TERCiHiMiZ POLiSLiK

TERCiHiMiZ POLiSLiK

Ev telefonumu kullanmadığım halde fazladan para ödüyor, sırf internet için kapattıramıyordum. Bütün gün iş yerinde bilgisayarın başında olduğumdan, hem evde başka şeylerle uğraşırım deyip kapattırmıştım. Bir yılı evde internetsiz geçirmiş, yeni bir kampanyanın cazibesine dayanamayıp AVM’lerin orta koridorlarında Türktelekom’un hizmet masasına yanaşmıştım.

Biri kız, diğeri erkek eleman üniversite sınavında aldıkları puan ile hangi okula girebileceklerini konuşurlarken sohbetlerini merhabamla araladım.
Yanımda duran kampanya afişini göstererek, “İnternete bağlanmak istesem sadece 19 TL. ödeyeceğim öyle mi?” dedim.
“Evet, ev telefonunuz var mı?
“Hayır yok.”
“Biz size arama yapmadığınız sürece ücret ödemeyeceğiniz, akşam 7’den sabah 7’ye aradığınızda yurtiçi, yurtdışı ücretsiz konuşabileceğiniz yeni bir hat vereceğiz.”
“19 TL.’nin dışında para ödemeyeceğim doğru mu? ” diye bir kez daha doğrulatmak istedim.
“Evet, bir kerelik 23 TL. ödeyeceksiniz, hizmet bedeli olarak ücrete ilave edilecek. 12 ay boyunca sözleşme yapmış olacaksınız, aboneliğinizi iptal edemeyeceksiniz.”
Açıklamasının ardından,
“Eğer abonelikten çıkmak istersem?” sorumu, yanındaki kız cevapladı.
“Çok yüksek bedeller ödersiniz, en iyisi kalın!” diyerek gülümsedi.
Bir süre yüzüne baktım. Ne var dercesine o da bana bakarken, “O güzel gözlerini gözlerimden çekersen konuşabileceğim!” dediğimde her üçümüzde gülüştük…
“Peki” deyip gözlerini kaçırdı, iltifatımdan mutlu olarak.
Sıra sözleşme kağıtlarını doldurmaya geldi.
T.C. Kimlik numaranız, adınız soyadınız, yaşınız, doğum yeriniz gibi zorunlu soruları, soru cevap testi çözer gibi doldurduk.
“Mesleğiniz?” dedi.
“Grafik tasarımcı” dedim.
Başını kaldırıp bana baktı, “harika” dedi, “benim de çok istediğim bölümlerden biri” dedi.Arkadaşına doğru yönelerek, “yetenek sıavını kaçırmayalım” dedi.
“Öncelikli tercihimiz polislik olsun ama” diyerek, ekledi.
“Grafik tasarım ile polislik apayrı meslekler!..Nasıl olur da ikisinide yapabileceğinizi düşünebiliyor sunuz?” diye sordum.
Belli ki biran önce bir meslek sahibi olabilmek, üniversiteye giremediğinde çaresiz kalmamak için bu şekilde düşündüğünü aklımdan geçirdim.
“Ne yapacaksın polis olup da?” diye sordum.
Bana bakıp, duraksadı! “Polis olacağım, memur olacağım işte!” dedi.
“Peki sen, görevin gereği aldıkları ücretten dolayı geçinemeyen işçilerin hakkını ararken bulundukları eylemde, onca masum insana ‘bunları döveceksiniz!’ dediklerinde; kafalarına copu indirebilecek misin?
“Sen, görüşlerinden dolayı seslerini hükümete duyurmak için toplanmış onca insanın üzerine, biber gazı sıkabilecek misin?”
“29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak için Anıtkabir’de toplanan o çoşkuluğu kalabalığa hükümetin başı, ‘Milli bayramlarda kutlama yapılmayacak! Kalabalığı dağıtın!’ dediklerinde üzerlerine tazikli su sıkabilecek misin?”
” ‘Laiklik elden gidiyor!’, düşüncesiyle dinin devlet işlerine alet edildiğini protesto eden onca kalabalığa dağılın derken zor kullanabilecek misin?
“Sorarım sana?” dediğimde, sesiz kaldı.

Birkaç hafta geçmişti aradan internete bağlanamıyordum. Arızayı aradım, bu numaraya ait kayıtın bulunmadığını söylediler.Cep telefonundan mesaj yolladım, olmadı.Direkt Türktelekom’u aradım yine sonuçsuz kaldı. Yüzyüze çözüm bulacağımı düşünerek başvuru yaptığım yere gideyim dedim.
Yine aynı elemanlar oradaydı. “Merhaba” dedim erkek olana, “beni hatırladınız mı?” Gülümsedi, duraksadı!..
“Nasıl hatırlamam, daha dün aklıma geldiniz. Facebook’da arkadaşım bir fotoğraf paylaşmış.Fotoğrafta, öğrenciler kaçışırken, bir polis kızın ayağına çelme takıyordu. Altında da şöyle yazıyordu; “Bu polisi yetiştiren ana baba, kendileriyle ne kadar gurur duysa azdır. Ne de olsa iş güç sahibi bir evlat, ahlak erdem olmasa da olur.” yazıyordu.
“Teşekkür ederim size, farkındalık yaratınız bende…” diyerek internet bağlantım için elinden geleni yaptı.
Yener Balta, 16 MAYIS 2013

+
YENER
YİNE GÜZEL BİR KONU YAKALAMIŞSIN.
GÜZEL DE ANLATMIŞSIN.
KUTLARIM, SEVİNİRM, SENİNLE ÖVÜNÜRÜM…
HAYRİ BALTA, 17.5.2013