YEDİ KAT MAHMUT

YEDİ KAT MAHMUT

Yaz tam anlamıylasıcaklığınıhissettirmemişti.Gündüzlerineyse de akşamlarıhenüzserindi.Mayısayının son günüüşümekgaripti.Üzerimebirkatdahabirşeyalayımdiyeyerimdenkalktım.Arabamadoğruyönelmişken, dükkânındaziyaretettiğimarkadaşımbenidurdurdu. Hadineysegit al da öyleanlatayım, diyerektatlıbirtebessümleizledibeni.

Arkadaşım, Ankara Kalesi’ndebabasındankalanantikacıdükkânınıbozmamış, kendisimemurluktanemekliolupbuişinbaşınageçmişti.Evdeoturacağımaburadaoturayımdeyip, kendibaşınakalabildiğimtekyerdiyenitelemiştibanaanlatırken.

Döndüğümde, tebessümühalayüzündeydi.Oturbaksana ne anlatacağım. Birkatdahabirşeyalayımdedinyaüzerime, aklımabizimMahmutgeldi. Bizimdiyorum, mahallebenimsemişartıkonu.Zira o da buradayaşar, buradanekmeğiniçıkarır.Ne zamangörsemüzerindeneredeyse on onbeşkatgiysivardır.Üstüstegiydiğipantolonlar, gömlekvekazaklar.Nedenböylegiyinirkimsebilmez, kendine de sorsansöylemez, söylese de konuşmasındanhiçbirşeyanlaşılmaz.Kelimeleriağzındabudereceyuvarlayıpbirandanasılsözedöker, birduysanhayretedersin.

Cumartesisabahısonrasındayaşanacaktelaş, yavaşyavaşkendisinihissettirmiş, tümçevreesnaftekertekerdükkânlarınıaçmayabaşlamıştı.Dükkânönlerineatılansandalyelerdesabahkeyiflerikapıönlerineyayılmıştı. Sabah çayımızıyudumlarken, arkadaşımınsimidineortakolmuştum.

Oncagiysininiçindenasılrahateder, yazkışdemedenkatkatgiyinir, kışaylarıneyse de yaklaşanyazaylarındanasıltahammüledersıcağabilinmez. Kokusundan da yanındangeçilmez.Yıkanmaz da, yıkanmamaktanelleriyüzüziftkıvamındakaradır.İleridekiminkaldığı belli olmayanzamanındaahırolarakkullanılan, şimdiisebutürinsanlarıngünlüğübeşliradansadeceyatılanhandakalır.

Hattabirgündükkânabirrafyaptırmamgerekti. Usta da oradayatarkalkarmış. Yukardabulursundediler.Seslenmiştimamasesimiduyuramamıştım. Yukarı çıktığımdainsanolanoradayaşamazdedimkendikendime, havadaağırbirkoku, bitiböceği de eksikolmazoranın…

Benimdükkânınönünden her geçtiğinde, çözebildiğimdiliyle, “ne haberhacı” der, “işlernasılişler” diyesorar.”Kaç lira kaç” diye o günkükazancımısorar. “Otuzelliarası” derim. Hahay… deyipalaysıbirgülüşatar, çabukçabukyuvarladığıkelimeleriyle ne dediğizarzoranlaşılırken, “ben bile sendençokkazandım, yüzyüz” der yolunadevameder.

Kendisiburadadilenerekyolunubulur.Öyleherkesten de paradilenmez, dilenecekleriniseçer.Yinealelacelebirikikelimeyuvarlareliniaçar, verenverirvermeyene de yinediyeceğini der. Sonra da alaysıgülüşünüyapar.Her gülüşünde o karateninde o sarı dişlerbeyazmışgibiparlar.

Buranınçocukları o ismikoymuşMahmut’a.Buradangeçerken de mutlaka “yedikatMamut, yedikatMamut” diyebağırırlaronadoğru.Konuşmasıylatezatyürüyüşü, çocuklarınonukızdırmasıyla bile değişmez. O da buranındelisi, dilencisigeçinir.

O da buşekildeyaşayıpgidiyor, hattadoğruyanlışbilememamabirkaçdairesi, tarlasıvarmışüzerinetapulu…

Yeniyaptığımtablolarımıarkadaşım, itirazsızalıpvitrindiyekullandığıcamekânın en iyiyerinesergilemekiçinyerleştirmişti.Arkadaşıma, “sat da kaçasatarsan sat” diyebıraktığımtablolarımıteslimedip, birsonragörüşmeküzereayrılmıştım.

YenerBalta, 30 Mayıs 2010

+
Yener,
Çokgüzelolmuş, iyianlatıyorsun.
Beni de kıskandırıyorsun.

Zatenöyküdemekanlatıdemek..
Sendevar, doğuştanbuyetenek…

Kutlarım…
HB, 31.5.2010