ve o şey derhal olur. (2/117. 3/47, 59. 16/40. 19/35. 36/82. 40/68)

“…Bizim buyruğumuz (emrimiz) … göz açıp kapama gibidir.” (54/50)

İşte Allah’ın sözü, emri. Aktardığım bir harfi değişmemiş Kuran’ın ayetleri.

Şimdi aklı olan bir insan düşünmez mi? Değil mi ki “Ol dediğinde o şey derhal olur ve de senin buyruğun göz açıp kapama gibidir.” Bu kâfir Müslim ayrımı nedendir?

Değil mi ki insanlar için “Hak din İslam’ı seçi?” Aradan geçmiş on bin yıl kendi yarattığın insanların hala Müslüman edemedi.

Bu günkü dünyamızda 6.5 milyar insan yaşar. Bu miktarın dörtte biri Müslüman; diğerleri, müşrik, kâfir.

Kimi ineğe, öküze, kimi heykele, puta, kimi ateşe , kimi maymuna, kimi de insanın üretim organına tapar. Allah dedikleri de sözünde durmayıp bunlara yukarıdan seyredip bakar…

Hani “Ol dediğinde o şey olurdu!” 1400 yıl önce size din olarak İslam’ı seçtim.” dediğine göre bu insanlar niçin Müslüman olmadı da, birbirlerini öldürüp durdu…

Demek ki işin içinde iş var. Düşünen insan bu çelişki karşısında gerçeği arar.

İşte benim amacım gerçeği aramaktır. İnsanları birbirine kırdıran insanların yarattığı Tanrı’nın ardına değil de kırdırmayan Tanrı’yı aratmaktır. Din tahkiki yaparak gerçekten var olan Tanrı ile vuslata ermektir.

Yukarıda sizlere cüdam demiştim. Cüdam insanlığın en aşağı mertebesidir. İnsan “Cüdam”lıktan “Adam”lığa gelir. Adamlıktan da ötesi vardır. Buna da “Adem” denir. Cüdamlık aşamasında olanlar bunları ne bilir.

Cüdam dediği insanoğlunun ham halidir. Eğitim ve öğretimden geçerek insan “Adam” olur; ama, insan-ı kamil değildir, sıradan bir kişidir… Adem (yokluk mertebesi) olmak kendi nefsini terbiye etmektir…

Cüdam: İnsanın nefisine (şeytana) tutsak olduğu mertebe. Adam: nefsini denetleme mertebesidir. Adem ise insan-ı kamil olarak vuslata kavuşma erme mertebesidir.

İyi ya da kötü bir fikir adamına ““canim benim, baltacim. sevgiler sunuyorum baltacim. sen bi tanesin. sevgili baltacım” deyenler cüdamlık mertebesindedir. İşte benim amacım: cüdamlık mertebesinde olana isterse adam olmanın yollarını göstermek; bundan sonra da “adem” (insan-ı kamil) olma isteğini vermektir.

Önce şu alaycı üsluptan vazgeçin; sonra şu eşcinsellerin kullandığı sözcükleri terk edin.

Düşmanınız da olsa, kafir-müşrik de olsa; ona, denli edepli bir insan örneğini gösterin.

Var mısınız buna..Şimdi kalın sağlıcakla…

Av. Hayri Balta, 17.4.2004

+

slm balta

73 yaşına gelmişsin ama bi baltaya sap olamamışsın farkında mısın?

hayatımda senin kadar saçma yazan birini görmedim.çok büyük ustam dediğin adam İlhan Arsel denen esfeli safilin herif dine kurana peygambere küfretmekten başka bişi yapmıyor.ama sen ne diyorsun.yok aslında tanrı var ama sizin dediğiniz gibi değil.ne yani şimdi sana mı inanalım hocan denen denyoya mı? Hem tanrı var diyorsun kurandan alıntılar yapıyorsun.hem de önünde saygıyla eğilmeyi bırak yerlerde süründüğün aziz üstadın İlhan Arsel denen hödük alabildiğine azılı ateist.adam ebu lehebi solda bırakacak be.sitesinde islamiyetgercekleri.org denen siteye link var. Girdin mi hiç bu siteye.

sana tavsiyem şurada gelmişsin 73 yaşına bırak insanları da biraz ahireti düşün.kendin ne yaparsan yap ama insanları daha fazla zehirleme ve rahatsız etme.

hem kuranı örnek veriyorsun.ama kuranın örtünün ayetlerine alabildiğine karşısın.bu ne ayak.namazı düşünce olarak açıklıyorsun. sünneti tanımıyorsun. açınmak mı modernlik.bak bunlar gerçekten baltalık.galiba senin balta olman kaderin.73 yaşına gelmişsin.ne desem boş.ne desem cevabın hazır.tek isteğim adam gibi yaz.kafiyeli yazacam diye çok saçmalıyosun ve çok itici yazıyosun, tamam şiir yazma demiyoz ama bari yazışırken düz yaz ya.

daha fazla yazacaktım ama inanıyorum ki boş. Peygamberimiz ebu cehilin kapısına defalarca gitmiş, bıkmadan, usanmadan.bende giderdim ama sanırım faydasız.neyse.

sen, hocan,epru denen hanım hepiniz ümitsiz vakalrsınız.sizinle defalarca tartışırım.ama galiba boş.tek isteğim insanları inaçları yüzünden aşağılamayın.hor görmeyin.puta tapan budisti aşağılamıyorsunuz, ama türban takan müslümanı aşağılıyor insan yerine bile koymuyorsunuz. lütfen. İnan insanları yargılamayın. Kendiniz yargılandığınızda nasıl rahatsız oluyorsunuz değil mi?

Fry, 17.04.204

+

Sen delisin be

Hanibal, 17.4.2004

+

Merak etme siğircim, deyyus…

Hanibal, 17.4.2004

+

Her ikisine de yanıt:

“Aferin oğlum memet, sen bu yola devam et!”

H.B. 17.4.2004

+

Balta naber…

(Cindy ile Kazım’dan tam 149 tane gönderilmiştir:

deli@dana balt, 19.4.2004

+

Ulan dalama şeytanın dölü sensin.

hayree@balta.co.uk, 20.4.2004

+

naber lan hödük,

görüşmeyeli oldu baya bi ses ver yaşıyon mu öldün mü? lazımsın sen bize. yoksa kim gösterecek bize doğru yolu dimi ama hade bakem cevap beklerim.

mm, 22.4.2004

+

mm adlı Cüdam,

Yamansın vesselam.

Adın adres defterine işlenmiştir. Bunun ne demek olduğunu bilmek gerektir.

Ne dediysem o!  “Aferin oğlum memet, sen bu yola devam et!”

Mevlana müritleriyle dergahında muhabbet ederken. Senin gibi Cüdam’ın biri bakmış, gülmüş, alay etmiş pencereden.

Müritlerinden biri Cüdamı yakalayıp tokatlamak istemiş. Mevlana ona seslenmiş: “Karışma, o bizim varlığımızın farkına vardı. Cüdamlığı bırakıp adam olmadığı takdirde kalmaz yaşamının tadı…”

Bilmem anladın mı?

Şimdi kal sağlıcakla, Allah hidayet eylesin sana.

H.B. 22.4.2004

+

“Cindy Crawford ve Asim…”’dan 149 tane daha…

dalama@dbalta.de, 26.4.2004

+

“Cindy Crawford ve Asim…”’dan 149 tane daha…

Konu bölümünde: “naber lan dümbük…”

dalama@baltacik.ip, 27.4.2004

+

—– Original Message —–

From: “m m ”

To: Sent: Thursday, April 22, 2004 4:26 PM

Subject: naber lan hödük

+

naber lan görüşmeyeli oldu baya bi sesver yaşıyon mu öldün mü? lazımsın sen bize.yoksa kim gösterecek bize doğ?ru yolu dimi ama hade bakem cevap beklerim.

Mm, 24.4.2004

+

——- Original message ——-

From:  hayribalta  <hayribalta@superonline.com>

Date: Thu, 22 Apr 2004 20:36:29 +0300

Subject: Re:  naber lan hödük: Ne dediysem o!  “Aferin oglum memet, sen bu yola devam et!”

mm adli Cüdam,

+

hayri balata merhaba

Şimdi sen benim cahil, kör ve saygısız bir insan olduğumu düşünüyorsun değil mi? öncelikle sitende bana yer  ayırdığın için teşekr ederim.

mailinde allah sana hidayet etsin demişsin.ama sitende allah olarak (daha doğrusu tanrı) bilgelik, ahlak erdem gibi  kavramları  göstermişsin.bu nasıl bir çıkmaz.ne demek istiyorsun.

cüda nın ne demek olduğunu senden daha iyi biliyorum merak etme.sana uzun uzun yazamayacak kadar meşgul  birisiyim.şimdi benim sana yaptığım saygısızlık oluyor.peki senin müslümanlara yaptığın ne oluyor.başını örten  masum kadınlar? aşağıladığın yetmiyor mu? onları adi, aşağılık x karikatürlere taşıdığın yetmiyormuş bunlar hakaret  değil mi? bir insanın inancıyla dalga geçmekten daha tehlikeli ve daha aşağılayıcı ne olabilir söyler misin? sen müslümanlarla dalga geçmeye devam ettiğin sürece ben veya başkalarıda seninle dalga geçmeye devam  edecektir.merak etme…

ismimi yerimi söylesem gelip kapıma mı dayanacaksın ne yani.senden herhangi bir çekincem mi var sanıyorsun.yanılıyorsun balata.çook yanılıyorsun. cind yi bilirsin.cind crawford.tam senin hayallerindeki gibi bir kadın değilmi? baş örtüsü yok.hatta hiçbir örtüsü yok.modern erdemli yüce bir kadın.bizim kapalı kadınlarımız gibi aşağlık bir sürüngen değil değil mi?  çok hödüksün ya.o fıkranın ne anlamı olduğunu anlamaya çalışıyorsun hala.düşün.çooook düşün.senin gibi yüce  duyguları olan birisi bunu nasıl bilemez.

bak sitende gördüğüm en güzel cümle.ama ne yazıkki biraz uygulama yoksunu sanırım.çünkü sana gelen hiçbir eleştiriye olumlu bakmamamışsın.hep sen haklısın hep sen.  tama balata sen haklı sın ya.

Bilmediklerimiz, yanılgılarımız olabilir. Bu konuda bilmediklerimiz, yanılgılarımızı edep dairesinde bize gösterenlere teşekkür edeceğimiz gibi saygı da duyarız.

Av. Hayri Balta, 25.4.2003

+

Sayın mm,

Önce saygı, sevgi, anlayamamışsınız beni…

Hayvanlar koklaşı koklaşı; insanlar, konuşu konuşu anlaşmalı denmemiş mi?

Dindarım deyen bir insan kâfir de olsa bir başkası ile alay eder mi?

Bak sana senin kitabından yazıyorum:

“Hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir şekilde mücadele et!” (16/125)

“Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler.” (K. 17/53)

Daha bunun gibi onlarca güzel sözler var senin dininde ve inancında…

Bak bakalım yaptıklarına, söylediklerine bunun yeri var mı insanlıkta?..

“naber lan hödük, naber lan, hayri balata”

Böyle alay etmek yakışır mı bir başkasıyla aklı başında olan bir adama?

Şu “cind crawford ile Kazım” fıkrası ne anlama geliyor?

İki de bir en az 150 tane olmak üzere gönderliyor…

Hayri Balta, bu fıkrada ne söylenmek istiyor vallah da billah da bilmiyor…

“.., başını örten  masum kadınları aşağıladığın yetmiyor mu?” demişsin.

Başörtüsünden rahatsız olana Allah lânet etsin!

Benim isteğim Allah’ın en güzel yaratığı kadınlar, kızlar kadın olduğu için ezilmesin. Sanki bir suç işlemiş gibi kendini gizlemesin…

Bir erkek gibi erkeğin yüzüne baksın. Erkek de nefsine hakim olsun; kadına sulanmaya kalkmasın..

KISACASI: Benim rahatsızlığım “Aman, ülkemiz şu Taliban yolundan gitmesin!”

Türbana, Çarşafa, Burkaya “Allah’ın emri demesin!”

Böyle demek “Allah’a hakarettir!”.

Çünkü “Allah, hükmünü yerine getirendir.!” (K. 13/41)

Eğer Türban, çarşaf Allah’ın emri olsaydı,

6 milyonluk dünyada 5 milyar insan binlerce yıldır başı açık yaşamazdı…

Bir göndermede aynı içerikte 150’ye yakın anlamsız ileti yollamazdı.

“naber lan hödük, naber lan, hayri balata” diye kafir de olsa bir insanla alay edilir mi?

Müslümanım diyen bir insan “Ey inananlar, bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin. Belki (alay ettikleri kimseler) kendilerinden daha iyidirler.” (K. 49/11) diyen kitabını çiğner mi?..

İyi ya da kötü fikir üreten birine küfür edilir mi? Alay etmek, küfür etmek psikiyatride kişilik bozukluğu değil mi?

“cüda nın ne demek olduğunu senden daha iyi biliyorum merak etme.sana uzun uzun yamayacak kadar meşgul  birisiyim.” demişsin bir de; “Cüda” ayrı ayrı kalmış, uzak düşmüş anlamına gelir. Kafese konan kuşa Cüda gibi etme güzel kuş denir.

Cüdam ile olgunlaşmamış, ham kalmış insanlardan söz edilir.

Sahi uzun uzun yazamayacak kadar meşgul olan biri 150’ye yakın iletiyi zaman bulup da nasıl gönderir?

Bu nedenlerle sizleri Allah’a havale ediyorum.

İyi niyetli bir dindarı başkasını taciz eder mi? Bir başkası ile alay edene ve de  küfür edene “Allah sizi islah eylesin!” denmez mi?..

Bende hizmet etmek yok kötülüğe (Şeytana)… Şimdi kalınız sağlıcakla.

H.B. 1.5.2004

+

?? alooo

dümbük sana mail yazdık dimi adam gibi cevap versene hödük bozma adamın asabını ade

mm, 4.5.2004

+

(Yukarıdaki 1.5.2004 tarihli yazım4 4.5.2004 tarihinde göndermem üzerine gelen…)

mrb balata

kızma hemene bana, ne dedi ki bu arkadaşın sana, şimdi sorarım sana,
ben mi seninle daha çok dalga geçiyorum yoksa sen sitendeki karikatürlü yazılarla müslümanlarla mı daha çok.cevap ver bana.

sitendeki o karikatürleri kaldırmadıkça ben veya başkaları daha çok dalga geçecektir. Sen insanların inançlarıyla dalga geçiyor ve bunun adına fikirlerini söylemek diyorsun.bende sana maillerimde fikirlerimi söylüyorum anladın mı?

sen sitende nasıl karikatür yayınlıyorsan bende sana fıkra gönderiyorum.nede
olsa kapalı müslümanlara bakarken güldüğün gibi bu fıkralarada gülüyorsundur sanırım.

sayın balta.sitendeki karikatürleri kaldırmanı istiyorum.dinsiz köpeklere uyma eğer varsa dinin.bide kurandan sadece işinin yaradığı şeyleri çekip çıkarma.al sana madem kurandan istiyorsun örnek.

26/100- İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok.”

26/101- “Candan bir dostumuz da yok.”

26/102- Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.

26/103- Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi.

26/224- Şairlere ise haddi aşan azgınlar uyarlar.

26/91,92,93- Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allahı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mi veya kendilerini kurtarabiliyorlar mi?” denilecek.

2/11- Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak islah edicileriz!” derler.

2/12- İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.

2/13- Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mi edelim?” derler.İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.

4/88- Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Allah onları yaptıkları işlerden dolayı başaşağı ederek eski konumlarına (küfre) döndürmüştür. Allah’ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, sen onun için asla bir çıkış yolu bulamazsın.

24/31- Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut okullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin  oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış
hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarınıyere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!

16/22- Sizin ilahınız tek bir ilahtır. Ahirete inanmayanların kalpleri bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar.

10/17- Artık, Allah’a karşı yalan uydurandan veya O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kimdir? Şüphe yok ki (böyle) suçlular asla kurtuluşa ermezler.

16/116- Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah’a karşı yalan uydurmak için, “Şu helâldir”, “Şu haramdır” demeyin. Şüphesiz, Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler.

sayın balta bilmem yeterli mi; lutfen bu mailimede cevap bekliyorum.özellikle 26/224 nolu ayeti bana bi açıklarsan çok sevinirim. kendine iyi bak.sana hakaret etmek alay etmek meraklısı değilim.işim gücüm var.yeterki sende inananlarla alay
etme.

kal sağ lıcakla…

mm, 1.5.2004

+

naber balata ya sesin çıkmaz oldu. ayıp ediyosun ha. ses verde yaşıyor msun bilelim.memleketin senin gidi aydınlara ihtiyacı var.hade bakiim.bi ses ver.

+

hede@hodo.bal” adresinden yukarıdaki iletiden 149 tane alt alta gönderilmiştir. 17.5.2004

Bu edepsiz ve densize yanıt verme gereği duyulmamıştır. H.B. 17.5.2004

+

Densizlere,

Yaptıklarınızı kötü insanlar yapar; iyi insanlar  yaptıklarınızı yapmaz, yaptıklarınız iyi bir insana yakışmaz..

Din ilminde kötülüğe hizmet edenlere Şeytana hizmet ettiği için “Şeytanın dölü” denir. İyiliğe hizmet edenler de “Tanrı’nın dölü” olarak nitelenir.

“Şeytanın dölü” derken amacım sizi aşağılamak değildir; yaptığınız işin kötü olduğunu bildirmektir.

Yaşamım boyunca düşüncelerimden ötürü bana hakaret edilmiştir. Ben çocukluğumda kavga ederken bile kimseye sövmemişimdir.

Amacım yaptığınız işinin kötü bir şey olduğunu bildirmektir. Eğer hakaret olarak algıladıysanız ilk işim sizlerden özür dilemektir.

İyi insan, hele dindarlık savında bulunuyorsa, kimseyi incitmemelidir.  Sizlere ne denir, düşüncelerinden ötürü birine hakaretten zevk aldığınıza göre, dense dense kötülüğe (Şeytana) hizmet eden biri denir.

Dinlerin bir amacı vardır: O da insanın nefsini terbiye etmesidir. İnsanım, dindarım deyen insan önce nefsini temizlemelidir. Tanrı’yı bilen ve ondan korkan bir insan, inancı ne olursa olsun, hakaret etmemelidir…

Hem sizlerin adı adresi yok mu? Kişiliğini gizleyen bir kişinin söylediklerinin kıymet-i harbiyesi olur mu?

Hem “Allah’tan başka kimseden korkmayız!” dersiniz. Hem de kimliğinizi gizleyerek kötülüğe (şeytan’a) hizmet edersiniz…

Sen önce şu Cindy ile Kazım ilişkisi ile ne demek istediğini anlat. Anlat da git yatağında yat rahat rahat…

Hır- gür ahmağa mahsustur. Hır-gür edenler karşısında susulur.

Ben sizlere ne deyim. İyisi mi sizleri Tanrı’ya havale edeyim… Tanrı sizleri ıslah etsin diyeyim…

H.B. 20.4.2004

+

Suat Kocaman,

Sayın Balta,

Beylerde ( yada beyde) eksik olan terbiye. Üzmeyin kendinizi. Tonlarca görmüşsünüzdür yaşamınız  boyunca.

Antik cağda yasamış bir düşünür (adini unuttum simdi ) söyle diyor. ” Fikirlerinize katılmıyorum ama bunları özgürce söyleyebilmeniz için canimi veririm ”

Demokrasi, söz, düşünce özgürlüğü……. Yaklaşık  20 senedir Almanya’da yasıyorum.

Almanlar şöyledir, kültürleri böyledir, biz böyleyiz diye atıp tutarız kendi aramızda.

Bitiyorum bu Alman ( yada Avrupalının) ” söz, düşünce özgürlüğü ” anlayışına.

Biz birazcık bizden farklı düşüneni, farklı olanı düşman biliriz, dışlarız, konuşturmayız.

Terbiyesiziz sizin anlayacağınız.  Herhalde bu terbiyesizliğin bir kısmını da  İslam’ın  acımasız, başkasına yasam hakki vermeyen  kati öğretisinden almış olmalıyız.

Başkasına saygısı olmayanın kendine saygısı olur mu ? Adam fikirlerini bir Site kurmuş yazıyor. İsine gelmezse okumazsın. Madem sana göre saçma anlatıyor. Vaktini neden harcıyorsun bu saçma şeylerle ve ” pis aydınlanmayla ”  Okumazsın olur biter. Birde vaktini yine harcıyorsun oturup mesaj yazıyorsun.

Rahmetli babam  söyle derdi . Affınıza sığınıyorum….( Arap cani sıkılınca terazide şeylerini tartarmış )

Bunlarda böyle, can sıkıntısından anlamsız şeyler yapıyorlar.  Bu beylere ( yada  beye) önerim birer terazi satın almalarıdır. Böylece  can sıkıntılarını gidermiş olurlar.

Selamlar, sevgiler

Sağlıcakla kelin üzmeyin kendinizi

Suat Kocaman, 18.4.2004

+

Sayın Kocaman,

İlginize teşekkür eder sevgiler sunarım.

Sağlıcakla kalınız.

H.B. 18.4.2004

x 

Mam Hup Şaralop,

Sayin Hayribalta,

Din kitapları insanları doğru yola yöneltmek amacı ile yazılmıştır, fakat insanlar bu kitapları maalesef istedikleri gibi yorumlamışlar ve kendi çıkarları için kullanmışlardır.

Sorunuzu tam anlayamadım kusura bakmayın biraz daha acık şekilde sorarsanız size yardimci olmaya çalışırım. hürmetler,

Mam Hum Saralop, 1.5.2004

+

Sayın Mam Hup Şaralop

Önce saygı, sevgi ama; niçin Mam Hup Şaralop? Başka e-posta adresi mi yok…

Bilmiyorum, hangi yazımdan alındın da bu iletiyi gönderdin bana…

Diyorsun ki: “Din kitapları insanları doğru yola yöneltmek amacı ile yazılmıştır, fakat insanlar bu kitapları maalesef istedikleri gibi yorumlamışlar ve kendi çıkarları için kullanmışlardır.”

Peki insanlar, bütün dinciler, bütün inananlar, durup dururken niçin birbirinin canına kıyıp malını yağmalamıştır?..

Anlaşılan Nam Hup Şaralop benim sitemdeki birçok bölümleri okumamıştır.

Peki bu tek Tanrılı dinlerin kutsal kitaplarındaki şiddet ayetleri nasıl yorumlanacaktır? Şiddet ayetleri Sitemizin Kuran’dan bölümünde tek tek sıralanmıştır…

Nam Hup Şaralop dostum, bütün dinler başkalarına tahakküm etmenin en kolay ve sağlam yoludur.Böylece ekonomik durumu zayıf olanlar zengin olmanın yolunu bulur.

Bunlardan İsa gibi birkaç tanesini ayrı tutarak; Musa’nın, Davut’un, Süleyman’ın, Muhammed’in ve de çevresinde ona hizmet edenlerin servetlerine bak…

Bütün dinler uygulanan şu şekliyle insanları Tanrı’dan uzaklaştırır. Her din inananlarını kendi kurallarına inandırmaya çalışır. Oysa kutsal kitaplar da çok güzel tümceler de vardır. Bu tümcelerin kimisi beşeridir; kimisi, ilâhidir.

Marifet, beşeri olanla ilahi olanı bulmaktaır. Beşeri olanı bir yana bırakıp ilâhi olanı yaşamına uygulamaktır.

Örneğin: Kutsal kitapta: “Tanrı’ya yaklaşın; O da size yaklaşacaktır.” (Yakup’un Mektubu. İncil. Matta, 4/7)

Bu tümce ise Kuran’da aşağıdaki şekilde: Eğer Allah’a yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayağınızı sağlam basmanızı sağlar.” (Y. N. Öztürk çevirisi, K. 47/7) dile getirilir.

Ne var ki Tanrı bilgisinden yoksun bizim ilâhiyatçılar  bu tümceyi “Allah’ın dinine yardım ederseniz” anlamında çevrilir.

Varsa eğer Allah’ın dini; dine yardım edilmez, ancak uyulur… İşte ilâhiyatçılar insanları bu şekilde Allah’tan uzaklaştırır.

Allah’ın dininde vurma öldürme, ganimet ele geç irme yoktur. Tanrı tek olduğu gibi dini de tektir. Allah dinini yaşamak için bütün insanları barışa, kardeşliğe, doğruluğa, dürüstlüğü, anlayışa, hoşgörüye getirmek gerekir…

Allah korkusu olan İnsanların birbirine anlayış göstermesi,  barış içinde yaşaması; sevin, sevilin, sevişin kesinlikle birbirinizi öldürmeyin, malını yağmalayıp ırzına tecavüz etmeyin demeyi gerektirir…

Şimdi söyle bana Mam Hup Şarolup ne anlama gelir? Mam Hup Şarolup’a

Böyle güzel sözleri sana kim söylemiştir.

Bana biraz gayri ciddi geliyor…Şimdi kal sağlıcakla, saygılar, sevgiler sana.

H.B. 1.5.2004

Abidata,

Sehr geehrter hayribalta

Sayfanızı tetkik ettim, Hiç de tatmin edici değil, tam tersine inanın karanlık ve de yabani,hatta hayvandan daha aşağı düşürüyorsunuz. Diyorsunuz ki insanin kendi karakterleri  ve yaratması- tanrı diyorsunuz.Jon Maslier bile Ki kendisi Materyalizmin babasıdır. Bu Herif bile sizin yazdıklarınızı (düşüncelerinizi) Bırakın bir insanın düşünmesini, hayvanların bile böyle hezeyanları düşünemeyeceklerini söylüyor. Eğer siz gerçekten inatça: Alken, fikren, vicdanen, kalben, anlamak ve idrak etmek isterseniz, sizi davet ediyorum.

Buyurun……http://www.risale-inur.org/nurrisaleFrameset-1.htm

Mit freundlichen Grüßen

Abidata Team

info@abidata.de, 05-03.2004

+

Sayın Abitada Team,

Önce sana selam edeyim, sonra da diyeceklerimi diyeyim.

Öncelikle şunu belirteyim; ben, Allahsız, dinsiz değilim; ben, kendi Tanrı ve din anlayışımı dile getirmekteyim…

Beğenip beğenmemen senin sorunundur; düşüncelerim benim onurumdur.

Biz hayvan değiliz; aklımız var, inceleriz; gerçeği bulmak için mâna âleminde yüzeriz…

Sizin başka düşünce ve inançta olmanız da haktır… Allah’ın isteği gereği abitada ile Hayri Balta farklı farklı düşünecektir…

İslam dünyası doğuşundan bu yana mümin-kâfir ayrımı yaparak; kendisi gibi düşünüp inanmayana karşı, “İmana gel ya kâfir! diyerek cihat açmıştır… Bu savaşlar sonucu bol bol ganimet topladıktan sonra derin bir uykuya yatmıştır; insanlığa, bilim alanında hiçbir katkı yapmamıştır…

Örnek vereyim: Yeryüzünde 20.000 buluş (icat) yapılmış; bu mucitlerden bir tanesi olsun İslam dünyasından çıkmamıştır…

Hepsi İslam’ın temel kitabı Kuran’da ve Hadis’te varmış; varmış da bunu bulup çıkaran bir Müslüman niçin çıkmamıştır?

Daha bu tür binlerce soru çıkar eğer Allah’ın verdiği aklı kullanırsanız…Bu konuda akıl yürütmeyerek kuru kuruya Allah deyip durursanız; Afganistan’ı, Irak’ı işgal ederek ırza geçen, işkence yapan kâfirlerle nasıl başa çıkacaksınız?

Aklı olmayanın dini olmaz demiş din bilginleri; soruyorum nedir aklın görevi, Yalnızca Kuran ve Hadis kitaplarını ezberlemek mi?

Kuran ve Hadis kitaplarına verirseniz kendinizi; Amerikan ve İngiliz gavurundan kim kurtaracak sizi?

Allah mı? Allah yardım etseydi dünyanın her yerinde terörist diye kurşunlanan Müslümanlara yardım ederdi? Nedir sahip çıkmamasının nedeni? Ben söyleyeyim mi, nedir nedeni? Bunun nedeni Allah’ı bilmemesi…

Gelin aklımızı, sağduyumuzu, vicdanımızı kullanalım…Bize hiçbir yararı olmamış ve olamayacak bir anlayışa sapmayalım…

Şimdi kal sağlıcakla, yeniden selam sana…

Av. Hayri Balta, 3.5.200

X

Yalçın Koçak,

Sayın Hayri Balta , daha önceki maillerimde belirttiğim  gibi yazılarınızı her gün okuyorum hata diyebilirim ki kaçırdığım yazınız yok.

Sitenizi her gün hatta bazı günler birden fazla ziyaret ediyorum özellikle İlhan Arsel Okulu ve Okurlardan Mektuplar çok ilgimi çekiyor.

Bazı arkadaşlara da söyledim; onlarda ziyaret ediyorlar, bazılarına da çıktı veriyorum…

Yalçın Koçak, 13.5.2004

X

Hüdai Yavalar,

Sayın Hayri Bey, Uzun zamandan beri sizlerle haberleşemedik.; fakat sizlerin; öğretici, akla yakın, samimi yazılarınızı her zaman okuyarak çok bilgiler ediniyorum.

Çok sevdiğim ve takdir ettiğim Sayın İlhan Arsel’in yazılarını bizlere göndermeniz beni çok mutlu ediyor.

Sayın Levent Ertürk’ün yazısı da çok güzeldi.

Sağlıklı günler için de mutluluklar dilerim.

Sizleri çok takdir eden bir dostunuz…

Hüdai Yavalar, 16.5.2004

X

Noreply,

Nedir bu ya nesiniz siz?

Üff!

Noreply, 17.5.2004

 

Sayın Noreply,

İnsanım, T.C yurttaşıyım.

Düşünmekteyim, araştırmaktayım..

Daha başka ne yapmalıyım?

Saygılarımla,

H.B. 17.5.2004

X

Sayın MM,

Anlaşılan ilgi göstermektesin bana. Adam senin yaptığını yapar mı ilgilendiği adama.

“mrb balata” diye başlıyorsun her gönderdiğin mektubuna. Benim soyadım “balata” değil “Balta”. Bir de diyorsun benim amacım alay etmek değil vallaha…

Şu alaycı satırlar kime ait: “kendine ii bak.sana hakaret etmek alay etmek meraklısı değilim.işim gücüm var.yeterki sende inananlarla alay etme.kal sağlıcakla…”

Yazma ve noktalama kurallarındaki yanlışları düzeltmiyorum. Senin gibi Kuran bilgisi olan adama bunları yakıştıramıyorum. Bu kadar sallapati yazı yazmanı cahilliğine değil de işlerinin çokluğuna bağlıyorum.

Aşağıdaki iletilerinden birinde “kızma hemene bana, ne dedi ki bu arkadaşın sana,” diyorsun. Benim Kuran bilgisi olan kardaşım; uyuşturucu mu aldın, içki mi içtin, meczup musun, kendinden mi geçtin? Söylediklerini niçin bilmezden gelirsin?

Şimdi bak dediklerine… Yakışır mı bunlar senin gibi işi gücü çok birine? “ıı alooo dümbük sana mail yazdık dimi adam gibi cevap versene hödük bozma adamın asabını hade naber lan hödük:”/naber lan hödük/naber lan hödük naber lan görüşmeyeli oldu baya bi sesver”

Anlaşılan nefs-i emarenin (Şeytanın) emrindesin. Dikkat et de bu nefsi emmaren seni daha fazla fingirdetmesin…

Alaylarınla, saldırganlığınla, küfürlerinle beni yanına çekemezsin. Ancak ve ancak güzel ahlakın, edebî üslubunla beni kendine çekebilirsin…

Bir de şu çarşaflı karikatürler konusunda beni tehdit etmektesin. Sorarım her gün hemen hemen her gazete ve dergide bu karikatürler yayınlanmakta iken sen nerdesin? Niçin şeriatla yönetilen ülkelerde kadınların burkaya, çarşafa sokulduğunu görmezden gelirsin? Sizde hiç mi kadına saygı, sevgi yok; yaratanın yarattığı en güzel varlığı, burka, çarşaf diye tül hücreyle nasıl gizlersin?

Allah bile. “Ben gizli bir hazine idim. Bilinip görünmek istedim; bu nedenle zuhura geldim!” (Hadis) derken; Allah, kendi yarattığı en güzel varlığı niçin gizlesin?

Kuran’da birçok yerde: “Allah’ın hükmünü geri çevirecek kimse yoktur.” (K. 13/41) denir. Allah, hükmünü yalnız Müslümanlara mı geçirir? Allah’tır bu eğer tesettür kendisinin emri ise hükmünü Müslüman olmayanlara da geçirir. Bu da gösteriyor ki tesettür Müslüman’ım diyenlerin tercihidir.

Hem o karikatürleri yapan ben değilim; eğer sende yürek varsa karikatürleri yapanlara kükremelisin?

Diyorsun, bana “karikatürlü yazılarınla “ alay etmektesin İslam’la… Diyorum ki asıl alay eden İslam’la o çarşafı, burkayı giydirenler değil mi kadına?…

Soruyorum şimdi sana benzesin mi bizim ülkemiz Afganistan’a, Suudi Arabistan’a? Unutma, değil şeriat düzenini Ilımlı İslam’ı bile getirttirmezler adama…

Türk ordusu Cezayir Ordusundan daha az bağlı değildir çağdaşlık ilkesine. Hele bir denensin de bak, nasıl yapıştırırlar Osmanlı tokadını adamın ensesine…

Ha sen adını ve adresini versene; niçin gizlenmektesin şu “MM” simgesine? Merak etme, “MM” demekle değilsin serbest suç işlemekte. E-posta ile tehdit etsen bile, bulursun kendinin kanunun pençesinde. Şimdi vereceğim şu haberleri iyi izle:

“E-mail ile tehdit savuran adama 20 yıl hapis…” (Gözcü, 26.5.2004)

Sanma ki “MM” simgemle gönderdiğim iletiden beni bulamazlar. Unutma bu dünyada yaptığının hesabını öldükten sonra sormazlar, bu dünyada sorarlar…

Şimdi de oku şu haberi. İsterim bu haber üzerinde derin derin düşünmeni: “ “Savcılık, gazeteye gönderilen e-mailin izini sürerek  İnsan Güven’i katleden İBDA-C üyesi 9 kişiyi ele geçirdi.” (Dünden Bugüne Tercüman, 18.5.2004)

Asım Yenihaber takma adlı Mehmet Doğan da senin gibi e-mail adresinden beni bulamazlar düşüncesiyle yazılar göndermişti Vakit gazetesine. Gönderdiği yazıda: “Onbaşı bile olamayacaklar General olmuştur” deyince 312 generali davacı olması üzerine çekilmişti mahkemeye.

Davalı 312 generale bir trilyona yakın ödeme yapması için karar verildi. Ayrıca 1 yıldan 3 yıla kadar da hapis cezası istendi.

Vakit gazetesi e-posta ile gönderildiği için yazanın kimliğini bilmiyorum dedi. Mahkeme telekom’a bir yazı gönderdi. Telekom: “Bu yazılar Mehmet Doğan’ın evindeki telefondan gönderiliyor” demesin mi?

Sandılar ki Allah’ın dinine hizmet ettikleri için Allahları kendilerini korur. İyi bil ki Allah insanların işlerine karışmaz seyreder durur…

Peygamberinin Ehl-i beytini, dünürlerini, damatlarını, çocuklarını korumayan Allah  Asım Yenihaber takma adını kullanan Mehmet Doğan’ı ve e-maille gönderdiği yazıları yayınlayan Vakit gazetesini nasıl korur?

Gelelim sorduğun soru üzerine Kuran’ın 26/224 ayetine. Bak ne yazıyor ne yazıyor bu ayetin nüzul sebebinde: “İbn Abbas der ki Hz Peygamber zamanında biri ensârdan diğeri ise başka bir kavimden iki kişi birbirlerini hicvediyorlardı. Her birinin yanında kavimlerinin azgınları, sefihleri bulunuyordu. Bunun üzerine Hazreti Allah bu ayet-i kerimeyi inzal buyurdu.” (İbn Kesîr tefsirinin 3. cilt; 353-354’ten aktaran Abdulfettah EL-KÂDİ)

Ne deniyor bu ayette; eğer Kuran Allah sözü ise ya da benim inandığım gibi Peygamber sözü ise “Birbirinizi hicvetmeyin” diyor. Tam senin bana yaptığına benziyor… Bu sözleri bana değil sana söylüyor…

Sayın “MM”, Mevlana gibi “Hamdım, yandım, piştim!” kendime geldim. Tekkede, tarikatta eğitim öğretim gördüm. Nice fırınlara girip çıktım pişe pişe  gerçeğe erdim…

Densizce, edepsizce benimle alay edip bana küfredenlerin çarpılarak ağzı burnu eğilir. Tam elli beş yıldır bana yapılanlar karşısında senin yaptıkların çok hafif gelir…

Ben ne şeytanlar, ne cinler, ne iblisler, ne insler, ne cinsler gördüm… Bilenler bilir, evvel Allah hepsinin de defterini dürdüm…

Sitemi beğenmiyorsan girmezsin olur biter. Seninki porno profesörün yaptığına benzer. Hem en lüks otellerde porno film izler, hem de ahlak bozuldu diye ahkam keser… Verdiğim bu ders bu gün sana yeter.

Şunun şurasında günde 20-25 kişi siteme giriyor. Bu 20-25 kişi niçin seni böylesine geriyor?

İslam dünyası terörist diye anılıyor. başına bombalar yağdırılıyor. İşkenceden, tecavüzden geçiriliyor; gözlerin bunları görmüyor da beni görüyor.

Şems, bir gün Mevlana’nın meclisine girer. Bir süre dinler. Bakar ki hep dinden, imandan, Hadisten, Kuran’dan söz  ediliyor. Birdenbire patlıyor şöyle diyor: “Yahu sizin hiç mi görüşünüz yok. Niçin  yeni şeyler söylenmiyor da hep  geçmişte söylenenler tekrar ediliyor?” Mevlana görünüşü kurtarmak için: “Dün söylenen dünle geçti cancağızım; bu gün için, yeni sözler söylemek lâzım.” diyor

Günümüzden yedi asır önce söylenmiş bu sözler. Sayın “MM” ise yeni sözler değil eski sözleri söyler… Yeni sözler söyleyene de söver. Sitenden şu şu yerleri silmezsen diye tehdit eder… Yalnız ben değil başkaları da tehdit eder, alay eder, küfreder, der…

İyisi mi çok olan işine gücüne bak. Eğer günah işliyorsam inan ki Allah benden hesap soracak… Buna inanmayıp da Allah yerine hesap sormaya kalkanları Allah Cehennemde cayır cayır yakacak… Benim “cüdam” (çok ham demek…) karakterli “MM” de buna tanık olacak…

Hem unutma bundan sonra bütün yazdıkların girecek sitemin giriş ve ilgili sayfasına… Bu arada gönderilecek okuyucularıma. Okuyucularım bir sana baksın, bir de bana.

Sen ki Müslüman’sın ben ki sana göre kâfirim.  Okuyanlar “Ulan bu nasıl Müslüman!” diyeceklerdir eminim.

Ne işin var senin mâna aleminde… Sen nerede mâna âleminde gezmek nerede? Girdin mi boğulup gidersin mâna denizinde İyisi mi otur oturduğun yerde…. başın girecek derde…

Sevmeye başladım seni… Cudamlıktan kurtulur adam olursun belki…

Son durak “Âdem” olmaktır. Adem olmak ise senden çok uzaktır…

Bilmem anlatabildim mi? Bir insana bundan daha güzel ders verilebilir mi?

Kal sağlıcakla,

Av. Hayri Balta, 27.5.2004